Kanuna ve Yetki ve Usulde Paralelik İlkesine Aykırılık
Bir Kamu Kuruluşunda 1 yıl süreyle vekaleten yürüttüğüm üst düzey bir göreve 657 sayılı Kanunun 71 ve 76. maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince üçlü kararname ile asaleten atandım.
Atandıktan sadece 1 ay sonra Bakan atadığı tüm üst düzey bürokratlardan tarihsiz dilekçe aldığı gerekçesiyle bana da şiddetli manevi baskı ile icbaren tarihsiz istifa dilekçesi yazdırarak aldı. Ertesi gün hiçbir gerekçe olmaksızın (disiplin soruşturması veya olumsuz sicil gibi) sadece bila tarihli istifa dilekçesine istinaden yazarak üçlü kararname ile atandığım görevden beni sadece kendi imzası ile yani Bakan onayı ile görevden aldı ve göreve atanmadan önceki bulunduğum kadrodan bile yaklaşık 200 YTL daha az maaşlı bir başka göreve atadı.
Ben de İdare Mahkemesi’nde dava açtım. Davalı İdarede tarihsiz istifa dilekçesi alınmasının bir teamül haline geldiğine dair bir sürü hukuki deliller sundum. Bir işlemle 2 kez mağdur edildiğimi yani atanmadan önceki maaşımı da kaybettiğimi belirttim. Üçlü kararname ile atandığım bir görevden Bakan onayı ile alınamayacağımı da yazdım. Ancak İdare Mahkemesi bunların hiçbirini dikkate almadı ve karar aleyhime alındı.
Sonra Danıştay’a temyiz müracaatında bulunarak dilekçemi verdim.
Siz değerli hukukçularımızın görüşlerine ve yardımlarına ihtiyacım var. Şöyle ki:
1- Bir kişi 1 yıl vekaleten yürüttüğü göreve üçlü kararname ile atandığı görevden atandıktan sadece 1 ay sonra kazandığı tüm mali ve özlük haklarını bir tarafa bırakarak hiçbir neden yokken istifa eder mi? Bu konuda hukukta karar alıcıların kanaatlerinin hiçbir rolü olmaz mı?
2- İdare beni atanmadan önce bulunduğum kadronun maaşından çok daha az bir maaşla meslek ve görevimle ilgisi olmayan başka bir kadroya atayabilir mi? Bunda hukuka uyarlık var mıdır?
3- 2451 sayılı Kanunun 2. maddesinde “Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile, (2) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır. BUNLARIN NAKİLLERİ VE GÖREVDEN ALINMALARI DA AYNI USULE GÖRE OLUR.” denilmektedir. Benim asaleten atanmam bu Kanunun 2. maddesine göre ve (2) sayılı cetvel çerçevesinde oldu.
İdare, beni üçlü kararname ile atandığım bir görevden tarihsiz istifa dilekçesi gerekçesi ile de olsa 2451 sayılı kanunun sarih maddesine ve hukukun temel ilkelerinden biri olan “yetki ve usulde paralellik ilkesine” aykırı olarak sadece Bakan onayı ile görevden alarak başka bir göreve atayabilir mi? Benim tarihsiz istifa dilekçesine istinaden de olsa yine üçlü kararname ile görevden alınmam gerekmezmiydi? Söz konusu işlem yetki, usul ve şekil yönünden hukuka ve kanuna aykırı değil midir?
Bu konuda varsa bana örnek kararlar temin edebilirmisiniz? Bana tavsiyeleriniz olabilir mi? Bana yapacağınız yardımlar için şimdiden sizlere teşekkür ve minnetlerimi sunarım.
Atandıktan sadece 1 ay sonra Bakan atadığı tüm üst düzey bürokratlardan tarihsiz dilekçe aldığı gerekçesiyle bana da şiddetli manevi baskı ile icbaren tarihsiz istifa dilekçesi yazdırarak aldı. Ertesi gün hiçbir gerekçe olmaksızın (disiplin soruşturması veya olumsuz sicil gibi) sadece bila tarihli istifa dilekçesine istinaden yazarak üçlü kararname ile atandığım görevden beni sadece kendi imzası ile yani Bakan onayı ile görevden aldı ve göreve atanmadan önceki bulunduğum kadrodan bile yaklaşık 200 YTL daha az maaşlı bir başka göreve atadı.
Ben de İdare Mahkemesi’nde dava açtım. Davalı İdarede tarihsiz istifa dilekçesi alınmasının bir teamül haline geldiğine dair bir sürü hukuki deliller sundum. Bir işlemle 2 kez mağdur edildiğimi yani atanmadan önceki maaşımı da kaybettiğimi belirttim. Üçlü kararname ile atandığım bir görevden Bakan onayı ile alınamayacağımı da yazdım. Ancak İdare Mahkemesi bunların hiçbirini dikkate almadı ve karar aleyhime alındı.
Sonra Danıştay’a temyiz müracaatında bulunarak dilekçemi verdim.
Siz değerli hukukçularımızın görüşlerine ve yardımlarına ihtiyacım var. Şöyle ki:
1- Bir kişi 1 yıl vekaleten yürüttüğü göreve üçlü kararname ile atandığı görevden atandıktan sadece 1 ay sonra kazandığı tüm mali ve özlük haklarını bir tarafa bırakarak hiçbir neden yokken istifa eder mi? Bu konuda hukukta karar alıcıların kanaatlerinin hiçbir rolü olmaz mı?
2- İdare beni atanmadan önce bulunduğum kadronun maaşından çok daha az bir maaşla meslek ve görevimle ilgisi olmayan başka bir kadroya atayabilir mi? Bunda hukuka uyarlık var mıdır?
3- 2451 sayılı Kanunun 2. maddesinde “Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile, (2) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır. BUNLARIN NAKİLLERİ VE GÖREVDEN ALINMALARI DA AYNI USULE GÖRE OLUR.” denilmektedir. Benim asaleten atanmam bu Kanunun 2. maddesine göre ve (2) sayılı cetvel çerçevesinde oldu.
İdare, beni üçlü kararname ile atandığım bir görevden tarihsiz istifa dilekçesi gerekçesi ile de olsa 2451 sayılı kanunun sarih maddesine ve hukukun temel ilkelerinden biri olan “yetki ve usulde paralellik ilkesine” aykırı olarak sadece Bakan onayı ile görevden alarak başka bir göreve atayabilir mi? Benim tarihsiz istifa dilekçesine istinaden de olsa yine üçlü kararname ile görevden alınmam gerekmezmiydi? Söz konusu işlem yetki, usul ve şekil yönünden hukuka ve kanuna aykırı değil midir?
Bu konuda varsa bana örnek kararlar temin edebilirmisiniz? Bana tavsiyeleriniz olabilir mi? Bana yapacağınız yardımlar için şimdiden sizlere teşekkür ve minnetlerimi sunarım.