Tek gözlülerin vatandaşlık hakkı olmaz mı?
Bu yazı Sağlık.gov.tr okuyucularından %100 rating aldı.
Gönderen Tansu Aras
Konu monder basın bildirisi
Mesaj Ad: MONDER DERNEĞİ
Web Adresi: BASIN BİLDİRİSİ
E-posta: info@monder.org
Yorumlar:
TÜM AJANS,GAZETE,TV VE RADYOLARA GÖNDERDİĞİMİZ BASIN BİLDİRİSİDİR. ------------------------ -------------------------------------------- 23/09/2003
MONDER’İN BASIN BİLDİRİSİ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI, BİR GÖZÜ GÖREN VATANDAŞLARA HAKSIZLIK
YAPMAKTAN VAZGEÇMELİ !
Çağımız bilgi çağıdır. Doğru, bilimsel bilgiler hızla yayılıyor ve paylaşılıyor. Çünkü bilimsel bilgiler insanlığın ortak malıdır.
Bir bilim adamı önce mevcut bilgilere, konusuyla ilgili uygulamalara ve literatür bilgilerine ulaşır. Günümüzde bu imkânlardan yararlanmak, bilgi teknolojisinin kullanıl-masıyla kolaylaşmaktadır. Kaldı ki, güncel AB mevzuatı ile uyumlu yasalar çıkarmak ve bu yasaların temelini oluşturacak bilimsel araştırmaları tespit etmek söz konusu ise, bilim adamı bu amaca daha kolay ulaşır. Yeter ki, bu konuda gerekli hassasiyet gösterilsin.
Sağlık Bakanlığı ve onun oluşturduğu bilim komisyonu, bir insan için bir gözün ne anlama geldiğini ve bu insanların nasıl yaşadıklarını, göz performansının ne olduğunu bilmiyor veya bilmezlikten geliyor. Türkiye halkına yanlış bilgileri dayatıp, halkın bir gözle yaşam bilincini körelterek aşağıya çekiyor. AB’ye uyum yasalarının çıkarıldığı bu günlerde 59. hükümetin başbakanı ve bakanları devamlı olarak “bu yasaları esas olarak kendi halkımızın memnuniyetini artırmak, daha özgür ve demokrat bir ortamda yaşamalarını sağlamak için“ çıkardıklarını söylemektedirler.
Sağlık Bakanlığı, bu konuda ne kadar samimî ve inandırıcı olduğunu, en temel bir insan hakkının tanımını yaparken gösterdi. 80 yıldır türlü nedenler öne sürülerek engellenen bir gözü gören vatandaşların sürücü belgesi alma hakları konusunda Sağlık Bakanlığı çelişkiler içindedir.
Şöyle ki:
Geç de olsa, bir gözü gören TC. vatandaşlarına yıllardır dayattıkları ve bugünkü yasalarda yer alan “kesinlikle sürücü olamazlar” demeyi bıraktılar. Bu olumlu bir gelişme gibi görünse de, hemen ilâve ettikleri kıstaslarla; yeni bir özel sınıf ehliyet, günde beş saatten fazla ve gece araç kullanmama, hız ve süre kontrolü için cihaz (TAKOMETRE) bulundurma gibi şartlara yer vermek suretiyle, verdikleri bir hakkı kullanamaz hâle getirmekte ve geri almaktadırlar.
Bizim, Türkiye’de yaşayan bir gözü gören bireyler olarak meselemiz, basit anlamda bir seyahat özgürlüğü için sürücü belgesi almak değildir. Meselemiz, bir gözü gören bir insanın medenî ülkelerde (örneğin, AB ülkelerinde), bilimsel araştırmalar sonucu tespit edilen görme fonksiyonlarının iyi bilinip, topluma bu mesajların verilip verilmediğidir. Meselemiz bir gözü olan bir insanın, kör, korsan, iş görmez veya az iş görür gibi yanlış ve geri bir bilgiyi toplumdan kaldırmaktır.
Sağlık Bakanlığı, bu konuya yanlış yerden, yanlış duygu ve düşüncelerle bakmaktadır.
Şimdi biz soruyoruz: Sağlık Bakanlığı ve bilim komisyonu üyeleri, bir gözü gören Türk vatandaşları için yaptıkları “bilimsel tespitleri”, dünyanın herhangi bir yerindeki göz bilimi ve trafik ile ilgili bir bilimsel sempozyumda sunabilirler mi?Bu şekilde basına bilgi verebilirler mi?
Sunamazlar..Veremezler.. Çünkü, herkes güler, ayıplar, davalar açılır, tazminata mahkûm edilirler. Uluslararası insan hakları mahkemelerinde kendilerini savunabilecek ne bir avukat, ne de haklı bir gerekçe bulabilirler.
Hattâ, bir gözü gören vatandaşları hakkında böyle düşünen bir doktora muayene ve tedavi amacıyla giden hasta da olmaz.
Ancak, Türkiye’de henüz yeterince gelişmemiş olan toplumsal bilinçten faydalanarak konuyu çarpıtanlar, acı trafik gerçeklerini bahane ederek, evrensel bir insan özelliğinin ve hakkının tanınmasını engellemeye çalışmaktadırlar.
Sadece bir gözü gören bir insanın sürücü belgesi alma hakkını tanırken, Ülkemizin sosyal ve kültürel gerçeklerini ve her yıl 8-9 bin insanımızın trafik kazalarında öldüğünü hatırladıklarını, kendilerinin öne sürdükleri gerekçeler bile ortaya koymaktadır.
Ölen 8-9 bin insanı tek gözlü sürücüler mi öldürüyor?
Ülkemizi sosyal ve kültürel gelişmeden hangi anlayış geri bıraktı? Sapla samanı, bilim ile siyaseti karma karışık hâle kimler getirdi? Bir üçgenin iç açısının toplamı, üçgenine göre değişir. Okullar olmasaydı, maarifi idare etmek ne kadar kolay olurdu ! şeklindeki yanlış düşünce hâlâ geçerli mi olacak? Bir ülke, bu düşüncelerle bilgi çağına ulaşabilir, yönetim ve yaşam kalitesini geliştirebilir mi?
Bizler, Türkiye’de yaşayan bir gözü gören vatandaşlar olarak, kısa adı MONDER olan bir dernekte örgütlendik. Sorunumuzun çözümünü, bilimin ışığında, Türkiye’de aramaya ve sürekli aydınlık mücadelesine katkıda bulunmaya kararlıyız. Çözüm, Türk kanunkoyu-cusunun, bir gözle yaşamanın ne demek olduğuna ve bir gözle trafikte güvenli sürüş yapılabileceğine ilişkin güncel bilgilere ulaşarak, AB topluluğunda yaşayan bir gözlü bireylere tanınmış olan hakların tamamını, bir gözlü bütün Türk vatandaşlarına da aynen tanımasıdır.
Sağlık Bakanlığını bu konuda üzerine düşen görevi tam olarak yapmaya davet ediyoruz. NAYLON BELGE istemiyoruz. Bizleri RANT KAYNAĞI olmaktan çıkarsınlar. Doğru dürüst, uygulanabilir, her bir gözlü bireyin gönül rızasıyla kabul edebileceği kurallar koysunlar. Bunun için de, bizlerin biricik örgütü olan MONDER yetkilileri ile görüşsünler. Mağdur olan bizleriz.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bizleri tanıyıp dinlemeden, bizim hakkımızda kendi başlarına bazı teşhisler koymasınlar. Bu şekilde yazdıkları reçetelerle hastalık ortadan kalkmaz. Günübirlik değerlendirmelerle hasta iyileşmez; dolayısıyla müşteri de memnun olmaz. “Müşteri memnuniyeti“ olgusuna bile ters düşen bu uygulamayı temelden redde-diyoruz.
Sağlık Bakanlığını, değiştirilmesi düşünülen yeni Karayolları Trafik Kanununda bir gözü gören bireylerin hakkının AB ile uyumlu ve Türkiye’de yaşayan bir gözü gören bireyleri rencide etmeyecek şekilde olması için, MONDER ile birçok kez görüşmeye davet ediyoruz.
Bu konuda son derece olumlu tutum ve örnek davranışlar içinde olan T.C. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerini yürekten kutluyor, aynı davranışı T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan da beklediğimizi, değerli basınımız vasıtasıyla kamuoyuna saygıla-rımızla duyuruyoruz.
MONDER
YÖNETİM KURULU ADINA
BAŞKAN 2.BAŞKAN
A.SAİT GÜRSÖZ M. FARUK PULAT
Gönderen Tansu Aras
Konu monder basın bildirisi
Mesaj Ad: MONDER DERNEĞİ
Web Adresi: BASIN BİLDİRİSİ
E-posta: info@monder.org
Yorumlar:
TÜM AJANS,GAZETE,TV VE RADYOLARA GÖNDERDİĞİMİZ BASIN BİLDİRİSİDİR. ------------------------ -------------------------------------------- 23/09/2003
MONDER’İN BASIN BİLDİRİSİ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI, BİR GÖZÜ GÖREN VATANDAŞLARA HAKSIZLIK
YAPMAKTAN VAZGEÇMELİ !
Çağımız bilgi çağıdır. Doğru, bilimsel bilgiler hızla yayılıyor ve paylaşılıyor. Çünkü bilimsel bilgiler insanlığın ortak malıdır.
Bir bilim adamı önce mevcut bilgilere, konusuyla ilgili uygulamalara ve literatür bilgilerine ulaşır. Günümüzde bu imkânlardan yararlanmak, bilgi teknolojisinin kullanıl-masıyla kolaylaşmaktadır. Kaldı ki, güncel AB mevzuatı ile uyumlu yasalar çıkarmak ve bu yasaların temelini oluşturacak bilimsel araştırmaları tespit etmek söz konusu ise, bilim adamı bu amaca daha kolay ulaşır. Yeter ki, bu konuda gerekli hassasiyet gösterilsin.
Sağlık Bakanlığı ve onun oluşturduğu bilim komisyonu, bir insan için bir gözün ne anlama geldiğini ve bu insanların nasıl yaşadıklarını, göz performansının ne olduğunu bilmiyor veya bilmezlikten geliyor. Türkiye halkına yanlış bilgileri dayatıp, halkın bir gözle yaşam bilincini körelterek aşağıya çekiyor. AB’ye uyum yasalarının çıkarıldığı bu günlerde 59. hükümetin başbakanı ve bakanları devamlı olarak “bu yasaları esas olarak kendi halkımızın memnuniyetini artırmak, daha özgür ve demokrat bir ortamda yaşamalarını sağlamak için“ çıkardıklarını söylemektedirler.
Sağlık Bakanlığı, bu konuda ne kadar samimî ve inandırıcı olduğunu, en temel bir insan hakkının tanımını yaparken gösterdi. 80 yıldır türlü nedenler öne sürülerek engellenen bir gözü gören vatandaşların sürücü belgesi alma hakları konusunda Sağlık Bakanlığı çelişkiler içindedir.
Şöyle ki:
Geç de olsa, bir gözü gören TC. vatandaşlarına yıllardır dayattıkları ve bugünkü yasalarda yer alan “kesinlikle sürücü olamazlar” demeyi bıraktılar. Bu olumlu bir gelişme gibi görünse de, hemen ilâve ettikleri kıstaslarla; yeni bir özel sınıf ehliyet, günde beş saatten fazla ve gece araç kullanmama, hız ve süre kontrolü için cihaz (TAKOMETRE) bulundurma gibi şartlara yer vermek suretiyle, verdikleri bir hakkı kullanamaz hâle getirmekte ve geri almaktadırlar.
Bizim, Türkiye’de yaşayan bir gözü gören bireyler olarak meselemiz, basit anlamda bir seyahat özgürlüğü için sürücü belgesi almak değildir. Meselemiz, bir gözü gören bir insanın medenî ülkelerde (örneğin, AB ülkelerinde), bilimsel araştırmalar sonucu tespit edilen görme fonksiyonlarının iyi bilinip, topluma bu mesajların verilip verilmediğidir. Meselemiz bir gözü olan bir insanın, kör, korsan, iş görmez veya az iş görür gibi yanlış ve geri bir bilgiyi toplumdan kaldırmaktır.
Sağlık Bakanlığı, bu konuya yanlış yerden, yanlış duygu ve düşüncelerle bakmaktadır.
Şimdi biz soruyoruz: Sağlık Bakanlığı ve bilim komisyonu üyeleri, bir gözü gören Türk vatandaşları için yaptıkları “bilimsel tespitleri”, dünyanın herhangi bir yerindeki göz bilimi ve trafik ile ilgili bir bilimsel sempozyumda sunabilirler mi?Bu şekilde basına bilgi verebilirler mi?
Sunamazlar..Veremezler.. Çünkü, herkes güler, ayıplar, davalar açılır, tazminata mahkûm edilirler. Uluslararası insan hakları mahkemelerinde kendilerini savunabilecek ne bir avukat, ne de haklı bir gerekçe bulabilirler.
Hattâ, bir gözü gören vatandaşları hakkında böyle düşünen bir doktora muayene ve tedavi amacıyla giden hasta da olmaz.
Ancak, Türkiye’de henüz yeterince gelişmemiş olan toplumsal bilinçten faydalanarak konuyu çarpıtanlar, acı trafik gerçeklerini bahane ederek, evrensel bir insan özelliğinin ve hakkının tanınmasını engellemeye çalışmaktadırlar.
Sadece bir gözü gören bir insanın sürücü belgesi alma hakkını tanırken, Ülkemizin sosyal ve kültürel gerçeklerini ve her yıl 8-9 bin insanımızın trafik kazalarında öldüğünü hatırladıklarını, kendilerinin öne sürdükleri gerekçeler bile ortaya koymaktadır.
Ölen 8-9 bin insanı tek gözlü sürücüler mi öldürüyor?
Ülkemizi sosyal ve kültürel gelişmeden hangi anlayış geri bıraktı? Sapla samanı, bilim ile siyaseti karma karışık hâle kimler getirdi? Bir üçgenin iç açısının toplamı, üçgenine göre değişir. Okullar olmasaydı, maarifi idare etmek ne kadar kolay olurdu ! şeklindeki yanlış düşünce hâlâ geçerli mi olacak? Bir ülke, bu düşüncelerle bilgi çağına ulaşabilir, yönetim ve yaşam kalitesini geliştirebilir mi?
Bizler, Türkiye’de yaşayan bir gözü gören vatandaşlar olarak, kısa adı MONDER olan bir dernekte örgütlendik. Sorunumuzun çözümünü, bilimin ışığında, Türkiye’de aramaya ve sürekli aydınlık mücadelesine katkıda bulunmaya kararlıyız. Çözüm, Türk kanunkoyu-cusunun, bir gözle yaşamanın ne demek olduğuna ve bir gözle trafikte güvenli sürüş yapılabileceğine ilişkin güncel bilgilere ulaşarak, AB topluluğunda yaşayan bir gözlü bireylere tanınmış olan hakların tamamını, bir gözlü bütün Türk vatandaşlarına da aynen tanımasıdır.
Sağlık Bakanlığını bu konuda üzerine düşen görevi tam olarak yapmaya davet ediyoruz. NAYLON BELGE istemiyoruz. Bizleri RANT KAYNAĞI olmaktan çıkarsınlar. Doğru dürüst, uygulanabilir, her bir gözlü bireyin gönül rızasıyla kabul edebileceği kurallar koysunlar. Bunun için de, bizlerin biricik örgütü olan MONDER yetkilileri ile görüşsünler. Mağdur olan bizleriz.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bizleri tanıyıp dinlemeden, bizim hakkımızda kendi başlarına bazı teşhisler koymasınlar. Bu şekilde yazdıkları reçetelerle hastalık ortadan kalkmaz. Günübirlik değerlendirmelerle hasta iyileşmez; dolayısıyla müşteri de memnun olmaz. “Müşteri memnuniyeti“ olgusuna bile ters düşen bu uygulamayı temelden redde-diyoruz.
Sağlık Bakanlığını, değiştirilmesi düşünülen yeni Karayolları Trafik Kanununda bir gözü gören bireylerin hakkının AB ile uyumlu ve Türkiye’de yaşayan bir gözü gören bireyleri rencide etmeyecek şekilde olması için, MONDER ile birçok kez görüşmeye davet ediyoruz.
Bu konuda son derece olumlu tutum ve örnek davranışlar içinde olan T.C. İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerini yürekten kutluyor, aynı davranışı T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan da beklediğimizi, değerli basınımız vasıtasıyla kamuoyuna saygıla-rımızla duyuruyoruz.
MONDER
YÖNETİM KURULU ADINA
BAŞKAN 2.BAŞKAN
A.SAİT GÜRSÖZ M. FARUK PULAT