Sayin yakasenek'e aynen katiliyorum.
Bazi durumlarda, birakin birinci derece sit alaninda bag evi vb. insaat yapmayi, örnegin, tapulu sahsi arazinizde bile hiç bir insaat yapmaniz mümkün olamamaktadir. Mevzu çok derin, fakat, meselâ, konut alaninda kalmasina ragmen, çikarilmis olan aplikasyon krokisine göre dahi, koordinatlar kesinlikle imar sistemi dâhilinde bulunan, vergisi vatandas tarafindan ödenen ve buna ragmen devlet tarafindan istimlâk da edilmemis olan bazi arazi ve arsalar, devlet tarafindan RESMEN yesil alan ilân edilerek imara izin verilmemektedir.
Özellikle de, istanbul'da bogaziçi'nde bu konuda, hukuki platformda ciddi ihtilaflar vardir. Su anda, istanbul içinde ve disinda; konut alaninda kaldigi halde, daha sonra öngörünüm bölgesi ilân edilmis sahsi ve son derece kiymetli mülkler için açtigimiz dâvâlar derdesttir. Çünkü, devlet buralarda herhangi bir istimlâk da yapmadigindan, RESMEN vatandasin tapulu mülkünü GASP etmis olmaktadir. Emlâk vergisini faizi ile birlikte, gerekirse icrâ marifeti ile de olsa, vergisini tahsil ediyor, ama, imara izin vermiyor, istimlâk da etmiyor! ("Gayrimenkûl imar planina göre konut alaninda kaliyor, ama ben burayi yesil alan ilân ettim") diyebiliyor!!
Bogaziçi'nde ayrica, bu konuda yasalara muhalefet halinde agir para cezâsinin yanisira hapis cezâsi da uygulanmaktadir.
Eninde sonunda bazi imar planlarinin iptâli söz konusu oldugunda bile, vatandasin magdur oldugu da bir gerçektir. Çünkü yillar sürecek idari yargi süreci sonucunda hakkini alsa bile, yillarca maddi manevi magdur oldugundan bu konuda da , ilgili idare tarafindan, zararinin giderilmesi gerekir. Bu ise, ayrica, ilgili idareye karsi TAM YARGi dâvâsi açmak veya mukabili bir gayrimenkûl tâlep etmekle mümkün olacaktir ki; yine uzun bir yargi sürecinin baslamasi anlamina gelecektir.
Sayin yakasenek, profilinizde sehir planlamacisi oldugunuz yazilidir. Bu mevzuda, hukuki açidan yapilacaklar az çok bellidir. Benim merak ettigim bir husus var: Meselâ; imar mevzuatina bakildiginda; imar planlarinin bes yilligina yapildigi görülebilmektedir. Bu planlarin bes yillik sürenin sonunda geçerliligini yitirmis olmalari gerekmez mi? Hal böyle iken, ilgili belediyeler, neden, bu sürenin sonunda, yeni bes yillik planlari tanzim etmemektedirler? Bir sehir planlamacisi olarak; siz, bu durumu nasil yorumluyorsunuz?