Re: İdarenin borçlu olması ve idari başvuru yolu
Sayın Değirmenci, aşağıdaki kararları yorumlayalım mı hep bilikte?..
T.C. YARGITAY
7.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/2133
Karar: 2005/2382
Karar Tarihi: 18.07.2005
ÖZET: Başlatılan icra takibinin dayanağı, maddi tazminatı gerektiren haksız eylemin, davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yönünden kamu hizmetinin ifasına ilişkin bulunması, bu nedenle hizmet kusuru ile bağımlı olması ve tam yargı davasının konusunu oluşturması nedeni ile, davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı aleyhine açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi zorunludur.
(2577 S. K. m. 1, 2, 13) (818 S. K. m. 41)
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:
1- Dava niteliği ve içeriği itibariyle tacir ya da (tacir sayılan) taraflar arasında haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliğine ve özellikle iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden bilgilerine başvurulan ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi raporunun niteliği, içeriği ve dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdirine, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre davacı İski Genel Müdürlüğü ile davalı M. B. S. 'nin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının temyiz itirazlarına gelince; Başlatılan icra takibinin dayanağı maddi tazminatı gerektiren haksız eylemin davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yönünden kamu hizmetinin ifasına ilişkin bulunması, bu nedenle hizmet kusuru ile bağımlı olması ve tam yargı davasının konusunu oluşturması nedeni ile davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı aleyhine açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi zorunludur. Görev, kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Mahkemece davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına yöneltilen davanın idari yargı yerinde görülmesi gerekeceği göz önüne alınarak davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına yöneltilen davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu olgu gözardı edilerek işin esası hakkında, davalı Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yönünden de yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı Büyükşehir Belediyesi tüzel kişiliğinin temyiz itirazları, bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, adı geçen yönünden sair yönün incelenmesine yer olmadığına, davacı tarafından harç peşin alındığından davacıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ödediği temyiz harcının iadesine, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 75.600.000 Lira (75.60.-YTL) temyiz ilam harcının davalı M. B. S.'den alınmasına, 18.07.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
**********
T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/8842
Karar: 2003/8315
Karar Tarihi: 25.09.2003
ÖZET : Dava, davalı Belediye'nin trafik sinyalizasyonu yapımı nedeniyle yaptığı kazı çalışmaları sırasında davacı kablolarına verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı belediyenin davacıya verdiği zarar özü itibariyle bir haksız fiil ise de, idarenin bir kamu hizmetinin ifası sırasında üçüncü kişiye verdiği zararlar hizmet kusuru sayılır. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlara ilişkin davalar ise özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Bu tür zararların tazmini yönünden idare aleyhine tam kaza davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Mahkemece, davalı idare yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
(2577 S. K. m. 2, 13) (818 S. K. m. 41)
Dava: Taraflar arasında görülen davada Adana Asliye 6.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 10.04.2002 gün ve 2001/190 - 2002/311 sayılı kararı bozan Daire'nin 14.04.2003 gün ve 2002/11512 -2003/3569 sayılı kararı aleyhinde davalı Belediye vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, 17.09.1998 tarihinde davalıların yaptığı trafik sinyalizasyon kazı çalışmaları sırasında müvekkiline ait kabloların hasara uğradığını, alacağın tahsili amacıyla davalı limited şirket hakkında başlatılan icra takibine adı geçen davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı limited şirketin icra dosyasına itirazının iptali ile % 40 icra inkar tazminatının tahsilini, 4.336.415.502 TL hasar bedelinin diğer davalı belediyeden faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı belediye vekili, olay tarihinde müvekkilinin sinyalizasyon çalışması yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, zararın meydana gelmesine neden olan aracın olaydan önce dava dışı Mehmet Akif Y.'a satıldığını belirterek, husumetin bu şahsa yönetilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı belediye hakkında davanın reddine, davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne dair verilen karar, davacı ve davalı şirket vekillerinin temyizi üzerine Dairemiz'in 14.04.2003 gün ve 2002/11512 - 2003/3569 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Davalı belediye vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, davalı Belediye'nin trafik sinyalizasyonu yapımı nedeniyle yaptığı kazı çalışmaları sırasında davacı kablolarına verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı belediyenin davacıya verdiği zarar özü itibariyle bir haksız fiil ise de, idarenin bir kamu hizmetinin ifası sırasında üçüncü kişiye verdiği zararlar hizmet kusuru sayılır. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlara ilişkin davalar ise özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Bu tür zararların tazmini yönünden idare aleyhine tam kaza davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Mahkemece, davalı idare yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle re'sen bozulması gerekmekte olup, bu husus gözden kaçırıldığından davalı Belediye vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Belediye vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile kararın davalı Belediye BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan davalı tarafın diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,davalı belediye Hazine olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 25.09.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.