Alıntı:
garib rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba,
Ben yatılı bir okulda öğretmenim, öğrencilerimden biri kendini 5 gün önce dövdüğümü söylemiş,
aile ilk önce şikayet dilekçesi vermiş daha sonra vaz geçmiştir. Yine de kamu davası açılmıştır.
Öğrencinin yaşı reşit olmadığından avukat tayin edilmiştir.
Öğrencinin raporu yok fakat şahidi var, bende hatırlamadığım için kabul etmedim. ilk mahkeme de Avukat: dava düşermi? diye sordu. Hakim: hayır dedi
Mahkemeye sevk maddeleri:86/3-d 53/1.
Sorum:
ceza alırmıyım? Öğrencimin doğru söylediğini düşünerek kabul etsem ne cezası alırım?
Merhaba !
Benim de mahkemeye sevk maddeleri aynı, ancak olayın gelişimi farklı problemim var.
Arkadaşlarına ve öğretmenlerine karşı olumsuz davranışlarıyla ve kötü alışkanlıklarıyla tanınan bir öğrencimi, ailesi dağılmış olduğu ve samimiyetle ilgilenen velisi olmadığı için korumaya çalışmama rağmen, sürekli kuralları ve disiplini bozmaya yönelik davranışları ile yandaş bulup yaptıklarını marifet saymaya başladıktan sonra, uyarılarımın fayda etmediğini farkettiğim halde, okuldan atılmasının çözüm olmadığına inandığım için, nöbetçi olduğum günün sonunda okul paydosunda okulun ana çıkış kapısında öğrencilerimi uğurlarken, dışarı çıkıp tekrar, arkadaşlarını iteleyerek, okul kapısını çarparak tahrik edici taşkınlıkla içeri girmeye çalışırken müdahale etmek istediğimde, dirseği ile beni iterek, "Çekil, işim var!" deyip, kaçmak istemesi;ben ısrarla salmayınca, " Bak, kafamı bozma ! " deyip yumruğunu bana göstermesi beni köşeye sıkıştırdı.Neticede, " İndir elini!" deyip, eliyle karışık yüzüne gelen tokadımın akabinde, " Abim geçen hafta hapisten çıktı. Seni öldürtmezsem, görürsün sen !" diyerek hızlı hızlı yumruklarını yüzüme sallamaya başladı ve bir tanesi yüzüme rastlayınca ben bir an sendeledim. Daha sonra öğretmen sandalyesini alarak, onunla vurmaya çalıştı; ancak kendimi toparlayıp, yatıştırmak için elini sandalyeden koparmaya çalışırken boğuşma neticesinde yere düştük. Altımda kaldığı anda bir öğretmen ve birkaç öğrenci sınıfın kapısından içeri girerek öylece gördüler ve gördükleriyle şahitlik yaptılar.
Biliyorum ki, benim kusurum okul yöneticisiyle tutanak tutup mahkemeye intikalini sağlamamak; ancak okul yönetimi bunu yapmadı ve ben "156" nolu telefonu arayarak, tutanak tutulmasını istedim.
25 yıllık öğretmenim; utanıyorum, güvenmiyorum, korkuyorum. İddianame bile bana yetiyor da artıyor bile. Ama çalışma hakkımın bir şekilde elimden alınmaya çalışıldığı hissine kapıldığım bu süreçlerden sonra, zorla şikayetçi olduğum olayda sanık durumuna düştüğüm davada bir hapis cezası infaz edilirse, kitaplarımla, düşüncelerimle, inançlarımla yaşayabilirsem de, aile düzenimi ve hemen hemen üniversite mezunu olan iki çocuğumu bensiz hayat sınavına terketmek çok acı.