Sorularınızı cevaplamadan önce konuyu anlamak açısından birkaç şöylemek istiyorum
"Bosandigim esimle evliligimiz suresince kullanmis oldugum kredi kartlarimi(iki adet) bosanma sonrasi yurt disinda yerlesmek uzere turkiyeden ayrilmam sebebiyle kendisine biraktim.. artik kullanamayacagimdan iptal edilerek borclarimin odenmesini istedim"
Kredi kartının sahibi olduğunuz anlaşılıyor. Buna göre sizden başkası kredi kartını iptal ettiremez. Kaldı ki bu iptal işlemini yurt dışından resmi bir yazı ile de yapabilirdiniz. Hatta telefon ile bile iptali mümkündü. Sanırım iyi niyetli tavrınız aklınıza bu hususu getirmedi.
Sorularınıza gelince;
1- bu kredi kartinin ihbarnamesi eski ikemetgahima gittiginde ,esim artik o,burda oturmuyor diyerek..benim uzak akrabamin oturdugu tapulu evime haciz koydurabilmek amaci ile..o adrese yonlendirebilir mi?
Bu forumlarda tebligatlara ilişkin olarak çok şey anlatıldı ama doğrudan ilişki kuramayabilirsiniz. Bu nedenle izah etmekte fayda var.
Banka; kredi kartı borçlusunu imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesine aykırı davranmadığınız daha doğru bir değişle asgari ödemelerinizi zamanında yaptığınız sürece kredi kartı ekstresi dışında bir şey göndermez. Bankalar bu ekstreleri genellikle özel kurye şirketleri aracılığı ile gönderildiği için çoğu zaman ekstre muhatabını görmez bile. Eşiniz bu aşamada iyi niyetli olsa idi ( aslında sizin banka ile yazışma yaparak yeni adresinizi bildirmeniz gerekli idi) gelen ekstrelere karşılık bankaya sizin adresinizin değiştiğini, boşandığınızı bildirebilirdi. Ektre adresi için doğrusunu söyleyebileceği gibi sesini çıkartmaz veya sizinde dediğiniz gibi başka bir adreste gösterebilir. Başka adres gösterirken aklından ne geçer bilinmez ama Banka gecikmiş bir alacağını hukuki yoldan takip etmeye karar verdiğinde zaten adınıza kayıtlı taşınmaz, taşıt, maaş ve benzeri bilgilere sahip olması ve bunlar üzerinde de gerekli tedbirleri alması zor olmaz. Ancak banka hukuki yoldan alacağını tahsil etmeye karar verdiği anda artık size ekstre göndermez . O güne kadar birikmiş alacağınızı hesaplar ve noter marifetiyle borcun belli bir süre içinde (derhal, bir gün, 3 gün içinde ) ödenmesi ihtarında bulunur. Söz konusu ihtarname artık kurye marifetiyle değil tebligat yasası hükümlerine göre PTT görevlileri tarafından tebliğ edilir.
Banka bundan sonra hakkınızda icra takibi (ilamsız) başlatacaktır. ( Ancak genellikle bankalar icra takibine başlamadan önce veya aynı anda tebliğ şerhli ihtarnameleri, kredi kartı üyelik sözleşmeleri ile beraber mahkemeye başvurarak mal, hak ve alacaklarınız üzerinde ihtiyati haciz uygulanması için karar aldırırlar) Başlatılan icra takibi nedeniyle takip talebinde belirtilen adresinize bir ödeme emri gönderilir. Bu ödeme emride yine tebligat yasası hükümlerine uygun olarak görevlilerce yerine getirilir.
2- o adreste oturanlar bu evragi benim orada hicbir zaman oturmamis olmam nedeniyle, almadiklari taktirde ne olur?
BİLİNEN ADRESTE TEBLİGAT
MADDE 10 - Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.
AYNI KONUTTA OTURAN KİŞİLERE VEYA HİZMETÇİYE TEBLİGAT:
MADDE 16. - (Değişik madde ve başlığı: 4829 - 19.3.2003 / m.2) Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.
BELLİ BİR YERDE VEYA EVDE MESLEK VE SANAT İCRASI
MADDE 17- Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.3 4829.) "aynı konutta oturan kişilere" veya hizmetçilerinden birine yapılır.
MUHATABIN MUVAKKATEN BAŞKA YERE GİTMESİ
MADDE 20 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) 13,14,16,17 ve 18'inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.4) "adı ve soyadı" tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21'inci maddeye göre yapılır. Bu madeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ tarihi, tebliğ evrakının 13,14,16,17 ve 18'inci maddelerde yazılı kişilere verildiği veya ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. (Değişik son cümle: 4829 - 19.3.2003 / m.4) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.
TEBLİG İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNA
MADDE 21 - (Değişik: 3220 - 6.6.1985) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.5) "zabıta amir veya memurlarına" imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
(Ek fıkra: 4829 - 19.3.2003 / m.5) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar
İLANEN TEBLİGAT
MADDE 28 - Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgâhı, meskeni veya işyeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır.
Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci lüzum görürse, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden veya zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirebilir. (Değişik 2. cümle: 4829 - 19.3.2003 / m.9) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.
Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar
Öncelikle eski eşinizin bulunduğu adres ödeme emrindeki adres ise Tebligat memuru oraya gelecek eşiniz burda oturmuyor diyecek adresi de şudur diyip tebligat zarfının üzerini imzalayacak ki belirtilen adrese yeniden tebligat çıkarılabilsin . Ancak tebligat saatlerinde O adreste oturanlar veya çalışanların bulunmaması halinde muhtarda kaydınız duruyorsa muhtara iş yeri adresi ise karakola tebligatı bırakabilir.
Bu da olmaz ise alacaklı taraf tebligatı ilanen yapacaktır.
3- bu evrak yurdisindaki adresime yonlendirilebilir mi..yonlendirilirse..formlardan okudugum kadariyla 7 gunluk surede mal bildirimi durumunu gerceklestirmem imkansiz olacagindan ne olur? ayrica bana ulasmazsa bu evrak ne olur?
YABANCI MEMLEKETTE TEBLİGAT USULÜ
MADDE 25 - Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister.
Kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu vasıtasıyla da yapılabilir. (...) (Madde 25 in 2. fıkrası, 27.3.2003 tarih ve 25061 sayılı R.G.'de yayımlanan, 19.3.2003 tarih ve 4829 sayılı kanunun 18. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmıştır.)
Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekâlet vasıtasıyla (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.19) "Dışişleri Bakanlığı"na, oradan da memuriyet havzası nazarı itibare alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir.
(Ek fıkra: 3220 - 6.6.1985) Şu kadar ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir.
SİYASÎ TEMSİLCİLİK ARACILIĞIYLA YABANCI ÜLKEDEKİ TÜRK VATANDAŞLARINA TEBLİGAT:
MADDE 25/a - (Ek: 4829 - 19.3.2003 / m.8) Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir.
Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar.
Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir.
Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir.
TÜRKİYE'DEKİ ELÇİLİK VEYA KONSOLOSLUKLARDAN TEVDİ OLUNAN TEBLİGAT EVRAKI
MADDE 26 - Anlaşmalar hükümleri ve mütekabiliyet esasları mahfuz kalmak şartıyla, Türkiye'de mukim yerli ve yabancı şahıslara tebliğ edilmek üzere ecnebi bir memleketin elçiliğinden veya havzasında bulunduğu Valilik kanalı ile konsolosluğundan (Değişik ibare: 4829 - 19.3.2003 / m.19) "Dışişleri Bakanlığı"na tevdi olunan evrak, ilgili vekâlet kanalı ile salahiyetli mercie gönderilir ve tebliğ muamelesinin ifasını müteakip tasdikli olarak aynı yollardan iade edilir.
Yönlendirilirse Yukardaki hükümlere göre yurtdışında da tebligat imkanı vardır. Sizin sorduğunuz 7 gunluk surede mal bildirimi durumunu gerceklestirmem imkansiz olacagindan ne olur? Sorusuna İcra iflas yasası bu duruma uygun bir düzenleme getirmiştir O da "Gecikmiş itiraz":
MADDE 65 2004/m59-66.- (Değişik: 538 - 18.2.1965) Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakip fıkra için yapılacak duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
İtiraz üzerine icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar. Lüzumu halinde iki tarafı hemen davetle mazeretin kabule şayan olup olmadığına karar verir. Duruşmaya karar verilmemesi halinde borçludan alınan masraflar kendisine iade olunur.
Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da istiyebilir. Bu takdirde tahkikata devam olunarak gerekli karar verilir.
Daha önce borçlunun mallarına haciz konulmuşsa mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliği tarihinden itibaren alacaklı yedi gün içinde, merciden itirazın kaldırılmasını istemez veya aynı süre içinde 67 nci maddeye göre mahkemeye başvurmazsa haciz kalkar.
Sizin konunuza uygun bir yargıtay kararı da tebligat tarihinde yurt dışında bulunması halinde yurt dışına giriş yaptığınızda bu engelin ortadan kalktığı bu nedenle bu tarihten itibaren yasal süreleri içinde itiraz, şikayet haklarınızı kullanacağınızı belirtmiştir. Buna fikrimce mal beyanında bulunmak da dahildir
" Borçlunun tebligat yapıldığı tarihte yurt dışında olduğu pasaporttaki damgalardan anlaşılmakta ise de, tebliğ tarihinden sonra yurda giriş yaptığı ve tekrar yurt dışına çıktığı anlaşılmıştır. Borçlunun maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini göstermesi gerektiğinden, anılan süre geçtiği için gecikmiş itiraz istemi süre aşımı nedeniyle reddedilmelidir. " YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/5821 K. 2002/6867 T. 2.4.2002
Ancak bir konuda uyarıda bulunmak isterim. Eşiniz tebligatı sizin adınıza alabilir. Size haber vermez ve sizin itiraz sürelerini geçirmenize sebep olabilir o zamanda hem tebligatın usulsuzluğunu ileri sürüp (öğrendiğiniz tarihten itibaren) hemde gerekli itiraz ve şikayetlerinizi yapmalısınız.
[font=Tahoma] " 1-Kendisine tebliğ yapılan borçlu eşi de, takip borçlusu olduğundan mutatap namına kendisine yapılan tebligat geçersizdir.
2- Olayın hukuki nitelemesi hakime ait olduğundan dava dilekçesinde gecikmiş itirazdan sözedilmesi sonucu etkilemez. Uyuşmazlığın İİK.nun 65 maddesinde yeralan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı yasanın 32 maddesi esas alınarak usülsuz tebligatla ilgili prosedüre göre çözülmesi gerekir. Borçlunun yasal süresinde icra dairesine itiraz etmemiş olması halinde dahi, tebliğ tarihinin düzeltilmesinde temerrüt tarihinin başlangıcının belirlenmesi, takibin kesinleşmesi, hacizlerin yapılabileceği tarih, derece kararındaki sıranın tesbiti, mal beyanında bulunma süresi yönlerinden hukuki yararı vardır. ( HGK. E : 2001/12-543, K : 2001/560, 27.6.2001 )" YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2002/6259 K. 2002/7710 T. 12.4.2002.
Tebligat size ulaşmaz ise tebligat yasasındaki hükümlere uygun olarak netice itibariyle ilanen veya şartları varsa tebligat yasası 35 inci maddeye göre (resmi mercilerde beyan edilmiş adreslerinize) tebligat yapılabilir. Bu zamanda tebligat yapılmış sayılır.
Bu topikleride kontrol etseniz iyi olur
<
https://www.hukuki.net/topic.asp?ARCH...IC_ID=3772>
https://www.hukuki.net/topic.asp?TOPIC_ID=4227.
4- kefilin sorumlulugu ne zaman ve nasil devreye girer..kefil eski esim..hayli de varlikli.ama ortada bir inatlasma var..ondan alabilirler mi.?(adil olani ondan almalari zaten ..ben vermistim parayi ona ama ispatlayamam ki..)
Bankalar verdikleri kredilere aldıkları kefaletleri (kredi kartları da dahil) aynan borçlu gibi sorumlu olabilecek hükümlerle alırlar. Sizin eşinizin kefaletide Müteselsil kefalettir. Bunun sonucu ise alacaklı kefalet limitleri ve kefilin temerrüdü ile oluşan miktarlar için aynı borçlu gibi kefile dilerse asıl borçluya hiç müracat etmeden, dilerse asıl borçlu ile birlikte dilerse sadece borçluya tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile müracaat edebilir.
Ancak sizin "bu kredi kartlarinin kefili eski esimdir..(sozlesmede herhangi bir miktar yazili degildi ..kredi karti limitine dair miktarini kartlari aldiktan sonra gorduk..elbette daha sonra bir miktar artti limiti." Şeklindeki beyanlarınızdan kredi kartı üyelik sözleşmesinin var ise kefalet limitine ilişkin bir bölüm oranın boş bırakıldığı veya kredi kartının limitine ilişkin bir bölüm var ise oranın boş bırakıldığını anlıyorum. Kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı olması ve kefil olunacak tutarın limitin belli olması gerekir. Bu kefaletin geçerlilik şartıdır. Ancak bankalar bu sözleşmeleri kanuni takibe koymazdan önce bu boşlukları uygun bir şekilde doldururlar limit, faiz oranı vb. Böyle düşünüldüğünde yani bankaların bu boşlukları doldurmadan takibe koymayacakları düşünüldüğünde eşinizin borçtan kurtulması imkansız. İşin pratiğinde de zaten banka alacağını en kolay yoldan tahsil etmeye çalışacaktır. Belki sizin mallarınıza (taşınmazların haczedilip satılarak paraya çevrilmesi daha cazip gözükse bile) haciz uygulayabilir ama görünen o ki İcra takibini kolay kolay kesinleştiremez. Bu durumda takibi kolaylıkla kesinleştirebileceği eşin üzerine gitmesi işine gelecektir.
5- son olarak..butun bunlar benim giyabimda..hicbir evrak bana teblig edilmeden bir sekilde sonuca baglanir mi..ben oraya ziyarete geldigimde sorun olur mu?
Aslında bu sorunuza tebligatlara ilişkin olarak kısmen cevap vermiştim. Sizin haberiniz olmadan da hakkınızda bu işlemlerin devam edebilmesi imkanı vardır. Tebligat yapıldıktan veya yapılmış sayıldıktan sonra takibe itiraz olmadığından mallarınız ve maaşlarınız haczedilebilir satılıp paraya çevrilebilir. Hakkınızda mal beyanında bulunmamaktan ceza davası açılabilir. Ve bu suçtan hükümde giyebilirsiniz.
Sonuç olarak; Türkiyeden bir avukat tutun vekaletnameyi bulunduğunuz yerdeki konsolosluklarda düzenletebilirsiniz. Avukatınız size bizden daha fazla yardım edecektir..
kredi kartı ve kefalet konusunda açılmış topikler
<
https://www.hukuki.net/topic.asp?ARCH...IC_ID=4008>
<
https://www.hukuki.net/topic.asp?ARCH...IC_ID=3748>
https://www.hukuki.net/topic.asp?ARCHIVE=&TOPIC_ID=3219