Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!

07-01-2008 14:42:29 Harun Gür #

Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!

Devlet üniversiteleri paralı olsun
YÖK Başkanı Özcan: "Herkes üniversite okumamalı"

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, “Bütün yasaklar kalkacak” açıklamasının ardından, çok tartışılacak bir başka açıklama daha yaptı. Özcan, devlet üniversitelerinde eğitimin paralı olması gerektiğini savunan Özcan, “İsteyen öğrencilere 8-10 bin YTL kredi verilebilir. Öğrenci mezun olduktan sonra bu krediyi taksitler halinde geri öder. Böylece, üniversiteler de sağladığı gelirle kendi ayakları üzerinde durur” dedi.

Gazi Üniversitesi’nde önceki gün gerçekleşen. Ulusal Öğrenci Konseyi Toplantısı’nda öğrencilerle sohbet eden YÖK’ün yeni Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, gündem yaratacak değerlendirmelerde bulundu.

BEDAVA DİYE İSTİYORLAR
Bir öğrencinin “Hocam herkes üniversite mezunu olmalı mı? Herkesin üniversite okuması gerekir mi?” sorusu üzerine Özcan, “Herkes üniversite okumamalı. Ara eleman ihtiyacı için öğrencilerin bir bölümü meslek yüksek okullarına yönlendirilmeli” yanıtını verdi.

Ortaöğrenimi tamamlayan öğrencilerin neredeyse tümünün üniversiteye yöneldiğini de hatırlatan YÖK Başkanı Özcan, konuşmasına şöyle devam etti: “Liseyi bitiren her öğrenci üniversiteye gitmek istiyor. Neden herkes üniversiteye yöneliyorlar? Çünkü, üniversiteler bedava. Bu, dünyanın hiçbir yerde görülmemiştir. Aslında üniversite eğitiminin paralı olması gerekiyor. Üniversiteler paralı olursa, isteyen öğrenciye 8-10 bin YTL kredi sağlanabilir. Üniversiteleri paralı yaparsak, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) sistemi uygulayabiliriz. Bu sisteme göre, ihtiyacı olan herkese 10 bin YTL’ye kadar eğitim kredisi verilecek.

Öğrenci okulunu bitirip işe başladıktan sonra bu krediyi, taksitler halinde geri ödeyecek. Tıpkı, şu anda uygulanan öğrenim kredisinde olduğu gibi. Bu sayede, üniversitelere de ciddi bir kaynak sağlanmış olacak ve üniversiteler kendi ayakları üzerinde durabilecek. Böyle bir üniversitede okumak istemez misiniz?”

Beni çabuk indirirler
Paralı sistemin, ÖSS kapısındaki yığılmaları da engelleyebileceğini ifade eden Özcan, herkesin üniversiteye gitmek durumunda olmadığını da hatırlatarak, “İdeal olan sadece belli sayıda insanı üniversiteye taşımaktır. Üniversiteye gitmeyen diğer öğrenciler, yüksek teknik okullara ve meslek yüksekokullarına yönlendirilebilir. Böylece hem Türkiye’nin ara elemana ihtiyacı karşılanmış olur hem de istihdam sorunu çözülür” dedi. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, bir öğrencinin “Madem böyle düşünüyorsunuz, neden düşüncenizi uygulamak yerine, yeni üniversiteler açıyorsunuz?” sorusu üzerine, “Ben göreve geleli henüz üç hafta oldu. Bu kadar kısa sürede bunu uygulamaya kalkarsam, herhalde beni oradan çabuk indirirler” yanıtını verdi. Bazı yabancı ülkelerin de Türkiye’de üniversite açmak istediğini dile getiren Özcan, “Dört ülkeden teklif geldi. Bina ve arsa talebini karşılarsak üniversitelerin içini ve kadrosunu kendileri oluşturacaklar” diye konuştu. Özcan, vakıf üniversitelerinin de destekleneceğini dile getirdi.

Akşam
08-01-2008 10:41:06 Av.Selin Çam #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

...
08-01-2008 14:19:21 rita #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Süper fikir,böylece cehalet tahtının babadan oğula devrini garantiye almış oluruz.Şimdi diyecekler ki herkes okutabileceği kadar çocuk sahibi olsun.Asgari ücreti devlet tayin ediyor.Bu kadarcık parayla geçinmeye çalışıyorsa evlat sahibi olmaya hakkı yok mudur?
08-01-2008 16:31:47 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Hiç unutmuyorum, üniversite eğitimime başladığım yıllarda hemen her gün üniversite harçları protesto edilir, "Paralı eğitim istemiyoruz!" sloganları atılırdı. YÖK kaldırılmalı diye isyan edilirdi. Yakın bir zamanda yine aynı seslerin yükseleceğini duyar gibiyim. Ben de paralı eğitime karşıyım, sosyal devlet anlayışı paralı eğitim, sağlık hizmeti ile bağdaşmıyor çünkü.

Ancak burada üniversiteli kardeşlerimizin dikkatini çekmek istediğim bir konu var. AKP hükümeti daha iktidara geldiği ilk günlerden itibaren birçok anayasal kurumla kavga etmeye başlamıştı, bir türlü anlaşamıyorlardı. Bunlardan bir tanesi de YÖK'tü. Nedeni çok basitti, tüm bu kurum/kuruluşlar engel olarak görülüyordu. Üniversite rektörlerine "Siz kendi işinize bakın" diyecek dereceye gelmişti bu kavga...

Aman dikkat, YÖK'ü kaldırmak, dolayısıyla engellerden birinden kurtulmak için yazılan ve sahnelenen bir senaryo ile karşı karşıya kalabiliriz. Yoksa kimse bu denli cüretkar ve tepki görecek açıklamaları arka arkaya yapmaz, kimse bu kadar saf olamaz...

YÖK'ü tartışalım, YÖK'ü eleştirelim, gerekirse kaldırılsın ama engel olarak görüldüğü için değil, böylesine çirkin bir oyunla değil...
08-01-2008 22:20:23 Harun Gür #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

6 Kasım 1981'de kurulan YÖK, 12 Eylül Darbecilerinin bir ürünüdür. YÖK, kuruluşu ile birlikte üniversitelerin üzerinden bir silindir gibi geçmiş, 1402'likler olarak adlandırılan 71 üniversite hocasının (ne tesadüf ki hepsi de o dönem sol görüşlüdür hocaların, sonradan bir kısmı ihya olmuş ve darbecilere rahmet okumuştur ya neyse) üniversite ile ilişiğini sorgusuz sualsiz , hiçbir neden belirtmeden kesmiş bir kurumdur. YÖK üniversite özerkliğinin içine etmiş, kendi Kanunu içerisindeki antidemokratik maddeler ve diğer 12 Eylül yasaları ile birlikte üniversiteleri kışlaya çevirmiş bir kurumdur.

At sahibine göre kişner derler, darbecilerin vesayeti sona erince YÖK de 82 Anayasası'nın bir kurumu olsa da bir nebze kendini düzeltmiştir. Bugün YÖK'ün 1980'lerdeki çizgide olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir, zira hiçbir kurum buna asker de dahil ve toplum artık o geçmiş çizgide değildir. Ülkemizin içerisinde bulunduğu konjonktür de aradan geçen neredeyse 30 senede tamamen değişmiş, ülkedeki tehdit algılamaları farklı bir mecraya girmiştir. Bugün en büyük tehdit; Cumhuriyete kasteden radikal dinciler ve bütünlüğümüze kasteden bölücü terördür. Bu noktada geçmiş antidemokratik uygulamalar içerisinde olmamakla birlikte YÖK neden hedef tahtasındadır? Sebep açıktır:

YÖK Kanunu 4. madde
Yükseköğretimin amacı:
a. Öğrencilerini;
1. ATATÜRK inkılapları ve ilkeleri doğrultusunda ATATÜRK milliyetçiliğine bağlı,
2. Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini taşıyan, Türk olmanın şeref ve mutluluğunu duyan,
3. Toplum yararını kişisel çıkarının üstünde tutan, aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu,
4. Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren,
5. Hür ve bilimsel düşünce gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı,
6. Beden, zihin, ruh, ahlak ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş,
7. ilgi ve yetenekleri yönünde yurt kalkınmasına ve ihtiyaçlarına cevap verecek, aynı zamanda kendi geçim ve mutluluğunu sağlayacak bir mesleğin bilgi, beceri, davranış ve genel kültürüne sahip, vatandaşlar olarak yetiştirmek,
b. Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak, refah ve mutluluğunu artırmak amacıyla; ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak ve hızlandıracak programlar uygulayarak, çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin bir ortağı haline gelmesini sağlamak,
c. Yükseköğretim kurumları olarak yüksek düzeyde bilimsel çalışma ve araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek, bilim verilerini yaymak, ulusal alanda gelişme ve kalkınmaya destek olmak, yurt içi ve yurt dışı kurumlarla işbirliği yapmak suretiyle bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gelmek, evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunmaktır.


olarak tanımlıyor bu madde YÖK'ün amacını.

Renksiz ve kokusuz bir sivil Anayasa yapacağını vaad edenlerin, bu nedenle Anayasa'dan Atatürk ilkelerini çıkarmaya çalışanların, amacı yukarıda belirtilen Anayasal bir kurumu hedef haline getirmemesi zaten düşünülemezdi.

Sonuç olarak; geçmiş icraatleri ve kuruluş Kanununda bulunan antidemokratik maddeleri ile üniversite özerkliğine ve bilimselliğe aykırı YÖK'e hayır... Ancak amacı üzüm yemek değil bağcı (Atatürkçülük) dövmek olan anlayışa daha fazla hayır.

Ben kendi adıma, mevcut YÖK Başkanı'nın söylemlerinden yeni Başkanın; YÖK'ü olması gereken çizgiye getirmek değil, absürd söylemlerle YÖK'ü iyice nefret edilen bir kurum olarak kamuoyu tepkisinin odağına çekmeyi ve ortadan kaldırılmasını kolaylaştırmayı amaçladığını düşünmeye başladım şimdiden.

Selamlar,
09-01-2008 01:44:12 Av.Abbas Bilgili #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Sayın Yüksel;
YÖK'le ilgili düşünceniz 82 Anayasası ile ilgili düşünceniz ile uyumlu görünüyor. Yanlış anlamadıysa, siz 82 Anayası ve YÖK kalsın diyorsunuz. Bu düşünceye katılmadığımı tahmin ediyorsunuz, ama benim esasen merak ettiğim husus; 82 Anayasası ve YÖK kalsın diyorsanız, 61 Anayasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Çok savunduğunuz bu 82 Anayasası acaba 61'den daha mı iyi ki "kalsın" diyorsunuz?

Sayın Gür;
Sizin YÖK'le ilgili düşünceniz (yanlış anlamadıysam); "benim kafama uygun bir YÖK başkanı gelirse YÖK iyidir, benim kafama uygun olmayan bir YÖK başkanı gelirse YÖK çok kötüdür" şeklinde özetlenebilir. Yani bu konudaki düşüncenizi bir "adama" indirgemiş olmuyor musunuz? Düşünceniz ilk bakışta fena fikir değil gibi görünüyor ama, her zaman bana (ya da sana) uygun bir YÖK başkanı geleceğinin garantisi var mı? Benim ya da senin gibi düşünmeyenlerin bir şekilde çoğunluğu sağlayarak kafamıza uygun olmayan bir YÖK başkanı getirme ihtimali her zaman vardır ve bu ihtimal yüksektir. Bu durumda çözümü, YÖk başkanının kim olacağına indirgemek değil, yüksek öğretim sistemini değişitirmek olmalı diye düşünüyorum. O zaman da YÖK denilen kurumun mevcut haliyle korunmasını savunmak zor gibi görünüyor.

Sayın Yüksel ve Sayın Gür;
Haddim olmayarak bu konudaki düşücelerinizi yeniden gözden geçirmeyi deneseniz nasıl olur acaba? Saygılarımla...
09-01-2008 09:14:55 Harun Gür #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Alıntı:

Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Sonuç olarak; geçmiş icraatleri ve kuruluş Kanununda bulunan antidemokratik maddeleri ile üniversite özerkliğine ve bilimselliğe aykırı YÖK'e hayır... Ancak amacı üzüm yemek değil bağcı (Atatürkçülük) dövmek olan anlayışa daha fazla hayır.

Yazımın ana fikrini yukarıdaki şekilde özetlemişken yazımdan "benim kafama uygun bir YÖK başkanı gelirse YÖK iyidir, benim kafama uygun olmayan bir YÖK başkanı gelirse YÖK çok kötüdür" gibi bir sonucu nasıl çıkarabildiniz merak ettim.

Tekrarlamak gerekirse; YÖK mevcut Kanunu ile antidemokratik, bilimsel özerkliğe, bilimin gelişimine aykırı bir kurumdur. Kanunundaki antidemokratik maddelerin ve uygulamalarında aksayan yönlerin düzeltilmesi gerekir. Ancak bu yapılırken sivil Anayasa'ya ?!!! paralel bir düzenleme ile amaçlanan, Atatürk ilkelerini dikkate almayan, renksiz , kokusuz bir kurum yaratmak ise ki, bunun kuvvetli örneklerini görmekteyiz, o takdirde atılacak adımlara ve Başkanının söylemlerine daha temkinli yaklaşılmalıdır diyorum.

Haddim olmayarak, ilk mesajımı yeniden ve aşağıdaki yazıları okumanızın iyi olacağı kanısındayım.

Saygılar,

Ne olur sus Başkan!


YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, konuşmayı seven biri. Her fırsatta konuşuyor. Her konuşmasından sonra da şimşekleri üzerine çekiyor.
Oysa önce dersini iyi çalışması gerekir. Profesör de olsa, ne üniversiteleri yeterince tanıyor ne de yükseköğretimin sorunlarından yeterince haberdar.
Bu yüzden de her konuşması tepkileri beraberinde getiriyor.
Hafta sonu yine konuşmuş. İşte bu konuşmasından satırbaşları:
Türk üniversitelerinin bilimsel yayn sıralamasında 19'uncu sıradan 10'uncu sıraya yükselmesi hedefleniyor.
Öğretim üyelerinin maaşları iyileştirilecek.
Öğretim üyelerinin emeklilik yaşı yükseltilecek.
Araştırma görevlileri kadrolu değil burslu olacak. 5'inci yılın sonunda başarılı olan kalacak
Merkezi asistanlık sınavı gelecek.
Üniversiteler paralı hale getirilecek, isteyene burs verilecek.
Herkesin üniversiteye gitmesi gerekmez. Belli sayıda genç üniversiteye gitsin, geri kalanlar teknik okullara ve meslek yüksekokullarına yönelsin.
Bazı yabancı ülkeler, ülkemizde okul açmak istiyor. Bizden arsa ve bina talep ediyorlar. 4 müracaat var. İstanbul'u seçiyorlar ancak ben Türkiye'nin her yerinde açılacak bu okulların rekabeti artıracağını düşünüyorum.

100 gün süre
Daha önceki YÖK başkanları ile hep sorunlarımız oldu. Biz eleştirdik, onlar kızdı. Oysa amacımız aynıydı. Onlar da biz de daha iyi bir üniversite istiyorduk. Ama bakış açılarımız farklıydı. İçlerinde mahkemeye verenler de oldu. Selamı sabahı kesenler de. Ama sonunda haklı çıkan hep biz olduk. Çünkü doğru olanı savunuyorduk.
Doğramacı, Sağlam, Gürüz ve Teziç'ten sonra başkanlık koltuğuna oturan Özcan, bu beşli içerisinde en acemi olanı. Diğer 4'ü rektörlük yaptığı için hem sistemi biliyorlardı hem de yönetmenin zorluklarından haberdardılar. Dahası, nerede, ne zaman konuşulması gerektiği konusunda deneyimlilerdi...
Özcan ise bir anda albaylıktan genelkurmay başkanlığına getirildi. Görevini hakkıyla yerine getiremez mi? Zaman gösterecek! Ama önce oturup dersini iyi çalışması gerekiyor.
İşte bu yüzden kendisine eleştiri oklarını yöneltmemek için kendime 100 günlük bir süre tanıdım. Bu süre içerisinde ne söylese, ne yapsa, acemiliğine vereceğim.
Konuların çok uzağında olmasa, kalkıp da mevcut Anayasa ortadayken, yabancılara üniversite hakkından söz eder miydi? İstanbul değil de başka bir il olsa sıcak bakarmış. Peki ya Anayasa?
Daha önce açıkladığı gibi görmezden mi gelelim!
Ya paralı üniversiteye ne demeli? Öğrenciler, borçlansınlar mezun olunca da ödesinler diyor. Aslında üzerinde tartışılmaya değer bir öneri ama öyle bir tarzda söyledi ki hemen herkesi ayağa kaldırdı.
Meslek yüksekokullarına gidin önerisi de afaki. Sanki oradan mezun olanların bir eli yağda bir eli baldaymış gibi.
Onların da diğer üniversite mezunlarından hiç farkı yok. Onlar da işsiz, onlar da ezik, onlar da gelecek kaygısı içinde. Aşağıdaki sorunları çözülmeden, bu yönlendirme yapılsa ne olacak ki?
1- Üniversite mezunu olmamıza rağmen, askerde neden ilkokul mezunu ya da hiç okumamış adam muamelesi görüyoruz?
2- MYO bittikten sonra lisans tamamlamada neden bu kadar engelle karşılaşıyoruz?
3- İşyerlerinde neden mevki sorunu yaşıyoruz?
4- Neden imza yetkimiz yok?

Kulaktan dolma konuşuyor
Başkan Özcan'ın yazının başında sıraladığımız önerilerine bakıldığında, kendi fikirleri olmaktan çok bir yerlerden duyup bizlere aktardığı izlenimi veriyor.
Belki iyi niyetli, belki de hükümümetten kendisine kayıtsız şartsız destek geleceğini umuyor. Ama belli ki devlet bürokrasisini hiç tanımıyor. Başbakan da, cumhurbaşkanı da istese ve desteklese de, bazı şeylerin öyle kolay kolay değişmediğini görecek, yaşayacak ve isyan edecek.
Başkan'a önerimiz, kendisine çok iyi hukuk danışmanları bulması. Önyargılardan uzak, sadece ve sadece hukukun üstünlüğünü savunan danışmanlar. Yoksa ileride başı çok ağrıyabilir...
Özetin özeti: Zirveye çıkmak en kolayı. Birileri sizi alıp paraşütle oraya indirebilir. Zor olan, orada kalmaktır.
Abbas GÜÇLÜ / Milliyet




Üniversiteler paralı olsun mu?


YÖK Başkanı Özcan'ın üniversiteler paralı olsun önerisi, çok yoğun tepki aldı.
Benzeri görüş, daha önce de defalarca dile getirildi. Ama her seferinde öneri olmanın ötesine geçemedi. Çünkü hem konu iyi anlatılamadı hem de güven ortamı oluşturulamadı.
İsteyen herkese burs verilecek deniliyor. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Şu anda burs için başvurup da alamayan o kadar çok öğrenci var ki! Bu yüzden, her şeyden önce güven sorununun çözülmesi gerekir.
Aslında YÖK Başkanı'nın önerisi pek çok ülkede uygulanan bir sistem. Devlet, parayı üniversiteye doğrudan vereceğine, öğrenciye veriyor. Geri dönüp dönmemesi de şimdilik hiç önemli değil. Nasıl ki üniversiteye verdiğinde geri istemiyorsa, öğrenciye verdiğinde de en az 10 yıl istemeyebilir. Ama işte o konuda gençlerin kafasında bin tane soru işareti var.
Haksız da sayılmazlar. Çünkü YURTKUR'un, aldıkları burslara bileşik faiz uygulayarak nasıl biri, üç beş yaptığını yakından biliyorlar. Aynı durum, bu konuda da başlarına gelir diye çekiniyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın hiç ihtiyacı olmayan öğrencilere popülizm gereği bedava ders kitabı vermesi ne kadar yanlışsa, trilyoner çocuklarının devlet üniversitelerinde bedava öğrenim görmeleri de o kadar yanlış diyenler çıkabilir. Çünkü bazı üniversitelerin otopark kiraları, öğrenim harcından daha yüksek. Zaten onların da, kendilerine göre, üç kuruş paraya okuma gibi bir istekleri yok. Yeter ki devlet adını koysun. İstediği parayı vermeye hazırlar...
Aslına bakılırsa, mevcut üniversite öğrencilerinden en az üçte biri, YÖK Başkanı Özcan'ın telaffuz ettiği yıllık 5-10 bin YTL'lik ücreti, rahatlıkla ödeyebilir. Dershane sektörüne akan paralar da bunun bir göstergesi.
Üniversitelerin yeni kaynaklara ihtiyacı var. Tamam. Ama niye öğrenciden para almanın dışında yeni alternatifler aranmıyor? Başka ülkelere bakarken, onlara da bakmak gerekir.

Ölçü ne olacak?
Paralı üniversite söz konusu olduğunda, şu anda vakıf üniversitelerine girişte olduğu gibi parası olana öncelik tanınacak mı, tanınmayacak mı? Önemli olan o. Vakıf üniversiteleri kurulurken de önceliğin başarı olacağı açıklanmıştı ama şimdi görüyoruz ki, parayı bastıran istediği yere girebiliyor. Doktor, mühendis, avukat olabiliyor. Şikâyetler de işte bu noktada başlıyor. Ya parası olana öncelik tanınıp fakir fukara çocuklarına kapılar tümüyle kapatılırsa, o zaman ne olacak?
Dahası, hangi üniversite ne kadar öğrenim ücreti alacak? Örneğin, Boğaziçi Üniversitesi ile yeni açılan bir üniversitenin öğrenim ücreti aynı mı olacak? Yoksa fakültelerde olduğu gibi üniversitelerde de farklı ücret skalası mı uygulanacak? Tüm bunlar nasıl belirlenecek? Üniversiteler ücretlerini kendileri mi tespit edecek yoksa YÖK tarafından kendilerine bir fiyat mı biçilecek?
Üniversite gençliğini tedirgin etmek için daha çarpıcı bir konu bulunamazdı. Yakında türban ve katsayıları gölgede bırakacak tartışmalar yaşanırsa hiç şaşırmamak gerekir.
Özcan'ın aklından geçen her konuyu kamuoyuyla paylaşması, şeffaflık açısından belki kendisine olumlu puan kazandırabilir. Ama güven erozyonunu da beraberinde getirir. Oysa şu günlerde en çok güvene ihtiyacı var.
İşte bu yüzden bir süre için tartışmalı konuların uzağında durup kendisine artı puan kazandıracak işlere yönelmeli. Örneğin, öğretim üyelerinin maaşında artış sağlayabilir, örneğin, yeni kadrolar alabilir, örneğin, yeni seçilecek YÖK üyelerinde yandaş olmanın ötesinde yükseköğretimin sorunlarına vakıf olma gibi özellikler arayabilir...
Özetin özeti: Üniversiteler kritik bir dönemden geçiyor. YÖK Başkanı da dahil hiçbirimizin oradaki huzuru bozmaya hakkı yok. Yükseköğretimde yeni açılımlara evet. Ama dayatmalara hayır. Yoksa ters teper. Bu hep böyle olmuştur...
Bu gece Genç Bakış'ta Şener Şen ile Kenan İmirzalıoğlu var. Kabadayı'yı ve Türk sinemasını konuşacağız. SMS Anket konumuz ise paralı üniversite olacak. Bakalım halkın ne kadarı istiyor? Ne kadarı karşı?..

Abbas GÜÇLÜ / Milliyet
09-01-2008 11:35:00 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Alıntı:

Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Yüksel;
YÖK'le ilgili düşünceniz 82 Anayasası ile ilgili düşünceniz ile uyumlu görünüyor. Yanlış anlamadıysa, siz 82 Anayası ve YÖK kalsın diyorsunuz. Bu düşünceye katılmadığımı tahmin ediyorsunuz, ama benim esasen merak ettiğim husus; 82 Anayasası ve YÖK kalsın diyorsanız, 61 Anayasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Çok savunduğunuz bu 82 Anayasası acaba 61'den daha mı iyi ki "kalsın" diyorsunuz?

Sayın Yüksel ve Sayın Gür;
Haddim olmayarak bu konudaki düşücelerinizi yeniden gözden geçirmeyi deneseniz nasıl olur acaba? Saygılarımla...

Sayın Bilgili,

Bilerek mi yapıyorsunuz yoksa yazdıklarımı okumuyor musunuz -ya da başını okuyup sonunu mu okumuyorsunuz- inanın anlayamıyorum. Ben de haddim olmayarak yazdıklarımı iyi okumanızı rica edeceğim, zira yazdıklarımdan nasıl böyle sonuçlara varabildiğinizi gerçekten şaşkınlıkla izliyorum.

Yukarıda "YÖK'ü tartışalım, YÖK'ü eleştirelim, gerekirse kaldırılsın ama engel olarak görüldüğü için değil, böylesine çirkin bir oyunla değil..." cümlesi ile bitirdiğim iletimden, nasıl YÖK kalsın dediğim anlamı çıkardınız anlayabilmiş değilim. Yani evet yanlış anlamışsınız...


Anayasa tartışmalarımıza ilgili forumdan devam edelim lütfen, minder dışında güreşmek de kaçak güreştir... ;)
09-01-2008 12:43:45 Av.Selin Çam #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Bir münevver şunu söylemiş Türkiye için: -TÜRKİYE OLMAYACAK İŞLERİN OLACAĞI ÜLKEDİR...
15-01-2008 19:19:08 Av.Abbas Bilgili #

Re: Cahil halk yoktur, parasız halk vardır?!!!

Yeni Yök Başakanı'nın, üniversitelerin paralı olmaları konusundaki görüşleri bir hayli tepki aldı. Ancak, bu konuda farklı düşünenler de var. Benim ilginç bulduğum ikisine aşağıdaki linklerden ulaşılabilir;

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.p...2&haberno=7871

http://www.milliyet.com.tr/2008/01/12/yazar/akyol.html




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.