3 defter tutmaktan aciz olmayanlar
Ben bu foruma yeni geldim. Gördüğüm kadarı ile hukukçu ağırlıklı bir forum. Ben ekonomist (Maliye muhasebe uzmanı) olduğum için vergi bölümünü seçip sorulan sorulara cevap vermeye çalışıyorum. Okuduğum bir bölümde iktisatçı ve hukukçu görev alanları tartışmasına tesadüf ettim. Ben de bir şey söyleyeyim dedim ama baktım yönetici forumu kilitlemiş. Bunu niye yapmış anlayamadım. halbuki düzeyli bir tartışma devam ediyormuş. Bu kabil tartışml-alar bana göre engellenmemelidir. Zira gördüğüm kadarı ile meslekler arasında var olan tanınma uçurumu ancak böyle kapatılabilr. Örneğin bir forumdaş şöyle demiş:
"3 defter tutmaktan aciz olmayan birçok avukatın da mali müşavirlik yetkisi almak için başvurması size ne kadar cazip gelir?"
Uzun yıllar muhasebecilik yapmış ve defter tutmanın ne kadar zor ve çetrefil bir iş olduğunu bilen biri olarak bu ifadeye tebessüm etmekten öte bir şey düşünemedim. Bu bana bir zamanlar Türkiyenin gerçeği olan dava vekillerinin avukatlığı küçümsemesi gibi geldi.
Bir şey daha hatırlıyorum, Türk Ceza Kanunu 70 yıl sonra Değiştirildiği zaman bazı yaşlı hakimler istifa edip emekli olmuşlar. Gerekçeleri de
şu olmuş.
"Biz bu yaştan sonra kanunları ezberleyemeyiz"
Fakat gelin görün ki vergi kanunları 1960 yılından sonra 150 kereden fazla köklü değişikliğe uğramıştır. Yeni çıkan kanun kitapları daha mürekkebi kurumadan çöpe atılmıştır. Ama kanunu bilmemek de mazeret değildir.
Bir vergi dava dilekçesi yazabilmek için her şeyden önce muhasebe bilmek gerekir. Zira verginin kaynağı kanuni defterlerdir. Bu nedenle, bana göre hukukçuların bu sahaya itibar etmemesinin nedeni işte işin bu yanlarıdır.
Türkiye'de hakkı yeni yeni verilmeye başlanan Mali müşavirliğin bütün dünyada olduğu gibi saygın bir meslek olduğu zamanla daha iyi anlaşılacak ve hakkı teslim edilecektir. Bu teslimat yapıldığı zaman da ülke ekonomisi rayına oturmuş olacaktır.
.............................
"3 defter tutmaktan aciz olmayan birçok avukatın da mali müşavirlik yetkisi almak için başvurması size ne kadar cazip gelir?"
Uzun yıllar muhasebecilik yapmış ve defter tutmanın ne kadar zor ve çetrefil bir iş olduğunu bilen biri olarak bu ifadeye tebessüm etmekten öte bir şey düşünemedim. Bu bana bir zamanlar Türkiyenin gerçeği olan dava vekillerinin avukatlığı küçümsemesi gibi geldi.
Bir şey daha hatırlıyorum, Türk Ceza Kanunu 70 yıl sonra Değiştirildiği zaman bazı yaşlı hakimler istifa edip emekli olmuşlar. Gerekçeleri de
şu olmuş.
"Biz bu yaştan sonra kanunları ezberleyemeyiz"
Fakat gelin görün ki vergi kanunları 1960 yılından sonra 150 kereden fazla köklü değişikliğe uğramıştır. Yeni çıkan kanun kitapları daha mürekkebi kurumadan çöpe atılmıştır. Ama kanunu bilmemek de mazeret değildir.
Bir vergi dava dilekçesi yazabilmek için her şeyden önce muhasebe bilmek gerekir. Zira verginin kaynağı kanuni defterlerdir. Bu nedenle, bana göre hukukçuların bu sahaya itibar etmemesinin nedeni işte işin bu yanlarıdır.
Türkiye'de hakkı yeni yeni verilmeye başlanan Mali müşavirliğin bütün dünyada olduğu gibi saygın bir meslek olduğu zamanla daha iyi anlaşılacak ve hakkı teslim edilecektir. Bu teslimat yapıldığı zaman da ülke ekonomisi rayına oturmuş olacaktır.
.............................