Re: CMK Test Sınavı
24. A, dolgun görüntüsüne bakarak içinin dolu olduğunu sandığı B’nin çantasını kapıp kaçar. İlk fırsatta çantayı açan A, içinin boş olduğunu görür ve çantayı kaldırıp atar.
a) A’ ın fiili hırsızlık suçuna teşebbüs etmek olur. b) A, fiil üzerinde esaslı hataya düşmüştür, hatadan yararlanır. c) İşlemeyi kastettiği hırsızlık suçunun maddi konusu yoktur, dolayısıyla A’ ın fiili işlenemez suç olur.
25. A, soymak için B bankasına girer; soygunu gerçekleştirip çıkarken banka güvenlik görevlisini öldürmek zorunda kalır.
a) Fiillerden biri ötekinin unsuru olduğundan A, 42. madde gereğince sadece 82/h maddesi hükmünce ağırlaştırılmış adam öldürme suçundan sorumlu olur. b) A, bir fiili ile birden çok suçu, yani yağma ve öldürme suçlarını gerçekleştirmiş olduğundan, 44. madde gereğince sadece cezası ağır olan öldürme suçundan sorumlu olur. c) A, hem 82/h maddesi hükmünü, hem de 149/1,a. maddesi hükmünü ihlalden sorumlu olur.
26. A, on dört yaşında olan B ile bir parkta, genel adap ve ahlaka aykırı olarak cinsel davranışlarda bulunduklarken yakalanırlar.
a) A, işlediği bir fiille kanunun hem 225. maddesi hükmünü, hem de 103. maddesi hükmünü ihlal etmiştir. A, 44. madde gereğince, en ağır cezayı gerektiren 103. maddede öngörülen suçtan sorumludur. b) A, hem 225. madde hükmünden, hem de 103. madde hükmünden sorumludur. c) A, B’nin rıza göstermesi üzerine onunla sevişmiştir; burada rıza A’nın fiilini hukuka uygun kılmaktadır.
27. A, değişik zamanlarda, köyün koyun sürüsünden kime ait olduğunu bilmediği toplam on baş koyun çalmıştır.
a) A, bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak, birden çok fiille birden çok hırsızlık suçunu işlemiş olduğundan, kendisine bir ceza verilir ve bu ceza dörtte birden dörtte üçe kadar artırılır. b) A, esasen bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak hareket etmiş olmasına rağmen, zincirleme hırsızlık suçundan değil, ayrı ayrı olmak üzere, on tane hırsızlık suçundan sorumludur. c) Farklı zamanlarda on koyun çalmış olmasına rağmen, A’nın esasen bir tek fiili, dolayısıyla bir tek suçu bulunmaktadır.
28. Uzun bir süredir sınıfındaki arkadaşlarının alay konusu olan A, gazaba geldiği bir gün kürsüye çıkarak, arkadaşlarına hitaben “ulan it oğlu itler, yeter, tepemi attırmayın, yoksa hepinizi fena yaparım” diyerek sınıftan çıkar. Arkadaşları, tek tek A hakkında hakaretten şikâyetçi olurlar.
a) A, hakaret suçunu birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlemiş olduğundan, 43/2. madde hükmü gereğince zincirleme suçtan sorumlu olur. b) Burada tek bir fiil yoktur, madem birden çok kişinin şeref değeri ihlal edilmiştir, o halde ihlal sayısı kadar fiil vardır; dolayısıyla fail bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak hareket etmemişse ortada zincirleme hakaret suçu da yoktur, mağdur sayısı kadar hakaret suçu vardır. c) Toplu bulunan kişilere hitaben yapılan hakarette, ihlal birden çok olsa bile hareket, fiil, dolayısıyla suç tektir. Öyleyse, burada, A’nın tek bir hakaret suçu vardır.
29. Kanunda “hareket” ve “fiil” terimleri yerli yerinde, yeterli açıklıkta kullanılmış olmamakla birlikte, suçların içtimaına ilişkin düzenlemeler hariç, fiilsiz suç olmaz ilkesinin sonucu olarak, fiilin sayısı suçun sayısını belirlemektedir. Buna göre doğru önermeyi bulunuz. a) İster neticeli ister neticesiz suç olsun, örneğin aynı anda birden çok hareketle bir evin, bir kasanın içinin boşaltılmasında veya bir kimseye birçok kez ateş etmede, tokat atmada olduğu gibi, amaçta ve zamanda birlik olduğunda, hareket tektir, fiil tektir, suç tektir. b) Bir kimsenin, örneğin çeşitli zamanlarda komşusunun birden çok hayvanını çalmasında olduğu gibi, bir suçu işleme kararının icrası cümlesinden olarak, kanunun aynı hükmü birden çok kez ihlal edildiğinde, hareket tektir, fiil tektir, suç tektir. c) Fiili belirlemede fizik dünya ile normatif dünya arasında hiç bir fark yoktur. Böyle olunca, vücudun her bir devinimi bir hareketi, her bir hareket bir fiili ve her bir fiil bir suçu oluşturur.
30. Geçerli bir doktrinde neticeli suçlarda netice sayısının, neticesiz suçlarda ihlal sayısının fiilin sayısını; fiilin sayısının ise suçun sayısını belirlediği kabul edilmektedir. Buna göre doğru önermeyi bulunuz. a) A, tek bir el ateş ederek bir kimseyi öldürür (veya yaralar) ve diğer bir kimseyi (öldürür veya) yaralarsa, ortada birden çok fiil ve fiile bağlı olarak birden çok suç vardır. b) A, tek bir el ateş ederek bir kimseyi öldürür (veya yaralar) ve diğer bir kimseyi (öldürür veya) yaralarsa, ortada tek bir fiil olmasına rağmen birden çok suç vardır. c) A, tek bir el ateş ederek, bir kimseyi öldürür (veya yaralar) ve diğer bir kimseyi (öldürür veya) yaralarsa, ortada iki netice olmasına rağmen tek suç vardır; ikinci netice kazadır.
31. A, kahvede herkesin önünde, aylardır kirasını ödemeyen B’ye, “Kahvede oyun oynamaya para buluyorsun, kiraya gelince ödemiyorsun, bu delikanlılığa sığmaz, ayıptır” der. Herkesin önünde söylenen bu sözü onur kırıcı bulan B, onurunu kurtarmak adına A’yı döver.
a) B, haksız tahrikten yararlanır, çünkü A’nın fiili haksızdır. b) Hakkını kullanan bir kimsenin fiili haksız olmaz, dolayısıyla B haksız tahrikten yararlanamaz. c) Haksız tahrikten yararlanabilmek için tahrik fiilinin ahlaken haksızlık oluşturması yeterlidir.
32. Bir tren istasyonunda makas değiştirmekle görevli memur A, saçsız başı yüzünden o yörenin çocuklarının alay konusu olmaktadır. Sıkça tekrarlanan bu durum A’yı çileden çıkarmaktadır. Gene bir gün, trenlere yol vermek üzere makas değiştirirken, ortaya çıkan çocuklar, hep bir ağızdan A ile alay ederler. Bu duruma hiddetlenen A, makas değiştirmeyi unutur ve yaramaz çocukları kovalamaya başlar. O esnada aynı hat üzerinde karşılıklı gelmekte olan trenler çarpışır ve bazı kimseler ölür, bazı kimseler yaralanır (Manzini’den uyarlanmıştır).
a) A, haksız tahrikten yararlanır, çünkü suçun mutlaka tahrik fiilinin failine karşı işlenmesine gerek yoktur. b) A, haksız tahrikten yararlanamaz, çünkü fiili olmayan kimselere zarar vermek yerine fail, tahrik fiiline kendi katlanmalıdır. c) A’nın haksız tahrikten yararlanabilmesi için, tahrik fiilini kim yapmışsa, suçun da mutlaka o kişiye karşı işlenmesi gerekir.
33. Demiryoluna sabotaj yapmak isteyen A, gerekli düzeneği kurduktan sonra saklanmakta olduğu civardaki ormanda uyuyakalır. A uyurken tren gelir ve havaya uçar.
a) A, fiil gerçekleşirken isnat edilebilir bir durumda değildir. Fiilin gerçekleştiği esnada isnat edilebilir bir durumda olmayan kimse fiilinden sorumlu olmaz. b) Trenin havaya uçtuğu esnada isnat edilir durumda olmasa bile A, madem düzeneği kurduğu esnada isnat edilebilir durumdadır; “sebebinde serbest hareketler” kuralı gereğince treni havaya uçurmaktan sorumludur. c) Esas olan, A’nın işlemeyi kastettiği suçun hazırlık hareketlerini yaptığı esnada isnat yeteneğine sahip olmasıdır.
34. A, bilerek ve isteyerek sarhoş olduktan sonra otomobili ile kaza yaparak, B’nin ölümüne neden olur.
a) A’nın isnat yeteneği yoktur, fiilinden sorumlu olmaz. b) Arızî sarhoşluk isnat yeteneğini ne kaldırır ne de azaltır. A, B’nin ölümünden sorumludur. d) A, isteyerek sarhoş olmuştur, isnat yeteneği tamdır, fiilinin sonuçlarına katlanmak zorundadır.
35. Önermelerden yanlış önermeyi seçiniz. a) Kimileri, isnat yeteneğini veya kanunun deyimi ile “kusur ehliyetini” kusurluluğun bir önşartı saymaktadır. Dolayısıyla, isnat yeteneği olmayan kimse kusurlu davranamaz. b) Kimileri, isnat yeteneğini kişinin bir durumu saymakta, yani fiilinin sorumluluğunu üslenebilme yetkinliği olarak görmektedir. Dolayısıyla bu düşüncede kişinin, örneğin bir akıl hastasının, bir yaş küçüğünün kusurlu davranması mümkündür. c) Kimileri, isnat yeteneğini fiilin hukuka aykırılığının önşartı saymaktadır. Dolayısıyla kişi, fiili işlediği esnada isnat yeteneğine sahip değilse fiil hukuka aykırı olmaz.
36. Kanun kişinin fiilinin sorumluluğunu üstlenebilme erkini “kusur ehliyeti” terimi ile ifade etmektedir. Sırf Kanun böyle dediği için, a) Kişinin fiilinin sorumluluğunu üstlenebilme erki, yani isnat yeteneği, kiminin iddiasının aksine, kusurluluğun önşartı olmaz. b) Kişinin fiilinin sorumluluğunu üstlenebilme erkine Kanun kusur ehliyeti diyorsa, kiminin iddiasına göre, bu, onun, kusurluluğun önşartı olduğunu gösterir. c) Bir kanunda kişinin fiilinin sorumluluğunu üstlenebilme erki, ister “isnat yeteneği” isterse “kusur ehliyeti” terimi ile ifade edilsin, kurumun Kanunda düzenlediği yere ve biçime, yani Kanunun sistemine bakıldığında, 765 s. Kanun döneminden farksız olarak, kurum hakkındaki tartışmaların, doktrinde hala devam edecek olduğu görülür.
37. İsnat yeteneği: a) Failin anlama ve isteme yeteneğidir. b) Failin anlama yeteneğidir, c) Failin isteme yeteneğidir.
38. A ve B, C’yi öldürmek konusunda anlaşırlar. A, kahveden çıkmakta olan C’nin arkadan üstüne atlar ve yere yatırır. B, C’yi bıçaklayarak öldürür.
a) A, “suçun kanuni tanımında yer alan fiili”, yani öldürme fiilini B ile birlikte gerçekleştirmemesine rağmen (çünkü A, C’yi sadece tutmuş ama bıçaklamamıştır) suça nedensel katkısı asli nitelikte olduğundan, kasten öldürme suçunu, fail olarak işlemekten sorumlu olur. b) A, “suçun işlenmesine yardım eden” kişidir, çünkü yardımda bulunarak suçun icrasını kolaylaştırmıştır, kasten öldürme suçuna yardım etmekten sorumludur. c) A’nın tutma fiili, suçun kanuni tanımında yer alan “bir insanı kasten öldürme” tanımı içinde yer aldığından B ile aynı derecede fail olarak sorumlu olur.
39. Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanmak cümlesinden olarak A, üzerinde icra ettiği “ağır bir korkutma veya tehdit sonucu” B’nin C’yi döverek ağır bir biçimde yaralamasını sağlar.
a) Üzerinde maddi cebir uygulanan B, hareket etmemekte, hareket ettirilmektedir. Bundan ötürü B, iradi olmayan fiilinden sorumlu olmaz. C’yi kasten yaralamadan sadece A sorumlu olur. b) Minimum bile olsa B’nin fiili iradidir. Ancak, manevi cebir altında suç işlediğinden (inesigibilitá), yani somut olayda yaptığı davranıştan başka bir davranışı kendisinden beklemek insanî olmadığından, dolayısıyla kınanamadığından B, kusurlu olmadığı fiilden sorumlu olmaz. Böyle olunca A, B’nin fiilinden dolayısıyla fail olarak değil, azmettiren olarak sorumlu olur. c) 765 s. Kanun döneminde oluşan doktrine uygun olarak, burada Kanunun 25/ 2. maddesi hükmü uygulanmalıdır, çünkü A, B’nin iradesini tümden ortadan kaldırmış değildir. Gerçekten B, suç işlemek yerine, ağır korkutmaya katlanabilirdi. Öyleyse, B’nin fiili hukuka uygundur. B’nin C’yi yaralama fiilinden A sorumludur.
40. Yaşları on üç civarında olan Ali ve Ayşe Bingöl yaylalarında çobanlık yapmaktadırlar. Ali ve Ayşe’de okuma yok, yazma yoktur; bilmezler eski yeni; kuzular söyler yılların geçtiğini. Günlerden bir gün Ayşe Aliye evcilik oynamayı teklif eder. Evcilik oynarlarken sevişmeye başlarlar.Sonunda, Ayşe Aliyi tahrik eder. Tam cinsel ilişkide bulunacakları esnada diğer büyük çobanlar tarafından yakalanırlar ve ailelerine teslim edilirler (Bingöl Çobanları şiirinin yazarına saygı ile…).
a) Ayşe ve Ali, yetiştikleri ortam bakımından, davranışlarının toplumsal değerini bilebilecek durumda olmadıklarından, anlama ve isteme yeteneğinden mahrumdurlar. Dolayısıyla davranışlarının sorumluluğunu üslenebilme erkleri olmadığından, 31/2. madde hükmü gereğince ceza sorumlulukları yoktur. b) Ayşe zorlasa bile Ali, erkek olduğundan, Bingöl dağlarında cinsel ilişkide bulunmanın en azından ayıplanan bir davranış olduğunu bilmektedir. O yüzden Ali, 103/2. madde hükmü gereğince, suç res’en takip edilerek sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. c) Vücuduna organ sokulmasını “isteyen” ve Ali’yi zorlayan Ayşe’dir. Cinsel ilişkide bulunma fiilinden Ayşe sorumludur. Dolayısıyla, 103/2. madde hükmüne göre Ayşe’nin res’en takip edilerek cezalandırılması gerekir.
KLASİK BÖLÜM
1. A, evlerinin civarında bulunan kahvenin önüne gizlice saatli bir ses bombası yerleştirir. Ancak A, farkında olmadan bombaları karıştırarak tahrip gücü yüksek bir saatli bomba koymuştur. A’nın amacı hükümetin uygulamalarını protesto etmek, halkı yılgınlığa sürükleyerek, ulusal bir ayaklanmanın meşruiyet zeminini hazırlamaktır. A, bombayı koyduktan sonra evine gider ve uyur. Bomba patlar. O civarda bulunan B ve C ile babası D ve kız kardeşi F ölür; G, H ve İ’nin organlarından biri işlevini yitirir.
A, olaydan üzüntü duyar ve kendiliğinden teslim olur; mahkemede yaptığından pişman olduğunu, sadece panik çıkarmayı amaçladığını, fiili hatası sonucu hiç istemediği bir sonucun ortaya çıktığını söyler.
A, onbeş yaşından büyük onsekiz yaşından küçüktür. Ayrıca A’nın kısmî akıl hastası olduğu saptanmıştır.
A’nın kaç suçtan ve hangi suçtan sorumlu olduğunu belirtiniz. Hakim olsaydınız, 61. madde karşısında A’nın cezasını nasıl belirler ve bireyselleştirirdiniz, açıklayınız.
2. Af çeşitlerini, hüküm ve neticelerini kısaca anlatınız.
Zeki HAFIZOĞULLARI