Ertuğrul Özkök' e hatırlatalım
Ertuğrul Özkök' e 29 ekimi hatırlatalım
Dansöz diye mi susuyoruz
İKİ gündür sabah toplantılarında arkadaşlarıma soruyorum. "Kadın derneklerinden, insan hakları kuruluşlarından, ne bileyim, herhangi bir sivil toplum örgütünden hiçbir tepki yok mu?"
İki gündür aynı cevap:
"Hayır yok..."
NEREDE ONLAR
Töre cinayetinde ayağa kalkan, tecavüz olaylarında bildiri üstüne bildiri yayınlayan kadın kuruluşlarından bir ses, bir iki cümle çıkmıyor.
Neden?
Kendi kendime bu soruyu soruyorum.
Neden?
Acaba "Bu kız dansöz diye mi?"
Ayağından kurşunlanıyor, yılmıyor.
Teslim olmuyor.
"Benim için bu ilişki artık bitti" diyor.
Ertesi gün eski sevgiliden tüylerimi diken diken eden bir cevap geliyor:
"Ben bitti demeden bitmez..."
Cevap değil, sanki kurtlar vadisinden gelen uğursuz bir ses.
Kız yürekli. "Mücadele edeceğim" diyor.
Aynı malum vadiden malum cevap:
"İstersem onu 12 saatte bulurum."
Yukarıdaki yazı hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeninin 29 Ekim tarihli yazısından alınmıştır. Ertuğrul Özkök 29 ekim'in Cumhuriyetin yıldönümü olduğunu unutmuş ve bu hayati! meseleyi bu günde dile getirmiş. Onun adına herkesin CUMHURİYET BAYRAMINI kutlarım.
Özkök yazısında kurtlar vadisinden bahsediyor. Bu kurtlar vadisi bana televizyonda gösterilen bir diziden başka bir şey hatırlatmıyor. Yazının genel bütününü değerlendirdiğimde kurtlar vadisine bir kızgınlık beslendiğini yorumluyorum.(acaba bu kızgınlık tv deki dizinin gerçekleri yansıtıyor olmasından mı?)
Özkök'ün yazısında birilerinin "sessizliğine" sitemde var.birilerinin bir şeyler yapmadığını ve yapması gerektiğini anlatmaya çalışmış.
Cumhuriyetin yıldönümünü unutmuş birinin, birilerinin sessizliğine sitem etmesi ne garip.
Bir ilişkinin birine göre bitmiş olması, diğerine göre bitmemiş olması o iki insanın sorunudur. Çözmesi gerekende o iki insandır.
Cumhuriyetin yıldönümünü unutan sayın Özkök'e, bu ülkenin Adalet Bakanının aynı yılın 24 kasımının 9 kasımdan önce yaşandığını onayladığını ve bunun aksinde direnen vatandaşa olmadık işkenceler yapıldığını hatırlatmayı görev bilirim.
çarıklı
Dansöz diye mi susuyoruz
İKİ gündür sabah toplantılarında arkadaşlarıma soruyorum. "Kadın derneklerinden, insan hakları kuruluşlarından, ne bileyim, herhangi bir sivil toplum örgütünden hiçbir tepki yok mu?"
İki gündür aynı cevap:
"Hayır yok..."
NEREDE ONLAR
Töre cinayetinde ayağa kalkan, tecavüz olaylarında bildiri üstüne bildiri yayınlayan kadın kuruluşlarından bir ses, bir iki cümle çıkmıyor.
Neden?
Kendi kendime bu soruyu soruyorum.
Neden?
Acaba "Bu kız dansöz diye mi?"
Ayağından kurşunlanıyor, yılmıyor.
Teslim olmuyor.
"Benim için bu ilişki artık bitti" diyor.
Ertesi gün eski sevgiliden tüylerimi diken diken eden bir cevap geliyor:
"Ben bitti demeden bitmez..."
Cevap değil, sanki kurtlar vadisinden gelen uğursuz bir ses.
Kız yürekli. "Mücadele edeceğim" diyor.
Aynı malum vadiden malum cevap:
"İstersem onu 12 saatte bulurum."
Yukarıdaki yazı hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeninin 29 Ekim tarihli yazısından alınmıştır. Ertuğrul Özkök 29 ekim'in Cumhuriyetin yıldönümü olduğunu unutmuş ve bu hayati! meseleyi bu günde dile getirmiş. Onun adına herkesin CUMHURİYET BAYRAMINI kutlarım.
Özkök yazısında kurtlar vadisinden bahsediyor. Bu kurtlar vadisi bana televizyonda gösterilen bir diziden başka bir şey hatırlatmıyor. Yazının genel bütününü değerlendirdiğimde kurtlar vadisine bir kızgınlık beslendiğini yorumluyorum.(acaba bu kızgınlık tv deki dizinin gerçekleri yansıtıyor olmasından mı?)
Özkök'ün yazısında birilerinin "sessizliğine" sitemde var.birilerinin bir şeyler yapmadığını ve yapması gerektiğini anlatmaya çalışmış.
Cumhuriyetin yıldönümünü unutmuş birinin, birilerinin sessizliğine sitem etmesi ne garip.
Bir ilişkinin birine göre bitmiş olması, diğerine göre bitmemiş olması o iki insanın sorunudur. Çözmesi gerekende o iki insandır.
Cumhuriyetin yıldönümünü unutan sayın Özkök'e, bu ülkenin Adalet Bakanının aynı yılın 24 kasımının 9 kasımdan önce yaşandığını onayladığını ve bunun aksinde direnen vatandaşa olmadık işkenceler yapıldığını hatırlatmayı görev bilirim.
çarıklı