Genel Kurmay Aslýnda Nedir?

23 Nisan 1920 tarihinde TBMM açýldýktan sonra ve24 Nisan1920 tarihinde Mustafa KEMAL Paþa Mecli Baþkaný seçldikten sonra, en kýsa sürede Bakanlar Kurulu'nun kurulmasý hazýrlýklarýna baþlanmýþ kimin hangi iþlerde görevlendiririleceði belirlenmeye çalýþýlmýþtýr.
Mustafa KEMAL, Erkan-ý Harbiye Umumiye Riyaseti yani Genelkurmay Baþkanlýðý için Ýsmet Paþa'yý ( Ýnönü) düþünüyordu. ( Birde Müdafaa-i Milliye Vekilliði vardýrki o da Milli savunma bakanlýðýna eþ gelirdi ve Maraþal Fevzi çakmak paþa tarafýndan idare edildi...) Bu amaçla 25 Nisan 1920 tarihinde TBMM'nde onun Genelkurmay Baþkanlýðý görevini ve bu sýfatla geçici Ýcra Encümeni içinde çalýþmasýný teklif etmiþtir. Ýþte tam bu noktada Mustafa Kemal'e Refet ( bele ) paþa ile Ali Fuat (Cebesoy) Paþa'lar karþý çýkmýþ ve bizde bu sayede Genelkurnay'ýn ne olduðunu anlama þansý bulmuþ oluyoruz.
Ankara'da bulunan Refet ( Bele ) paþa ilk olarak bu konuda Mustafa kemal den bilgi almak istemiþ , O na Genelkurmay Baþkanlýðý'nýn '' Nasýl bir askeri makam ?'' olduðunu sormuþtur. ( Þimdi burasý asýlnda ilginç Asker ve Milletvekili olan kiþilerin ble Genelkurmay Baþkanlýðý'nýn ne menem bir þey olduðunu bilmedikleri hayal edemedikleri ortadadýr. Mustafa Kemal Paþa nýn yanýtýda ilginçtir. Yanýt aslýnda Genelkurmay ýn ne olduðunu ve ne olacaðýnýn en güzel izahýdýr. Ancak burada tarihi kesintisiz verme açýsýndan bu konuda yorum yapmýyorum. )
Mustafa kemal Paþa bu soru üzerine oturduðu koltuktan kalkar ki bu koltuk TBMM i baþkanlýðý özel çalýþma odasýndaki koltuktur. Gelir Refet paþa nýn karþýsýna dikilir. Mavi gaözleri çakmak çakmaktýr. Bu gözleri r4efet Paþa ya diker ve konuþur '' Bu makam yani Genelkurmay Baþkanlýðý en yüksek askeri makamdýr. Ondan yüksek makam TBMM'dir dolayýsýyla onun baþkaný'' olduðunu söyler. Bu bilgilerden sonra gerek Refet gerekse Ali Fuat paþa Ýsmet Ýnönün Paþa ya karþý tavýr almýþ duruþ sergilemiþlersede bu konuda baþarýlý olamamýþlardýr. Bu konu apayrý tarihi ayrýntý olduðu için konuya girmeyip tarihi bilgilere tarihin akýþýndaki olaylara burada on veriyorum.
Yani açýkça anlaþýldýðý üzere neymiþ '' Genelkurmay Baþkaný en üst düzey askeri makam, ve onun üzeründe TBMM nin '' bulunmasýymýþ. Bu taným 25 Nisan 1920 tanýmý . Bu taným yapýldýðýnda '' Cumhuriyet'' yoktur. Dolayýsýyla '' Cumhurbaþkaný'' ve '' Cumhurbaþkanlýðý'' makamý da yoktur. Yani açýkça görülen Genelkurmay Baþkaný TBMM'ne ve doðal olarak TBMM Saþkanýna baðlý bir !!Devlet Kurumudur'' Buradan anlaþýlan Savaþ zamaný '' Baþkomutan'ýn'' TBMM Baþkaný olmasýdýr. Zaten tarihi bir gerçeklik olarak ta 31 Ekim 1921 den sonra savaþ þartlarý netleþtiðinden TBMM si baþkaný bizzat BAÞKOMUTAN sýfatýný almýþtýr. O kiþi ise Mustafa KEMAL' dir.
DEVAM EDECEK

Sonunda Türkiye 29 Ekim 1923 te yolunu ''Cumhuriyet'' ten yana çizmiþtir. Ýlk Cumhurbaþkanýda ayný gün seçilmiþtir. Malumunuz ilk Cumhurbaþkanýmýz Mustafa Kemal'dir. 1920-1924 yýllarý arasýnda devletin anayasasý yazýlý olarak yoktur ancak uygulama ve gidiþten ''nasýl '' olacaðýnýn ip uçlarý vardýr. 1924 te oluþturulan ilk anayasamýzda da Genelkurmay baþkanýnýn statüsü aynen korunmuþtur. Tek deðiþiklik '' Baþkomutanlýk'' hususunda yapýlmýþtýr. Devleti temsil eden en üst makam olarak '' Cumhurbaþkaný'' olduðundan Baþkomutanlýkta otomatik Cumhurbaþkanýna geçmiþ ordunun temel ihtiyaçlarý ve genel kullanýmý ise TBMM sne býrakýlmýþtýr. Bundan sonraki anayaalarýmýzda da bu husus aynen korunmuþtur.
Türkiye 1920 de devlet olmuþtur (23 Nisan) Meclisini kurmuþ, Baþkanýný seçmiþ ve peþinden Genelkurmay baþkaný ve bakanlarýný seçmiþtir. 1923 te ise devletin yönetim þekli tam olarak belirlenmiþtir. (29 Ekim) Ýlk gün Cumhuriyetin gereði olan Cumhurbaþkaný seçilmiþ diðer makamlar aynen korunmuþtur. Zaman içerisinde meclisin sadece aslýnda yürütme yaptýðý yasama ile yürütmenin bu kadar iç içe olmamasý gerektiði ve bakanlar arasý bir koordine olmasý gerekliliði üzerine ''Baþbakanlýk'' ihdas edilmiþ ve aslýnda o gün baþbakan ve bakanlar yasamanýn dýþýna çýkarak yürütme organý olmuþlardýr. Tek parti dönemi ve Cumhurbaþkanlarýnýn aðýrlýðýndan dolayý baþlarda yasama ile yürütme iç içe gözüksede ayrýþma daha 1925 yýlýnda baþlamýþtýr. Yani özetle bu ülkede baþbakan yokken 3 seneden uzun bir süre devlet kurumlarýyla var olmuþtur. Zaten dikkat buyurursanýz Mustafa Kemal Türkiyede hiç baþbakanlýk yapmamýþtýr.
Þimdi bu tespitleri neden yaptým. Hazýrlanmakta olan bir anayasa taslaðý ve çaktýrmadan sürdürülmekte olan bir TSK yý etkisizleþtirme çalýþmalarý vardýr. Unutulmamalýdýr ki Demokrasilerde silahlý kuvvetlerin yeri KIÞLAsýdýr. Kýþla nýn söz sahibide tüm silahlý kuvvetler için Genelkurmay Baþkanýdýr. Yani bir yerde Genelkurmay baþkanýnýn asker kiþiliði yanýnda diplomasi kiþiliði sözcülük kiþiliði vardýr. TSK Türkiye nin en büyük devlet kurumudur. TBMM bir bütün olarak ele alýndýðýnda devleti temsil eder. Baþbakan ve hükümet ise yürütmeyi temsil eder ve siyasi bir kimliðe sahiptir. Hükümetle devlet arasýnda ki en büyük fark devletin siyaset üstü olmasý devamlýlýðýnýn geleneðinin olmasýdýr. TSK hep TSK dýr TBMM side hep TBMM si ama hükümet siyasi parti ler çerçevesinde deðiþmekte ve devletin devamlýlýðý esasýnda hareket etmektedir. Bu gerçekler ortadayken devlet kurumlarýnýn idare ve iþleyiþ olarak siyasi otoriteye yani hükümete baðlanmasý düþünülemez. Yargýda, öðrenim kurumlarýda ordusuda. Zaten yargý bu yüzden ''Anayasal'' koruma altýna alýnmýþtýr. Yargýnýn baðýmsýzlýðý demek siyasetin yargýya karýþmamasý demektir temel olarak. Eðitim ve ordu da ''ulusal''sýfatýný alarak siyasetin dýþýna ve özellikle üstüne alýnmýþtýr. Ancak gelinen noktada maalesef eðitim '' ulusallýktan'' çýkarýlmýþ siyasi yelpazeye göre dalgalanmaya býrakýlmýþ; yargý ise resmen ''siyasallaþtýrýlmýþtýr''. TSK ise halen daha bu bozulmanýn dýþýnda kalmayý baþarabilmiþ ve buna direnmektedir. Bundan dolayý özellikle yürütmeyi elinde bulunduranlar ve onlarýn yandaþý görsel ve yazýlý basýnda TSK aþýrý yýpratýlmaya, tartýþmalarýn içine çekilmeye, küçük düþürülmeye çalýþýlmaktadýr. Amaç ise Genelkurmay'ý MSB ye olmaz ise en fazla ''Baþbakan'a '' baðlamayý hedef alarak çalýþýlmaktadýr. Bunun tarihi gerçeklere devlet yapýsýna uymamasý Türkiye nin yapýsýylada asla uyuþmamasý bu hükümetin hiç sorunu olmamýþtýr.
TSK nýn konumunun bir devlet organý niteliðinde olduðu unutulmamalýdýr. TSK nýn baðlý olduðu kurumun baþý otomatikman BAÞKOMUTAN olur. Baþ komutan MSB mi olacaktýr ? Baþbakan mý? Unutulmamalýdýr ki Baþkomutan gerektiðinde ( Allah gerektirmesin ) tüm kurumlara hakim olacaktýr. Eee? Baþkomutan MSB olursa Cumhurbaþkaný, TBMM, Baþbakan ve diðer kurumlar nereye baðlanacak neye göre çalýþacaktýr ? Bu hükümet bu konuyuda yüzüne gözüne bulaþtýracaktýr.
Yapýlmasý gereken TSK ni oraya buraya baðlamaya çalýþmak deðil, laik demokratik sosyal bir hukuk devleti gereklerine uygun yönetim göstermektir. Çaðdaþlýktan sapmadan ve üzerine çýkmaya çalýþmak olmalýdýr. O zaman zaten asker kýþlasýnda oturur hatta merak bile ederiz nerede bizim askerler tatbikat filan yapmýyorlar diye. Yani özetle amaç TSK yý hükümete baðlamak deðil Yargý ve eðitimide siyasallaþmaktan kurtarma gerekliliðidir.