Bingöl Ağlıyor
Şu an Kanada'da geceyarısı.Birkaç saatten beri gece daha da karanlık oldu bizim için.Bingöl'deki depremi internetten öğrendim.Bütün milletimize geçmiş olsun.
Ama artık yeter.Siyasi ve idari sorumluluğa sahip olanların geçmiş olsun demekle yetinmeleri suçtur.Haberlerde ilk dikkatimi çeken yatılı okulun yıkılmasıydı.Tam korktuğum gibiydi.Ufacık çocuklar gecenin bir yarısı enkazın altına gömüldüler.Küçücük yürekleri sustu birçoğunun.Dünyanın en büyük deprem felaketini yaşayan bir ülkede böyle mi olmalı hala.
Bir gün fakültede hocamız derse girdi ve Dinar Ağlıyor diye başladı.O zaman da Dinar yerle bir olmuştu ve tahmin edeceğiniz gibi en büyük hasarlar kamu binalarındaydı.Ve ondan sonra bir bir anlattı binaların devletin çarklarında nasıl yıkıldığını.
Su anTürkiye'de saat 10.45 yani deprem olalı 7 saatten fazla olmuş.Yıkılan okulun üstünde birçok insan ağlıyor sızlıyor koşturup duruyor.Devlete ilişkin tek şey asker.7 saattir nerede sorumlular.Hani acil durum planları hani örgütlenme.7 saat inanılmaz uzun bir zaman dilimi.Bu mu binlerce insanını 1999 depreminde kaybeden devlet.Bazı sorular sorulmalı ve cevaplanmalı artık:
1)Niçin kamu binaları daha çabuk yıkılıyor.Kamu İhalelerinde şeffaflık ve ihalelerin takibi ve denetimi sağlanmıyor mu?İhaleler çıkar ilişkileri ile mi yürüyor?Dudak uçuklatan hakediş bedelleri binaların kumdan kaleler gibi yıkılmasını engelleyemiyor mu?
2)Acil eylem planları hazır değil mi?7 saattir niçin profesyonel ekipler ortada yok. Yoksa bunlar hiç oluşturulmadı mı?
3)1999 depreminden sonra toplanan paralar nerede?O kadar para ile yurt çapında etkili bir acil müdahale planı oluşturulamadı mı?Yoksa bu paralar IMFnin faizlerinde veya birilerinin cebinde mi eridi?
4)Yerel yönetimler siyasi mülahazalarla gelirsiz bırakılıp ta kaçak yapılaşmaya ve imar ve inşaat standartlarına aykırılıklara göz yummaya mecbur mu ediliyor yoksa yerel ağalarla yerel yöneticiler arasında menfaat ağları mı var?
Bunun gibi sorulara halk acilen cevap istiyor.Bu ülkede insanlar kaderciliğe teslim olmak istemiyor artık.Şimdi ülkeyi biz yönetiriz diyerek sorumluluğu üzerine alanlar mecliste soruşturma ve denetim mekanizmalarını harekete geçirmeliler.Halkın vicdanı artık bütün bu olan biteni kaldırmıyor.Adalet istiyor.Ve bunu herşeyden çok hakediyor.
Kanada ABD gibi ülkelerde insanlar ambulansı,itfaiyeyi 3 dakika içerisinde kapısında buluyor.En ufak bir olayda acil durum planları uygulanıyor.Devletin imkanlarının her yere yetmeyeceği gerçeği karşısında en küçük idari birimlerde dahi sivil örgütlenmeler var.Türkiye'de AKUT devletin birimlerinden daha iyi daha profesyonel çalıştı diye dışlanmaya yokedilmeye çalışıldı.Devlet bu sivil örgütlenmeyi kıskandı mı yoksa halkın sivil örgütlenmesinden korkuyor mu?
Bingöl ağlıyor.Bir yerlerde insanlar bundan sonra da ağlayacak.Çöp patlayacak,sel basacak,deprem olacak ve devletin şefkatli elleri kalanların sırtını okşayacak ve insanlar kaderine terk edilecek.Türk Milleti artık bu durumu kabul etmiyor ve bunlara layık da değil.Dünyanın en asil milleti elbette bütün bunların hesabını soracak....
Ama artık yeter.Siyasi ve idari sorumluluğa sahip olanların geçmiş olsun demekle yetinmeleri suçtur.Haberlerde ilk dikkatimi çeken yatılı okulun yıkılmasıydı.Tam korktuğum gibiydi.Ufacık çocuklar gecenin bir yarısı enkazın altına gömüldüler.Küçücük yürekleri sustu birçoğunun.Dünyanın en büyük deprem felaketini yaşayan bir ülkede böyle mi olmalı hala.
Bir gün fakültede hocamız derse girdi ve Dinar Ağlıyor diye başladı.O zaman da Dinar yerle bir olmuştu ve tahmin edeceğiniz gibi en büyük hasarlar kamu binalarındaydı.Ve ondan sonra bir bir anlattı binaların devletin çarklarında nasıl yıkıldığını.
Su anTürkiye'de saat 10.45 yani deprem olalı 7 saatten fazla olmuş.Yıkılan okulun üstünde birçok insan ağlıyor sızlıyor koşturup duruyor.Devlete ilişkin tek şey asker.7 saattir nerede sorumlular.Hani acil durum planları hani örgütlenme.7 saat inanılmaz uzun bir zaman dilimi.Bu mu binlerce insanını 1999 depreminde kaybeden devlet.Bazı sorular sorulmalı ve cevaplanmalı artık:
1)Niçin kamu binaları daha çabuk yıkılıyor.Kamu İhalelerinde şeffaflık ve ihalelerin takibi ve denetimi sağlanmıyor mu?İhaleler çıkar ilişkileri ile mi yürüyor?Dudak uçuklatan hakediş bedelleri binaların kumdan kaleler gibi yıkılmasını engelleyemiyor mu?
2)Acil eylem planları hazır değil mi?7 saattir niçin profesyonel ekipler ortada yok. Yoksa bunlar hiç oluşturulmadı mı?
3)1999 depreminden sonra toplanan paralar nerede?O kadar para ile yurt çapında etkili bir acil müdahale planı oluşturulamadı mı?Yoksa bu paralar IMFnin faizlerinde veya birilerinin cebinde mi eridi?
4)Yerel yönetimler siyasi mülahazalarla gelirsiz bırakılıp ta kaçak yapılaşmaya ve imar ve inşaat standartlarına aykırılıklara göz yummaya mecbur mu ediliyor yoksa yerel ağalarla yerel yöneticiler arasında menfaat ağları mı var?
Bunun gibi sorulara halk acilen cevap istiyor.Bu ülkede insanlar kaderciliğe teslim olmak istemiyor artık.Şimdi ülkeyi biz yönetiriz diyerek sorumluluğu üzerine alanlar mecliste soruşturma ve denetim mekanizmalarını harekete geçirmeliler.Halkın vicdanı artık bütün bu olan biteni kaldırmıyor.Adalet istiyor.Ve bunu herşeyden çok hakediyor.
Kanada ABD gibi ülkelerde insanlar ambulansı,itfaiyeyi 3 dakika içerisinde kapısında buluyor.En ufak bir olayda acil durum planları uygulanıyor.Devletin imkanlarının her yere yetmeyeceği gerçeği karşısında en küçük idari birimlerde dahi sivil örgütlenmeler var.Türkiye'de AKUT devletin birimlerinden daha iyi daha profesyonel çalıştı diye dışlanmaya yokedilmeye çalışıldı.Devlet bu sivil örgütlenmeyi kıskandı mı yoksa halkın sivil örgütlenmesinden korkuyor mu?
Bingöl ağlıyor.Bir yerlerde insanlar bundan sonra da ağlayacak.Çöp patlayacak,sel basacak,deprem olacak ve devletin şefkatli elleri kalanların sırtını okşayacak ve insanlar kaderine terk edilecek.Türk Milleti artık bu durumu kabul etmiyor ve bunlara layık da değil.Dünyanın en asil milleti elbette bütün bunların hesabını soracak....