Diktatör ATATÜRK
Başta İkinci Cumhuriyetçiler olmak üzere Kendisini Liberal sananlar Atatürk ü yok etmek için '' Onu kullanmayın adını söyleyip durmayın.'' diye yırtınanlar ve bunlara inanan sözde elitler. Entel dantel takımı ve dinciler ( Dindarlar değil. ) Atatürk e Diktatör son padişah der dururlar. Ben de düşündüm taşındım bu kadar kafası tın tın adam dediğine görebir bildikleri vardır diye Atatürk ün diktatör yönünü bulmaya karar verdim. Atatürk yoktan bir ulus kurmuş insanları birey yapmış Cumhuriyet ve demokrasiyi aynı insanlara hediye etmiş ve çok kısa sürede inanılmaz devrimler yapmıştır. Aslında yaptığının her biri başlı başına bir olaydır bir devrimdir. Saltanattan hilafete şapka kanunundan harflerin değişimine. Hele hele o çağın özelliklerindeki Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine geçiş dönemindeki şartları göz önünde tutarsak her biri iki kere devrimdir. Hemde bu devrimleri 1912 den başlayan inanılmaz savaşlar silsilesi sonunda Kendi ulusal savaşı olan 1919-1922 savaşının hemen akabinde gerçekleştirecekki o da başlı başına bir mucizenin adıdır. Bu bağlamdan bakınca Atatürk sadece Cumhurbaşkanı değildir. Gazidir. Başkomutandır. TBMM sinin başkanıdır CHP nin başkanıdır, baş öğretmendir. Kısacası aslında Atatürk değil o Türkiye'dir.
Kendisine Padişah olma halife olma teklifi ve telkini yapılmış olmasına karşın o demokratik Cumhuriyeti seçmiş bunu laiklikle taçlandırarak güçlendirmiş ve tüm boşluklarıdolduran ilkeler koymuştur. Aslında ilk ilke en basit ve en anlaşılırıdır ama en zorudur. Çağdaş olun çalışın. Bu nedense hiç beğenilmemiş ve kendi kendini tekrarlar duruma gelerek bazılarının salt Atatürk ü tekrarlaması bazılarının ise yaptığı işe yediği halta Atatürk kulpu takması ile maalesef dejenere edilmiştir. Ama şimdiki konum bu değildir. Bu başka bir hikaye. Şimdiki Hikayemiz Atatürk ün diktatörlüğü....
Bu pazartesi anaokulu ile ilkokul birler açılmış tv den izliyordum. Gerisi neden açılmadı diye düşünürken gözüme andımızı okuyan çocuklar takıldı hepsi şirin mi şirin tatlı mı,tatlı insanın koşturup öpesi geliyor. Ne ggüzel çocuk olmak hep böyle olmak vardı derken önce aklıma Hükümetin anaokulu ve ilkokul bir yeter halka okuma yazmayı söksün gerisine karışmasın diye bir kanun mu çıkardığı sorusu takıldı sonnra bunun ''Alıştırma'' haftası olduğunu öğrendim. Andımızı dinlerken bir söz içime oturdu . O sözde '' Varlığım Türk varlığına armağan olsun...'' sözüydü. Bu sözü bizlere armağan edeni bir çırpıda söyleyebilecek kimse varmı bilmem ama bende okuduğum kitaplardaki anılar canlandı bir anda kendi kendime '' Vay vay vay ... İşte şimdi seni yakaladım Diktatör Atatürk. Bir davranışına bak birde günümüze seni seni seniii...'' dedim. Hata olmasın diyede oturup tekrar araştırdım evetbulduğuma şaştım kaldım Atatürk diktatör'dü hemde ne diktatör. 3-5-7 oyununu Cumhuriyetçileri entellerle dantel karışımları tatlı su liboşları ve dinciler haklıydı Atatürk diktatördü.
Zaten olmasa bu Cumhuriyet dururmuydu ? Şuraya bakın yaklaşık iki senede kotarılan ve tarihi çığır açan 1789 Fransız İhtilali bile merhem olamamış sürü sepet Cumhuriyet, İmparatorluk , Konsüllük,Direktuvar hatta meşrutiyet dönemleri bile geçirmiş anca 1. dünya savaşından sonra yerliyerine oturmuş 2. dünya savaşı ile perçinlenmiş oldu 1789-1945 iyi tarih bizdeyse 1920 de Atatürk ve bir kaç kişi dışında macı bilinmeyen bir meclis aynı zamanda büyük bir savaş 1922 yılında savaşın içinde başlayna gelişmelerin savaş sonu kızlanması ve 1923 te Cumhuriyet maşallah... Sırf bu bile diktatörlüğü kanıtlardı ama neyse ben size öyküyü anlatayım ki tam anlaşılsın diktatörlük....
Kendisine Padişah olma halife olma teklifi ve telkini yapılmış olmasına karşın o demokratik Cumhuriyeti seçmiş bunu laiklikle taçlandırarak güçlendirmiş ve tüm boşluklarıdolduran ilkeler koymuştur. Aslında ilk ilke en basit ve en anlaşılırıdır ama en zorudur. Çağdaş olun çalışın. Bu nedense hiç beğenilmemiş ve kendi kendini tekrarlar duruma gelerek bazılarının salt Atatürk ü tekrarlaması bazılarının ise yaptığı işe yediği halta Atatürk kulpu takması ile maalesef dejenere edilmiştir. Ama şimdiki konum bu değildir. Bu başka bir hikaye. Şimdiki Hikayemiz Atatürk ün diktatörlüğü....
Bu pazartesi anaokulu ile ilkokul birler açılmış tv den izliyordum. Gerisi neden açılmadı diye düşünürken gözüme andımızı okuyan çocuklar takıldı hepsi şirin mi şirin tatlı mı,tatlı insanın koşturup öpesi geliyor. Ne ggüzel çocuk olmak hep böyle olmak vardı derken önce aklıma Hükümetin anaokulu ve ilkokul bir yeter halka okuma yazmayı söksün gerisine karışmasın diye bir kanun mu çıkardığı sorusu takıldı sonnra bunun ''Alıştırma'' haftası olduğunu öğrendim. Andımızı dinlerken bir söz içime oturdu . O sözde '' Varlığım Türk varlığına armağan olsun...'' sözüydü. Bu sözü bizlere armağan edeni bir çırpıda söyleyebilecek kimse varmı bilmem ama bende okuduğum kitaplardaki anılar canlandı bir anda kendi kendime '' Vay vay vay ... İşte şimdi seni yakaladım Diktatör Atatürk. Bir davranışına bak birde günümüze seni seni seniii...'' dedim. Hata olmasın diyede oturup tekrar araştırdım evetbulduğuma şaştım kaldım Atatürk diktatör'dü hemde ne diktatör. 3-5-7 oyununu Cumhuriyetçileri entellerle dantel karışımları tatlı su liboşları ve dinciler haklıydı Atatürk diktatördü.
Zaten olmasa bu Cumhuriyet dururmuydu ? Şuraya bakın yaklaşık iki senede kotarılan ve tarihi çığır açan 1789 Fransız İhtilali bile merhem olamamış sürü sepet Cumhuriyet, İmparatorluk , Konsüllük,Direktuvar hatta meşrutiyet dönemleri bile geçirmiş anca 1. dünya savaşından sonra yerliyerine oturmuş 2. dünya savaşı ile perçinlenmiş oldu 1789-1945 iyi tarih bizdeyse 1920 de Atatürk ve bir kaç kişi dışında macı bilinmeyen bir meclis aynı zamanda büyük bir savaş 1922 yılında savaşın içinde başlayna gelişmelerin savaş sonu kızlanması ve 1923 te Cumhuriyet maşallah... Sırf bu bile diktatörlüğü kanıtlardı ama neyse ben size öyküyü anlatayım ki tam anlaşılsın diktatörlük....