Hukuk fakülteleri anayasa taslağını bekliyor
AK Parti Anayasa Komisyonu sivil anayasa taslağı üzerine çalışmalarını tamamladı. Taslak Bilim Kurulu’nda son şekli verildikten sonra kamuoyuna açıklanacak. AK Parti Komisyonu’nun başkanı Dengir Mir Mehmet Fırat, hukuk fakültelerinin sivil anayasa çalışmalarına sempozyum ve toplantılar düzenleyerek katkıda bulunmasını istemişti. NTVMSNBC’nin sorularını yanıtlayan hukuk fakültesi dekanları ise, anayasa çalışmalarına katılmayı sabırsızlıkla ve endişeyle bekliyor.
Prof. Tankut Centel (İ.Ü Hukuk Fakültesi Dekanı)
ÜNİFORMASIZ OLMAK ŞART DEĞİL, KAFALAR SİVİL OLMALI
Şu anda taslağı bile bilmiyoruz. Onun için bir hazırlığımız yok ama, tabii ki kamuoyuna açıklandığı andan itibaren biz de bunun içinde olmaya çalışırız. Sivil anayasa için sivil ortamın, sivil kişilerin olması lazım. İlla üniformasız olması şart değil, kafa yapısının sivil olması lazım.
ORADAN BURADAN TOPLAMA İSİMLER
Kapalı kapılar ardında kamuoyundan kaçırılır gibi sivil anayasa yapma iddiasındalar. İkincisi, kumuoyuna açık çalışılması lazım. Şimdi bu usule bakınca, sivil usule uymadığı görülüyor. Kimler seçiyor, nereden kimleri seçiyorlar, adı sanı duyulmamış, oradan buradan toplama isimler...
Prof. Gökhan Antalya (Marmara Üni. Hukuk Fakültesi Dekanı)
SADECE GÖRÜŞ İSTENMESİNİ İÇİME SİNDİREMİYORUM
Fakültemize şu ana kadar intikal etmiş bir taslak bile yok. Bundan sonra bize gönderdikleri takdirde bildirdiğimiz bakış açılarının kimin tarafından değerlendirileceği konusunda da endişelerimiz var. İlgililer, tüm akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları hazırlık aşamasında çalışmanın içinde olsaydı görüş aşaması da çok daha sağlıklı olurdu. Temel kanunların hazırlanması ve kuruluşuyla ilgili kanun ve yönetmelik var. Türk Medeni Kanunu için böyle bir komisyon kurulmuş ve 5 yıllık bir hazırlık çalışması yürütülmüştü. Borçlar Kanunu da böyle hazırlandı.
Temel kanun hazırlanırken de isterdik ki, hukuk fakültelerinin değişik öğretim üyelerinden yararlanılsın, onlar bu komisyonda yer alsın ve düşünceleriyle katkıda bulunsunlar. Maalesef bir taslak hazırlanıyor ve sonradan “Buyrun, görüşlerinizi bildirin” diyorlar. Hazırlık aşamasında içinde bilim adamlarının bulunmadığı ve toplumun sadece bir bölümünün katılarak hazırlandığı bir anayasayla ilgili bende soru işaretleri doğuyor. Sadece görüş isteme şeklinde bir kanun hazırlanmasını içime sindiremiyorum, hele hazırlanan anayasa olursa. Kendilerinin geliştirdikleri hukuk sistemi şu andaki anayasa hukuku ile çatışıyor. Acaba onları yumuşatıp, onlara uygun bir üst norm olarak anayasa mı hazırlamak istiyorlar diye endişelerim de var.
Prof. Turgut Tarhanlı (Bilgi Üni. Hukuk Fakülkesi Dekanı)
ANAYASA SADECE SİYASİ SAHAYA HAPSOLUNAMAZ
Bundan önceki anayasa metinleri, o dönemler olağanüstü dönemler olduğu için, çok güdümlüydü. Umarız bu kez çok daha serbest bir tartışma ortamı içerisinde toplumsal aktörlerden olan üniversitelere de bu taslak iletilecektir. Bizim basından öğrenmemiz gibi dolaylı bir yolun tercih edileceğini düşünmüyorum. O zaman biz de katkılarımızı formel ve organize bir biçimde ortaya koyacak çalışmalar yapacağız. Bunun için zaman faktörüne de dikkat çekilmesi gerekir. Anayasa gibi bir metin konusunda çok dar bir zamana hapsedilmemeli. Ayları kapsayan bir süreç olması gerekir.
Anayasanın tartışılma yöntemi ve kabul süreci bakımından izlenecek süreç anayasanın sivil olup olmadığını belirlemede önem taşıyor. Anayasanın oluşturulması süreci sadece siyasi sahaya hapsolamaz. Topluma da bu metnin tartışılma olanağının tanınması gerekir. Metnin aleniyet kazanması, iktidar partisinin web sitesinde yayınlanması ile iş bitirilmemeli. Önemli olan “Bu metin anlamlı ve etkili bir biçimde bu toplumda tartışıldı” ve “mukul bir süre zarfında tartışıldı” diyebilmek gerekir. Anayasa ancak böyle yapıldığında sivil karakter kazanabilir.
Prof. Meral Öztoprak Sağır (Akdeniz Üni. Hukuk Fakültesi Dekanı)
SAMİMİYET VARSA GEÇ KALINMIŞ OLMAZ
Tasarı şekillendikten sonra ilk tartışmayı yapmak için bir girişimimiz oldu. Farklı düşünceye sahip katılımcılarla hükümetin hazırlamış olduğu anayasa taslağını bir panelle tartışmaya açacağız. Antalya Barosu da bu konuda bize destek verebileceğini bildirdi. Bizim fakültemizden anayasa taslak hazırlığına katılan akademisyen yok. Kapalı tutmaya çalışıyorlar. İkili, informel konuşmalardan yola çıkılarak bazı tahminler yürütülüyor. Bu işin doğrusu, bir taslak üzerinden tartışmaya gidilmesidir. İyi-kötü, benimsensin-benimsenmesin bir taslakla yola çıkmak lazım.
Bu noktadan sonra eğer bir samimiyet varsa, o işletilebilir ise anayasa tartışmasında geç kalınmış olmaz. Ama laf olsun diye, “Herkese de sorduk” diyebilmek için bir takdim yapılırsa şekilden ibaret kalabilir. Şeklen kendilerini demokratik gösterebilmek için de sorulmuş olabilir. Bunu sorgulayabilmemiz için, sorulan kesimlerin inisiyatif almaları çok önemli. Kamuoyu önünde tartışılması, sosyal sorumluluk alınması açısından önem taşıyor. Ondan sonrası hükümetin anlayışına, demokrasi konusundaki samimiyetine kalmıştır.
http://www.ntvmsnbc.com/news/419037.asp
Prof. Tankut Centel (İ.Ü Hukuk Fakültesi Dekanı)
ÜNİFORMASIZ OLMAK ŞART DEĞİL, KAFALAR SİVİL OLMALI
Şu anda taslağı bile bilmiyoruz. Onun için bir hazırlığımız yok ama, tabii ki kamuoyuna açıklandığı andan itibaren biz de bunun içinde olmaya çalışırız. Sivil anayasa için sivil ortamın, sivil kişilerin olması lazım. İlla üniformasız olması şart değil, kafa yapısının sivil olması lazım.
ORADAN BURADAN TOPLAMA İSİMLER
Kapalı kapılar ardında kamuoyundan kaçırılır gibi sivil anayasa yapma iddiasındalar. İkincisi, kumuoyuna açık çalışılması lazım. Şimdi bu usule bakınca, sivil usule uymadığı görülüyor. Kimler seçiyor, nereden kimleri seçiyorlar, adı sanı duyulmamış, oradan buradan toplama isimler...
Prof. Gökhan Antalya (Marmara Üni. Hukuk Fakültesi Dekanı)
SADECE GÖRÜŞ İSTENMESİNİ İÇİME SİNDİREMİYORUM
Fakültemize şu ana kadar intikal etmiş bir taslak bile yok. Bundan sonra bize gönderdikleri takdirde bildirdiğimiz bakış açılarının kimin tarafından değerlendirileceği konusunda da endişelerimiz var. İlgililer, tüm akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları hazırlık aşamasında çalışmanın içinde olsaydı görüş aşaması da çok daha sağlıklı olurdu. Temel kanunların hazırlanması ve kuruluşuyla ilgili kanun ve yönetmelik var. Türk Medeni Kanunu için böyle bir komisyon kurulmuş ve 5 yıllık bir hazırlık çalışması yürütülmüştü. Borçlar Kanunu da böyle hazırlandı.
Temel kanun hazırlanırken de isterdik ki, hukuk fakültelerinin değişik öğretim üyelerinden yararlanılsın, onlar bu komisyonda yer alsın ve düşünceleriyle katkıda bulunsunlar. Maalesef bir taslak hazırlanıyor ve sonradan “Buyrun, görüşlerinizi bildirin” diyorlar. Hazırlık aşamasında içinde bilim adamlarının bulunmadığı ve toplumun sadece bir bölümünün katılarak hazırlandığı bir anayasayla ilgili bende soru işaretleri doğuyor. Sadece görüş isteme şeklinde bir kanun hazırlanmasını içime sindiremiyorum, hele hazırlanan anayasa olursa. Kendilerinin geliştirdikleri hukuk sistemi şu andaki anayasa hukuku ile çatışıyor. Acaba onları yumuşatıp, onlara uygun bir üst norm olarak anayasa mı hazırlamak istiyorlar diye endişelerim de var.
Prof. Turgut Tarhanlı (Bilgi Üni. Hukuk Fakülkesi Dekanı)
ANAYASA SADECE SİYASİ SAHAYA HAPSOLUNAMAZ
Bundan önceki anayasa metinleri, o dönemler olağanüstü dönemler olduğu için, çok güdümlüydü. Umarız bu kez çok daha serbest bir tartışma ortamı içerisinde toplumsal aktörlerden olan üniversitelere de bu taslak iletilecektir. Bizim basından öğrenmemiz gibi dolaylı bir yolun tercih edileceğini düşünmüyorum. O zaman biz de katkılarımızı formel ve organize bir biçimde ortaya koyacak çalışmalar yapacağız. Bunun için zaman faktörüne de dikkat çekilmesi gerekir. Anayasa gibi bir metin konusunda çok dar bir zamana hapsedilmemeli. Ayları kapsayan bir süreç olması gerekir.
Anayasanın tartışılma yöntemi ve kabul süreci bakımından izlenecek süreç anayasanın sivil olup olmadığını belirlemede önem taşıyor. Anayasanın oluşturulması süreci sadece siyasi sahaya hapsolamaz. Topluma da bu metnin tartışılma olanağının tanınması gerekir. Metnin aleniyet kazanması, iktidar partisinin web sitesinde yayınlanması ile iş bitirilmemeli. Önemli olan “Bu metin anlamlı ve etkili bir biçimde bu toplumda tartışıldı” ve “mukul bir süre zarfında tartışıldı” diyebilmek gerekir. Anayasa ancak böyle yapıldığında sivil karakter kazanabilir.
Prof. Meral Öztoprak Sağır (Akdeniz Üni. Hukuk Fakültesi Dekanı)
SAMİMİYET VARSA GEÇ KALINMIŞ OLMAZ
Tasarı şekillendikten sonra ilk tartışmayı yapmak için bir girişimimiz oldu. Farklı düşünceye sahip katılımcılarla hükümetin hazırlamış olduğu anayasa taslağını bir panelle tartışmaya açacağız. Antalya Barosu da bu konuda bize destek verebileceğini bildirdi. Bizim fakültemizden anayasa taslak hazırlığına katılan akademisyen yok. Kapalı tutmaya çalışıyorlar. İkili, informel konuşmalardan yola çıkılarak bazı tahminler yürütülüyor. Bu işin doğrusu, bir taslak üzerinden tartışmaya gidilmesidir. İyi-kötü, benimsensin-benimsenmesin bir taslakla yola çıkmak lazım.
Bu noktadan sonra eğer bir samimiyet varsa, o işletilebilir ise anayasa tartışmasında geç kalınmış olmaz. Ama laf olsun diye, “Herkese de sorduk” diyebilmek için bir takdim yapılırsa şekilden ibaret kalabilir. Şeklen kendilerini demokratik gösterebilmek için de sorulmuş olabilir. Bunu sorgulayabilmemiz için, sorulan kesimlerin inisiyatif almaları çok önemli. Kamuoyu önünde tartışılması, sosyal sorumluluk alınması açısından önem taşıyor. Ondan sonrası hükümetin anlayışına, demokrasi konusundaki samimiyetine kalmıştır.
http://www.ntvmsnbc.com/news/419037.asp