Re: ssk prim günü doldu tazminat alabilinirmi?
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas : 2006/2716
Karar : 2006/8549
Tarih : 04.04.2006
ÖZET : 506 S. Yasanın 60. maddesinde ön görülen yaşlar dışında kalan sair şartları veya yine aynı yasanın geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için ön görülen sigortalılık süresini ve prim ödeme tarih sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları sebebiyle işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da sair bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve Anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır.
(506 sayılı SSK. m. 60, geçici madde 81) (1475 sayılı İş K. m. 14)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma parası ile bayram, hafta, genel tatil gündelikleri ve ikramiye alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ait hüküm süresi içerisinde duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4.4.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat B. O. ile karşı taraf adına Avukat N. Y. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi açmış olduğu bu davada, 1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bent hükümü uyarınca kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğinden söz ederek bu yönde istekte bulunmuştur. Davalı işveren, davacının başka bir işyerinde çalışmak için istifa etmek suretiyle işyerinden ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece istem doğrultusunda karar verilmiştir.
1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bentte, "506 S. Yasanın 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde ön görülen yaşlar dışında kalan sair şartları veya aynı Yasanın Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için ön görülen sigortalılık süresini ve prim ödeme tarih sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, sair bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve Anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrıldığı anlaşıldığı taktirde 1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bent hükümü uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu olmaz.
Davacı işçi, 24.1.2003 gününde işverene vermiş olduğu yazılı dilekçesinde özel sebeplerle aynı tarihte işyerinden ayrılmak istediğini bildirmiştir. Davalı işveren yetkilisi dilekçe altına, davacının 21.2.2003 gününde ayrılabileceğine dair bir açıklama eklemiş ve tarafların bu yönde anlaşmaları üzerine davacı işçi bir süre daha çalışmıştır. Davacı 23.2.2003 gününe kadar çalışmasını sürdürmüş, bu tarihte işyerinden ayrılmış ve bir tarih sonra başka bir işverene ilişkin işyerinde çalışmak üzere işe başlamıştır. Somut olayda davacı işçi iş sözleşmesini 1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bent hükümü uyarınca feshetmiş değildir. Başka bir işyerinde çalışmaya başladıktan çok sonra Sosyal Sigortalar Kurumuna bu yönde bir yazı almak için başvuruda bulunmuştur. Bu halde kanun ile korunan hukuki menfaatin teminine yönelik bir davranış içine girilmemiş ve davacı işçi olayların gelişimine göre başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrılmıştır. Davacı tanıkları da davacının 1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bent hükümü uyarınca iş sözleşmesini feshettiğinden söz etmemişlerdir.
Daha sonra davacı işçi, işverence kıdem tazminatı ödemesine esas olmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmediğinden bahisle bir dava açmış ve bu davada davacının pirim ödeme süresi ile sigorta pirimi yönünden emeklilik hakkını kazandığını tesbit olunmuştur. Aynı kararda davacı işçiye 1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bent hükümü uyarınca kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiğinin tespitine dair hüküm kurulmuştur. Belirtmek gerekir ki bu dava, işçiye Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmesi ile ilgilidir. Davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı noktasında bir sonucu içermemektedir.
Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçi, 1475 s. kanuna 4447 s. kanun ile eklenen 5. bent hükümü uyarınca iş sözleşmesini feshettiği kanıtlayamadığından kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece anılan isteğin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 450 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 4.4.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.