Çalıntı cep telefonunu kullanmak suçu ile ilgili Yargıtay içtihadı
Esas No: 2006/18886
Karar No: 2007/1958
Çalıntı cep telefonunu bilerek kullanmak suçundan şüpheli A.K. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11.05.2005 tarihli ve 2005/47251-28698 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Sincan Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2005 tarihli ve 2005/2747 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 25.08.2006 gün ve 38846 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 04.10.2006 gün ve Y.E.201402 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 13.10.2006 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
"Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.12.2005 tarihli ve 2005/6961-9421 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170/2. maddesinde öngörülen "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca, Cumhuriyet Savcısı suça ait delilleri toplamakla yükümlü tutulmaktadır. Somut olayda yetkisizlik kararı üzerine gelen dosya ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadan, bilhassa şüpheli kişinin ifadesi alınmadan atılı suçtan dolayı delil yetersizliği nedeniyle koğuşturma yapılmamasına karar verildiği, oysa ki dosya içerisinde mevcut Turkcell hts raporu içeriğinden şüphelinin müştekiye ait çalıntı telefonu 07.08.2004 tarihinde bir kez ve bir saniyelik konuşma süresince kullandığının sabit olduğu, bu nedenle kamu davası açılması gerekeceği ve söz konusu delilleri mahkemenin değerlendirmesi gerekeceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden istenilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma işlemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile.......
Karar No: 2007/1958
Çalıntı cep telefonunu bilerek kullanmak suçundan şüpheli A.K. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11.05.2005 tarihli ve 2005/47251-28698 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Sincan Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2005 tarihli ve 2005/2747 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 25.08.2006 gün ve 38846 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay C.Başsavcılığının 04.10.2006 gün ve Y.E.201402 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 13.10.2006 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
"Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 12.12.2005 tarihli ve 2005/6961-9421 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170/2. maddesinde öngörülen "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca, Cumhuriyet Savcısı suça ait delilleri toplamakla yükümlü tutulmaktadır. Somut olayda yetkisizlik kararı üzerine gelen dosya ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadan, bilhassa şüpheli kişinin ifadesi alınmadan atılı suçtan dolayı delil yetersizliği nedeniyle koğuşturma yapılmamasına karar verildiği, oysa ki dosya içerisinde mevcut Turkcell hts raporu içeriğinden şüphelinin müştekiye ait çalıntı telefonu 07.08.2004 tarihinde bir kez ve bir saniyelik konuşma süresince kullandığının sabit olduğu, bu nedenle kamu davası açılması gerekeceği ve söz konusu delilleri mahkemenin değerlendirmesi gerekeceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden istenilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma işlemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile.......