Korkunç Şaka
KORKUNÇ ŞAKA
Doktor, yanındaki kendisi kadar ciddi ve sert bakışlı baş hemşire ile birlikte hastanın son bilgilerini inceledikten sonra, oda dışına doğru yürümeye başladı.
Aniden rahatsızlanıp, hastaneye getirilmiş olan adam, gülümsemeye çalışarak seslendi;
-Hey! Ben henüz yaşıyorum. Benimle de konuşabilirsiniz.
Doktor, yüzündeki hala ciddi ve hala sert olan bakışlarını bozmadan döndü;
-Ne konuşmalıyız! Spor, magazin, borsa?
Doktorun, her kelime arasında duraklayarak, vurgu yaparak konuşması ama şaka yapar gibi bir halinin olmaması, hastayı şaşırtmıştı.
-Bunları da konuşabiliriz.
Doktor devam etti;
-Yazar olduğunuzu öğrenmiştim, isterseniz hayat hikayemizi anlatalım, size konu çıksın.
-Fena olmaz ama önce hastalığımı konuşsak.
-Bunu konuşmak için zamanı ben belirlesem.
-Tamam ama silahları ben seçerim, keh keh… espiri, espiri…
Ne doktor, ne hemşirenin yüzünde bir gülümseme vardı.
-Tamam canım, silahları da siz seçin.
Doktor ağır ağır konuştu;
-Hastalığınız ciddi değil, sadece aşırı sıcaktan kaynaklanıyor. Bunları hasta kontrol saatimizden çalmadan, diğer hastaları da hızlıca gözlemledikten sonra da söyleyebilirdik ama buyurun işte, söyledik.
-Tamam doktor, kızmayın hemen, biraz rahat olun, şakacı, neşeli olmaktan zarar gelmez. Gören de bir yakınını, oğlunu filan kaybetmiş, öfkesini benden alıyor sanacak.
-Oğlumu değil, kızımı…
Hasta bozuldu, lafın devamı gelmeyince sormak zorunda kaldı;
-Şaka yapıyorsunuz değil mi Doktor?
-Tabi, arada yaparım, ben de insanım.
-Hayır, geneli sormuyorum, şimdi!
Doktor saatine baktı, sonra cevapladı;
-Hayır şimdi yapmıyorum.
-Off. doktor, öldüreceksiniz beni,
-Sizi öldürecek olsam bunu size söyler miyim sanıyorsunuz, ama sizi tanıdıkça görüyorum ki fena fikir değil.
-Hala anlayamadım şaka yapıp yapmadığınızı.
Doktor, yüzünde ciddi bakışlarla yürüyüp giderken mırıldandı;
-Şakaydı.Gerçi oğlumu kaybetmiştim ama telefon edince yerini söyledi, akşama gelecek.
Hasta, bir “Oh! ” çekerken, hemşire çıkmadan seslendi;
-Ne biçim doktormuş yahu! Ben şaka yapmıyor diye kızarken, o kara mizahla beni öldürecekti.
-Doktorun öldürme yöntemleri farklıdır! .
-Hah! tamam, böyle doktora böyle hemşire. Neyse, siz yine de söyleyin, doktor o kadar konuşmamıza rağmen hiç gülmedi, canı bir şeye mi sıkkın.
-Şakacı, şımarık meşhur bir yazara, yalandan gülücükler dağıtmadı diye mi şaşırdınız. Bu gün sigarayı bırakmak zorunda kaldı, kanser olduğunu öğrendi.
-Şaka yapıyorsunuz!
-Şaka yapar gibi bir halim var mı?
-Şey… yok aslında…
Hemşirenin sert bakışlarında bir gülümseme dolaştı;
-Oysa şaka yapıyordum.
-Ohhh… tamam pes, pes, siz yine gülümsemeyin, benle konuşmayın ama nolur şaka yapmayın.
-Unutmayın, önce siz başlatmıştınız, oysa biz işimizi gayet ciddi yaparız.
Doktor kapıda göründü;
-Hemşire hanım, 14 numaradaki hastanın ellerinde alerji başlangıcı izleri var, tetkik istiyorum, kağıdına not alınız.
Hemşire çıkarken, doktor hastaya doğru;
-Noldu, birşeye canınız mı sıkıldı?
-Şey aslında,… bir doktorun sigarayı bırakmak zorunda kaldığını çünkü kanser olduğunu öğrendiğini söyledi.
-Kanser olduğunu mu! Yoksa, yoksa... kendisinin kanser olduğunu da söyledi mi size?
Hasta derin bir “of! ” çekti;
-Off …. yapmayın doktor bey, lütfen bununda bir şaka olduğunu söyleyin! .
-Bu sizi rahatlatacaksa tabi ki söylerim; “Bu bir şakaydı.”
-Ciddi misiniz?
-Çoğu zaman.
-Yine mi 'zaman'la kelime oyunu oynayacaksınız! .. ‘Ciddi misiniz? ’ derken neyi kastettiğimi biliyorsunuz.
-Aha! Yazarsınız diye, kelime oyunu ha, 'kastettiğim' derken kastınız nedir?
-Hemşire hanım hakkında şaka mı yaptınız?
-“Şaka yaptım” derken ciddiydim, ama “ciddiyim” derken, bazen şaka yaptığım olur.
-Yani…
-Hemşire hanım kanser değil ama sigarayı bırakmak zorunda olan biri var.
-Siz mi?
-Evet, bu sinirli bakışlarımı neye borçluyum sanıyorsunuz.
-Şey… bir şey sorabilir miyim?
-Bu yetenek ve yeterlilik sizde var, tabi sorabilirsiniz.
-Hasta olmadan bu hastaneden çıkmamın yolu nedir?
-İşte sonunda yenilgiyi kabul ettiniz. Köşe yazılarınızdaki alaycı üslup…
-Şakacı diyelim.
-'Şakacı uslup', sizin başınıza gelince tavrınız değişti.
-Çoook…. Ama bundan sonra, bebeklerin bağrına astığı “Beni öpme” gibi, “Bana kara mizah yapma” diye bir yazı asabilirim.
Ahmet Ünal ÇAM YAZILŞ : 31-07-2007 01:00
Doktor, yanındaki kendisi kadar ciddi ve sert bakışlı baş hemşire ile birlikte hastanın son bilgilerini inceledikten sonra, oda dışına doğru yürümeye başladı.
Aniden rahatsızlanıp, hastaneye getirilmiş olan adam, gülümsemeye çalışarak seslendi;
-Hey! Ben henüz yaşıyorum. Benimle de konuşabilirsiniz.
Doktor, yüzündeki hala ciddi ve hala sert olan bakışlarını bozmadan döndü;
-Ne konuşmalıyız! Spor, magazin, borsa?
Doktorun, her kelime arasında duraklayarak, vurgu yaparak konuşması ama şaka yapar gibi bir halinin olmaması, hastayı şaşırtmıştı.
-Bunları da konuşabiliriz.
Doktor devam etti;
-Yazar olduğunuzu öğrenmiştim, isterseniz hayat hikayemizi anlatalım, size konu çıksın.
-Fena olmaz ama önce hastalığımı konuşsak.
-Bunu konuşmak için zamanı ben belirlesem.
-Tamam ama silahları ben seçerim, keh keh… espiri, espiri…
Ne doktor, ne hemşirenin yüzünde bir gülümseme vardı.
-Tamam canım, silahları da siz seçin.
Doktor ağır ağır konuştu;
-Hastalığınız ciddi değil, sadece aşırı sıcaktan kaynaklanıyor. Bunları hasta kontrol saatimizden çalmadan, diğer hastaları da hızlıca gözlemledikten sonra da söyleyebilirdik ama buyurun işte, söyledik.
-Tamam doktor, kızmayın hemen, biraz rahat olun, şakacı, neşeli olmaktan zarar gelmez. Gören de bir yakınını, oğlunu filan kaybetmiş, öfkesini benden alıyor sanacak.
-Oğlumu değil, kızımı…
Hasta bozuldu, lafın devamı gelmeyince sormak zorunda kaldı;
-Şaka yapıyorsunuz değil mi Doktor?
-Tabi, arada yaparım, ben de insanım.
-Hayır, geneli sormuyorum, şimdi!
Doktor saatine baktı, sonra cevapladı;
-Hayır şimdi yapmıyorum.
-Off. doktor, öldüreceksiniz beni,
-Sizi öldürecek olsam bunu size söyler miyim sanıyorsunuz, ama sizi tanıdıkça görüyorum ki fena fikir değil.
-Hala anlayamadım şaka yapıp yapmadığınızı.
Doktor, yüzünde ciddi bakışlarla yürüyüp giderken mırıldandı;
-Şakaydı.Gerçi oğlumu kaybetmiştim ama telefon edince yerini söyledi, akşama gelecek.
Hasta, bir “Oh! ” çekerken, hemşire çıkmadan seslendi;
-Ne biçim doktormuş yahu! Ben şaka yapmıyor diye kızarken, o kara mizahla beni öldürecekti.
-Doktorun öldürme yöntemleri farklıdır! .
-Hah! tamam, böyle doktora böyle hemşire. Neyse, siz yine de söyleyin, doktor o kadar konuşmamıza rağmen hiç gülmedi, canı bir şeye mi sıkkın.
-Şakacı, şımarık meşhur bir yazara, yalandan gülücükler dağıtmadı diye mi şaşırdınız. Bu gün sigarayı bırakmak zorunda kaldı, kanser olduğunu öğrendi.
-Şaka yapıyorsunuz!
-Şaka yapar gibi bir halim var mı?
-Şey… yok aslında…
Hemşirenin sert bakışlarında bir gülümseme dolaştı;
-Oysa şaka yapıyordum.
-Ohhh… tamam pes, pes, siz yine gülümsemeyin, benle konuşmayın ama nolur şaka yapmayın.
-Unutmayın, önce siz başlatmıştınız, oysa biz işimizi gayet ciddi yaparız.
Doktor kapıda göründü;
-Hemşire hanım, 14 numaradaki hastanın ellerinde alerji başlangıcı izleri var, tetkik istiyorum, kağıdına not alınız.
Hemşire çıkarken, doktor hastaya doğru;
-Noldu, birşeye canınız mı sıkıldı?
-Şey aslında,… bir doktorun sigarayı bırakmak zorunda kaldığını çünkü kanser olduğunu öğrendiğini söyledi.
-Kanser olduğunu mu! Yoksa, yoksa... kendisinin kanser olduğunu da söyledi mi size?
Hasta derin bir “of! ” çekti;
-Off …. yapmayın doktor bey, lütfen bununda bir şaka olduğunu söyleyin! .
-Bu sizi rahatlatacaksa tabi ki söylerim; “Bu bir şakaydı.”
-Ciddi misiniz?
-Çoğu zaman.
-Yine mi 'zaman'la kelime oyunu oynayacaksınız! .. ‘Ciddi misiniz? ’ derken neyi kastettiğimi biliyorsunuz.
-Aha! Yazarsınız diye, kelime oyunu ha, 'kastettiğim' derken kastınız nedir?
-Hemşire hanım hakkında şaka mı yaptınız?
-“Şaka yaptım” derken ciddiydim, ama “ciddiyim” derken, bazen şaka yaptığım olur.
-Yani…
-Hemşire hanım kanser değil ama sigarayı bırakmak zorunda olan biri var.
-Siz mi?
-Evet, bu sinirli bakışlarımı neye borçluyum sanıyorsunuz.
-Şey… bir şey sorabilir miyim?
-Bu yetenek ve yeterlilik sizde var, tabi sorabilirsiniz.
-Hasta olmadan bu hastaneden çıkmamın yolu nedir?
-İşte sonunda yenilgiyi kabul ettiniz. Köşe yazılarınızdaki alaycı üslup…
-Şakacı diyelim.
-'Şakacı uslup', sizin başınıza gelince tavrınız değişti.
-Çoook…. Ama bundan sonra, bebeklerin bağrına astığı “Beni öpme” gibi, “Bana kara mizah yapma” diye bir yazı asabilirim.
Ahmet Ünal ÇAM YAZILŞ : 31-07-2007 01:00