Karşılıklı Basit Yaralamada Şikayetçi(müşteki) Taraf Üstün mü Oluyor?
Forumda konu ile ilgili arama yapmış bulunmaktayım. Ancak kafama takılan çok önemli olarak gördüğüm bazı noktalar var. Konuyu özetleyerek vermeye çalıştım. Yardımcı olursanız sevinirim..:) .
Karşılıklı darp neticesinde > karşı tarafın iri yapılı olması ve ilk vuran taraf olması sonucu yerden aldığım taş ile de karşılık verdim. Karşı taraf elini beline atıp silah çekmek istemiş (ancak karakol, çevre vs. olay çabucak kapansın gibi söylemler neticesinde silahı net olarak görmediğimi söyledim) bunun sonucu olarak kavga esnasında panikleyerek daha da karşılık verdim. (Karşı tarafın silah da taşıdığını sonradan net olarak öğrendim: büyük ihtimalle ruhsatlıdır)
Kavgayı başlatan karşı taraf benden daha fazla zarar görmüş olup, ancak her iki taraf da “basit bir tıbbi müdahale ile tedavi olabilecek” şeklinde adli rapora sahiptir.
Karşı taraf iddiasında demirle saldırıya uğradığını hiç karşılık veremediğini sadece kaçmaya çalıştığını söylemiştir.
Şimdi karşı taraf şikayetçi olduğu için; evraklarda müşteki karşı taraf; sanık/şüpheli ise ben olarak gözüküyorum ve ben de azımsanmayacak kadar darp olmama rağmen (kanama, ödem, doku sıyrıkları, ezilme, hassasiyet) sonuç itibariyle savcılık iddianamesi şu şekilde:
Suç: Basit yaralama.
Sevk Maddesi: 86/2, 86/3.e , 53
DELİLLER: Şüphelinin beyanı, Dr. Raporu
Soruşturma Evrakı İncelendi:
Olay tarihinde şüphelinin müşteki ile yapmış olduğu tartışma neticesi müştekiye demirle vurarak müştekiyi basit bir müdahale ile giderilecek şekilde yaraladığı iddia, şüphelinin beyanı, Dr. Raporu gibi delillerle anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemine uyan yukarıdaki maddeler gereğince cezalandırılması kamu adına talep ve iddia olunur.
Hazırlanan fezleke de dahi benim söylemlerim ve sağlık raporumun adı geçerken; savcılık iddianamesinde geçmemesi normal midir?
Şimdi ilk vuran ve sözüm ona demirle saldıran ben olsaydım benim de bu kadar darp edilmem mümkün olamayacağı neden düşünülmemiştir ve benim adli raporum neden dikkate alınmamıştır? Karşı tarafın yalan beyan verdiğini benim sağlık raporum çürütmüyor mu? İlk geçici adli rapor devlet hastanesinden , kati rapor ise adli tabpten verilmiştir.
Ayrıca yerde bulunan taş (sökülmüş parke taşı) silah kapsamına mı giriyor? Demir olduğu karşı tarafın iddiası, suç aleti gibi bir şey ele geçmiş değil…
İlk duruşma daha olmamıştır. Ayrıca aynı olay için savcılığa bir şikayet dilekçesi vermem gerekir mi? Bu tür olaylarda “müşteki” olan taraf üstün mü oluyor? Çevremdeki büyüklerin iyi niyetli söylemleri ile uzlaşma taraftarı olmamız aleyhimize mi işlemiştir?
Meşru müdafa ile hiç ceza almama ve/veya karşı tarafın da ceza alması ihtimali nedir? (25 yaşında KPSS kovalayan biri olarak benim için önemlidir bu husus...)
Karşı taraf istediği kadar şahit gösterebileceğini söylüyor. Benim tarafımda ise olay sonunu gören bir-iki tanıklık yapabilecek kişi var. Olay başlagıcında kimse yoktu.
Avukat mevzuu: Hiçbir avukata vekalet vermedim. Ancak tanıdık aracılığıyla görüştüğüm ve iyi-niyetli olan bir avukat büyüğümüz bildiğim kadarıyla “ceza davaları” ile pek ilgilenmemiş ve Yeni TCK’dan da haberi yok (gün esasına dayalı sağlık raporundan söz etmiştir). Kendisi bana “pişmanım” de vesaire söylemler söylüyor. Bunlar benim mantığıma pek yatmadı, ama yine de kavgadan dolayı pişmanım diye ifade verdim. Kendimi savunduğum için pişmanım anlamı mı çıkıyor? Başka bir avukat bakmam gerekir mi? Ayrıca tutacağım avukatın ceza davalarına bakıp bakmadığı sizce ne kadar önemlidir ve caza avukatı olduğunu nereden anlayabilirm...
Yardımcı olacak herkese peşinen teşekkür eder ve esenlikler dilerim...
Karşılıklı darp neticesinde > karşı tarafın iri yapılı olması ve ilk vuran taraf olması sonucu yerden aldığım taş ile de karşılık verdim. Karşı taraf elini beline atıp silah çekmek istemiş (ancak karakol, çevre vs. olay çabucak kapansın gibi söylemler neticesinde silahı net olarak görmediğimi söyledim) bunun sonucu olarak kavga esnasında panikleyerek daha da karşılık verdim. (Karşı tarafın silah da taşıdığını sonradan net olarak öğrendim: büyük ihtimalle ruhsatlıdır)
Kavgayı başlatan karşı taraf benden daha fazla zarar görmüş olup, ancak her iki taraf da “basit bir tıbbi müdahale ile tedavi olabilecek” şeklinde adli rapora sahiptir.
Karşı taraf iddiasında demirle saldırıya uğradığını hiç karşılık veremediğini sadece kaçmaya çalıştığını söylemiştir.
Şimdi karşı taraf şikayetçi olduğu için; evraklarda müşteki karşı taraf; sanık/şüpheli ise ben olarak gözüküyorum ve ben de azımsanmayacak kadar darp olmama rağmen (kanama, ödem, doku sıyrıkları, ezilme, hassasiyet) sonuç itibariyle savcılık iddianamesi şu şekilde:
***
Suç: Basit yaralama.
Sevk Maddesi: 86/2, 86/3.e , 53
DELİLLER: Şüphelinin beyanı, Dr. Raporu
Soruşturma Evrakı İncelendi:
Olay tarihinde şüphelinin müşteki ile yapmış olduğu tartışma neticesi müştekiye demirle vurarak müştekiyi basit bir müdahale ile giderilecek şekilde yaraladığı iddia, şüphelinin beyanı, Dr. Raporu gibi delillerle anlaşıldığından;
Şüphelinin eylemine uyan yukarıdaki maddeler gereğince cezalandırılması kamu adına talep ve iddia olunur.
***
Hazırlanan fezleke de dahi benim söylemlerim ve sağlık raporumun adı geçerken; savcılık iddianamesinde geçmemesi normal midir?
Şimdi ilk vuran ve sözüm ona demirle saldıran ben olsaydım benim de bu kadar darp edilmem mümkün olamayacağı neden düşünülmemiştir ve benim adli raporum neden dikkate alınmamıştır? Karşı tarafın yalan beyan verdiğini benim sağlık raporum çürütmüyor mu? İlk geçici adli rapor devlet hastanesinden , kati rapor ise adli tabpten verilmiştir.
Ayrıca yerde bulunan taş (sökülmüş parke taşı) silah kapsamına mı giriyor? Demir olduğu karşı tarafın iddiası, suç aleti gibi bir şey ele geçmiş değil…
İlk duruşma daha olmamıştır. Ayrıca aynı olay için savcılığa bir şikayet dilekçesi vermem gerekir mi? Bu tür olaylarda “müşteki” olan taraf üstün mü oluyor? Çevremdeki büyüklerin iyi niyetli söylemleri ile uzlaşma taraftarı olmamız aleyhimize mi işlemiştir?
Meşru müdafa ile hiç ceza almama ve/veya karşı tarafın da ceza alması ihtimali nedir? (25 yaşında KPSS kovalayan biri olarak benim için önemlidir bu husus...)
Karşı taraf istediği kadar şahit gösterebileceğini söylüyor. Benim tarafımda ise olay sonunu gören bir-iki tanıklık yapabilecek kişi var. Olay başlagıcında kimse yoktu.
Avukat mevzuu: Hiçbir avukata vekalet vermedim. Ancak tanıdık aracılığıyla görüştüğüm ve iyi-niyetli olan bir avukat büyüğümüz bildiğim kadarıyla “ceza davaları” ile pek ilgilenmemiş ve Yeni TCK’dan da haberi yok (gün esasına dayalı sağlık raporundan söz etmiştir). Kendisi bana “pişmanım” de vesaire söylemler söylüyor. Bunlar benim mantığıma pek yatmadı, ama yine de kavgadan dolayı pişmanım diye ifade verdim. Kendimi savunduğum için pişmanım anlamı mı çıkıyor? Başka bir avukat bakmam gerekir mi? Ayrıca tutacağım avukatın ceza davalarına bakıp bakmadığı sizce ne kadar önemlidir ve caza avukatı olduğunu nereden anlayabilirm...
Yardımcı olacak herkese peşinen teşekkür eder ve esenlikler dilerim...