Re: Hukuk eğitimi nereye gidiyor
Ben Marmara Hukuk Fakültesi'ndeyim, 1. sınıftayım. Hukukçu denildiğinde aklıma okuyan, görgülü, bilgili, pratik zekalı, sıradan bir insandan daha üstün meziyetlere ve donatılara sahip bireyler geliyordu. Bu yüzden hukuk seçtim zaten, çağımın insanı olmama çok yardımcı olacağını düşündüm.
Sanatın, edebiyatın, felsefenin, dünya tarihinin en azından çok önemli bazı bölümlerini bilen, tartışan, özgüven dolu, görgülü, edepli, hiç değilse kendi dilini doğru düzgün konuşan(burada şiveyi değil argonun aşırı öne çıkışını kastediyorum) pek çok arkadaş edinirim, gayet dolu bir çevrem olur, birbirimizi mental yönden karşılıklı şekilde geliştiririz diye düşünmüştüm, pratik çalışmada gördüm ki kazın ayağı hiç de öyle değilmiş.
Şu anda okulda marjinal biri olarak görülüyorum. Çünkü bir keresinde Kurtlar Vadisi'ni hiç izlemediğimi söylemiştim hararetli bir "Gerçekleri anlatıyo oğlum o dizi" tartışmasında. Ayrıca tiyatroyla uğraştığımı, blues dinlediğimi ve çaldığımı, en sevdiğim yazarın Boris Vian olduğunu laf aralarında söylediğim arkadaşlarım arkamdan "artiz olcak", "garip adam ya" ve benzeri tümceler; yüzüme karşı ise "kanka bişey sorcam sen entelsin bilirsin" ve benzeri tümceler kuruyorlar.
Ben bunları herhangibir düz lisede yaşamıyorum. Türkiye'nin güya ilk 5000 öğrencisinin dahil olduğu bir yükseköğretim kurumunda başıma geliyor bunlar.
Acaba bende mi bir gariplik var? Asosyal, sokaktaki herhangibir insandan farksız bir birey mi olmam gerekiyordu?
Narsizmimi saklamıyor ve cevap veriyorum: Hayır ben normalim, günümüzde sıradan bir hukuk öğrencisi nasıl olmalıysa öyleyim. Onlar ise hukuk okumamalılar, Platon'un, Aristotales'in elinin değdiği bu disiplinde yer almamalılar.
Ne yapmak gerek?
Bilmiyorum...
Ama Öss'den sonra hukuk fakültelerinin bir de kendi belirledikleri usüllerle mülakat yapmaları ve ikinci bir elemeyi devreye sokmaları gibi ütopik(bu fikir uygulamada pek çok karışıklık çıkarır, işlemesi pek de mümkün gözükmüyor) sayılabilecek bir düşüncem olduğunu da belirteyim.....