Anayasa Mahkemesi Kararı Yorumu
Değerli hukuk insanları,
Açıkçası öncelikle sizin karşınızda eğitim anlamında hukuk ile alakam olmadığı için üzgünüm. Bir konuda size bilgi danışmak ve sizden yardım almak istiyorum.
Bilginiz vardır, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi'nin, ''Cumhurbaşkanı seçiminin birinci ve ikinci turunda toplantı yeter sayısının 367 olması gerektiği'' yönündeki kararının gerekçesini değerlendirirken, ''Anayasanın omurgası kırılmıştır. Hukuk patlatılmıştır, demokrasi çatlatılmıştır. Bu karar çok ağır bir karardır'' dedi.
Bir vatandaş olarak, içinde yaşadığımız "Hukuk Devleti"nin bir bireyi olarak böyle bir açıklamayı çok talihsiz bulmanın ötesinde, Milletvekillerinin, Meclis'te yemin ederken “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” diyorlar. Bu durumda Burhan Kuzu, koyu ve italik yazdığım yerleri çiğnemiş olmuyor mu? Bu yemin Anayasa'mızda geçtiğine göre, anayasal bir suç işlemiş olmuyor mu? Böyle bir durumda zannedersem Milletvekili olduğu için herhangi bir dava açılamamaktadır. Ancak bu kadar çaresiz olmamalıyız değil mi? Yargıyla kavga etmenin kimseye yarar getirmediğini bildiğimiz halde, benzer durumlarda aramızdan meslektaşlarınızın cinayetine kadar uzanan vakalara vardığı halde neden hala hukuk ile kavga ediliyor? Buna karşı hiç bir şey yapamaz mıyız?
Saygılarımla...
Açıkçası öncelikle sizin karşınızda eğitim anlamında hukuk ile alakam olmadığı için üzgünüm. Bir konuda size bilgi danışmak ve sizden yardım almak istiyorum.
Bilginiz vardır, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Anayasa Mahkemesi'nin, ''Cumhurbaşkanı seçiminin birinci ve ikinci turunda toplantı yeter sayısının 367 olması gerektiği'' yönündeki kararının gerekçesini değerlendirirken, ''Anayasanın omurgası kırılmıştır. Hukuk patlatılmıştır, demokrasi çatlatılmıştır. Bu karar çok ağır bir karardır'' dedi.
Bir vatandaş olarak, içinde yaşadığımız "Hukuk Devleti"nin bir bireyi olarak böyle bir açıklamayı çok talihsiz bulmanın ötesinde, Milletvekillerinin, Meclis'te yemin ederken “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” diyorlar. Bu durumda Burhan Kuzu, koyu ve italik yazdığım yerleri çiğnemiş olmuyor mu? Bu yemin Anayasa'mızda geçtiğine göre, anayasal bir suç işlemiş olmuyor mu? Böyle bir durumda zannedersem Milletvekili olduğu için herhangi bir dava açılamamaktadır. Ancak bu kadar çaresiz olmamalıyız değil mi? Yargıyla kavga etmenin kimseye yarar getirmediğini bildiğimiz halde, benzer durumlarda aramızdan meslektaşlarınızın cinayetine kadar uzanan vakalara vardığı halde neden hala hukuk ile kavga ediliyor? Buna karşı hiç bir şey yapamaz mıyız?
Saygılarımla...