Sayın ksengoz, KM ile sorduğunuz sorunun cevabı:
Alacağa karşı taşınmaz alırken ne yapmalıyız;
Örnek veriyorum;
1) 100 liralık alacağanıza karşılık 100 liralık bir ev alacaksanız, tapuda satış bedelini 130 lira gösterin.
2) Tapuyu devir aldığınız gün banka hesabınızdan 130 lira para çekin.
3) Malı aldığınız borçlu ile satış konusu haricinde hiçbir protokol yapmayın.
Böyle yaparsanız ileride davalık olduğunuzda ben bu malı satın aldım parasını da bankadan çekip verdim dersiniz iş biter. Tapudaki satış bedelini gerçeğinden yüksek gösterin hiçbir bilirkişiye güvenilmez.
Savunma konusuna gelince:
1) Alacağıma karşılık aldım derseniz İİK'nun 279. maddesini yazıyorum.
Acizden dolayı butlan:
Madde 279 - Aşağıdaki tasarruflar borcunu ödemiyen bir borçlu tarafından hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle hacizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene içinde yapılmışsa yine batıldır:
1 - Borçlunun teminat göstermeği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler;
2 - Para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödeme-
ler;
3 - Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler.
4. (Ek 9/11/1988 - 3494/54 md.) Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için
tapuya verilen şerhler.
Bu tasarruflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmedi-
ğini ispat eylerse iptal davası dinlenmez.
Kanunun279. maddesinin 2 fıkrasında borçlu alacaklılarına para veya mutat ödeme vasıtaları (çek senet faiz kuponu) haricinde ödeme yaparsa yani borcunu evi arabası vb. ile öderse bu tasarruflar batıldır; diyor.
279. maddenin sonunda da borçlunun hal ve vaziyetini yani borca batık olduğunu bilmediğinizi ispatlarsanız iptal davası dinlenmez denilmiş.
Kısaca alacağıma karşılık aldım dediğiniz anda müteahhitin durumunu bilmediğinizi ispatlamanız lazım yani her şeyi hakimin taktirine bırakıyorsunuz ki bu da büyük risk. Müteahhitle çok önceden ticari ilişkiye girmişsiniz çekler gidip gelmiş. Hakimin taktiri de soyut bir olay.
2) Ben bu daireyi satın aldım derseniz İİK'nun 278.maddesini yazıyorum.
Madde 278 - (Değişik: 18/2/1965 - 538/114 md.)
Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.
Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1. (Değişik 9/11/1988 - 3494/53 md.) Karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz
olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,
3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şar- tiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri,
Kanunun 278.maddesinin 2. fıkrasında Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama gibidir denilmiş.
(En çok bu maddeden dava açılıyormuş ancak mal kaçıran hiçbir borçlu tapuda satış bedelini düşük gösterecek kadar aptal olmadığından, bu madde amacından çok insanları dolandırmak için kullanılıyor diye düşünüyorum. Benim malı aldığım adam gerçekten kaçırdığı taşınmazlarının satış bedellerini gerçeğininden de yüksek gösterip kendini sağlama almış, bizim gibi gerçekten satın alanlardan da malı geri alabilmek için biri ile anlaşıp 278/2'den dava açtırmış)
Yani daireyi satın aldım derseniz satış bedelinin 15 milyar TL.'den yüksek olduğunu ödemeyi de resmi kanallardan (havale, çek, virman vb) yaptığınızı ispatlamanız gerekli bu da mümkün değil. Ancak o tarihte alım gücünüz olduğunu ispatlarsanız daireyi satınca da parasını aldığınızı aldığınız paranın da hesabınızda uzun süre kaldığını gösterirseniz sonuçta ne olur bunu görüştüğüm hiçbir avukat bilmiyor çünkü benzer davalar devam ediyor.
Elektirikçi için endişelenmişsiniz de sizin durumunuz da iç açıcı değil. Anladığım kadarı ile elektrikçi doğru düzgün fatura da kesmemiş.
Daha önce de yazdım bildiğim 3 davada da vekiller korkudan alacak-borç ilişkisini karıştırmadı malı satın aldık dediler. İsterseniz vekiliniz arayıp bu avukatlarla görüşsün.