Re: İzale-i şuyu
Ah bu dedeler, babaanneler, anneanneler...
Benzer dert benim anne ve baba tarafımda da var. Hepsi ; "Biz sağlığımızda arazi ve mal bölmeyiz" diyerek kendi evlatlarının başına bela bıraktılar. Her iki tarafta da dedeler ve nineler vefat ettiler. Annem ve babam zaten evlenince haneden ayrılıp gitmişler. Hanelerin birisinde dayım, diğerinde amcam var. Ve dedelerden kalma yaklaşık 200'er dönüm araziyi sahipleniyorlar, paylaşmak istemiyorlar.
Hatta kadastro geldiğinde arazilere, bölüşme teklifi götürüldü kabul etmeyip müşterek yazdırdılar tüm arazileri.
Hem annem hem de babam, atalarından kalan mallardan bir metrekare bile istifade edememenin üzüntüsüyle baba ocaklarının manevi hasretini çekmekteler.
İZaleyi şuyu davası açmaya niyetlendim, bir avukata danıştım. Avukat, benim de mantıklı bulduğum açıklamalar yaptı ve vazgeçtim. "
Avukat ; Açık artırmaya girip, bütün arazileri alabilecek kadar paranız varsa bu davayı açalım, yoksa bu işler sonuçlanmıyor" dedi. Köyde kalan, arazilerin üzerine çöreklenen, paylaşmaya da hiç niyeti olmayan amca ve dayılar açık artırmaya gelir, bir köşeye oturur, kollarını kavuşturur ve seyreder, açık artırmaya katılmaz. O köylerden de kimse tarlaları almaya gelmez, dışarıdan hiç kimse açık artırmaya girmez. Ta ki siz parayı bastırıp, açık artırmaya girerek arazileri biz alıyoruz derseniz ancak o zaman yanaşıp anlaşma yolları aramaya başlarlar" dedi. Ben de doğrusu avukatı haklı buldum...
Ve babamla annemi teselli ederek, elbet bir gün hukukun ve hakkın yerini bulacağını söyledim, öylece kaldım.