Alıntı:
mtunc52 rumuzlu üyeden alıntı
05.01.2006 tarihinde tanınmış ve güvenilir bir internet alışveriş sitesinden açık artırma usuluyle 2.el cep telonu aldım.Bu telefon bana; adı,adresi ve telefon numarası kayıtlı bir kişiden kargo yoluyla geldi.Daha sonra ben bu telefonu 3-4 ay kullandım ve başka bir arkadaşa sattım.Bu kişide 4-5 ay kullanıp arkadaşına satmış ve en son kullanıcıya elindeki telefonun çalıntı olduğu bildirilmiş.
Yaklaşık 6 ay önce benim telefonu sattığım kişi beni aradı ve sattığınız telefon çalıntı çıktı ne yapacağız dedi.Bende zaten sattığım kişinin beni ve cep telefonu numaramı bildiği için doğal olarak benden aldığınızı söyleyebilirsiniz dedim çünkü olay bana dönünce,bende zaten başkasından almıştım sonuçta..
Bir kaç gün önce de beni bir polis memuru aradı ve ifade vermemi istedi.Şu durumda bende aldığım kişinin ve aracı internet sitesinin ismii vereceğim.
Hiç çalıntı olduğunu bilmediğim ve karşı tarafa da mail yoluyla da haberleşip faturası vs..olmayan telefonu bilmeden almak ve başkasına yine çalıntı olduğunu bilmeden satmakla suç işlemiş olurmuyum.?Ayrıca hayatımda
Adliyeden içeri dahi girmemiş biri olarak mahkemeye falan çıkarmıyım ? Çok endişe duyuyorum yardımlarınızı rice ediyorum.
Saygılarımla.
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
MADDE 165. - [1] Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Suç işlemek, hukuk toplumunda kişiler için bir kazanç kaynağı olamaz. Bu nedenle, suç işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edilen menfaatlerin piyasada tedavüle konulmasının ve suç işlemenin bir menfaat temini açısından cazip bir yol olarak görülmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Bu mülahazalarladır ki, bir suçun işlenmesi suretiyle veya bir suçun işlenmesi dolayısıyla elde edilmiş olan bir şeyin satın alınması ve kabul edilmesi suç olarak tanımlanmıştır.
Suçun konusunu, ancak ekonomik değeri olan şeyler oluşturabilir. Bu ekonomik değerlerin, daha önce işlenmiş bir suçtan elde edilmiş olması gerekir. Bu suçun, mutlaka malvarlığına karşı bir suç olması gerekmez. Bu suçtan dolayı daha önce bir mahkûmiyet kararı verilmiş olması gerekmez. Daha önce işlenmiş olan suçtan dolayı failinin kusurlu sayılması veya cezalandırılması gerekmez. Söz konusu suçun cezalandırılabilir olması da gerekli değildir. Bu suç zamanaşımına uğramış da olabilir. Önce işlenmiş olan suç, soruşturması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bir suç olabilir. Hatta, bu suçtan dolayı şikâyet yoluna başvurulmamış veya şikâyetten vazgeçilmiş olabilir. Bu suç yabancı bir ülkede dahi işlenmiş olabilir.
Bir suçtan doğrudan veya dolaylı olarak elde edilen her türlü ekonomik değer, yani malvarlığı değerleri, bu suçun konusunu oluşturabilir.
Bu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Buna göre; daha önce işlenmiş olan suçtan elde edilen eşyanın kabul edilmesi veya satın alınması, söz konusu suçu oluşturmaktadır. Kabul olgusunun satın alma dışında başka bir hukukî işlemle, örneğin bağış yoluyla gerçekleşmesi gerekmektedir. Zira, suçtan elde edilen eşyanın satın alınması diğer bir seçimlik hareketi oluşturmaktadır. Bu kabul olgusu, örneğin suçtan elde edilen taşınır veya taşınmaz eşyanın kiraya kabul edilmesi veya suçtan hasıl olan paranın ödünç olarak kabul edilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Diğer seçimlik hareket, suçtan elde edilen eşyanın satın alınmasıdır.
Bu nedenle, söz konusu suç, bir çok failli suç türü olan karşılaşma suçudur. Bir tarafta, suçtan hasıl olan eşyayı bağışlayan, kiraya veren veya ödünç olarak veren ya da satan kişi; diğer tarafta ise, bağış, kiralanan veya ödünç olarak kabul eden ya da satın alan kişi bulunmaktadır.
Eşyayı satan kişi bunun elde edildiği suçu işleyen kişi ise, ayrıca ödünç olarak verme bağışlama ya da satma fiili dolayısıyla cezalandırılmayacaktır. Çok failli suçlarda işlenen suç dolayısıyla faillerden birinin cezalandırılabilip cezalandırılmaması, diğer fail(ler)in cezalandırılması üzerinde bir etki doğurmaz. Kişinin asıl suçun işlenişine iştirak etmiş olması, bu suç açısından sadece bir şahsî cezasızlık sebebi oluşturmaktadır.
Bu suç, doğrudan kastla işlenebileceği gibi, olası kastla da işlenebilir. Bu nedenle, madde metninde “bilerek” ifadesi kullanılmamıştır. Bu nedenle muhtemelen olası kast hükümlerince cezalandırılmanız kuvvetle muhtemeldir.