Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

ACK /1-A Bakaya Kalma ve 353 Sayılı Kanunda Yapılan Değişikliklerin Etkisi

22-05-2007 00:54:12 nomos #

ACK /1-A Bakaya Kalma ve 353 Sayılı Kanunda Yapılan Değişikliklerin Etkisi

Bilindiği gibi 353 Sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 29.06.2006 tarihli ve 5530 Kanunla değiştirilen 13. maddesi ACK 63/1-A 'da belirtilen suçun sivillerce işlenmiş olması nedeniyle A.Mahkemeleri bu konuda yatkisiz kıldı ve bakaya suçu ile ilgili tüm dosyalar Cumhuriyet Savcılıklarına yönlendirildi.
Bu dosyalardan biri de bana ait. T.C. KKK 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı görevsizlik kararı alarak dosyamı Afşin Cumhuriyet Savcılığı'na gönderiyor. Üzerime atılı suç "Bakaya kalmak".Suçun işleniş tarihi 01.08.2006 - 09.08.2006 (Gebze A.Şub.Başkanlığına ifade verdiğim tarih.
Afşin Sulh Ceza Mahkemesi 08.02.2007 tarihinde gıyabımda bir karar alıyor. Bakaya suçunun temadi bir suç olduğu ve temadi suçların 5271 sayılı CMK'nun 12/2maddesi gereğince kesintinin oluştuğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna karar vererek 5271 sayılı CMK.nun 12 ve 18. maddeleri gereğince Gebze Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesini yetkili kılıyor. Ve mahkemenin beni ACK 63/1-A maddesi gereği "7 günden sonra 3 ay içinde gelenler" cümlesi gereği yargılayarak yargılama gideri ve masrafları takdir etmesini istiyor.
Elime Gebze 1.Sulh Ceza Mahkemesi'nce gönderilen çağrı kağıdında duruşma günü olarak verilen 15/03/2007 11:05 tarih ve saatte Gebze Adliyesinde hazır bulunmama rağmen dava listesinde adımın olmadığını görüyorum mahkeme sekreteryasının bana söylediği dosyamın geri Afşin tarafından geri istendiği yani bir çağrı alıp oradaki tarihte mahkemeye gelmem gerektiği oluyor.
Bu çağrı elime yaklasık 2 ay sonra geçti. Ekte Afşin Cumhuriyet Savcılığı'nın Afşin Sulh Ceza Mahkemesine gönderdiği iddianame vardı. İddianamede ACK 63/1-A üzere sevk edildiğim ve delil olarak ekte suç duyurusu, şüpheli beyanı, askerlik durum belgesi, nüfus, sabıka kaydı, ilan tutanakları, celp dönemleri çizelgesi ve tüm dosya kapsamı bulunduğu belirtilmiş.
Savcı mahkemeden: Şüphelinin 2006 yılı temmuz ayı Yedek Subay celp dönemine tabi olduğu bu sebeple en geç 31.07.2006 günü askerlik şubesine müracaat ederek askere sevkini sağlatması gerektiği halde anılan tarihte askerlik şubesine müracaat etmeyerek bakaya kaldığı. 09.08.2006 günü Gebze As. Şub. Başkanlığına giderek ifade verdiği şüphelinin ibraz ettiği raporun kapsadığı tarihler itibariyle rahatsızlığının özür olarak kabul edilmeyeceği (Özel bir hastaneden aldığım 01.08.2006 - 04.08.2006 tarihleri arası rahatsız olduğunla ilgili raporumu ifademle birlikte göndermiştim) şüphelinin bu surette müsnet suçu işlediği soruşturma dosyası kapsamından anlaşılmakla;
Şüphelinin açık yargılamasının mahkemenizce yapılarak eylemine uyan yukarıdaki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi; kamu adına talep ve iddia olunur.
Buraya kadarki mahkeme süreci bu yalnız bakaya kalmaktan daha öncede mahkemeye sevkedilmiş ve T.C. KKK 5.Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca 01.12.2005 - 21.12.2005 tarihleri arasında bakaya kaldığım ve Kocaeli/Gebze Merkez Sağlık Ocağı Tabipliği tarafından verilmiş 01.12.2005 tarihinden itibaren 5 günlük rapor nedeniyle "sanığın eyleminin unsurları itibariyle müsnet suçu uluşturmadığı" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir.
Askeri SAvcılık bunun suç olmadığı ve kovusturmanın gerekmediği kanaatini bildirirken aynı nedenden dolayı Afşin Cumhuriyet Savcısı cezalandırılmamı istemektedir. Yine T.C. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu Esas: 2004/165 Karar: 2004/168 Karar Tarihi: 09.12.2004 (1632 S. K. m. 63) Sayılı kararında sanığın geçerli bir mazereti bulunup bulunmadığı, dolayısıyla bakaya suçunun sabit olup olmadığı noktasında Daire; sanığın sunduğu raporun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı konusunda oluşan şüphenin sanık lehine yorumlanarak beraat hükmü kurulması gerekliği sonucuna ulaşmış iken; askeri mahkeme, sağlık raporunun hatıra binaen düzenlendiği hususunda herhangi bir kuşku bulunmadığı ve bakaya uçunun sübuta erdiği düşüncesindedir. Yapılan inceleme sonucunda; Bu itibarla; sanığın sevk tarihinde rahatsız olduğuna ilişkin savunmasının aksi ispatlanamadığından, şüphe sanığın lehine yorumlanarak, geçerli bir mazeretinin bulunduğunun kabulüyle oluşmayan bakaya suçundan sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, varsayımdan hareketle mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırı bulunmuş ve direnilmek suretiyle kurulmuş hükmün sübut noktasından bozulmasına karar vermek gerekmiştir. denmiştir. Bir başka kararda T.C. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu Esas: 2003/34 Karar: 2003/32 Karar Tarihi: 27.03.2003 (1632 S. K. m. 63) Daire ile Askeri Yargıtay Başsavcılığı arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, sanığın yasal anlamda kabul edilebilir özrünün bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak noksan soruşturma olup olmadığına ilişkindir.
Dosyada mevcut belge ve beyanlara göre, sanığın 28.6.1998 tarihinde Polis Akademisinden mezun olduğu, tebligatsız yoklama kaçağı olarak aranırken 21.1.2001 tarihinde yabancı şube olan İstanbul/Bağcılar Askerlik Şubesinde son yoklamasını yaptırdığı, 2001/02 nci grup Yd. Sb. Aday Adayı olarak askerliğine karar aldırdığı, Mart 2002 celbinde sevke tâbi olduğunun TRT duyurusu ile bildirildiği ve en geç 21.3.2002 günü Askerlik Şubesine giderek sevkini yaptırması gerekirken bakaya durumuna düştüğü, eylemini bir süre devam ettirdikten sonra 29.4.2002 tarihinde Bağcılar Askerlik Şubesine müracaat ederek bakayalığını sona erdirdiği, bu başvurusunda Beşiktaş/Özel Çebi Tıp Merkezinden aldığı 5 gün istirahat etmesi gerektiğine ilişkin rapor ibraz ettiği anlaşılmaktadır.
Daire; sanığa sevk gününden bir gün sonra 22.3.2002 tarihinde aldığı 5 günlük istirahat raporu bulunmakta ise de; Askeri Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında sevk gününden sonra alınan istirahat raporlarının suçun temadisini ediğine karar verildiği, sevk gününün ertesi günü alınan istirahat raporlarında belirtilen rahatsızlıkların sevk gününde de mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiğine ilişkin Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun içtihatları bulunmakla beraber bu içtihatlar incelendiğinde; sanıkların rahatsızlıklarının son sevk günü ve öncesi dönemde de mevcut olduğu, sanıkların da bu yönde savunma yaptıkları, ileri sürülen mazeretin makul ve mantıki nedenlere dayanan olaylara ait olduğu, inceleme konusu olayda, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan sanığın Beşiktaş-Özel Çebi Tıp Merkezinden 22.3.2002 günü aldığı 5 günlük istirahat raporunda belirtilen "üst solunum yolu enfeksiyonu" rahatsızlığının sevk gününde de olabileceğine dair herhangi delil ve bulgunun mevcut olmadığı, sanığın rapor tarihlerinde de bilfiil görevinin başında olduğu, muayene ve tedavisi için kurumuna başvurusunun olmadığı, rapor süresi bitimince de mazeretini ifade etmek için yerli ya da yabancı askerlik şubesine baş başvurmadığının anlaşıldığı nedenleriyle mahkumiyet hükmünün onanmasına karar vermiştir.
Askeri Yargıtay Başsavcılığı ise; sanığın sevk tarihinde rahatsızlığını ileri sürmesi, doktor raporuyla tespit edilen ve istirahat etmeyi gerektiren bir hastalık hâlinin her zaman ve mutlak surette raporun verildiği tarihte başladığının söyleneceği, 22.3.2002 günü doktor raporu ile tespit sanığın hastalığının en son sevk günü olan 21.3.2002 tarihinde de mevcut olup olmadığının, raporu veren doktor dinlenilerek ve gerekirse bir uzman bilirkişi marifetiyle konunun araştırılıp ona göre hüküm kurulması gerektiği, bu nedenle noksan soruşturma yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesi görüş ve düşüncesindedir.
Askeri Ceza Kanununun 63 üncü maddesinde tanımlanan bakaya suçunda diğer unsurlar yanında yükümlülerin “mazeretsiz olarak” celbe icabet etmemeleri de kanuni unsur olarak yer almıştır.
Tanımda "mazeret" kavramının kapsamı belirlenmediğinden, bunun makul ve mantıki nedenlere dayandırılması kaydıyla takdirinin mahkemelere ait olduğunda kuşku yoktur. Bu nedenle her olaydı celbe icabet etmemenin nedenleri ve sanıklar israfından mazeret olarak ileri sürülen hususlar farklılık arz edeceğinden daha önce verilmiş kararlar örnek gösterilerek bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Böyle bir uygulama adil olmayan sonuçlara yol açabileceğinden her somut olayda sanığın mazeretinin haklı ve yerinde olup olmadığı araştırılmalı ve varılacak kanaat doğrultusunda tesis edilmelidir.
Bu çerçevede sanığın mazereti incelendiğinde; adı geçenin askerlik şubesi tarafından alınan iradesinde rahatsızlığı nedeniyle celbe icabet edemediğini beyan ederek buna ilişkin sevk gününden somaki güne ait 22.3.2002 tarihli üst solunum yolları enfeksiyonu tanısı ile almış, olduğu beş günlük istirahat raporunu ibraz etmesi nedeniyle; doktor raporuyla tespit edilen ve istirahat etmeyi gerektiren bir hastalık halinin her zaman raporun verildiği tarihte başladığını söylemek mümkün olmadığına göre, sanığa bu raporu veren Dr. H.Ç. nin, bu raporda belirtilen hastalığın mahiyetinin ne olduğu, raporun düzenlendiği tarihten bir gön veya daha önceki bir tarihten geçirilmekte olan bir hastalık hâli olup olmadığı konusunda tanık olarak dinlenildikten, gerekirse Kulak-Burun Boğaz Uzmanı bir hekimin bilirkişi olarak mesleki mütalâası alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, Askeri Yargıtay Başsavcılığının itirazının kabulüne ve Daire kararının kaldırılarak hükmün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Bu içtihatlar ve 5.Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığının verdiği kovuşturmaya yer olmadığı kararı benim beraat etmem için yeterlimidir. Savunmamda bunları kullanma kararındayım. Ayrıca 08.2006 sevk döneminden sonra 10.2006'da Yüksek Lisans eğitimine başladım ve aralık ile nisan aylarında tacil yaptıramadım çünkü askerlik durum belgemde bakaya olarak yazacağından okul tecil yaptıramayacağını söyledi ben de gidip ifade vermedim. Bu nasıl bir probleme yol acar acaba?
Saygılarımla...
23-05-2007 16:15:17 yld19sm #

Re: ACK /1-A Bakaya Kalma ve 353 Sayılı Kanunda Yapılan Değişikliklerin Etkisi

Şimdi bubir sorumu hayat hikayesimi?Kendiniz zaten hem sorup hem cevap vermişsiniz.Bize düşen saygı duymak.




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.