Alıntı:
Av.Ragıp Atay rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Kaya
hukukta şablon olmaz. Nasıl ki tıpta şablon yoksa, hukukta da yok. Yoksa belli hastalıklara belli ilaçları verirsiniz. Olay biter.
Her dava kendisine has özellikler taşır. Sizin hatırladığınız davada, ne karar verildi; Yargıtay neden bozdu bilemeyiz. Ama başkasının sağlık karnesini kullanmak suç Bu yasada yazıyor. Hafifletici ndenler, cezayı ortadan kaldıran nedenler de kanunda yazılıdır.
Biz de hekimlerin kararlarını anlamakta zorlanıyoruz. Operatörler, hasta safrakesesinin alınmasını önerirken, dahiliye uzmanları kesinlikle karşı çıkıyor. İstanbuldaki MR cihazlarının, Paris ten 10 kat fazla olduğu iddia ediliyor. Bir hekim, antbiotik tedavisine yüklenirken, diğeri vucut direncinin artması gerektiği ve bu nedenle antibiotik kullanılmamasını öneriyor.
Ama sizin sorunuz bu değil sanırım. Siz lafı 367 ye nasıl getirirm diye bu forumu açmışsınız sanırım. Sizin ne beklediğiniz de pek umurumda değil açıkçası. Bizkalkıp, hekimlerden adil tedavi bekliyoruz ama. Hem de tüm hastane hekimlerinin öncelikle özel muayene etme isteğine karşılık.
Sayın Atay,
Yazdıklarınızı okuduğumda açıkçası üzüldüm. Bence yazınız çelişkilerle doludur.
Öncelikle son paragrafınızdan başlamak isterim. Benim forumu neden açtığım konusunu kendinizce çözmüşsünüz. Demek ki benim niyetimi okuyabiliyorsunuz. Eğitimli bir insandan böyle yaklaşımı beklemezdim. Umarım davalarda da niyet okuyarak iş yapmıyorsunuzdur. 367 konusunun neden açıldığına gelirsek, bu çok doğaldır, burada hukuktan konu açıldığında herkez önce bu konudan bahsediyor. Her alanda çok ilginç konulardan bahsedilir. Örnek olarak biri çıkıp kanserin tedavisini bulduğundan bahsetse, tıp alanında da bu konuşulur. Benim orada anlatmak isteğim net olarak şudur: Anlattığım içerikte bir üst mahkeme kararı duyan var mı? Yani ne sizin, ne başkasının, konu hakkındaki FİKRİNİ veya YORUMUNU veya KANUNU merak etmedim, bunu ben de zaten biliyorum. Bana sadece "böyle bir karar duymadık, veya şöyle duyduk" denilmesi yeterliydi, anlatmak istediğim budur. Yazılanlardan anladığım kadarıyla sanırım anlattığım içerikte bir karar yokmuş, sanırım ben yanlış hatırlıyorum. Yoksa bir duyan mutlaka olurdu.
Ayrıca tıp ile hukuku karşılaştırmanız çok yanlıştır. Bize ilk olarak "hastalık yoktur, hasta vardır" kuralı öğretilir. Yani şu demektir: Belli kurallar olsa da, her hasta için hastanın durumuna göre farklı karar verilebilir. Hukukta ise benim bildiğim kadarıyla tam tersi geçerlidir. Sanırım size ilk olarak "herkeze adalet, herkeze eşitlik" öğretiliyordur. Yanılıyorsam lütfen uyarınız. Eğer haklıysam, mahkemelerin kişiye veya olaya göre karar vermemesi beklenir. Aksi takdirde, hukukçular yönetici konumuna gelir, kişiye göre karar verirler.
Hekimler hakkında eleştirilerinize gelince: MR konusu, özel muayene konusu gibi alanlarda eleştiri yazmışsınız. Bence dürüst bir insan kendine (veya kendini temsil eden topluluğa) eleştiri geldiğinde de buna objektif bakabilen insandır. Umarım siz de öylesinizdir. Eleştirilerinize katılıyorum. Hatta ben şahsen bu konuların çözülmesi için uğraşan biriyim. Ancak hekimler de avukatlar, mühendisler, yöneticiler vs. gibi bu vatanın evlatlarıdır. Daha yaş 16 olunca "oğlum doktor olsun çok zengin olsun" mantığı ile büyütülüyor. Malesef sektörümüzde anlattığınız konular ve çok daha vahim yolsuzluklar da mevcuttur. Bu konuların çözümünde de hukukçulara özellikle savcı ve hakimlere çok görevler düşüyor.
Amacım tartışmalara girmek değildir. Sadece bir davada bilirkişi olarak görevlendirildiğimden, benzer kararı merak etmiştim.
Dikkat edilirse, hepimiz aynı yolsuzluklardan şikayetçiyiz. Daha güzel bir Türkiye'de yaşamamız dileğimle saygılarımı sunarım.