Alıntı:
deniz02 rumuzlu üyeden alıntı
Aracınızın çarpışmadan dolayı değer kaybına uğramasından tazminat talebinde bulunmak sanırım mümkün değil, bunun bir sigortasıda yoktur. Zaten araçlar yaşlandıkça değer kaybınada uğramaktadır. Diyelimki 2000 model bir aracınızla kaza yaptınız aracınızın kapısı ya da başka bir yerinden zarar gördü ve yeni bir parça takılması gerekiyor, yeni takılan parça 2000 model aracınızın parçası değil de 2007 model sıfır araç parçası olarak takılacaktır. Bu aradaki fark teminatınızda yoksa sizden alınır. Sigorta şirketleri tarifesine görede değişebilmektedir. Eskime payı teminatı adı altında geçmektedir ve poliçenizdende bu karşılanabilmektedir. Ama aracınıza çarpıldığı için değer kaybından dolayı dava açarsanızda sonuç alacağınızı sanmıyorum .
Sayın karavelli,
Taraflar arasında anlaşmazlık olursa, davaya gidilmesi doğru ve olması gerekendir. O zaman dediğiniz doğru . Ancak unutulmamalıdır ki sigorta şirketleri tutanak olmadan ödeme yapmamaktadır ve tutanağı dikkate almaktadır. Eğer kolluklar bunu tespit etme yetkisine sahip değilse neden varlar? Kollukların görevi olayı oluş şekliyle kişileri ve gerekirse ( kaza yerinde) şahitleri dinleyerek zabıt tutmaktır. (zabıt yanlışsa kişiler itiraz hakkına sahiptir ki bu davalık bir konudur zaten) Tuttukları bu zabıtta, doğru beyan tespittir ve sigorta şirketleri de dava durumuna gerek kalmadan ödeme yaparlar. Kollukların görevi ve yetkileri budur diye biliyorum?
“Yeni Türk Ceza Kanunu ve Kaza Tutanaklarında Kusur Oranının Tespiti” ile ilgili Türkiye Sigorta Ve Reasürans Şirketleri Birliği Tarafından Sektör Açıklaması Gerçekleştirildi.
Kaynak: TSRŞB
Bazı yayın organlarında Yeni Türk Ceza Kanunu'nun 179. maddesinin uygulaması ile Özel Sigorta Hukuku uygulamasının birbirine karıştırıldığı, bunun sonucu sigortacılığa ve sigorta şirketlerine karşı haksız yorumlarda bulunulduğu görülmüştür. Trafik Güvenliğini tehlikeye sokma başlıklı 179. maddede yer alan, kara, deniz, hava ve demiryolu, ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya mal varlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişinin iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağına, alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişinin aynı şekilde cezalandırılacağına dair hükümler, ulaşım araçlarının kişilerin hayat, sağlık veya mal varlığı açısından tehlikeli bir şekilde kullanılmasının önlenmesi amacı ile düzenlenmiştir. Bu suçlar somut tehlikeye sokma suçu niteliğindedir.
Aynı Kanunun 180. maddesinde de, ulaşım araçlarının trafik güvenliğini taksirli tehlikeye sokacak şekilde kullanılması suç olarak kabul edilmiştir.
Bu maddelerden, özellikle 179. madde hükmünden hareketle, bazı yayın organlarında, bu konudaki “dava bitmeden, kusur oranı mahkeme tarafından belirlenmeden sigortadan para alınamayacağı” “mahkeme kararından sonra paranın alınacağı” sigorta şirketinin mahkeme sonuna kadar beş kuruş ödemeyeceği” gibi haksız ifadelerle, trafik sigortası uygulaması ile Ceza Kanununun suç saydığı uygulamanın birbiri ile karıştırıldığı ve şirketlerin töhmet altında bırakıldıkları görülmektedir.
2918 sayılı Trafik Kanununun 91. maddesi ile getirilen Zorunlu Trafik Sigortası, motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet veren araç işleteninin aynı kanuna göre doğan hukuki sorumluluğunu karşılamaktadır. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü bir kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecektir.
Ceza Kanunu ile getirilen suçla, sigorta şirketinin işletenin sorumluluğunu karşılayan trafik sigortası uygulaması birbirinden farklıdır. Ceza Kanunundaki uygulama için zarar meydana gelmesine dahi lüzum yoktur. Kanunda bizatihi aracın tehlikeli kullanılması yasaklanmıştır. Benzeri bir suç eski Ceza Kanunun 565. maddesinde de mevcuttur.
Diğer yandan Trafik Kanununun 81 ve müteakip maddelerinde trafik kazalarında kazanın oluş nedenlerini ve delillerini belirleyerek trafik kazası tespit tutanağı düzenlemek yetkisi trafik zabıtasına verilmiştir. Bu konudaki 83. maddede, karayollarında meydana gelen ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşmaları halinde, fiil başka bir suç oluşturmuyorsa kovuşturmanın yapılmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca 81. maddede maddi hasar meydana gelen kazalarda, kazaya dahil kişilerin, yetkili ve görevli kişinin gelmesine lüzum görmezlerse, bunu aralarında yazılı olarak saptamak suretiyle kaza yerinden ayrılabilmelerine imkan tanınmıştır. Bu hükümler çerçevesinde, trafik zabıtasının trafik kazasına el koyma yetkisi ve yükümlülüğü özellikle bedeni zararlara neden olan kazalarda devam etmektedir. Bu hükümler, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 152 ve 156. maddelerinde de açıkça tekrarlanmıştır ve yürürlüktedir. Ayrıca, yönetmeliğin 156. maddesinde “Tutanak düzenleyenler, taraflar için kusur oranını belirtirler” hükmü yer almaktadır.
157. maddede Trafik kazalarında asli kusurlu sayılan haller ve sürücü kusurlarının tespitine dair usul ve esaslar belirlenmiştir. Kaza mahalline göre kaza tespit tutanağı tanzimine yetkili bulunan polis veya jandarmanın saptadığı kusurlar, tarafları bağlayıcı değildir. Açılacak bir davada aksinin ispati mümkün olmakla beraber, Trafik mevzuatının uygulanmasına engel bir husus da yoktur.
Bu nedenlerle, sigorta tazminatının alınabilmesi için mahkemeye gidilmesi, dava sonucunun beklenilmesi, mahkeme tarafından kusur oranı saptanmadan sigortadan para alınamaması gibi yorumlar, sigorta şirketlerinin şimdiye kadar kaza tespit tutanağını dikkate alarak yaptığı uygulamalarla bağdaşmamaktadır. Nitekim, Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesinde; sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası (Trafik Sigortası) sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemekle yükümlü tutulmuştur.
Sigortacılık hizmet sektörüdür. Bu hizmetin en iyi şekilde yürütülmesi, güven unsurunun sağlanması ve sigorta şirketinin başarıya ulaşabilmesi için şarttır. Aksi tutum sigorta şirketinin her bakımdan aleyhine olacaktır.
Arz edilen bu nedenlerle, Yeni Türk Ceza Kanununun getirdiği düzenlemelerin Trafik Kanunu ve sigortası uygulamasında değişikliğe neden olmadığını, sigorta şirketlerinin özel sigorta hukuku hükümleri çerçevesinde tazminatları ödeyecekleri düşünülmektedir. Bu görüşlerimiz yorumda bulunan yazarlara da gönderilecektir.
Konuya ilişkin olarak Genel Sekreterlikçe, Emniyet Genel Müdürlüğü nezdinde bizzat yapılan temaslarda, yetkililer, Cumhuriyet Savcılarının,
Türk Ceza Kanununun 179. maddesinin ihlaline ilişkin suçların ve her türlü kaza ile ilgili evrakların kendilerine intikal etmesini istediklerini, bu nedenle, trafik kazalarında, kusurun saptanmasının Emniyetin insiyatifinde olmadığını, Cumhuriyet Savcılarına intikal eden olaylar sonucu kusurun yargı yolu ile belirlenmesi durumunda kılındığını ifade ettiler. Ayrıca bu uygulamanın her yerde aynı olmadığını ve bir kısım savcıların kaza ile ilgili evrak ve kusur tespit oranı konusunda ısrarlı olmadıklarını, bunun da Emniyet Teşkilatının işini zorlaştırdığını, Adalet Bakanlığı'na TCK 179. maddesinin uygulamada ciddi sıkıntılar yaşatacağı, vatandaşın bu konuda mağdur olacağı ve yaşanan sıkıntılar ile ilgili yazılar yazıldığını, ancak henüz anılan Bakanlık'dan net görüş alınamadığını belirttiler.
Usulüne uygun tutulacak kaza tespit tutanağı ve diğer gerekli belgeler paralelinde hasarın şirketlerce değerlendirilmesi ve hak sahibi ile mutabakatlaşma suretiyle tazminat ödemesine devam edilmesinin mevzuata uygun olduğu görüşü ile bu uygulamayı değiştirecek bir tutum içine girilmemesini teminen, ayrıca sayın Adalet Bakanı'na ve Adalet Bakanlığı'na, Sayın İçişleri Bakanı ile İçişleri Bakanlığı'na Birliğin bu görüşlerini aksettiren birer yazı sunulacaktır.
Üyelerimizin bilgilerine sunulur.
Saygılarımızla,
TÜRKİYE SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİ BİRLİĞİ