Alıntı:
aleyna81 rumuzlu üyeden alıntı
İyi günler dilerim. bir kamu kurumunda 657 SK Devlet Memuru olarak çalışmaktayım. İşyerinde vuku bulan bir olaydan ötürü savcılık makamından takipsizlik kararı aldım ancak bu karardan sonra düzenlenen idari rapora göre uyarı cezası ile cezalandırılmam düşünülmekte. savunmam istendi. Ancak anayasanın 138./son maddesi derki : "...Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve BUNLARIN YERİNE GETİRİLMESİNİ GECİKTİREMEZ." denilmekte. bunu gerekçe göstererek tarafıma haksız ceza vermek isteyen idare hakkında anayasayı ihlal suçundan 309. maddeden suç duyurusunda bulunmak istiyorum. böyle bir örnek dilekçe bulabilir miyim sitenizde aradım yanlış mı aradım bilemiyorum ulaşamadım ve mümkünse istem kısmına ne yazmalıyım onu da belirtirseniz sevinirim. şöyle diyebilir miyim (idari amirler hakkında anayasanın bilmem kaçıncı maddesine(....) göre soruşturma yapılmasını talep ediyorum ) tşkler....
Sayin aleyna81,
Sayin Ekrem Iyican'a katiliyorum. Anayasa'yi ihlal suçu düsündügünüz kadar basit degildir. Hukuka merakli ve özellikle yeni baslayan arkadaslarimiz okuduklari kanun, tüzük, yönetmelikleri kisaca mevzuati yorumlamakta güçlük çekerler, farkli bakis açilariyla bakmakta zorlanirlar, yanlis yorumlar yapabilirler bu dogaldir. Bazen uzman hukukçular dahi ayni olay karsisinda ayni kanun hükmüne göre farkli düsünebilirler, farkli yorumlar yapabilirler bu da dogaldir. Düsünün; hukukun en üst kademesindeki 11 hukukçumuz dahi ayni durum karsisinda oybirligiyle bir karara varamadi ve ikisi karsi oy yazisi yazmak durumunda kaldi. Bir silindire cepheden bakan biri dikdörtgen gördügünü, ayni silindire kus bakisi bakan biri ise daire gördügünü iddia edecektir. Oysa bakilan sey aynidir.
Sizin durumunuza gelince -olayi her ne kadar tam olarak anlamis degilsem de-5237 sayili TCK na göre suç teskil etmeyen bir durum 657 sayili DMK 125.m. göre suç teskil edebilir. Burada savciligin takipsizlik karari vermesi normaldir. Bir baska deyisle adli yönden suç sayilmayan bir durum idari yönden suç teskil edebilir.
Diger taraftan hem Anayasa'mizda hem de 2577 sayili Idari Yargilama Usulü Yasasinda belirtilen "...Yasama ve yürütme organlari ile idare mahkeme kararlarina uymak zorundadir. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarini hiçbir surette degistiremez ve BUNLARIN YERINE GETIRILMESINI GECIKTIREMEZ." hükmü sizin anladiginiz anlamda degildir ve 5237 sayili TCK'nun 309. maddesinde tanimlanan suç tipiyle kesinlikle örtüsmemektedir. 309. madde, Anayasal düzeni CEBIR ve SIDDET kullaranak yikip, yerine örnegin seriat düzeni getirmeyi amaçlayanlari cezalandirmak için konulmus bir maddedir.
Bu baglamda "...Yasama ve yürütme organlari ile idare mahkeme kararlarina uymak zorundadir. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarini hiçbir surette degistiremez ve BUNLARIN YERINE GETIRILMESINI GECIKTIREMEZ." hükmü nedir öyleyse diye bir soru soracaginizi tahmin ederek onu da yanitlayayim;
Örnegin bir devlet kurumda müdürsünüz ve haksiz bir sekilde bu görevden alindiniz ve memur olarak bir yere verildiniz ve idare mahkemesinden idarenin karari hakkinda iptal ya da yürütmenin durdurulmasi karari almayi basardiniz. Iste ilgili idare bu mahkeme kararini uygulamak zorundadir ve bunun yerine getirilmesini geciktiremez. Sanirim açiklamalarim yeterince net ve aydinlatici olmustur. Saygilarimla.
Devrim Sinan KARAVELIOGLU