Sayın mserhat; Harika ancak çok kapsamlı bir konuya değindiniz. Nereden başlayacağıma dahi karar veremedim inanın.
1990 senesinde "Hileli Vergi Kaçakçılığı Suçları" konulu tezimde bilgisayar ile işlenen suçun tarifi ile özellikle üniversitelerin BBS leri üzerinden (o tarihte sadece haberleşme ve veri aktarımı için kullanılıyordu) suç işlenir mi, olur mu olmaz mı konuları ile ilgilenirken internetin yaygınlaşması, hatta veritabanlarının internete taşınması ile konu gitgide kompleks hale geldi.
Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi�nin imzalanması ile birçok konuya açıklık getirildi. Türk Hukukunda ise gerek TCK. ve gerekse CMUK. açısından şu ana kadar tatmin edici hiçbir uyarlama yapılamadı.
SİBER SUÇLAR SÖZLEŞMESİ ile kanunlarımızdaki suç tiplerini karşılaştırdığımızda, ülkemizdeki düzenlemelerin Sözleşmede tanımlanan suç tiplerini büyük oranda karşıladığı söylenebilir. (Sahtecilik, Nası Izrar, dolandırıcılık, özel hayatın gizliğini ihlal, sırrın ifşası...gibi)
Ancak, Sözleşmenin 2. maddesinde tanımlanan, kasten ve hukuka aykırı olarak, bir bilgisayar sisteminin tamamına veya herhangi bir kısmına erişim" fiili, ceza kanunumuzda suç olarak düzenlenmemiştir. Sözleşmede düzenlenen bu suç, bilgisayar sisteminin mahremiyetini korumaktadır. Suçun işlenmesi için, haksız ve kasten bilgisayar sistemine erişmek yeterlidir. Ayrıca içindekilerin öğrenilmesi şart değildir. Oysa kanunumuz, suçun oluşabilmesi için veriyi öğrenmeyi suç olarak öngörmektedir.
Siber Suçun takibi, ortaya çıkarılması, kovuşturlması ise özel uzmanlık gerektirmekte bu konuda yeterli alt yapı ve teknik personel ülkemizde malesef bulundurulmamaktadır. Suçun işlenme zamanı ve yeri ise ayrıca bir tartışma konusudur. İnternet bir özgürlük ortamı iken malesef yasadışı emellere de alet olabilmektedir.
Bu suçların İnternet Servis Sağlayıcıları tarafından önlenmesi düşünülebilirse de şimdilik imkansız gibi görünmektedir. Bazı suçlarda (korsanlık gibi) Failin IP adresinin tesbiti sözkonusu olabilse de ülkemizde bunun kesin ve net sonuçlar vermediği hususları konuşulmaktadır. Oysa bu nevi suçlarda servis sağlayıcıdan IP adresi ve bağlandığı telefon numarasının tesbiti tam layığı ile mümkün olabilse belki de bu husustaki suçların kovuşturulabilmesi çok daha kolay olabilirdi diye düşünmekteyim.
Bu konulardaki Bilişim şurası Hukuk Çalışma raporunu
Makale ve İncelemeler Bilişim Hukuku bölümünden download ederek inceleyebilirsiniz.
Saygılarımla.