Tehlikenin farkında mısınız?
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olabilir mi?
Kamuoyu yoklamaları; yoklaya yoklaya, AKP'nin tek başına yeniden iktidar olacağını, Başbakan Erdoğan'ın da Cumhurbaşkanı olacağını bulmuşlar! Kendi kendilerini tekrarlıyorlar! Belli ki; konuyu ve reklamı "sıcak" tutuyorlar, kamuoyunu hazırlıyorlar. Bazılarına göre de kurbağa yavaş yavaş ısıtılıyor! Ne diyelim, demokrasilerde olabilir!? Yokla bir kamuoyu, demli olsun!
Belki de, Sayın Erdoğan demokrasimizin son zamanlarda yetiştirdiği ender liderlerden birisidir! Bizim bilmediğimiz, göremediğimiz meziyetleri vardır! Belki de daha önceki Cumhurbaşkanlarımızdan, Kenan Evren'den, Turgut Özal'dan, Süleyman Demirel'den bir farkı da yoktur!? Öyle ya! Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki; yazdığı bir kitapta, Erdoğan ile Hz. Musa'nın yaşamları arasında ilginç paralellikler keşfetmiş! Hayret! Hz. Musa'nın "üç noktalı ..." "ananı da al git" gibi mesajlar verdiğini ben duymamıştım! İstihareye yatıp, Hz. Musa'ya şeyhinden resmen mesaj ileten profesörleri de duymadım! Hz. Musa'nın, dönemin kadısına, "parası kadar kefil" olduğunu da duymadım! Siz duydunuz mu?
Önce, "Şeyini şey eden" sonra da "heykeli dikilecek adam" olduğunu iddia eden TBMM Başkanı Bülent Arınç Beyefendi ile Başbakan Erdoğan birlikte aday olursa, nasıl olurdu acaba? Ne de olsa, birbirlerinin dilinden iyi anlıyorlar!
Cumhurbaşkanı Seçimi ve Tayyip Erdoğan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanı olmak istiyor, ancak bunu resmen açıklayamıyor. Adaylığını açıklamayı ve bu adaylığa karşı tartışmaları erken bulduğunu söylüyor. Bunun yerine dolaylı olarak imalarda bulunuyor, bulunduruyor.
Anayasa Hukuku çerçevesinde tartışmalar hariç, AKP kağıt üzerinde, Erdoğan'ın TBMM'nde Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayacak çoğunluğa sahip gibi görünüyor. Ancak, çeşitli nedenlerden dolayı, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmasına ve seçilmesine ciddi bir muhalefet var. Öyle ki; Erdoğan'ın henüz adaylığını açıklamamış olmasına rağmen, muhalefet tartışmaları başlatmış bulunuyor. Tartışmaların özünde şu başlıklar dikkat çekiyor:
- Başbakan Erdoğan'ın; Türkiye'de islamın siyasallaştırılmasının temsilcilerinden olması, siyasal-yeşil sermaye ile içiçe olması,
- AKP'nin dört sene önceki seçimlerde seçim sisteminin de bir cilvesi olarak %34 oy ile TBMM'nin çoğunluğunu ele geçirmesi ve bu anlamda "haksız" AKP çoğunluğunun cumhurbaşkanını tek başına seçme gücüne sahip olması,
- dinin siyasallaştırılmasının boyutunun cumhurbaşkanlığı makamına taşınması,
- parlamenter rejimin özünü teşkil eden kuvvetler (yasama, yürütme ve yargı) ayrılığı ilkesinin ortak paydasının siyasallaştırılmış din olması, diğer bir ifade ile kuvvetler ayrılığının din temelinde kuvvetler birliğine dönüşmesi,
- ılımlı/güdümlü islam, Büyük Orta Doğu Projesi, Soros'un temsilciliğini yaptığı finans kapital gibi Atatürk, Kemalizm ve ulus devletler karşıtı kökü dışarıda akım ve dayatmalarla içiçe olması, paralel hareket etmesi,
- Gulbettin Hikmetyar, Fatih El Hassenein ve Yasin El Kadı, Barzani ve Talabani ile sıradan olmayan ilişkileri,
- AKP Hükümeti döneminde irticai tırmanma, rejim kaygısı, laikliğin tehdit altında olması,
- Erdoğan'ın sabıkalı geçmişi,
- "Damardan girilen" yolsuzluklar ve "görünmez holding",
- eşinin türbanlı olması,
- Anayasa'da tanımlanmış olan Cumhurbaşkanı seçileceklerde aranacak nitelikleri taşımaması,
- Cumhurbaşkanı adayında ve seçiminde siyasal uzlaşı ve mutabakat gerektiği ve muhalefet partilerinin Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı konusunda mutabakat içinde olmaması.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına en fazla karşı olan CHP ve MHP liderleri, seçmenlerine şimdiden Erdoğan'ın aday olması ve Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, "köşk"ten indirme sözünü verdiler. CHP ve diğer siyasi partiler için birlikte ve gerektiğinde sine-i millete dönme ihtimalinin değerlendirilecek olması konunun ve muhalefetin ciddiyetinin ayrı ayrı göstergeleri arasında. Bir çok AKP'li milletvekili, siyasal liderleri Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin AKP'ye ciddi oy kaybettireceği endişesi taşıyor.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasının ve/veya seçilmesinin; siyasi olduğu kadar hukuki ve ekonomik gerilimlere neden olacağı ortada. Bu gerilimlerin ve yaratacağı olumsuz etkilerin ve risklerin sosyo-ekonomik büyüklüğü, boyutu, derinliği ve sonuçları ciddi, ama tam olarak da önceden kestirilebilir nitelikte değil.
Önümüzdeki dönemde; "gülü seven dikenine katlanır", "aşığa Bağdat uzak değil", "canı oynamak istemeyen gelin, yerim dar dermiş" gibi atasözlerimiz ön plana çıkar mı dersiniz?
Fazla Söze Gerek Var mı?
İslamın siyasallaştırılmasına ve piyasalaştırılmasına, dolayısıyla da hem inananların, hem kutsal değerlerimizin hem de İslamın; kişisel çıkarların, ulusal ve uluslararası güç odaklarının hizmetine sunulmasına, yönlendirilmesine, kullanılmasına karşı çıkmak gerekir. Samimi ve içten gelen inancı, gerçek islamı Allah ile başbaşa yaşamak varken, kendileri dışındaki diğer insanları beyinleri yıkanmış, Kur'an yolundan çıkmış olarak nitelendirip, değiştirmeye çalışmak nedendir ki? Özellikle de dünyada insanlığın geleceğini tehdit eden ve mücadele edilmesi, ortadan kaldırılması gereken onca haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, hastalık, çevre sorunları ve risk varken!
Başbakan Erdoğan'ın Açıklanmaya Muhtaç İlişkiler Ağı
Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olabilir. Bu gayet normal! Ancak, açıklanması gereken bazı ilişkilerini izah edip, kamuoyunu bilgilendirmesi muhalefeti engeller:
Başbakan Erdoğan; Barzani ve Talabani'ye bir zamanlar kamyonlarla taşıdığını beyan ettiği yiyecek, giyecek vs yardımlarının kaynağını, kayıtlarını ve sebebini neden açıklamaz ki? Barzani ve Talabani yönetimine, Türk Halkına verdiğinden çok daha ucuza elektrik vermesinin sebeplerini neden izah etmez ki? Iraktaki Türkmen değil de ayrılıkçı Kürt bölgesine açılan, ayrılıkçı Kürtleri ihya eden gümrük kapılarımızın sebeplerini neden söylemez ki? Türkmenlerin maddi zenginliğe ve güce ulaşması kimleri rahatsız eder ki? Başbakan Erdoğan, Barzani ve Talabani ile neleri görüşmeyi neden istediğini ve neleri görüşeceğini neden saklı tutar ki? Barzani ve Talabani'nin Türkiye'de hangi şirketlerinin olduğunu, hangi yandaş Türk şirketlerinin Irak'ta Barzani ve Talabani yönetimiyle yakın iş ve işbirliği yaptıklarını, aracılarının kimler olduğunu neden açıklamaz ki?
Babasına dahi kefil olmayan Başbakan Erdoğan, El Kaide, Hamas gibi örgütleri ve küresel terörü finanse etmekle suçlanan Yasin El Kadı'ya neden kefil olduğunu niçin net olarak ifade etmiyor? Sadece, tekrar tekrar kefilim diyor! Kefil olduğu misyoner Yasin El Kadı'nın yakın ilişki içinde olduğu, Rabıta, El Kaide'nin kurucularından olan Wa'el Hamza Julaidan gibi kurum ve kişilerle ilişkisini ve ortaklığını neden açıklamıyor? Yasin El Kadı ile ortaklık kurmuş olan Zapsu, Fatih Saraç, Topbaş, Korkut Özal ve diğerleri ile ilişkilerini neden açıklamaz ki? Erdoğan'ın tanıyorum, kefilim, kendime inandığım kadar inanıyorum dediği; şimdi de CIA tarafından kullanıldığı iddia edilen Yasin El Kadı, örneğin; "Usama bin Ladin'i tanıyorum, Dick Cheney'i de tanıyorum" diyor. Erdoğan'da, yakın dostu, "hayırsever" Yasin El Kadı kadar samimi açıklamalarda neden bulunmaz ki? Topluma mal olmuş, Başbakanlık seviyesine yükselmiş, Cumhurbaşkanı adayı olan insanlar açıklayamayacağı şeyleri yapar mı? Yaptığı şeyleri saklar mı? Pişmanlık duyar mı? Değiştim der mi? Açıklayamayacakları şeyleri varsa, Cumhurbaşkanı adayı olma hakkını kendilerinde bulabilirler mi?
Başbakan Erdoğan; Afganistanda El Kaide'nin kurulmasına vesile olan, ABD ile SSCB arasındaki savaşın ünlülerinden olan, hakkında uyuşturucu ticaretinden, silah ticaretine kadar ciddi iddialar bulunan, meşhur BCCI tarafından finanse edilen, Stinger füzeleri kullanan Afgan mücahiti şeriatçı Gulbettin Hikmetyar ve Hizb-i İslam ile ilişkisini neden açıklamaz ki? Hikmetyar'ın Türkiye'de hangi şirket ve faaliyetlerinin olduğunu neden açıklamaz ki?
Başbakan Erdoğan; Avusturya'yı skandalları ile birbirine katan, islami hareketlere silah vb yardımları ile uluslararası alanda "islami hareketlerin hamisi" ünvanını kazanan, TWRA, El Fetih organizasyonlarının lideri olan ve Alman vb istihbarat raporlarına geçen Fetih El Hassanein ile Türkiye, Sudan ve uluslararası arenadaki ilişkilerini, başbaşa gizli görüşmelerini neden açıklamaz ki? Hassenein'in Türkiye'de hangi şirket ve faaliyetlerinin olduğunu neden açıklamaz ki? Kadim dostluk kuran; El Hassanein, Fethullah Gülen, Tayip Erdoğan arasındaki ilişkileri bilmek seçimde yardımcı olabilir.
Bütün bu sayılan isimler ile hangi siyasal islamcı vakıfların ve hangi mensuplarının hangi faaliyetlerinde birlikte hareket ettiğini neden açıklamaz ki? Uluslararası akredite olmamış hangi dinci vakıfların kanunlara aykırı olarak hangi uluslararası faaliyetlerde bulunduğunu neden açıklamaz ki?
Kendisi ve geçmişi ile hesaplaşamayanların cumhurun başkanı olmak istemesi hak mıdır? Batıl mı? Diğer gelişmiş ülkelerde, böylesi olaylar ve ilişkiler hükümeti düşürmez mi?
Kendisinin "halkı için var olduğunu" sık sık beyan eden Sayın Başbakan Erdoğan bunları samimiyetle açıklasın ve hep beraber bir kamuoyu yoklaması yapalım! O zaman, hep beraber görürüz, ampülün aydınlığını!
Bazılarınız, İstanbul Belediyesi, Kombassan, Yimpaş, Kayıp Trilyonlar, ülke pazarlaması, Putin-Berlusconi, Ofer, doğal gaz formülü ve dağıtımı, BOTAŞ, elektrik üretimi ve dağıtımı, kamu ihaleleri, özelleştirme ihaleleri, TMSF uygulamaları, imar yağması, kıyı yağması, turizm, görünmez holding vb gibi "icraatları" unuttuğumu sanmasın!
Yok! Yok! İşi "yılan hikayesine" çevirmeyelim. Sayın Başbakanımızı da kızdırmayalım! Gelin, biz en iyisi kısa bir reklam arası verelim!....
"Tehlikenin farkında mısınız?"
Tuncay Mollaveisoğlu
Kamuoyu yoklamaları; yoklaya yoklaya, AKP'nin tek başına yeniden iktidar olacağını, Başbakan Erdoğan'ın da Cumhurbaşkanı olacağını bulmuşlar! Kendi kendilerini tekrarlıyorlar! Belli ki; konuyu ve reklamı "sıcak" tutuyorlar, kamuoyunu hazırlıyorlar. Bazılarına göre de kurbağa yavaş yavaş ısıtılıyor! Ne diyelim, demokrasilerde olabilir!? Yokla bir kamuoyu, demli olsun!
Belki de, Sayın Erdoğan demokrasimizin son zamanlarda yetiştirdiği ender liderlerden birisidir! Bizim bilmediğimiz, göremediğimiz meziyetleri vardır! Belki de daha önceki Cumhurbaşkanlarımızdan, Kenan Evren'den, Turgut Özal'dan, Süleyman Demirel'den bir farkı da yoktur!? Öyle ya! Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki; yazdığı bir kitapta, Erdoğan ile Hz. Musa'nın yaşamları arasında ilginç paralellikler keşfetmiş! Hayret! Hz. Musa'nın "üç noktalı ..." "ananı da al git" gibi mesajlar verdiğini ben duymamıştım! İstihareye yatıp, Hz. Musa'ya şeyhinden resmen mesaj ileten profesörleri de duymadım! Hz. Musa'nın, dönemin kadısına, "parası kadar kefil" olduğunu da duymadım! Siz duydunuz mu?
Önce, "Şeyini şey eden" sonra da "heykeli dikilecek adam" olduğunu iddia eden TBMM Başkanı Bülent Arınç Beyefendi ile Başbakan Erdoğan birlikte aday olursa, nasıl olurdu acaba? Ne de olsa, birbirlerinin dilinden iyi anlıyorlar!
Cumhurbaşkanı Seçimi ve Tayyip Erdoğan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanı olmak istiyor, ancak bunu resmen açıklayamıyor. Adaylığını açıklamayı ve bu adaylığa karşı tartışmaları erken bulduğunu söylüyor. Bunun yerine dolaylı olarak imalarda bulunuyor, bulunduruyor.
Anayasa Hukuku çerçevesinde tartışmalar hariç, AKP kağıt üzerinde, Erdoğan'ın TBMM'nde Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayacak çoğunluğa sahip gibi görünüyor. Ancak, çeşitli nedenlerden dolayı, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmasına ve seçilmesine ciddi bir muhalefet var. Öyle ki; Erdoğan'ın henüz adaylığını açıklamamış olmasına rağmen, muhalefet tartışmaları başlatmış bulunuyor. Tartışmaların özünde şu başlıklar dikkat çekiyor:
- Başbakan Erdoğan'ın; Türkiye'de islamın siyasallaştırılmasının temsilcilerinden olması, siyasal-yeşil sermaye ile içiçe olması,
- AKP'nin dört sene önceki seçimlerde seçim sisteminin de bir cilvesi olarak %34 oy ile TBMM'nin çoğunluğunu ele geçirmesi ve bu anlamda "haksız" AKP çoğunluğunun cumhurbaşkanını tek başına seçme gücüne sahip olması,
- dinin siyasallaştırılmasının boyutunun cumhurbaşkanlığı makamına taşınması,
- parlamenter rejimin özünü teşkil eden kuvvetler (yasama, yürütme ve yargı) ayrılığı ilkesinin ortak paydasının siyasallaştırılmış din olması, diğer bir ifade ile kuvvetler ayrılığının din temelinde kuvvetler birliğine dönüşmesi,
- ılımlı/güdümlü islam, Büyük Orta Doğu Projesi, Soros'un temsilciliğini yaptığı finans kapital gibi Atatürk, Kemalizm ve ulus devletler karşıtı kökü dışarıda akım ve dayatmalarla içiçe olması, paralel hareket etmesi,
- Gulbettin Hikmetyar, Fatih El Hassenein ve Yasin El Kadı, Barzani ve Talabani ile sıradan olmayan ilişkileri,
- AKP Hükümeti döneminde irticai tırmanma, rejim kaygısı, laikliğin tehdit altında olması,
- Erdoğan'ın sabıkalı geçmişi,
- "Damardan girilen" yolsuzluklar ve "görünmez holding",
- eşinin türbanlı olması,
- Anayasa'da tanımlanmış olan Cumhurbaşkanı seçileceklerde aranacak nitelikleri taşımaması,
- Cumhurbaşkanı adayında ve seçiminde siyasal uzlaşı ve mutabakat gerektiği ve muhalefet partilerinin Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı konusunda mutabakat içinde olmaması.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına en fazla karşı olan CHP ve MHP liderleri, seçmenlerine şimdiden Erdoğan'ın aday olması ve Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, "köşk"ten indirme sözünü verdiler. CHP ve diğer siyasi partiler için birlikte ve gerektiğinde sine-i millete dönme ihtimalinin değerlendirilecek olması konunun ve muhalefetin ciddiyetinin ayrı ayrı göstergeleri arasında. Bir çok AKP'li milletvekili, siyasal liderleri Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin AKP'ye ciddi oy kaybettireceği endişesi taşıyor.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasının ve/veya seçilmesinin; siyasi olduğu kadar hukuki ve ekonomik gerilimlere neden olacağı ortada. Bu gerilimlerin ve yaratacağı olumsuz etkilerin ve risklerin sosyo-ekonomik büyüklüğü, boyutu, derinliği ve sonuçları ciddi, ama tam olarak da önceden kestirilebilir nitelikte değil.
Önümüzdeki dönemde; "gülü seven dikenine katlanır", "aşığa Bağdat uzak değil", "canı oynamak istemeyen gelin, yerim dar dermiş" gibi atasözlerimiz ön plana çıkar mı dersiniz?
Fazla Söze Gerek Var mı?
İslamın siyasallaştırılmasına ve piyasalaştırılmasına, dolayısıyla da hem inananların, hem kutsal değerlerimizin hem de İslamın; kişisel çıkarların, ulusal ve uluslararası güç odaklarının hizmetine sunulmasına, yönlendirilmesine, kullanılmasına karşı çıkmak gerekir. Samimi ve içten gelen inancı, gerçek islamı Allah ile başbaşa yaşamak varken, kendileri dışındaki diğer insanları beyinleri yıkanmış, Kur'an yolundan çıkmış olarak nitelendirip, değiştirmeye çalışmak nedendir ki? Özellikle de dünyada insanlığın geleceğini tehdit eden ve mücadele edilmesi, ortadan kaldırılması gereken onca haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, hastalık, çevre sorunları ve risk varken!
Başbakan Erdoğan'ın Açıklanmaya Muhtaç İlişkiler Ağı
Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olabilir. Bu gayet normal! Ancak, açıklanması gereken bazı ilişkilerini izah edip, kamuoyunu bilgilendirmesi muhalefeti engeller:
Başbakan Erdoğan; Barzani ve Talabani'ye bir zamanlar kamyonlarla taşıdığını beyan ettiği yiyecek, giyecek vs yardımlarının kaynağını, kayıtlarını ve sebebini neden açıklamaz ki? Barzani ve Talabani yönetimine, Türk Halkına verdiğinden çok daha ucuza elektrik vermesinin sebeplerini neden izah etmez ki? Iraktaki Türkmen değil de ayrılıkçı Kürt bölgesine açılan, ayrılıkçı Kürtleri ihya eden gümrük kapılarımızın sebeplerini neden söylemez ki? Türkmenlerin maddi zenginliğe ve güce ulaşması kimleri rahatsız eder ki? Başbakan Erdoğan, Barzani ve Talabani ile neleri görüşmeyi neden istediğini ve neleri görüşeceğini neden saklı tutar ki? Barzani ve Talabani'nin Türkiye'de hangi şirketlerinin olduğunu, hangi yandaş Türk şirketlerinin Irak'ta Barzani ve Talabani yönetimiyle yakın iş ve işbirliği yaptıklarını, aracılarının kimler olduğunu neden açıklamaz ki?
Babasına dahi kefil olmayan Başbakan Erdoğan, El Kaide, Hamas gibi örgütleri ve küresel terörü finanse etmekle suçlanan Yasin El Kadı'ya neden kefil olduğunu niçin net olarak ifade etmiyor? Sadece, tekrar tekrar kefilim diyor! Kefil olduğu misyoner Yasin El Kadı'nın yakın ilişki içinde olduğu, Rabıta, El Kaide'nin kurucularından olan Wa'el Hamza Julaidan gibi kurum ve kişilerle ilişkisini ve ortaklığını neden açıklamıyor? Yasin El Kadı ile ortaklık kurmuş olan Zapsu, Fatih Saraç, Topbaş, Korkut Özal ve diğerleri ile ilişkilerini neden açıklamaz ki? Erdoğan'ın tanıyorum, kefilim, kendime inandığım kadar inanıyorum dediği; şimdi de CIA tarafından kullanıldığı iddia edilen Yasin El Kadı, örneğin; "Usama bin Ladin'i tanıyorum, Dick Cheney'i de tanıyorum" diyor. Erdoğan'da, yakın dostu, "hayırsever" Yasin El Kadı kadar samimi açıklamalarda neden bulunmaz ki? Topluma mal olmuş, Başbakanlık seviyesine yükselmiş, Cumhurbaşkanı adayı olan insanlar açıklayamayacağı şeyleri yapar mı? Yaptığı şeyleri saklar mı? Pişmanlık duyar mı? Değiştim der mi? Açıklayamayacakları şeyleri varsa, Cumhurbaşkanı adayı olma hakkını kendilerinde bulabilirler mi?
Başbakan Erdoğan; Afganistanda El Kaide'nin kurulmasına vesile olan, ABD ile SSCB arasındaki savaşın ünlülerinden olan, hakkında uyuşturucu ticaretinden, silah ticaretine kadar ciddi iddialar bulunan, meşhur BCCI tarafından finanse edilen, Stinger füzeleri kullanan Afgan mücahiti şeriatçı Gulbettin Hikmetyar ve Hizb-i İslam ile ilişkisini neden açıklamaz ki? Hikmetyar'ın Türkiye'de hangi şirket ve faaliyetlerinin olduğunu neden açıklamaz ki?
Başbakan Erdoğan; Avusturya'yı skandalları ile birbirine katan, islami hareketlere silah vb yardımları ile uluslararası alanda "islami hareketlerin hamisi" ünvanını kazanan, TWRA, El Fetih organizasyonlarının lideri olan ve Alman vb istihbarat raporlarına geçen Fetih El Hassanein ile Türkiye, Sudan ve uluslararası arenadaki ilişkilerini, başbaşa gizli görüşmelerini neden açıklamaz ki? Hassenein'in Türkiye'de hangi şirket ve faaliyetlerinin olduğunu neden açıklamaz ki? Kadim dostluk kuran; El Hassanein, Fethullah Gülen, Tayip Erdoğan arasındaki ilişkileri bilmek seçimde yardımcı olabilir.
Bütün bu sayılan isimler ile hangi siyasal islamcı vakıfların ve hangi mensuplarının hangi faaliyetlerinde birlikte hareket ettiğini neden açıklamaz ki? Uluslararası akredite olmamış hangi dinci vakıfların kanunlara aykırı olarak hangi uluslararası faaliyetlerde bulunduğunu neden açıklamaz ki?
Kendisi ve geçmişi ile hesaplaşamayanların cumhurun başkanı olmak istemesi hak mıdır? Batıl mı? Diğer gelişmiş ülkelerde, böylesi olaylar ve ilişkiler hükümeti düşürmez mi?
Kendisinin "halkı için var olduğunu" sık sık beyan eden Sayın Başbakan Erdoğan bunları samimiyetle açıklasın ve hep beraber bir kamuoyu yoklaması yapalım! O zaman, hep beraber görürüz, ampülün aydınlığını!
Bazılarınız, İstanbul Belediyesi, Kombassan, Yimpaş, Kayıp Trilyonlar, ülke pazarlaması, Putin-Berlusconi, Ofer, doğal gaz formülü ve dağıtımı, BOTAŞ, elektrik üretimi ve dağıtımı, kamu ihaleleri, özelleştirme ihaleleri, TMSF uygulamaları, imar yağması, kıyı yağması, turizm, görünmez holding vb gibi "icraatları" unuttuğumu sanmasın!
Yok! Yok! İşi "yılan hikayesine" çevirmeyelim. Sayın Başbakanımızı da kızdırmayalım! Gelin, biz en iyisi kısa bir reklam arası verelim!....
"Tehlikenin farkında mısınız?"
Tuncay Mollaveisoğlu