Re: Devre Tatil
Stj.Av. Başak Şahin'in yazdıklarına "taksit ödemelerinin sözleşmeyi benimsemek, kabullenmek olarak kabul edilmesi" yönündeki ve 3 aylık cayma bildirimine ilişkin tespitleri dışında katılıyorum.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri emredici niteliktedir. Bu kanuna eklenen 6/B maddesine istinaden çıkartıldığından Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik de emredici niteliktedir. Emredici nitelikteki hükümlere aykırı düzenlemeler yok hükmünde sayılır.
Devre tatil sözleşmelerinin şartları söz konusu yönetmelikte açıkça belirtilmiştir. Ayrıca bu sözleşmelerin "kapıdan satış" şeklinde düzenlenmesi durumunda 4077 sayılı yasanın kapıdan satışları düzenleyen 8. maddesindeki şartları da taşıması gerekir.
Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen 3 aylık süre, tüketiciye sözleşmedeki eksikliklerin tamamlanması için tanınan seçimlik bir haktır. Madde metnine bakıldığında "Tüketici ..... ihbar edebilir." ifadesi kullanılmıştır. Bu ifadetüketici için zorunlu bir yol öngörmeye elverişli değildir.
Aragon Turizm ile müvekkilim arasında imzalanan devre tatil sözleşmesi, 8.000.YTL kadar ödeme yapılmasına rağmen, emredici kurallara aykırı hazırlandığından yok hükmünde sayılmış ve yapılan ödemelerin temerrütten itibaren işleyecek faiziyle istirdadına karar verilmiştir. Karara Yargıtay linkinden ulaşabilirsiniz.
Daha ayrıntılı bilgi için hazırlamış olduğum bilgi notu aşağıdadır
Sonuç olarak kişisel görüşüm, yok hükmündeki bir sözleşmeye istinaden yapılan ödemelerin iadesi gerektiği yönündedir.
Hukuk sistemimizde sözleşme serbestliği ilkesi geçerli olmakla birlikte, kamu yararının sağlanması gerekçesiyle kimi durumlarda Devlet, tarafların aralarında düzenleyecekleri sözleşmelere müdahale etmekte, sözleşmenin şeklini ve esaslarını belirlemektedir.
Devre Tatil Sözleşmeleri, usul ve esasları özel bir yönetmelikle belirlenmiş, tüketicinin korunmasının amaçlandığı sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerde uyulması gereken kurallar 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 31. ve bu Kanuna 4822 sayılı Kanunla eklenen 6/B maddelerine dayanılarak hazırlanan Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'le düzenlenmiştir.
Devre tatil sözleşmelerinin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 8. maddesine göre "Kapıdan Satış" niteliğinde olması durumunda, yönetmelik hükümlerine ek olarak 4077 sayılı yasadaki "Kapıdan Satış"a ilişkin hükümlerine de uyulması gerekmektedir.
Kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında yapılan satımlardır.
Yönetmeliğin getirdiği ilkeleri maddeler halinde ele alırsak;
a) Sözleşme yazılı olmalı, iki nüsha halinde düzenlenip bir nüshası tüketiciye verilmelidir.
b) Sözleşmenin süresi ve sözleşme konusu hakkın kullanılabileceği dönem açıkça belirtilmelidir. Bazı sözleşmelerde “mavi dönem”, “bahar-1” gibi muğlak ifadeler kullanılmaktadır ki, bu ifadeler tek başına yeterli değildir. Sözleşmede bu dönemlerin hangi tarihleri kapsayacağının yazılması gerekir.
c) Tüketicinin sözleşme konusu hakkın kullanılması karşılığında sağlayıcıya ödeyeceği tutar net olarak ortaya konulmalıdır.
d) Sözleşmede, iktisabın sözleşmede belirtilenler dışında herhangi bir ek ödemeye ve yükümlülüğe yol açmayacağına ilişkin kayıt mutlaka bulunmalıdır.
e) Cayma hakkı ve bu hakkın ne şekilde kullanılacağı, cayma bildirimlerinin gönderileceği sağlayıcıya ilişkin bilgiler tam olarak yazılmalıdır. Cayma hakkına ilişkin kayıtların, yönetmeliğin cayma hakkını düzenleyen 6. maddesine aykırı olmamalıdır. Tüketici, bu maddeye göre cayma hakkını, 10 gün içerisinde, hiçbir hukuki ve cezai müeyyide üstlenmeksizin kullanabilir. Ayrıca bu süre içerisinde tüketiciden hangi ad altında olursa olsun bir ödeme veya borç altına sokucu herhangi bir belge imzalaması talep edilemez. Bu tür borçlandırıcı tasarruflar cayma hakkının kullanılmasını sınırlayacak nitelikte görülmüştür.. Sözleşmenin imzalandığı tarih ve yer mutlaka yazılmalıdır. Sözleşmenin imzalandığı tarih, cayma hakkının başlangıcının tespiti bakımından önemlidir.
f) Sözleşmenin imzalandığı yerin yazılması da yine cayma hakkı bakımından büyük önem taşımaktadır. Eğer sözleşme, tüketiciye pazarlanan devre tatil hakkının kullanılacağı yerde imzalanmışsa, tüketicinin cayma hakkı sözleşme tarihiyle başlar. Oysa ki, sözleşmenin hizmetin sunulacağı yerden başka yerde imzalanması durumunda cayma hakkı ilk kullanımdan sonra başlar.
g) Tüketici isterse, yukarıda sözü edilen eksikliklerin giderilmesi aksi takdirde sözleşmenin geçersiz hale geleceğine dair sağlayıcıya bir bildirimde bulunabilir. Eksikliğin giderilmesi cayma hakkını ortadan kaldırmaz. 10 günlük cayma süresi, eksikliğin giderildiğinin tüketiciye yazılı olarak bildiriminden itibaren başlar.
h) Sağlayıcı, tüketicinin talebi halinde zorunlu olarak devre tatil hakkının kapsamını ve şartlarını ortaya koyan bir broşür hazırlamak ve ilanlarında bu broşüre nasıl ulaşılacağını bildirmek zorundadır. Sözleşmede yer alması gereken hususlar ayrıntılı olarak *broşürde de yer almalıdır.
Devre tatil sözleşmesinin aynı zamanda “kapıdan satış” niteliği taşıması durumunda ayrıca uyulması gereken konuları ele aldığımızda;
a) Mal veya hizmetin nitelik ve niceliğine ilişkin açıklayıcı bilgiler, cayma bildiriminin yapılacağı açık adres ve en az on altı punto ve koyu siyah harflerle “Tüketicinin hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin ve hiçbir gerekçe göstermeksizin teslim aldığı veya sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde malı veya hizmeti reddederek sözleşmeden cayma hakkının var olduğunu ve cayma bildiriminin satıcı/sağlayıcıya ulaşması tarihinden itibaren malı geri almayı taahhüt ederiz.” ifadesinin yazılmış olması gerekmektedir. Burada cayma süresi yedi gün olarak belirtilmişse de, cayma süresi olarak yönetmelikle belirlenen 10 gün esas alınır. Sözleşmenin tüketici tarafından imzalanması ve sözleşme tarihinin de tüketici tarafından yazılması gerekir.
b) Sağlayıcının sözleşme tarihini tüketiciden başkasına yazdırması durumunda sözleşme geçersiz olur.
c) Sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye teslim edilmesi yanında, teslim edildiğinin belgelenmesi ve ispatlanması sağlayıcıya aittir
Görüldüğü üzere, 4077 sayılı kanun ve mezkur yönetmelikle, devre tatil sözleşmeleri tüketiciyi koruma amacıyla sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Ancak sözleşmeye aykırı davranarak tüketicileri zarara uğratan şirketlere karşı hiçbir idari veya cezai müeyyide belirlenmemiştir. Bu durum, hak aramanın güç ve zaman alıcı olduğu ülkemizde tüketicilerin mağduriyetlerini engelleyememektedir.
---------------------------
İlgili Yargıtay kararı (Yargıtay 13. HD. 2005/10662 E. ve 2005/17218 K.) için TIKLAYINIZ
İlgili Yerel mahkeme kararı (Konya Tüketici Mahkemesi’nin 2007/335 E. ve 2008/241 K.) için TIKLAYINIZ