Disiplin cezasına itiraz
Emniyet Mensubuyum. 4 yıldır çalıştığım bir yerde Siyasi kimliğe sahip bir şahsa yazmış olduğum Trafik cezasından dolayı Amirimle fikir ayrılığına düştüm. Şahsa neden ceza yazdığımı, şahsın siyasi olmasından dolayı kendisini zor durumda bıraktığımı vs. Cezanın iptali gibi istemlerden dolayı.Cezayı yazdığım günün birgün sonrası Trafik görevimden alındım. Buda yetmedi 17:00-08:00 saatler arasında arz talebi olmayan, daha öncesi bulunmayan sürekli gece görevi ile görevlendirildim. Buda siyasilerin talebinin gereği. Ancak bu konu benim iradem dışında konu toplum içerisinde dedi koduya sebeb oldu. Mülki Amir konu gereği beni çağırarak dinledikten sonra Trafik görevime iade etti. Daha sonra Mülki Amirede siyasi şahısların ulaştığını ve aynı gün 12/24 esasına göre başka bir birimde görevlendirildim. Bir hafta içerisinde 3 kez olur alınan çalıştırılacak yer bulunamayan ( Vatan Haini)memur oldum.
Başımdan geçen konu kısaca bu. Şimdi Ceza almama ve zaman dışı atamamı anlatmak istiyorum.3 şahıs benim hakkımda kurumuma 13-17-20/10/2006 tarihli şikayet dilekçesi vermişler. Dilekçe sahiplerini tanırım. Hepside Ceza yazdığım siyasi şahsa ve Amirime yakın kişilerdir. Hatta Amirimi tatile götürdüklerini biliyorum. Dilekçelerin içeriklerinde, 1. şahıs Polis Memuru ....( Amir bu işleri yapamıyor, beceremiyor) gibi halk arasında dedi kodu yapıyormuş duyoyruz. 2. şahıs tamamen sosyal yaşantıma ve ahlaki konularda isnatta bulunmuş. 3. şahıs ise ....( Amir bu işleri yapamıyor, beceremiyor) diye belirtmiş. Ancak 3. şahıs bu ithamları benim ağzımdan duymadığını ilçede esnaflık yapan bir şahıstan duyduğunu belirtmiş. Bunun üzerine Esnafında ifadesine başvurulmuş ve oda birgün çarşı içerisinde dolaşırken, benimle birlikte bir başka polis arkadaşımında yanımda bulunduğu sırada bana hitaben şapkanın rengi deyişmiş hayırdır diye sormuş, bende memlekette adam yok. Amir denen dümbük istediği gibi at oynatıyor. beni görevden aldı. bundan idareci filan olmaz. bundan ne amir olur nede idareci olur dediğimi, yanımdaki arkadaşımında beni desteklediğini beyan etmiştir. Şimdi bu konudan dolayı benimle birlikte Amiri eleştırmek suçundan 24 uzun süreli durdurma cezası aldık. Savunmalarımda Trafik cezasından ve görev yer değişikliklerinden bahsetmedim. Sadece Dilekçelere karşı savunma verdim. Ayrıca -20 derece soğukta karda kışta taşınmakta yanımıza kar kaldı.Kimsenin yanına kar kalmaması için Hukuk olarak soracağım sorular şunlardır.
1) Cezadan kurtarma şansım varmı.
2) Soruşturma dosyasını aldım. Burada Suçtan mağdur olan Amirin ifadesine başvurulması gerekmezmiydi.Çünki dosyada raporu veye ifadesi yok.
3) Dilekçeler bizzat idareme verilmiş. Ancak Dilekçeler idaremden giriş yaptığına dair tarih ve sayı almamış.Dilekçe tarihlerine bakılırsa ilk dilekçe ile 3. dilekçe arasında 8 gün gibi bir zaman var. Neyi bekledikledi düşündürü değilmi. Bir İhmal yokmu. İdari soruşturmalarda İlçelerde Kaymakamın Soruşturma açma yetkisi olduğu halde, daha yakın olan Kaymakam atlanarak Valilikten onay alınması doğrumu.Yoksa konulara hakim, haksızlığa karşı dirayetini gösteren Kaymakamın konudan uzak tutulması düşünülmüş bir işmi.
4) Soruşturmacının şikayetçilerin ifadelerinde yer, zaman, görgü tanığı, belge, delil gibi unsurları içeren sorulara yer vermediğini, ifadelerin içeği duyuyoruz, söylüyorlar, yapıyormuş gibi ithamlarla yetindiğini gördüm. Bu nekadar doğru.
5) Bahse konu amirle 2 yıl beraber çalıştım. Sicil notlarım çok iyi. Ayrıca İpka dilekçemi kabul edende kendisidir. Tarafından bu konuya ilişkin herhengi bir uyarı ve ikaz almadım. Buna rağmen Soruşturmacının Amirin konu hakkında ifadesine başvurmayışı nekadar doğru. Çünki bütün bu iddiaları çürütecek Amir değilmiydi.
6) Dilekçe yazan şahıslardan birisinin babası ile geçmiş tarihli husumetimiz var belgelidir. Tanık olarak ifadesi alınan esnafın ise, oğlu polise tehdit ve hakaretten dolayı kısa bir süre önce maddi ve manevi tazminat cezası aldı. Mahkeme kararı var.Bizlerin eski memur olduğumuzu Polis arkadaşımızın davasından vazgeçmesi hususunda bizden tavassutta bulunmuş, bizde polisin onuruna ve kişiliğine saldırı olduğunu söyleyerek şahsı geri çevirmiştik.
7) Savunmalarımda kişiliğim ve görev anlayışımla ilgili olarak Amirimden ve mesai arkadaşlarımın ifadesine başvurulmasını belirtmeme rağmen hiç kimseden beyan alınmamış.Ayrıca şikayet dilekçesi veren şahıs Memur olduğu halde Çifçiyim diyerek yalan beyanda bulunmuş olmuyormu.
8) Soruşturmacı isnat edilen (Varsayalım) suçun ortaya çıkış unsurlarını tespit etmesi gerekmezmiydi.
9) Şahısların dilekçe içerikleri farklı olmasına rağmen ifade içeriklerinde benzerlik mevcut. Soruşturmacının ifade alırken izlemesi gereken usuller yönünden şahısların kasıtlı olarak ortak tavır almaları veya aynı ifadeyi verme gibi durumların önüne geçmesi gerekmezmiydi.
10) Burada konuyu anlata bilmişsem şayet;suçun işlendiğini kabul edersek burada meydana gelen isnat " Hakaretmi" yoksa Takibi şikayete bağlı bir suçmu. Şayet takibi şikayete bağlı bir suç varsa Bu tanımdan da kolayca anlaşılabileceği gibi şikayetin CMK açısından niteliği dava şartı olmasıdır.Takibi şikayete bağlı bir fiil hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi bu fiilden zarar gören kişinin(Gerçek veya tüzel kişi) şikayet etmesine bağlıdır hükmü doğru değilmidir. Neden eline kadar gelen dilekçeye bir üst yazı veya rapor ekleyip Kaymakamlığa göndermediği, şayet hakaret ise Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.(Sulh Ceza)
[2] Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. Dilekçelere göre İdare Mahkemesine dava açacağım. Ancak İdare Mahkemesi yeni kuruldu. Avukat arkadaşlar Ceza konularında deneyimli. İdari konuda bana yardımcı olabilecek, dava dilekçemi yazmamda öneri, gerekçe veya konuya emsal bir karar iletebilirseniz sevinirim. Adaletin yerini bulmasını ve bu konuda yeminli olarakta olsa yalan beyan sunanlara ve Koltuğu uğruna memurunu göz ardı eden amire hukuk nezdinde hesap sormam ve şuan orada görev yapan arkadaşlarıma emsal teşkil edecek olan bir uğraşın içerisine girdiğimi belirtmek isterim. Çok fazla uzattım. Dava açmam için 10 günüm kaldı. Acele yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkür ediyorum.
Başımdan geçen konu kısaca bu. Şimdi Ceza almama ve zaman dışı atamamı anlatmak istiyorum.3 şahıs benim hakkımda kurumuma 13-17-20/10/2006 tarihli şikayet dilekçesi vermişler. Dilekçe sahiplerini tanırım. Hepside Ceza yazdığım siyasi şahsa ve Amirime yakın kişilerdir. Hatta Amirimi tatile götürdüklerini biliyorum. Dilekçelerin içeriklerinde, 1. şahıs Polis Memuru ....( Amir bu işleri yapamıyor, beceremiyor) gibi halk arasında dedi kodu yapıyormuş duyoyruz. 2. şahıs tamamen sosyal yaşantıma ve ahlaki konularda isnatta bulunmuş. 3. şahıs ise ....( Amir bu işleri yapamıyor, beceremiyor) diye belirtmiş. Ancak 3. şahıs bu ithamları benim ağzımdan duymadığını ilçede esnaflık yapan bir şahıstan duyduğunu belirtmiş. Bunun üzerine Esnafında ifadesine başvurulmuş ve oda birgün çarşı içerisinde dolaşırken, benimle birlikte bir başka polis arkadaşımında yanımda bulunduğu sırada bana hitaben şapkanın rengi deyişmiş hayırdır diye sormuş, bende memlekette adam yok. Amir denen dümbük istediği gibi at oynatıyor. beni görevden aldı. bundan idareci filan olmaz. bundan ne amir olur nede idareci olur dediğimi, yanımdaki arkadaşımında beni desteklediğini beyan etmiştir. Şimdi bu konudan dolayı benimle birlikte Amiri eleştırmek suçundan 24 uzun süreli durdurma cezası aldık. Savunmalarımda Trafik cezasından ve görev yer değişikliklerinden bahsetmedim. Sadece Dilekçelere karşı savunma verdim. Ayrıca -20 derece soğukta karda kışta taşınmakta yanımıza kar kaldı.Kimsenin yanına kar kalmaması için Hukuk olarak soracağım sorular şunlardır.
1) Cezadan kurtarma şansım varmı.
2) Soruşturma dosyasını aldım. Burada Suçtan mağdur olan Amirin ifadesine başvurulması gerekmezmiydi.Çünki dosyada raporu veye ifadesi yok.
3) Dilekçeler bizzat idareme verilmiş. Ancak Dilekçeler idaremden giriş yaptığına dair tarih ve sayı almamış.Dilekçe tarihlerine bakılırsa ilk dilekçe ile 3. dilekçe arasında 8 gün gibi bir zaman var. Neyi bekledikledi düşündürü değilmi. Bir İhmal yokmu. İdari soruşturmalarda İlçelerde Kaymakamın Soruşturma açma yetkisi olduğu halde, daha yakın olan Kaymakam atlanarak Valilikten onay alınması doğrumu.Yoksa konulara hakim, haksızlığa karşı dirayetini gösteren Kaymakamın konudan uzak tutulması düşünülmüş bir işmi.
4) Soruşturmacının şikayetçilerin ifadelerinde yer, zaman, görgü tanığı, belge, delil gibi unsurları içeren sorulara yer vermediğini, ifadelerin içeği duyuyoruz, söylüyorlar, yapıyormuş gibi ithamlarla yetindiğini gördüm. Bu nekadar doğru.
5) Bahse konu amirle 2 yıl beraber çalıştım. Sicil notlarım çok iyi. Ayrıca İpka dilekçemi kabul edende kendisidir. Tarafından bu konuya ilişkin herhengi bir uyarı ve ikaz almadım. Buna rağmen Soruşturmacının Amirin konu hakkında ifadesine başvurmayışı nekadar doğru. Çünki bütün bu iddiaları çürütecek Amir değilmiydi.
6) Dilekçe yazan şahıslardan birisinin babası ile geçmiş tarihli husumetimiz var belgelidir. Tanık olarak ifadesi alınan esnafın ise, oğlu polise tehdit ve hakaretten dolayı kısa bir süre önce maddi ve manevi tazminat cezası aldı. Mahkeme kararı var.Bizlerin eski memur olduğumuzu Polis arkadaşımızın davasından vazgeçmesi hususunda bizden tavassutta bulunmuş, bizde polisin onuruna ve kişiliğine saldırı olduğunu söyleyerek şahsı geri çevirmiştik.
7) Savunmalarımda kişiliğim ve görev anlayışımla ilgili olarak Amirimden ve mesai arkadaşlarımın ifadesine başvurulmasını belirtmeme rağmen hiç kimseden beyan alınmamış.Ayrıca şikayet dilekçesi veren şahıs Memur olduğu halde Çifçiyim diyerek yalan beyanda bulunmuş olmuyormu.
8) Soruşturmacı isnat edilen (Varsayalım) suçun ortaya çıkış unsurlarını tespit etmesi gerekmezmiydi.
9) Şahısların dilekçe içerikleri farklı olmasına rağmen ifade içeriklerinde benzerlik mevcut. Soruşturmacının ifade alırken izlemesi gereken usuller yönünden şahısların kasıtlı olarak ortak tavır almaları veya aynı ifadeyi verme gibi durumların önüne geçmesi gerekmezmiydi.
10) Burada konuyu anlata bilmişsem şayet;suçun işlendiğini kabul edersek burada meydana gelen isnat " Hakaretmi" yoksa Takibi şikayete bağlı bir suçmu. Şayet takibi şikayete bağlı bir suç varsa Bu tanımdan da kolayca anlaşılabileceği gibi şikayetin CMK açısından niteliği dava şartı olmasıdır.Takibi şikayete bağlı bir fiil hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi bu fiilden zarar gören kişinin(Gerçek veya tüzel kişi) şikayet etmesine bağlıdır hükmü doğru değilmidir. Neden eline kadar gelen dilekçeye bir üst yazı veya rapor ekleyip Kaymakamlığa göndermediği, şayet hakaret ise Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.(Sulh Ceza)
[2] Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. Dilekçelere göre İdare Mahkemesine dava açacağım. Ancak İdare Mahkemesi yeni kuruldu. Avukat arkadaşlar Ceza konularında deneyimli. İdari konuda bana yardımcı olabilecek, dava dilekçemi yazmamda öneri, gerekçe veya konuya emsal bir karar iletebilirseniz sevinirim. Adaletin yerini bulmasını ve bu konuda yeminli olarakta olsa yalan beyan sunanlara ve Koltuğu uğruna memurunu göz ardı eden amire hukuk nezdinde hesap sormam ve şuan orada görev yapan arkadaşlarıma emsal teşkil edecek olan bir uğraşın içerisine girdiğimi belirtmek isterim. Çok fazla uzattım. Dava açmam için 10 günüm kaldı. Acele yardımlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkür ediyorum.