Eyalet sistemine açılan yol
Hrant Dink'in şldürülmesinden 1 gün önce Petrol Yasası TBMM nde kabul edildi.Bu nedenle de ülkenin şanlı medyasında gerekli yankıyı bulamadı. Irak Petrol yasası da yaklaşık 1 ay önce kabul edilmişti.Şimdi birileri bize EŞ ZAMANLI olarak kabul edilen bu iki yasa arasındaki benzerlikleri ve ülkedelerden GÖTÜRÜLERİ bir anlatsa keşke.
Bu konuda en duyarlı olması gereken kurum olan PETROL MÜHENDİSLERİ ODASI'nın basın bildirisini aşağıya alıyorum.
"TBMM’de görüşülerek yasalaşan Petrol Kanun’u ile ilgili olarak TMMOB Petrol Mühendisleri Odasının görüşleri aşağıda verilmiştir. (18.01.2007)
1-TBMM’den geçen Kanun ile yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya idaresine hakim olacak şekilde mali ilgileri veya menfaatleri bulunan hükmü şahıslar ile yabancı devletler adına hareket eden şahısların, petrol hakkına sahip olmalarını, petrol ameliyesi yapmalarını, buna dayanarak menkul ve gayri menkul satın almalarını yasaklayarak bu yasağa istisna tanıma hakkını Bakanlar Kuruluna veren eski Kanun’un ilgili maddesi yeni Kanun’dan çıkarılarak petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak isteyen yabancı devletlerin taleplerinin milli menfaatlere uygun olarak değerlendirilmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır. Bu anlayışla ülkemizdeki rezervlerin, stratejik olarak kendi siyasal anlayışına göre kontrol altında tutulmasını sağlamayı arzu eden yabancı devletlerin müracaatının Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilmesi koşulu ortadan kaldırılmış, ülke yararını gözetme anlayışı terk edilmiştir. Yabancı ülkeler adına faaliyet gösteren şirketlerin ve şahısların diğer şirketler üzerinde siyasal ve ekonomik olarak etkin bir politika izlemesinin önü açılmıştır. Bu durumda kamu ve ülke menfaatlerini gözetmek anlayışından vazgeçilip ülke çıkarlarının ikinci plana atıldığı açıkça ortadadır.
2-Ülke petrol aramacılığına katkıda bulunmak amacıyla petrol sektörünün en riskli bölümü olan arama fazında yapılması gerekli teşvik ve destekler yerine üretim aşamasında Devlet hissesinden yapılan indirimlerle üreticilere teşvikler verilerek yanlış politika uygulanmasına yol açılmıştır.
3-Geçmiş dönemlerde yatırım yapılarak o günün şartlarına göre geliştirilen sahalardan üretilen petroller dahil olmak üzere Devlet hisselerinde yapılan önemli oranlardaki indirimler Devletin milyonlarca dolarlık ciddi kayıplarına neden olacaktır.
4-Şirketlerin alabilecekleri arama ruhsatı sayındaki tüm kısıtlamalar kaldırılarak istendiğinde tek bir şirketin tüm ruhsat alanlarını kapabilmesinin önü açılmıştır.
5-Üretim sahalarının kullanılmasında eski Kanuna göre şirketlere uygulanan 40 yıl üretim hakkı sınırlamasının kaldırılarak sahanın sınırsız süre ile şirketlere bırakılması Devlete geçebilecek bir hakkın önlenmesi sonucunu doğurarak kamu zararı oluşmasına neden olacaktır.
6-Petrol üretiminden alınan Devlet Hissesinin % 50 sinin üretimin yapıldığı ilin il özel idaresine bırakılması mali uygulamalarda olması gerekli eşitlik temel ilkelerine aykırıdır.
Kamu oyuna saygı ile duyurulur.
Emre ÖZGÜR
Genel Sekreter
PMO Yön. Kr. Adına"
Bu açıklama sizi tatmin etti mi?
Özellikle 6. maddeye dikatinizi çekerim. Bu düzenleme tarzı hatırlanırsa eğer zamanında Diyarbakır Belediye Başkanı tarafından dile getirilmişti. Yerel Yönetimler hakkında yapılan/yapılacak olan yasa düzenlemeler de dikkate alındığında, eyalet sistemine açılan yol çok bariz olarak görünmüyor mu?
Bu konuda en duyarlı olması gereken kurum olan PETROL MÜHENDİSLERİ ODASI'nın basın bildirisini aşağıya alıyorum.
"TBMM’de görüşülerek yasalaşan Petrol Kanun’u ile ilgili olarak TMMOB Petrol Mühendisleri Odasının görüşleri aşağıda verilmiştir. (18.01.2007)
1-TBMM’den geçen Kanun ile yabancı devletlerin doğrudan doğruya veya idaresine hakim olacak şekilde mali ilgileri veya menfaatleri bulunan hükmü şahıslar ile yabancı devletler adına hareket eden şahısların, petrol hakkına sahip olmalarını, petrol ameliyesi yapmalarını, buna dayanarak menkul ve gayri menkul satın almalarını yasaklayarak bu yasağa istisna tanıma hakkını Bakanlar Kuruluna veren eski Kanun’un ilgili maddesi yeni Kanun’dan çıkarılarak petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak isteyen yabancı devletlerin taleplerinin milli menfaatlere uygun olarak değerlendirilmesi imkânı ortadan kaldırılmıştır. Bu anlayışla ülkemizdeki rezervlerin, stratejik olarak kendi siyasal anlayışına göre kontrol altında tutulmasını sağlamayı arzu eden yabancı devletlerin müracaatının Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilmesi koşulu ortadan kaldırılmış, ülke yararını gözetme anlayışı terk edilmiştir. Yabancı ülkeler adına faaliyet gösteren şirketlerin ve şahısların diğer şirketler üzerinde siyasal ve ekonomik olarak etkin bir politika izlemesinin önü açılmıştır. Bu durumda kamu ve ülke menfaatlerini gözetmek anlayışından vazgeçilip ülke çıkarlarının ikinci plana atıldığı açıkça ortadadır.
2-Ülke petrol aramacılığına katkıda bulunmak amacıyla petrol sektörünün en riskli bölümü olan arama fazında yapılması gerekli teşvik ve destekler yerine üretim aşamasında Devlet hissesinden yapılan indirimlerle üreticilere teşvikler verilerek yanlış politika uygulanmasına yol açılmıştır.
3-Geçmiş dönemlerde yatırım yapılarak o günün şartlarına göre geliştirilen sahalardan üretilen petroller dahil olmak üzere Devlet hisselerinde yapılan önemli oranlardaki indirimler Devletin milyonlarca dolarlık ciddi kayıplarına neden olacaktır.
4-Şirketlerin alabilecekleri arama ruhsatı sayındaki tüm kısıtlamalar kaldırılarak istendiğinde tek bir şirketin tüm ruhsat alanlarını kapabilmesinin önü açılmıştır.
5-Üretim sahalarının kullanılmasında eski Kanuna göre şirketlere uygulanan 40 yıl üretim hakkı sınırlamasının kaldırılarak sahanın sınırsız süre ile şirketlere bırakılması Devlete geçebilecek bir hakkın önlenmesi sonucunu doğurarak kamu zararı oluşmasına neden olacaktır.
6-Petrol üretiminden alınan Devlet Hissesinin % 50 sinin üretimin yapıldığı ilin il özel idaresine bırakılması mali uygulamalarda olması gerekli eşitlik temel ilkelerine aykırıdır.
Kamu oyuna saygı ile duyurulur.
Emre ÖZGÜR
Genel Sekreter
PMO Yön. Kr. Adına"
Bu açıklama sizi tatmin etti mi?
Özellikle 6. maddeye dikatinizi çekerim. Bu düzenleme tarzı hatırlanırsa eğer zamanında Diyarbakır Belediye Başkanı tarafından dile getirilmişti. Yerel Yönetimler hakkında yapılan/yapılacak olan yasa düzenlemeler de dikkate alındığında, eyalet sistemine açılan yol çok bariz olarak görünmüyor mu?