Re: Danıştay 8. D. avukatın aylık ücretini 1000 YTL olarak belirleyen hükmü iptal ett
Bu uygulamanın, bir avukat yanında (işveren) çalışan/çalışmak zorunda olan avukatların (en azından parasal olarak) meslek onurlarını korumak olduğu açıktır.İlgili linkteki makale de bunu açıklamaktadır. 88 adet hukuk fakültesinin mevcut olduğu, her yıl yüzlerce mezunun verildiği bu ülkede bu sonuç elbette kaçınılmazdı.Öte yandan, makalededeki avukatın bağımsızlığı kavramının da bu duruma uyduğunu söylemek bana pek de mümkün görünmüyor. O takdirde bağlı çalışan avukatlar için de aynı durum söz konusu olacaktır. Bağlı çalışan avukatın da örneğin işi reddetme hakkı bulunmamaktadır. Bu düşünce biçimi giderek avukatlığın mutlaka serbest meslek olarak yapılması gerektiği sonucuna ulaştırır.Kendi bürosunu açmak için yeterli bir mali durumu ve çevresi olmayan avukat bu durumda çalışamayacaktır ki makalede belirtilen yasa maddelerini makaledeki gibi kabul edecek olursak Anayasal çalışma özgürlüğünü de kısıtlamş oluruz.
Sorun, işçi avukatlara işveren avukat tarafından ödenen ücretin düşüklüğüdür.Bu elbette büyük bir sorundur ve avukatın emeğinin bir meslektaşı tarafından istismarından başka birşey değildir. Ancak, yasada ücret tanımlanmıştır ki o da asgari ücrettir. Yasa bu asgari miktarın altnda çalıştırmayı yasaklamış olup bir üst sınır veya tarife getirmemiştir. Örnek olması bakımından,İşyeri hekimleri hakkındaki tarifenin iptal nedeni de budur. Dolayısıyla eğer biz hukukçu isek, hukukun sınırlarını zorlamadan, yasaya dolanmadan başka hukuki yollarla sorunu çözümlemeliyiz, ki TBB de yoğun tartışmalara neden olan Avukatlık Yasasa değişiklik taslağında buna çözüm getirmiştir. İşçi avukatların baroya kaydının zorunlu olmaması, oy hakkından mahrum edilmeleri gibi son derece demokratik, pratik, hukuki çözümlemeler getirmiştir.
Taslakta
ÜCRETLİ AVUKAT
1-) Ücretli avukat, avukatlık faaliyetlerini, avukatla, avukatlık bürosu ile ya da avukatlık ortaklığı ile yapmış olduğu vekalet sözleşmesi kapsamında yürüten avukattır.
2-) Ücretli avukat, mesleki faaliyetlerini münhasıran yanında çalıştığı avukat/avukatlık bürosu/avukatlık ortaklığı tarafından verilen iş temelinde gerçekleştirir.
3-) Ücretli avukat olarak çalışanlar baronun ücretli avukatlar siciline kaydedilirler.
4-) Ücretli avukatlara kayıtlı oldukları baro tarafından avukatlık ruhsatnamesinden ayrı bir belge ve kimlik verilir.
Şeklinde getirilen düzenleme ile "işçi avukatlar" gerçek işçi haline dönüştürülmüş olmaktadır.Kutlanacak bir düzenlemedir.
Yine taslakta ücretli avukatların ücretlerinin asgari üret tarifesi ile belirleneceği öngörülmüş ise de bu düzenlemenin "asgari ücret" yasa hükmü uyarınca yargı tarafından iptal edileceğine hiç kuşkum yoktur.
Bu sorunun tasarlandığı biçimde giderilmesi bence pek mümkün görünmüyor. Sorun, binlerce yıldır uygulanan mesleğimizin uygulama içinde kazandığı yazılı olmayan meslek kuralları ile kısmen giderilebilir. Çalışma hukuku uygulamasında dahi çoğu kez karşılaştığımız "ücret" miktarı konusunda, işverence iddia edilen ücretin, yapılmakta olan işin mahiyetine göre hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle daha yüksek bir ücret miktarının kabulü ile davaların sonuçlandığı malumunuzdur. Burada da elbette işçi avukatın "asgari ücret" ile çalıştırldığı iddiası meslek onuruna ve hayatın olağan akşına uygun olmadığından,dinlenemez. Bu nedenle işveren avukatlarına Barolar tarafından meslek onuruna ve iş kapasitesine göre düşük ücretle avukat çalştırması durumunda yaptırım uygulanması, sorunun kısmen çözümüne yardımcı olacaktır.Bir başka çözüm ise, avukatlık yasasında, işçi avukatına ödenecek asgari ücretin örneğin "asgari ücretin 2-3 katından az olamaz" şeklindeki düzenleme ile mümkündür. Böylece ücret "tarife" ile değil, yasa hükmü ile asgari olarak belirlenmiş olacaktır.