Son söz kimin?
Ceza yargılamasında hemen her mahkemede tarafından yapılan yanlış bir uygulamaya dikkat çekmek istiyorum. Bildiğiniz gibi Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunun Müddeiumuminin, maznun ve mesulü bilmalin iddiaları ve sözleri başlığını taşıyan 251. maddesi "Delillerin ikame ve münakaşası bittikten sonra söz davacıya ve ondan sonra Cumhuriyet Müddeiumumisine, sonra mesulü bilmale ve daha sonra da hemen maznuna verilir.
Cumhuriyet Müddeiumumisi maznuna ve maznun ve müdafii de Cumhuriyet Müddeiumumisine cevap vermek hakkını haizdirler. Reisin müsaadesile davacı ve mesulü bilmal de cevap verebilir. En son söz maznunundur.
Maznun namına müdafi tarafından müdafaada bulunsa dahi müdafaaya ilave edecek başka bir şey olup olmadığı maznuna sorulur." demektedir. Esas itibariyle bu hüküm genel olarak duruşmalar sırasındaki söz sırasını ve usûlünü anlatmakla birlikte nedense memleketimizde hemen her mahkeme tarafından yukarıda yazılı olan kurallara salt olarak esas hakkında savunmanın yapıldığı "hüküm duruşması"nda uyulmakta bunun dışındaki duruşmalarda ise uyulmamakta ve önce sanık ve/veya vekiline bilahare C.Savcısına söz hakkı verilmekte ve bunlar tamamlandıktan sonra karar verilmektedir. Bu itibarla son sözün sanığa ve savunmaya ait olduğu kuralı ihlal edilmektedir. Yasa açık olmasına rağmen kökenine indiğinizde çok temel bir hukuk kuralı olan "son söz savunmanındır" kuralını ihlal eden bu uygulamaya nasıl son verilebilir. Düşünün mahkemelerde iddiayı bilmeden savunma yapma durumunda kalıyoruz,öte yandan C.Savcıları sanki savunmanın yerindeliğini denetliyor ve bizim savunmamıza göre tahliye,tevsii tahkikat,iade vs taleplerimize karşı mütalaa veriyor. Sonuçta iddiayı bilme ve buna göre savunma hakkı elimizden alınıyor,sonuçta ise savunma kısıtlanmış oluyor. Bu itibarla ilk bakışta şekli kurallar gibi görülse de özüne indiğinizde adalete uyarlı olmayan uygulamaların önüne nasıl geçebiliriz. Hukukçulara duyurulur.
Cumhuriyet Müddeiumumisi maznuna ve maznun ve müdafii de Cumhuriyet Müddeiumumisine cevap vermek hakkını haizdirler. Reisin müsaadesile davacı ve mesulü bilmal de cevap verebilir. En son söz maznunundur.
Maznun namına müdafi tarafından müdafaada bulunsa dahi müdafaaya ilave edecek başka bir şey olup olmadığı maznuna sorulur." demektedir. Esas itibariyle bu hüküm genel olarak duruşmalar sırasındaki söz sırasını ve usûlünü anlatmakla birlikte nedense memleketimizde hemen her mahkeme tarafından yukarıda yazılı olan kurallara salt olarak esas hakkında savunmanın yapıldığı "hüküm duruşması"nda uyulmakta bunun dışındaki duruşmalarda ise uyulmamakta ve önce sanık ve/veya vekiline bilahare C.Savcısına söz hakkı verilmekte ve bunlar tamamlandıktan sonra karar verilmektedir. Bu itibarla son sözün sanığa ve savunmaya ait olduğu kuralı ihlal edilmektedir. Yasa açık olmasına rağmen kökenine indiğinizde çok temel bir hukuk kuralı olan "son söz savunmanındır" kuralını ihlal eden bu uygulamaya nasıl son verilebilir. Düşünün mahkemelerde iddiayı bilmeden savunma yapma durumunda kalıyoruz,öte yandan C.Savcıları sanki savunmanın yerindeliğini denetliyor ve bizim savunmamıza göre tahliye,tevsii tahkikat,iade vs taleplerimize karşı mütalaa veriyor. Sonuçta iddiayı bilme ve buna göre savunma hakkı elimizden alınıyor,sonuçta ise savunma kısıtlanmış oluyor. Bu itibarla ilk bakışta şekli kurallar gibi görülse de özüne indiğinizde adalete uyarlı olmayan uygulamaların önüne nasıl geçebiliriz. Hukukçulara duyurulur.