Keskin sirke küpüne zarar...Her ne kadar bu foruma yazdığım iletiye bir cevap alamayıp kendi çapımda gücendi isem de..., duygusallık göstermenin hiçbir şeye çaresi yok...
Öncelikle yukarıda nacizane görüşlerinize ısrarla ihtiyacım var..
Kaldı ki Forumlar'ın Ceza Hukuku altbaşlıklı bölümüne taşınmam gerektiğini farketmeme rağmen Forum Kurallarınızı da dikkate alarak aynı forum başlığımdan devam ediyorum...
Tamamen fiziksel, psikolojik, maddi şiddet üzerine kurulu evliliğimi Medeni Kanuna da sığınarak çekişmeli boşanma davası halinde yürütürken..., adaletin geç tecellisinin hiçbir işe yaramayacağını farketmem ve hukukun cilvelerine katlanamamam yüzünden bir protokol isteyerek ve bunu da karşı tarafın beklentilerine cevap vererek bitirdim...
Protokol gereği..., tüm Medeni Kanun Mal rejimi taleplerimden, maddi ve manevi tazminat taleplerimden, birikmiş yüklü iştirak nafakası alacaklarımdan feragat ettim.Talebim sadece çocuklarım, karşı tarafın uygun bulacağı bir nafaka ve sadece aile konutu olan ve eşimin üzerine tapuya kayıtlı konutun intifa haklarının ömür boyu çocuklarımıza tescil edilmesi idi...Birikmiş nafaka alacaklarım epey yüklü idi, bunlardan vazgeçerken eşimden intifa haklarının çocuklarıma devrine kadar evin son 8 aylık birikmiş yakıt ve su ödemelerini yapması idi. Bunlar tahsilinden vazgeçtiğim iştirak nafakalarının 10 da 1 i tutarı kadardır. Nafakalardan vazgeçmez isem de eşim boşanmaya yanaşmıyordu. Bu arada 3 adet gayrımenkuldeki mal rejimi ve katkı payıma konu taleplerimden de vazgeçtim...
Ve boşandık bitti sandım....
Akabinde 3 aydır başka bir psikolojik ve sosyal şiddet yaşıyorum...
1- Çocuklarımızı şahsi münasebet tayini olan gün ve saatlerde asla görmüyor. İstediği zaman kızımı okuldan alıyor veya birkaç gün sonra akşam yemeği için sözleşiyorlar.Topu topu 2 saat alıp geri getiriyor. Oğlum 3 yaşında...Kızım 8 yaşında...Hafta içi çalışıyorum...Bakıcı ile bu saatlerde kalıyorlar.Gerek ev işleri gerek çocuklarımın bakımı zaten hafta içi gece yarılarına kadar ayakta kalmama neden oluyor. Hafta sonu pazar günleri babaları alabildiği zamanlarda ise kazara bir yere gitsem çocuklarım beni orada buluyor...Ailem ise babalarının onlara yaptığı hakaretlerden dolayı çocukları açıkça istemediklerini beyan ediyorlar...Bu durumda ben yapayalnız bir şekilde çocuklarıma bakıyorum...
2-İki gün önce evde bulunduğum bir sırada kapı zilime basıldı.Ve Belediye görevlilerince suyumun kesileceği bildirildi. Hemen ödemeyi yapacağımı belirterek suyun kesilmesini önledim. Eşim ayrılırken söz verdiği halde intifa hakkı tescil edilene kadar birikmiş su giderlerini ödememiş.Bunu ödemediğini bana da bildirmedi.Ben evde olmamış olsa idim, bu parayı bulamamış olsa idim şu an da suyum kesilmiş olacaktı.
3- Geçen hafta iş nedeni ile Ankara'ya gitmem gerekti. Çocuklarımıza 2 gün bakmasını istedim.Kabul etmedi ve ben de gidemedim. O günden bu yana onlarca mesaj atıp atıp duruyor...Bu mesajlar tamamen onur, şahsiyetime yönelik hakaretler...Şu an da bile son derece çirkin ithamlar içeren mesajı geldi...Onur ve şahsiyetime yönelik hakaretlerinin yanısıra "o ev de sığıntısın..O ev de çocuklarımın hatrına oturuyorsun.Asalaksın.Çocukların sırtından yaşıyorsun." gibi ve daha da ağır söylemler içeren mesajları var...
4- Bu arada çevremden duyduğum kadarı tüm bu yazdığı mesajları sözle de her yerde telaffuz etmekte imiş...Ben şu an da mülkiyeti kendisine, intifa hakları çocuklarımda bulunan evde ikamet etmekteyim. İntifa hakları tescil edildiğinden beri yakıt giderlerini, onarım giderlerini, kalorifer kazanı yenileme giderlerini karşılıyorum. Üstelik ödediği 500.-ytl iştirak nafakası sadece bakıcı ücretini karşılamaktadır.
5-Kamu personeliyim. Ve çalıştığım bölüm nedeniyle Adliye Personeli ile de içiçeyim. Gerek Emniyete akseden dayak vakalarımız gerekse boşanma davamız süresince eşim ve avukatları tarafından sırf davayı uzatmak ve demoralize olmamı sağlamak adına asla ıspatlama şansları ve istekleri olmadıkları halde hakkımda ortaya atılan iddiaların yankıları halen devam etmektedir. Herhangi bir nedenle diyoloğumu kesmiş olduğum Adliye Personelinden bir kaç kişi ise Mahkeme Kalemlerinin diğer adli personele karşı dava dosyalarının gizliliğini ve güvenliğini sağlayamadıklarından duruşmalarda olanları bilmeseler dahi dosyamı açıp okuyarak dedikodu malzemesi haline getirmişlerdir. Bu konuda ilgili mahkeme hakimi tarafımdan uyarılmış ve bilgilendirilmiş, kusurlu kişiler uyarılmıştır. Şimdi tam da ortalık nispeten soğuduğu bir zamanda yine şahsıma yönelik ithamların deşifre edilmesi, dosyaların açılması, hergün resmi iş ve işlemlerim nedeni ile yüzyüze geldiğim kişilerin ayrıldığım şahsın telaffuz ettiği söylemleri bilmesi ve duyması ve benim iş hayatımın da bunlara rağmen devam etmek zorunda kalması bir kabusun tekrar başlaması anlamına geliyor. Zira ben bu pozisyonda olmayan bir kişi olsam yani Adli Personelce şahsen ve mesleki olarak hiç tanınıp, çalışmasam ve ayrıldığım şahıs hakkında mesajları da ortaya koyarak şikayetçi olsam ve eğer bir yargılama olacaksa bu yapılsa inanın ki çok daha rahat ve kolay olacak.
Sorum şu...? Hakaretlerine nasıl son verebilirim? Şahsıma çevrem de, telefonum da her an her dakika süren bu tacize karşı kanuni bir yol var mıdır?
Kendisi alkol hem de çok fazla alkol alan birisidir.Çocuklarımla olan diyologlarında da özellikle kızımı olumsuz etkilemektedir. Şahsi münasebetini tayin edilen günlere göre nasıl düzenleyebilirim? Hatta kısıtlanmasını sağlayabilir miyim?
Boşandığımız halde aynı kabusu bana yaşatmasına nasıl engel olabilirim??
Halen korku, endişe ve huzursuzluk yaşıyorum...Yarın Bayram ve yılbaşı...Bayram ve Yılbaşı için maddi ve manevi tüm hazırlıklarımı yaptığım ve hiçbir sorunum olmadığı halde sırf onun yüzünden huzursuzluk ve sıkıntı yaşıyorum. Bu davranışları ile çocuklarımla birlikte mutlu ve huzurlu günlerimize sanki bir ambargo koyuyor. Hukuken bir insanın bir başka insana bu şekilde sözlü ve telefon vasıtası ile böyle bir davranışta bulunmasına bir müeyyide var mı?Kanunen yapabileceğim bir şeyler var mı????