Sayın Tanrıöver,
Alıntı:
bu deneme süresi içinde(2 aydan aşağı olamaz)
deneme süresi 2 aydan fazla olamaz olacaktı herhalde.
Şu anda yapmanız gereken hukuki bir işlem olduğunu düşünmüyorum. İşverenin sizden eğitim giderlerini talep etmiş olduğu sonucu da yazınızdan anlaşılamıyor. Eğer istemiş ise şimdilik sadece sizi temerrüde düşürmüştür, bundan sonra banka, aleyhinizde bu eğitim giderlerini dava yoluyla istediğinde savunmalarınızı yaparsınız. Çalıştığınız süre elbetteki bu tazminattan düşülecektir. Eğitim, banka personeli tarafından verilmiş ise kanımca bu eğitim giderlerini isteyemez. Eğer size dışarıdan getirtilen eğitmenlerce veya sizi işyeri dışına göndererek bir eğitim verilmiş ise işverenin bu giderleri talep etmesi normaldir, ki 25 gün boyunca bir otelde eğitim verildiği anlaşılıyor. Bu kadar da kızmayın işvereninize, yaptığınızı söylediğiniz işler zaten görevinizdir. Sorumluluk da işinizin gereğidir. Kaldı ki aldığınız eğitim ve çalıştığınız 7 ay size bir meslek deneyimi kazandırdığı gibi eski bankanızdaki çalışmanız aynı zamanda size ileriki iş yaşamınızda referans olmuştur. Kaldı ki iş sözleşmenizi işe girerken imzalamış olmakla sözleşmedeki şartları bilerek kabullenmiş değil misiniz?
-----------------------------
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2000/507
Karar No : 2000/4100
Tarihi : 29.03.2000
İşveren büyük masraflar yaparak işçiyi yurt içinde ya da yurtdışında eğitime ya da bursa tabi tutmuş yani onu yetiştirmiş ise işverenin belli bir süre işçiyi işyerinde çalıştırmaya mecbur tutması haklı görülmelidir. Hizmet aktinde bu konudaki işçi aleyhine, tek taraflı cezai şartın geçersizliğinin kabulü hakkaniyet ve adalet ilkeleri ile bağdaşmaz.
Davacı, ihbar tazminat, ile cezai şart alacağının icra inkar tazminatlarıyla birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işveren, taraflar arasında düzenlenmiş olan yazılı hizmet aktinin #8220;yükümlülüklerin yerine getirilmemesi#8221; başlığı altında yer alan #8220;personel, özel bir eğitimden geçirileceğinden her ne surette olursa olsun iki yıl tam olarak dolmadan (iş)#8217;den ayrıldığı veya hizmet sözleşmesi İş Kanunu#8217;nun, iş verenin bildirimsiz feshini düzenleyen 17/Il, maddesi gereğince, feshi halinde üretime doğrudan katılmaksızın öğrenmekle geçirdiği staj süresince kendisine ödenen aylık, ikramiye vs. eklentilerine karşılık olarak 300.000.000 TL. #8216;sini çalıştığı süre ile orantı yapılmaksızın, tam olarak itirazsız ödemeyi beyan ve taahhüt eder#8221; biçimindeki kurala dayanarak istekte bulunmuştur.
Mahkemece sözü edilen kuralın tek taraflı yani sadece işveren yararına olmak üzere düzenlenmiş bir cezai şart niteliğinde olduğuna işaret edilerek isteğin reddine karar verilmiştir.
Davalı işçinin davacıya ait işyerinde 6-7 ay kadar çalıştıktan sonra istifa ettiği tartışmasız olduğu gibi davalı işçi yararına öngörülmüş yukarıdaki hükme benzer bir düzenlemenin sözleşmede yer almadığı görülmektedir.
Söz konusu hüküm içeriğinde işçinin özel eğitime tabi tutulacağı, bunun için iki yıl çalışma zorunluluğu öngörüldüğü açıklanmaktadır. Dairemizce sadece işveren yararına yer verilen cezai şartın kural olarak geçersiz olduğu kabul edilmektedir. Ancak sözkonusu düzenleme belli bir nedene bağlı olarak cezai şartın öngörüldüğünü belirtmektedir ki bu tür özel haller söz konusu olduğu zaman cezai şartın tek taraflı olmasının sonuca etkili olmadığı düşünülmektedir. Gerçekten işveren büyük masraflar yaparak işçiyi yurt içinde ya da yurt dışında eğitime ya da bursa tabi tutmuş yani onu yetiştirmiş ise işverenin belli bir süre işçiyi işyerinde çalıştırmaya mecbur tutması haklı görülmelidir
Somut olayda cezai şart böyle bir nedenle konulmuş bulunduğuna göre, salt tek taraflı olması sonucu onun geçersizliğinin kabulü hakkaniyet ve adalet ilkeleri ile bağdaşmaz. Şayet düzenlemede belirtildiği gibi davacı eğitime tabi tutulmuş ise bu cezai şartın geçersizliği kabul edilemez. Bunun içinde mahkemece eğitime tabi tutulup tutulmadığı araştırılmalı ve inceleme konusu yapılmalı, eğitime tabi tutulmadığı taktirde şimdiki gibi davanın reddine aksi halde istek doğrultusunda konu incelenerek hüküm kurulmalıdır. Öğretide de böyle bir ayrım yapılmasının doğru olacağı görüşü benimsenmektedir.
Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.03.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.