Edinilmiş mallara katılma rejimi ve aile içi borç
Ablamın dört yıl önce vefatından sonra eniştem, annem ve ben tek mirasçılarız. Çocuk yok.
Tereke davası sonuçlandı. Sonuç, dört yıl önce noterden çıkarılan veraset ilami ile aynı.
Ablamın, vefatından iki yıl kadar önce benim için elyazıyla yazıp imzaladığı ve enişteme de imzalattığı (ilişikte yüklediğim) borç bildirir belgenin terekeye dahil edilmesi için uğraştık fakat bunun başka bir davanın konusu olduğu gerekçesiyle kabul edilmedi.
Terekede mirasa söz konusu olan gayrimenkullerin alımı, yapılanması ve döşenmesi için Annemin kendilerine yaptığı yüklü yardımların karşılığı olarak ablam bana karşı haksızlık olmasını önlemek için benimle anlaşmak istemişti. Aslında daha sonra o gayrimenkullerin birini satmak istediler ve böylece anneme olan borçlarını da ödeyeceklerdi. Bu uzun süre ertelenince ablam benimle başka türlü helalleşmek istedi. Belgede de yazdığı gibi ablam anneme ait bir dairedeki miras hakkından vazgeçtiğini bildiriyor ve o dairenin direkt bana ait olmasını istiyor. Tam karşılamasa da ben bunu yeterli gördüm ve kabul ettim. Yurtdışında yaşıyordum, uzun süre ziyarete gelememiştim, ablamın bu konuda vicdanen bir an önce rahatlamasını istiyordum. Böylece ailece bu belge üzerinde mutabık kaldık. Ablam kendi elyazısıyla yazdı, ismini yazıp imzaladı. Onun altına eniştem kendi kalemi ve elyazısıyla ismini yazıp imzaladı. Ek olarak annem de birkaç cümleyle ailecek bunda mutabık kaldığımızı teyit ettiğine dair imza attı. Belge bana gönderildi.
Ablamın annemden önce vefatı ile belgede sözü geçen mirastan vazgeçme konusuna gerek kalmadı fakat ablamın orada açıkça yazdığı cümlede bu belgeyi anneme ve bana karşı borçları nedeniyle hazırladığı görülüyor. Ablam, anneme ait dairedeki miras hakkından bana karşı vazgeçtiğini söyleyerek, o dairenin değerinin yarısı kadar borçlu olduklarını kabul etmiş oluyor. Eniştem de aynı şekilde.
Ayrıca 2002’den sonra ortak aldıkları ve kullandıkları araba eniştemin üzerine kayıtlı ve onu da terekeye dahil ettiremedik.
Internetteki araştırmalarıma göre, bu iki konu için de Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi davası açmamız gerekiyor. Benzer Yargıtay kararları bulmaya çalıştım fakat bu duruma tam uyan bir karar bulamadım
Bu belgenin özel durumu düşünüldüğünde, böyle bir davada geçerlilik şansı nedir?
Siz sayın Hukukçulardan bu konudaki görüşlerinizi rica ediyorum.
Tereke davası sonuçlandı. Sonuç, dört yıl önce noterden çıkarılan veraset ilami ile aynı.
Ablamın, vefatından iki yıl kadar önce benim için elyazıyla yazıp imzaladığı ve enişteme de imzalattığı (ilişikte yüklediğim) borç bildirir belgenin terekeye dahil edilmesi için uğraştık fakat bunun başka bir davanın konusu olduğu gerekçesiyle kabul edilmedi.
Terekede mirasa söz konusu olan gayrimenkullerin alımı, yapılanması ve döşenmesi için Annemin kendilerine yaptığı yüklü yardımların karşılığı olarak ablam bana karşı haksızlık olmasını önlemek için benimle anlaşmak istemişti. Aslında daha sonra o gayrimenkullerin birini satmak istediler ve böylece anneme olan borçlarını da ödeyeceklerdi. Bu uzun süre ertelenince ablam benimle başka türlü helalleşmek istedi. Belgede de yazdığı gibi ablam anneme ait bir dairedeki miras hakkından vazgeçtiğini bildiriyor ve o dairenin direkt bana ait olmasını istiyor. Tam karşılamasa da ben bunu yeterli gördüm ve kabul ettim. Yurtdışında yaşıyordum, uzun süre ziyarete gelememiştim, ablamın bu konuda vicdanen bir an önce rahatlamasını istiyordum. Böylece ailece bu belge üzerinde mutabık kaldık. Ablam kendi elyazısıyla yazdı, ismini yazıp imzaladı. Onun altına eniştem kendi kalemi ve elyazısıyla ismini yazıp imzaladı. Ek olarak annem de birkaç cümleyle ailecek bunda mutabık kaldığımızı teyit ettiğine dair imza attı. Belge bana gönderildi.
Ablamın annemden önce vefatı ile belgede sözü geçen mirastan vazgeçme konusuna gerek kalmadı fakat ablamın orada açıkça yazdığı cümlede bu belgeyi anneme ve bana karşı borçları nedeniyle hazırladığı görülüyor. Ablam, anneme ait dairedeki miras hakkından bana karşı vazgeçtiğini söyleyerek, o dairenin değerinin yarısı kadar borçlu olduklarını kabul etmiş oluyor. Eniştem de aynı şekilde.
Ayrıca 2002’den sonra ortak aldıkları ve kullandıkları araba eniştemin üzerine kayıtlı ve onu da terekeye dahil ettiremedik.
Internetteki araştırmalarıma göre, bu iki konu için de Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi davası açmamız gerekiyor. Benzer Yargıtay kararları bulmaya çalıştım fakat bu duruma tam uyan bir karar bulamadım
Bu belgenin özel durumu düşünüldüğünde, böyle bir davada geçerlilik şansı nedir?
Siz sayın Hukukçulardan bu konudaki görüşlerinizi rica ediyorum.