AB ve Türkiyem
AB'ye girmek mi?
Biz isteriz de ''KİM ALIR!''
ve neden alsın?
Kuralsızlığın kural olduğu,sosyal adaletin sağlanamadığı...
İşsizliğin alıp gittiği,sosyo-ekonomik ve kültürel olarak sorunlarla boğuşan,on milyonlarca genç nüfusun gelecek endişesinde olduğu,binlerce insanın yurt dışına gitmek için 'BİR FIRSATINI KOLLADIĞI' bu ülkeyi kim alsın da ne yapsın...
1 Haftalık Turist vizesi için bile;
Günlerce kapılarda beklettikleri,aşağıladıkları
Çalıştığın yere ait vergi levhası, faaliyet belgesi, şirket bilançosu,
imza sirküleri, 4 aylık sigorta bildirgesi, evinin ve arsalarını fotokopisi, tapusu, kredi kartının fotokopisi,son ekstre,banka hesap cüzdanları (ki paranın ne zamandır hesapta olduğuna bile bakıyorlar)
eşinin yada babanın noterden verdiği 'masraflarının tarafından karşılanacağına' dair taahhüt,vs vs. ile bile yine de verilmeyen vizeler....
Bütün samimiyetimle söylüyorum,ben o ülkelerin yerinde olsam Türkiye'yi AB ye almaz ve alınmasını istemezdim...
Bunu çok üzülerek ve kahrolarak yazdım... ama doğru.
Kimse 'Bana iyi de Avrupa da aday ülke olan diğerleri bizden iyi mi?' demesin.
Hoca'nın söylediği gibi;
Geçinmeye gönlüm olmayınca...
Yoksa Deniz Baykal'ın söylediği;
'Türkiye'nin AB üyeliği için Kıbrıs Sorunu bir engel oluşturuyor da,Güney Kıbrıs'ın üyeliği için Kıbrıs Sorunu neden bir engel oluşturmuyor,bu bir çifte standart değil midir? Bu AB nin Türkiye ve olaya bakış açısı değil midir?' gibi bir düşüncenin bu durumda yanlış olduğunu kim söyleyebilir.
Hatta Fransa Eski Cumhurbaşkanı V.G.Destaing in söylediği;
'Türkiye sadece İstanbul ve İzmir'den ibaret değil,hatta Avrupalı bile..Nüfusunun ve topraklarının %80 den fazlası Asya da olan bir devlettir. Bu nüfus yoğunluğu ve bu ekonomik ve sosyal şartlarla üye olması durumunda AB parlamentosunda bir anda gereğinden çok ve dengeleri bozacak bir sandalye elde edecek ki bu kabul edilemez' demedi mi?
Sadece diğerlerinin düşündüğünü sesli ifade etti,teşekkür edeceğimize neler söyledik...
Yalnız onun söylediklerinde de ters olan Güney Kıbrıs'ın nasıl olup ta Avrupa ülkesi sayıldığı...
Kıbrıs nire, Avrupa nire....
Dedik ya Geçinmeye gönlüm olmayınca...
Biz ise Kapı önünde yatıp kalkan ve 'Allah Rızası için bir tarih', diye dilenen ve karşılığında 'Allah versin,başka bahara' denince de 'Allah belanı versin, sen görürsün' diyen bir dilenci....
Bu arada 'adamların şunları düzelt de gel, bir bakalım' dedikleri şeyleri yapmaya çalışan ve her seferinde SIFIRCI HOCA nın gözüne giremeyen, tepeden tırnağa Devletinden bireyine kadar aşağılanan bir ülke...
Bunlar yapılması gereken şeylerse,Güzel ülkemin insanına yakışan şeylerse 'onların aşağılamaları engellemeleri için değil YAP TA GEL BAKARIZ dedikleri için değil ,olması gerektiği için yapılmalı...
'O kapı' bize gel demeli veya artık kapının kilidi veya zinciri takılı kapıaralığından görüşülmeyeceği zaman...
Şimdi ise kapının arkasında zincir takılı vaziyette bir arkasında Avrupalı kafası,önünde Türkiye'm...
Biz bunu(şimdilik) hakediyor olsak bile kimse gurur ve onurumuzu kırmamalı ve kırdırmamalı...
Diye düşünüyorum...
Biz isteriz de ''KİM ALIR!''
ve neden alsın?
Kuralsızlığın kural olduğu,sosyal adaletin sağlanamadığı...
İşsizliğin alıp gittiği,sosyo-ekonomik ve kültürel olarak sorunlarla boğuşan,on milyonlarca genç nüfusun gelecek endişesinde olduğu,binlerce insanın yurt dışına gitmek için 'BİR FIRSATINI KOLLADIĞI' bu ülkeyi kim alsın da ne yapsın...
1 Haftalık Turist vizesi için bile;
Günlerce kapılarda beklettikleri,aşağıladıkları
Çalıştığın yere ait vergi levhası, faaliyet belgesi, şirket bilançosu,
imza sirküleri, 4 aylık sigorta bildirgesi, evinin ve arsalarını fotokopisi, tapusu, kredi kartının fotokopisi,son ekstre,banka hesap cüzdanları (ki paranın ne zamandır hesapta olduğuna bile bakıyorlar)
eşinin yada babanın noterden verdiği 'masraflarının tarafından karşılanacağına' dair taahhüt,vs vs. ile bile yine de verilmeyen vizeler....
Bütün samimiyetimle söylüyorum,ben o ülkelerin yerinde olsam Türkiye'yi AB ye almaz ve alınmasını istemezdim...
Bunu çok üzülerek ve kahrolarak yazdım... ama doğru.
Kimse 'Bana iyi de Avrupa da aday ülke olan diğerleri bizden iyi mi?' demesin.
Hoca'nın söylediği gibi;
Geçinmeye gönlüm olmayınca...
Yoksa Deniz Baykal'ın söylediği;
'Türkiye'nin AB üyeliği için Kıbrıs Sorunu bir engel oluşturuyor da,Güney Kıbrıs'ın üyeliği için Kıbrıs Sorunu neden bir engel oluşturmuyor,bu bir çifte standart değil midir? Bu AB nin Türkiye ve olaya bakış açısı değil midir?' gibi bir düşüncenin bu durumda yanlış olduğunu kim söyleyebilir.
Hatta Fransa Eski Cumhurbaşkanı V.G.Destaing in söylediği;
'Türkiye sadece İstanbul ve İzmir'den ibaret değil,hatta Avrupalı bile..Nüfusunun ve topraklarının %80 den fazlası Asya da olan bir devlettir. Bu nüfus yoğunluğu ve bu ekonomik ve sosyal şartlarla üye olması durumunda AB parlamentosunda bir anda gereğinden çok ve dengeleri bozacak bir sandalye elde edecek ki bu kabul edilemez' demedi mi?
Sadece diğerlerinin düşündüğünü sesli ifade etti,teşekkür edeceğimize neler söyledik...
Yalnız onun söylediklerinde de ters olan Güney Kıbrıs'ın nasıl olup ta Avrupa ülkesi sayıldığı...
Kıbrıs nire, Avrupa nire....
Dedik ya Geçinmeye gönlüm olmayınca...
Biz ise Kapı önünde yatıp kalkan ve 'Allah Rızası için bir tarih', diye dilenen ve karşılığında 'Allah versin,başka bahara' denince de 'Allah belanı versin, sen görürsün' diyen bir dilenci....
Bu arada 'adamların şunları düzelt de gel, bir bakalım' dedikleri şeyleri yapmaya çalışan ve her seferinde SIFIRCI HOCA nın gözüne giremeyen, tepeden tırnağa Devletinden bireyine kadar aşağılanan bir ülke...
Bunlar yapılması gereken şeylerse,Güzel ülkemin insanına yakışan şeylerse 'onların aşağılamaları engellemeleri için değil YAP TA GEL BAKARIZ dedikleri için değil ,olması gerektiği için yapılmalı...
'O kapı' bize gel demeli veya artık kapının kilidi veya zinciri takılı kapıaralığından görüşülmeyeceği zaman...
Şimdi ise kapının arkasında zincir takılı vaziyette bir arkasında Avrupalı kafası,önünde Türkiye'm...
Biz bunu(şimdilik) hakediyor olsak bile kimse gurur ve onurumuzu kırmamalı ve kırdırmamalı...
Diye düşünüyorum...