Hukuki NET sitesinde paylaşımda bulunmak, soru sormak ve cevap yazmak için üye olun. Üyelik ücretsizdir.

Nobel değerini kaybetti tıpkı özgürlük beşiği gibi

12-10-2006 18:20:31 commodore1tr #

Nobel değerini kaybetti tıpkı özgürlük beşiği gibi

Nobel de artık eski değerinde değil neden mi? Kimler kimler aldı bir bakın bir de şimdikine...
Önce ısıttılar Pamuk u ıslak demir haline getirdiler o sene veremediler çünkü belliydi gecikmeli bir sağol oldu. Şimdi nobel için denmez mi ülken aleyhine konuş ülkeni sat yalakalık yap al oldu...
Tıpkı Fransa gibi Özgürlükler beşiğinde Özgürce konuşmak yasak... Bu arada aynı ülke ' Türkler adidir. Kasaptır pistir sahtekardır v.s .v.s '' demenin ifade özgürlüğü olduğunu savunuyor ve baskı kuruyor... Amma ermeni katliamı olmamıştır de yürü hapse... İşte özgürlük bu. Yaşasın özgürlük... Birde ben anlasam nasıl olduğunu iyi olacak amma.....
Vallahi ben diyorum ki açık ve net Ermeni soy kırımı olmamıştır. Fransız milletvekilleride oldukça aptaldır....
12-10-2006 18:31:31 Av.Ali Sinkay #
ERMENİ SOYKIRIMI BÜYÜK BİR YALANDIR VE GİTTİĞİM HER YERDE BUNU SÖYLEYECEĞİM.
12-10-2006 22:51:30 commodore1tr #
Fransa soykırımını kabul etti...
Pamukçuk Nobel aldı....
MEB lığı Okullarda ve kendisindeki TC ibaresini kaldırdı ...
Benzerlik nedir Fark nedir ?

Atatürk Cumhuriyeti sizlerle mi sarsılacak a dingabaklar... Çoğu kişi gibi Tarihin karanlık sayfalarında kalacaksınız Atatürk var olacak...

Bu arada Pamukçuk a 1,4 milyon dolar vereceklermiş... Türkiye ye biçilen değer bu ....
12-10-2006 22:54:59 commodore1tr #
Buarada unuttum diyeyim 'Cüppeli Ahmet hoca' lakaplı Ahmet ünlü mü daha iyi bunlar mı????
13-10-2006 01:39:09 Av.Emrah Yavuzcan #
Alfred Nobel'in Vasiyeti

"Ardımdan bıraktığım gayrimenkulumun ve servetimin tamamı, aşağıdaki şekilde dağıtılacaktır. Kapital, emniyetli bir şekilde Fon'da toplanmalıdır. Bu fon'un geliri her yıl Insanlığa en büyük hizmeti yapan kişilere dağıtılmalıdır. Bu gelir beş ana bölüme ayrılmalı ve aşağıdaki şekilde dağıtılmalıdır. Bir kısım fizik sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısım kimya sahasında en büyük keşfi yapan kişiye verilmelidir. Bir kısmı fizyoloji ya da tıp alanında en büyük keşfi yapan ki#254;iye verilmelidir. Bir kısım edebiyat sahasında en büyük eseri yazan kişiye verilmelidir. Bir kısım Milletlerarası barış ve kardeşlik için en büyük çalışmayı yapan kişiye verilmelidir. Fizik ve kimya konusundaki keşifler, Isveç ilim konseyince değerlendirilmelidir. Tıp konusundaki çalışmalar Stockholm'deki Caroline Enstitüsü tarafından değerlendirilmelidir. Edebiyat ve barış konusundaki mükafatlar norveç Parlementosu tarafından seçilen be#254; kişilik bir heyet tarafından değerlendirilmelidir. En büyük ve kesin arzum mükafatlar adaylara dağıtılırken kesinlikle milliyet tefrika yapılmamasıdır. En mühimi, mükafatı alacak şahıs bir Iskandinavyalı da olabilir, olmayabilir de "

Paris, Kasım 27, 1895

Alfred Bernard Nobel

---------
Belki de onlar için Pamuk, edebiyat alanında en büyük eseri yazmıştır... İnsanlığa en büyük hizmeti yapmıştır...
---------
13-10-2006 10:51:01 Av.Duygu Tekay #
A.Taner Kışlalı, 1999 yılında O.Pamuk için neler yazmış,o günden ne saptamalar yapmış...

BALO MASKESİZ OLSUN!

Kimileri "ortaoyunu"nu maskeli balo ile karıştırıyor. Ortaoyunu güldür güldür, bu güldürmüyor... Maskeli balonun bir gizemi vardır, bu ise sadece çirkinlikleri gizliyor. Kimileri maskelerin ardındaki gerçeği bilmiyor. Kimileri ise bildiği halde susuyor. Ya çıkar gereği... Ya da korkudan! Balo maskesiz olmalı ki, kimin kiminle dans ettiği bilinsin... Maskeler inmeli ki, o maskelerin ardındaki suratları beğenmeyenler, aldatılmaktan kurtulsun!

* * *
Önce, bir romancımızın son kitabının 50 bin adet basıldığı yazıldı. Arkasından kısa sürede 100 binlik bir satışın gerçekleştiği açıklandı. Derken, çıktığı günden beri ikinci cumhuriyetçi çizgisini korumaya özen gösteren Aktüel dergisi, romancıyı Türkiye'nin "bir numaralı aydını" ilan etti. Bu romancımızın adı Orhan Pamuk'tu! Ben bu "Büyük" (!) yazarımızın bir romanını okumayı denemiştim. Başladığım şeyi bitirme konusundaki tüm inatçılığıma karşın, bitirememiştim. Ama "Kara Kitap" basında öylesine övüldü ki, kinci bir deneye girişmekten kendimi alamadım. Ve o çabamda da, daha yarıya gelmeden havlu atmak durumunda kaldım. Tahsin Yücel ve Emin Özdemir gibi, çok saydığım isimlerin bu yazarla ilgili oldukça ağır eleştirilerini anımsadım. Ama beğenenlerin de "beğenme hakkı"na saygı duydum.

Taki bir okurum "Kara Kitap"ta gizlenmiş bir bölüme dikkatimi çekinceye kadar...

* * Prof. Çetin Yetkin yönetiminde, "Müdafaa-i Hukuk" adlı çok değerli aylık bir dergi çıkıyor. İlginç bir rastlantı olarak, derginin Aralık 1998 sayısında, Prof. Fahir İz'in bir incelemesi yayımlandı:

"O.Pamuk'taki Atatürk Anlayışı..."

Meğer benim artık okumayı denemediğim kitaplarında daha neler varmış! İşte birkaç örnek:

"Sonra kasaba alanına dolanır. Atatürk heykellerine sıçan güvercinleri ayıplar ..."

"Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına, cumhuriyeti emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu..."

"Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket olduğunu..."

"Sonra bir cumhuriyet, Atatürk, damga pulu havasına girdiğimizi hatırlıyoruz..."

Sayın İz, 275 sayfalık bir kitapta, tam sekiz yerde ve "hiç gerekmediği halde" Atatürk'e sataşıldığını saptamış.

Şöyle diyor:"Bunlar kitaptan çıkarılsa hiçbir şey değişmez. Yalnız yazarın kimi ruhsal gereksinimleri tahmin edilmemiş olur!" Kim bilir, belki de Orhan Pamuk'un "en birinci aydın" ilan edilmesinde, bu incelemenin de büyük katkısı olmuştur!

* * *

Ben, inandıklarını açıkça savunanlara hep saygı duymuşumdur....
O düşüncelere karşı olsam bile!
Ama o yürekliliği gösteremeyip de bunu sinsice yapmaya çalışanlara...
oraya buraya "bityeniği" sokuşturanlara...
hep tiksinerek bakmışımdır.
Bunu hep zayıf bir kişiliğin, zavallı bir ruh halinin yansıması olarak görmüşümdür.
Oyun maskesiz oynanmalıdır!
Çirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tüm "gerçek aydınlar" görev saymalıdır!

Ve de Pamuk adlı yazarı, isteyen okumalı, isteyen sevmelidir...
Ama ne olduğunu, kim olduğunu bilerek!..
Maskenin arkasındaki gerçek yüzü görerek!...


A. Taner KIŞLALI - Cumhuriyet, 27 Ocak 1999 (Ben Demokrat Değilim )
13-10-2006 12:20:12 commodore1tr #
Zaten Pamukçuk bunlardan dolayı almadı mı Nobel ödülünü ?
New York ta dolaşıp acaba başka ne saçmalayabilirim diye düşünürken haber geldi kendisine ülkeni iyisattığından, tarihi hiç bir bilgin dahi olmamasına rağmen sırf dışarıya şirin gözüküp rahat rahat oralarda dolaşma hatrına Ermeni soy kırımı olmuştur demedi mi?
54 yaşında ki bir yazar hiç bir belgeye resmi dayanağa hepsinden de vaz geçtim o kültüre sahip olmadan ahkam kesebilir mi? Jakoben kültürü desek ona sahip değil , gerçek anlamda entellektüel desek o değil, Türk kültür ve bilincine sahip desek o değil , siyonist desek değil, o değil bu değil.. Hiç bir şey değil ortada kalmış. Ailesinin sağladığı olanaklar ve çevreyi kullanarak ' ülkesi ve Atatürk' hakkında bilgisi olmamasına rağmen kötü söz etmeyi iftira atmanın prim yaptığı kişilerle bir olmuş.. Bu kişiler belirli bir rant ı elinde tutan kişilerle oynayan tipler. Ortada kalınca da oyuncak olma duygusu ağır basmış bunların oyuncağı olmuş bir kişilik... Şimdi rant ın tepesinden vurdu yaklaşık son yirmi senedir hep politik nedenlerle verildiği için saygınlığını gün be gün yitiren nobel i aldı muhtemel Nobel mezarında huzursuz olmuştur.
Şimdi Pamukçuk biraz susacak Nobvel i aldıktan sonra Türk halkının unutkanlığı ve alicenaplığına sığınarak yeniden palazlanmak için Türk okuruna koşacak... Bakın yazın bunu bir yere dediydi dersiniz...
Değerli yazar çok kıymetli hocam Ahmet Taner KIŞLALI nın bu yazısını okuduğumda rahatlamıştım . İçime su serpilmişti. Kendimden şüphe etmiştim çünkü... Ben okumayı seven birisiyim Saatli maarif takvimini bile okurum bir şey bulamazsam.. Burada bile beni ilgilendirmeyen fikrim dahi olmayan bir sürü hukuki formu okumam da bundandır. Bu pamukçuğu okurken sıkılmıştım, anlamsızlığa anlam veremiyordum. İçi boş bir şeyi okuduğum hissi bende öylesine kuvvetli olmuştu ki bitiremedim. Ama diğer kitaplarınıda aldım onlarıda bitiremedim. Cevdet bey ve oğulları en kalın kitabı olmasına rağmen bir istisna olarak bende saklı kaldı çünkü onu anlamsız bulsam bile bitirmiştim. Basında özellikle bazı basında çıkan haberler ve Pamukçuğun çok büyük bir yazar olarak lanse edilmeye çalışılıp durması beynimde kalıcı olmayan hasarlara yol açıyordu. Bir ben anlamıyor yada anladığımı ters anlıyordum. Bir ben bitiremiyor bir ben büyüklüğünü anlayamıyordum. Her ne kadar kitapları tek tek değil toplu olarak alınsa da çok yazan bir kişilikti. Bir ara bunu öğrendiğimde kendi kendime ' Acaba hata bende mi? Yoksa bu büyük yazarın kitabını anlamak için sayfa başı bir kitabını mı almak lazım ?'' diye düşünmedim değil. Öyle ya kime ne ki benim aynı kitaptan 275 tane almamdan... Parama geçerdi sözüm... Ne zaman ki KIŞLALI hocamı okudum. Moralim yerine geldi. Bir dev Bir çınar okumaktan sıkılıp bırakmış ikinci denemeside başarısız olmuştu.. Demekki sorun bende değil bizatihi Pamukçuk taydı. Anlamsız yazıların içine gereksiz yere Atatürk ve Türklüğe dil uzatma büyük yazar olmasının birinci yoluymuş.. Ancak kitapları çok satmasına rağmen pek okunmamışki bu bölümler atlanmış taki içindeki başka bir cevheri kameralardan yumurtlayana kadar. O zaman bu Büyük yazar ne yazmış yav diye daha dikkatli bakıldı ki şapka düştü kel göründü.... Ne kadarrr büyük bir yazar olduğunu anlayıverdik...
Eskiden Kemalettin Tuğcu ile Kerime Nadir diye iki yazarımız vardı. Birisi kimsesiz çocuk öyküleri ve çocuk yaşamı ile öteki genç kız aşkları ile ek yerimizden vurur ağlatır neşelendirirdi... En azından duygu verir insan sevgisi aşılardı topluma.. Hiç bir şey yapamazsa okuma özürlü toplumumuza okuma zevki kazandırmışlardır. Halkımızın yarısı ki özellikle genç kızlarımız Kerime Nadir sayesinde '' ince hastalık ne yahu ? iyi birşeyse bende olayım'' diye ortalarda dolaşmış evlerinde durduk yere niza çıkarmıştır. Baba veya anneleri kızlarının kafası yerine gelsin diye genelde kafalarına terlik ekleştirdiğinde normal dünyaya geri dönmüş ince hastalığın pekte 'ince ve işe yarar' bir şey olmadığını anlamışlardır. İşte bu ik yazarımıza Pamukçuk nobel edebiyat ödülünü aldığına göre dünya barış ödülünün derhal verilmesi fikri bende hasıl olmuştur.
Bu arada Nobel seçici jürisinide kınamaktayım. Kimya ödülü için en büyük aday dururken başka yerlere gitti. Tek adayım vardı. o da UNAKITAN dı pastorize yumurta çift sarılı yada sadece Ak kısmı hiç fena değildi... Gerçi bunlar geçmişte de hata yaptılar Meşhur doktor Mengel e de ödül vermediler ne ayıp........
t.a
13-10-2006 14:53:23 Av.Duygu Tekay #
kızımı aradım

Orhan Pamuk: Haberi alınca kızımı aradım. Dersteydi 'Duydum baba, hoca bakıyor' dedi. Ödülü almaya kızımla gideceğim.

1.4 MİLYON DOLAR ALDI
Yazar Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan ilk Türk olarak tarihe geçti. 1.4 milyon dolar para ödülü de kazanan Pamuk SABAH'a şöyle konuştu: "Bu çok büyük bir şeref. Türk kültürü için şeref. Ödül Türk edebiyatına. Artık kimse bana Nobel'i sormayacak, mutluyum."

ÖDÜLÜ KIZIYLA ALACAK
New York'ta bulunan Pamuk haberi alınca İstanbul'daki kızı Rüya'yı aradığını söyledi: "Kızım dersteydi. 20 dakika konuştuk. Bana 'Evet baba çok mutluyum ama hoca bakıyor' dedi. 'Yahu ver hocayla konuşayım' dedim. 'Hayır' dedi."

SEVİNENLER
Yaşar Kemal (yazar): Hak ettiği bu ödüle çok sevindim. Yürekten kutlarım.
Çetin Altan (yazar): Belki de Türkiye'nin en önemli yazarı. Ödüle layıktı.
Ayşe Kulin (yazar): Türk edebiyatı daha çok gündeme gelecek.
Abdullah Gül : Mutluluk duydum. Tüm dünyada yankı yapar.

KIZANLAR
Alev Alatlı (yazar): Pamuk'un şu kadarcık entelektüel namusu ve cesareti varsa ödülü reddetmeli.
Özdemir İnce (şair): Türk edebiyatının sevindiğini sanmıyorum. Türk tarihi satıldı.
Mehmet Şandır (MHP): Seçici kurulu kınıyoruz. Pamuk ödülü reddetmezse vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.



İlk SABAH'a konuştu: Hemen kızımı aradım

Nobel'i aldıktan sonra ilk olarak SABAH'a konuşan Orhan Pamuk, haberi alır almaz kızını aradığını ama kızı derste olduğu için konuşamadıklarını belirtti ve ekledi: Bu ödül asıl Türk edebiyatına verildi.

Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan yazar Orhan Pamuk ödül aldığını öğrendikten kısa bir süre sonra SABAH'a konuştu. Nobel'i New York'ta sabah 06.45'te öğrenen Pamuk'un ilk yaptığı şey, kızı Rüya'yı arayıp haber vermek olmuş. Pamuk, ödülü kazandığını nasıl öğrendiğini ise şöyle anlattı: "New York'a aralık ayına kadar Kolombiya Üniversitesi'nde edebiyat ve sosyal bilimler dersi vermek için gelmiştim. Uyuyordum. New York'ta Türkiye'den altı saat erken olduğu ve burada da saat farkına alışamadığım için yeni aldığım telefon çalmaya başladı. Bu yeni telefonu da kullanmayı çok iyi bilmiyorum. 'Ne oluyor bu saatte de kim arıyor' diye düşünüyordum. Saat yediye çeyrek vardı ve karanlıktı. Telefonu açtım. İsveç Akademisi, benim Londra'daki ajansımı aramış, ödülün sonucunu söylemişler.

'ÜLKEM İÇİN MUTLUYUM'
Bana İsveç Akademisi Sekreteri Horace Engdahl'ın ödülün sonucunu söylemek için arayacağını söylediler. Ben de 'Arasın' dedim. İki dakika sonra aradılar. Çok nazik şeyler söyledi. Çok kibardı. Çok inceydi. Bu ödülü aldığımı, kabul edip etmediğimi, sordu. Ben de çok memnun olduğumu ve kızımla İsveç'e gelip ödülü alacağımı söyledim." Orhan Pamuk ödülün sadece şahsına değil aynı zamanda Türk diline ve edebiyatına verilydiğini de belirterek, "Sosyal olarak bu yalnız bana verilmiş bir ödül değil. Bu ödülü yalnız bana değil, Türk edebiyatına, Türk kültürüne, Türk diline verilmiş olarak kabul ediyorum. 32 yıldır günde ortalama 10 sattir çalışıyorum. Bunu sevgiyle, aşkla yapıyorum. Roman sanatına olan bağlılığım, edebiyata olan inancım ve 32 yıllık emeğim ödüllendirildi- . Ülkem için çok mutluyum.

'BABA HOCA BAKIYOR'
Bu ödülü Türkiye'ye, bizlere verilmiş bir ödül olarak çok büyük bir sevinçle kabul ettim. Şimdi Türkiye de, Türk edebiyatı da hak ettiği şekilde Nobel'i aldı. Evet, son üç dört yıldırherkes, arkadaşlarım, beni sevenler sürekli olarak bana 'Ne zaman Nobel Ödülü alacaksın' diye soruyorlardı, bu ödülün güzel bir yanı da artık bu soru bana sorulmayacak." Nobel Edebiyat Ödülü'nü almak için 10 Aralık'ta Stockholm'e kızıyla birlikte gideceğini söyleyen Pamuk, ödülü kazandığını öğrendiğinde ilk olarak kızını aramış: "Ödülü aldıktan sonra cep telefonuyla kızımı aradım. 20 dakika sürdü onunla konuşmamız. Kızım dersteydi, haber kulağına gitmişti bile. Bana 'evet baba, çok mutluyum, ama dersteyim, hoca bakıyor' falan dedi, ben de 'yahu dur, hocayı ver, onunla konuşayım' dedim. 'Hayır baba, hoca bakıyor, duydum, tamam, çok güzel baba,' dedi. Konuşamadık, kapandı. Ama biz kızımla Stockholm'de çok mutlu olacağız. Bunu bütün Türkiye'nin sevinçle kabul edeceğini düşünüyorum. O kadar çok telefon alıyorum ki işin tadını çıkartamıyorum. Keşke Türkiye'de olsaydım, ama burada da ders vermek zorundayım.''

YORUM YAPMAK İSTEMEDİ
Orhan Pamuk, Türkiye'deki okurlarından bu ödülün hayat alışkanlıklarını değiştirmeyeceğini bilmelerini istedi. "Bu ödül benim hayat alışkanlıklarımı değiştirmeyecek. Evet, bu çok büyük bir şeref, hepimiz için, Türk kültürü için şeref. Ama ben gene eski Orhan olacağım. Bu ödül benim yazma alışkanlıklarımı ve edebiyata bağlılığımı değiştirmeyecek.'' Pamuk, Fransa'da Ermeni soykırımı ile ilgili yasa tasarısından ise haberinin olmadığını söyledi. Pamuk, son romanı Masumiyet Müzesi'nin de 2007'de yayınlanacağını belirtti. CNN'in canlı yayınına da katılan Orhan Pamuk, ödülü aldığı için çok mutlu olduğunu yineledi. Henüz bir plan yapmamakla beraber, bu müjdeli haberi arkadaşlarıyla kutlamayı düşündüğünü belirten Pamuk, ödülün tam da Fransa'da geçen Ermeni Soykırımı'nı inkara ceza verilmesi yasasıyla aynı güne gelmesi hatırlatıldığında ise, "Bunun üzerinde durmak istemiyorum. Ben Türkiye'nin AB sürecini destekliyorum" dedi.
13-10-2006 15:53:01 Av.Dilek Kuzulu Yüksel #
Eurovision'da Fransa'nın Ermenistan'a 12 puan vermesi gibi


Olmuyor işte, sevinemiyorum, içimden gelmiyor. Televizyonda bir kadın yazar canlı yayında "onu bandolarla karşılamamız, yollara dökülmemiz lazım" diyor. Yüzümde mahzun, müstehzi bir gülümseme, sevinemiyorum. Sevinememe hakkıma saygı duyulmasını istiyorum.

Keşke ağzım kulaklarıma varsaydı, içime sevinç hatta çocuksu bir gurur dolsaydı.

Keşke aklıma yazdıkları gelseydi. Romanlarının kahramanlarından birini hatırlasaydım. O kahraman olsa bu haberin karşısında şimdi ne yapardı diye düşünseydim.

Keşke hafızamda romanlarından sakladığım sözleri olsaydı. Hiç değilse çıkarıp onları kullansaydım.

Heyhat! Hiçbiri olmuyor. Ben ki çok romanını okudum. Aklımda yer eden tek bir sözü var bir İsviçre dergisine geçen sene söylediği. " Kimse söylemezse ben söyleyeyim. Türkiye'de 30 bin Kürt öldürüldü, bir milyon da Ermeni"

Yok Orhan Pamuk'u "yerin dibine sokalım" kampanyası değil niyetim. Ne ağzımdan köpükler çıkarak arabasına yumurta atarım - ki vaktiyle öyle yapanlar onu en çok kahramanlaştıranlar, onu bu ödüle yaklaştıranlardır - ne de Türkiye'ye döndüğünde bandoyla karşılarım.

Ama sormadan da duramam Orhan Pamuk bu ödülü ne yazdığı için mi aldı, ne düşündüğü için mi?

Dahası Orhan Pamuk bu ödülü aldı mı, yoksa bu ödül ona verildi mi?

Fransa Ulusal Meclisi'nden çıkan "Ermeni soykırımı olmamıştır" demeyi cezalandıracak yasa tasarısının hemen ardından Pamuk'un ödüllendirilmesi acı bir tesadüf mü?

Orhan Pamuk "Türkiye'de 30 bin Kürt , bir milyon Ermeni öldürüldü" demek yerine Fransa'ya yaptığı gezilerin birinde "Türkiye'de soykırım olmamıştır" deseydi yine de Nobel alır mıydı? Yoksa o zaman düşünce suçu mu işlemiş olurdu?

O zaman da Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn evine gelip destek ziyareti yapar mıydı?

O zamanda Fransa Cumhurbaşkanı Chirac Pamuk'un aldığı ödülün ardından "memnunum" mesajı yayınlar mıydı?

Edebiyat, sanat, başarı yalan mıydı? Yoksa bu Fransa'nın Eurovision'da Ermenistan'a 12 puan vermesi gibi bir durum muydu?

Adam sen de , bu da sorulacak soru muydu?


Melike İlgün
13-10-2006 16:18:31 Av.Bahattin Yıldız #


SAYIN ARKADAŞLAR; Biliyorum bu sözden hoşlanmayacaksınız ama; LÜTFEN ACİL YARDIM:: Emrah neyden yanıt alamadım, genele yönlendirmem de sakınca yoktuır sanırım...
(Sayın Emrah;
İletinizi okudum. Nobel Ödülünün doğuşu hakkında bilgi vermişsiniz. Teşekkürler...)
Nobel Ödülleriyle ilgili (Ayrıksa koşulları Nobel Edebiyat Ödülüyle ilgili) katılma, ödül verme vs. gibi konularda tam olarak ilkeleri içeren metin(ler) lazım... Hatta uygun görürseniz foruma, uygun görmezseniz bana iletebilir misiniz ya da internette varsa linkini (türkçe) verebilir misiniz?... (google de arattırdım, bölük pörçük bilgiler vardı)
Oradaki koşullardan, ilkelerden hareketle bir yazı hazırlayacağım. Şimdiden teşekkür ederim.




™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.

♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.

Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.

Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi vd.

® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir.

‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.

📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.

This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.