İşçinin "Birim Değişikliği" Kaynaklı Sözleşme Fesih Hakkı
Merhabalar.
Bir bankanın bireysel emeklilik departmanında genel merkeze bağlı bir çalışan olarak görev almaktayım. Şirket bünyesinde uzun süredir değişik bir yapılanmaya gidilmekte. İşten tazminatı verilerek ayrılabilecek noktaya gelmiş çalışanlar bile uzun zamandır işten çıkarılmıyor ancak uzun süreler bu Araf durumda kalan bu kişiler psikolojik olarak yıprandıkça istifaları verip tazminattan vazgeçip çıkış yapıyorlar ve bu hemen onaylanıyor. Çok çirkin durumlar dahi yaşanıyor ama umursanmıyor tazminat vermeden işten çıkardıkları için. Bu içeride kalanlara büyük psikolojik baskı yapıyor. İçeride kalanlara da sürekli yeni iş yükleri geliyor. Örnek vermek gerekirse; günlük 1000 liralık bir müşteri kazanımı kotası varsa bunu 1500-2000 seviyesine çektiler. Bizler "Korona sürecinde biz mevcut kotaları bile yapamazken ekstra bir kota çıkarmak doğru değil. Kimse prim alamıyor artık." dedikçe yönetim "Prim alıp almamanız bizi ilgilendirmez, almayın" diyorlar. Normalde çalışanların %20'si prim alamıyor olsa bir yanlış var deyip müdahale eden koskoca şirketimiz şuan %95 oranında prim almaya dahi yaklaşmayan çalışan oranına karşı "bize ne?" tutumundalar. Her gün yeni birileri istifa ediyor ve bunu memnuniyetle karşılıyorlar. Gerekli süreyi tamamlamış imzalarını toplamış hak kazanan kişileri ise işten çıkarmıyorlar. Bizim hissettiğimiz çok ağır sistematik bir mobinge maruz kaldığımız yönünde. Her gün çıkıp işlerimiz çok iyi kornaya rağmen BES alanında öncü olduk çok iyiyiz tebrikler mesajı geliyor üst yönetimden ancak bizlere bunun yansıması tamamen tersi şekilde.
En son öğrendiğimiz kadarıyla bizim bölümü kaldırmayı planlıyorlarmış. O sebeple insanları bezdirerek işten çıkmaya zorlamayın seçiyorlar. Bir de taşerona verilme durumu konuşuluyor. Sürekli işimizi bugün mü kaybedeceğiz acaba psikolojisi ile işe başı yapıyoruz.
Bugün ise yeni bir gelişme oldu. Mevcut bölümümden bambaşka bir bölüme transfer edildim. 5-6 arkadaşla beraber. Transfer edildiğimiz yer Çağrı Merkezi. Biz işe başvururken de işe girerken de "KP" dediğimiz bölüme yani mevcut müşterilerle görüşerek fon yönetiminlerini yaptığımız bireysel danışman gibi bir rolde işe girmiştik. Şuan ise bambaşka ve alakası olmayan sadece telefonlara bakıp insan yönlendiren bir birime geçtik. Genel müdürlük çatısı altında bir birimde iken şuan bambaşka statüsü olmayan bir yerdeyiz. İş yükü çok daha fazla ve yorucu, prim sistemi olmayan ve belki de henüz bilmediğimiz hak kayıplarına da sebep olacak bir birim. Özellikle statü kaybı konusunda huzursuzuz. Bize neden seçildiğimizi "BES sertifikası olmayanları seçtik, performansı kötü olanları aldık" gibi bir açıklama yapıldı ancak transfer edilenlerin hepsi BES sertifikası olan hatta kıdemli ve uzmanlık seviyesinde kişiler. Performans konusuna gelirsek de çoğumuz aylardır "destek" ismi altında başka bölümlere gönderilip duruyoruz. Çok yıpratıcı bir 6 ay bir bölüme son 1 ay da başka bir bölüme gönderildim. 7 Ayım kendi birimimde bile geçmedi ancak nasıl olmuşsa performans değerlendirilmesi bile yapılmış. Bu salgın döneminde büyük başarı ile çalışmış olmamıza rağmen istifa ettirilmeye çalışıyoruz. Çoğu kişi borç altında ve işsizliğin tepede olduğu bu dönemde işten istifa ederek çıkmayı göze alamıyorlar ama aynı zamanda hiç kimse bu işe transfer edilmeyi kabullenemiyor. İşin içinde olanlar bilecektir arada devasa bir fark var ve en başta size bunu söyleseler "hayır ben o işi istemiyorum" diyeceğiniz bir iş ama işi kabul ederken sunulan birim sizin istediğiniz birim iken şuan sunulan bambaşka bir iş. Gerçekten şu dönemde zaten psikolojik olarak bunalmışken 1 yıldan fazladır süren ve kademeli olarak dozu artırılan bu tutuma karşı istediğimiz tek şey tazminatımızı alarak işten ayrılma hakkı.
İşe girerken imzaladığımız sözleşmede tek maddede o kadar geniş bir biçimde iş tanımı yapılmış ki yarın çaycısın deseler itiraz etme hakkımız yok. Bankacılık gibi alanlarda herkes zamanla tecrübe ve kıdem atladığı için kimse sözleşmenin böyle tek cümlelik "her zaman ve her yerde çalışmayı taahhüt ederim" anlamındaki maddenin böyle mobing içeren bir olayda karşımıza çıkarılacağını düşünmemişti zamanında.
Her geçen gün artan yük, azalan kazanç, düşen statü, psikolojik baskı ve tamamen şeffaflık dışı hareketlere karşı elimiz kolumuz bağlı kalmamak istiyoruz. Şuan gerçekten arkadaşlarından rica edip "sahte evlilik" ile işten ayrılma planını yapan insanlar var çünkü işten çıkınca aylarca işsiz kalacaklarını ve bireysel iflas noktasına geleceklerini biliyorlar. Bir bölümü lağvetmek ya da taşerona devredebilmek için bu şekilde hepimizi yıpratan bir süreç yaşatılmasını ahlaki bulmuyoruz. Bütün akşam görüntülü konferans ile 15 kişi toplanıp ne yapacağız diye düşünmekten yorulduk, erkek kadın herkes sinir ve stresten ağlıyor. Hazmedilir bir durum değil.
Sizlerden bu durum ile ilgili bir yol haritası öğrenmeye, neler yapılabilir duymaya geldim. Destekleriniz bizim için çok önemli. Herkese teşekkürler.
Bir bankanın bireysel emeklilik departmanında genel merkeze bağlı bir çalışan olarak görev almaktayım. Şirket bünyesinde uzun süredir değişik bir yapılanmaya gidilmekte. İşten tazminatı verilerek ayrılabilecek noktaya gelmiş çalışanlar bile uzun zamandır işten çıkarılmıyor ancak uzun süreler bu Araf durumda kalan bu kişiler psikolojik olarak yıprandıkça istifaları verip tazminattan vazgeçip çıkış yapıyorlar ve bu hemen onaylanıyor. Çok çirkin durumlar dahi yaşanıyor ama umursanmıyor tazminat vermeden işten çıkardıkları için. Bu içeride kalanlara büyük psikolojik baskı yapıyor. İçeride kalanlara da sürekli yeni iş yükleri geliyor. Örnek vermek gerekirse; günlük 1000 liralık bir müşteri kazanımı kotası varsa bunu 1500-2000 seviyesine çektiler. Bizler "Korona sürecinde biz mevcut kotaları bile yapamazken ekstra bir kota çıkarmak doğru değil. Kimse prim alamıyor artık." dedikçe yönetim "Prim alıp almamanız bizi ilgilendirmez, almayın" diyorlar. Normalde çalışanların %20'si prim alamıyor olsa bir yanlış var deyip müdahale eden koskoca şirketimiz şuan %95 oranında prim almaya dahi yaklaşmayan çalışan oranına karşı "bize ne?" tutumundalar. Her gün yeni birileri istifa ediyor ve bunu memnuniyetle karşılıyorlar. Gerekli süreyi tamamlamış imzalarını toplamış hak kazanan kişileri ise işten çıkarmıyorlar. Bizim hissettiğimiz çok ağır sistematik bir mobinge maruz kaldığımız yönünde. Her gün çıkıp işlerimiz çok iyi kornaya rağmen BES alanında öncü olduk çok iyiyiz tebrikler mesajı geliyor üst yönetimden ancak bizlere bunun yansıması tamamen tersi şekilde.
En son öğrendiğimiz kadarıyla bizim bölümü kaldırmayı planlıyorlarmış. O sebeple insanları bezdirerek işten çıkmaya zorlamayın seçiyorlar. Bir de taşerona verilme durumu konuşuluyor. Sürekli işimizi bugün mü kaybedeceğiz acaba psikolojisi ile işe başı yapıyoruz.
Bugün ise yeni bir gelişme oldu. Mevcut bölümümden bambaşka bir bölüme transfer edildim. 5-6 arkadaşla beraber. Transfer edildiğimiz yer Çağrı Merkezi. Biz işe başvururken de işe girerken de "KP" dediğimiz bölüme yani mevcut müşterilerle görüşerek fon yönetiminlerini yaptığımız bireysel danışman gibi bir rolde işe girmiştik. Şuan ise bambaşka ve alakası olmayan sadece telefonlara bakıp insan yönlendiren bir birime geçtik. Genel müdürlük çatısı altında bir birimde iken şuan bambaşka statüsü olmayan bir yerdeyiz. İş yükü çok daha fazla ve yorucu, prim sistemi olmayan ve belki de henüz bilmediğimiz hak kayıplarına da sebep olacak bir birim. Özellikle statü kaybı konusunda huzursuzuz. Bize neden seçildiğimizi "BES sertifikası olmayanları seçtik, performansı kötü olanları aldık" gibi bir açıklama yapıldı ancak transfer edilenlerin hepsi BES sertifikası olan hatta kıdemli ve uzmanlık seviyesinde kişiler. Performans konusuna gelirsek de çoğumuz aylardır "destek" ismi altında başka bölümlere gönderilip duruyoruz. Çok yıpratıcı bir 6 ay bir bölüme son 1 ay da başka bir bölüme gönderildim. 7 Ayım kendi birimimde bile geçmedi ancak nasıl olmuşsa performans değerlendirilmesi bile yapılmış. Bu salgın döneminde büyük başarı ile çalışmış olmamıza rağmen istifa ettirilmeye çalışıyoruz. Çoğu kişi borç altında ve işsizliğin tepede olduğu bu dönemde işten istifa ederek çıkmayı göze alamıyorlar ama aynı zamanda hiç kimse bu işe transfer edilmeyi kabullenemiyor. İşin içinde olanlar bilecektir arada devasa bir fark var ve en başta size bunu söyleseler "hayır ben o işi istemiyorum" diyeceğiniz bir iş ama işi kabul ederken sunulan birim sizin istediğiniz birim iken şuan sunulan bambaşka bir iş. Gerçekten şu dönemde zaten psikolojik olarak bunalmışken 1 yıldan fazladır süren ve kademeli olarak dozu artırılan bu tutuma karşı istediğimiz tek şey tazminatımızı alarak işten ayrılma hakkı.
İşe girerken imzaladığımız sözleşmede tek maddede o kadar geniş bir biçimde iş tanımı yapılmış ki yarın çaycısın deseler itiraz etme hakkımız yok. Bankacılık gibi alanlarda herkes zamanla tecrübe ve kıdem atladığı için kimse sözleşmenin böyle tek cümlelik "her zaman ve her yerde çalışmayı taahhüt ederim" anlamındaki maddenin böyle mobing içeren bir olayda karşımıza çıkarılacağını düşünmemişti zamanında.
Her geçen gün artan yük, azalan kazanç, düşen statü, psikolojik baskı ve tamamen şeffaflık dışı hareketlere karşı elimiz kolumuz bağlı kalmamak istiyoruz. Şuan gerçekten arkadaşlarından rica edip "sahte evlilik" ile işten ayrılma planını yapan insanlar var çünkü işten çıkınca aylarca işsiz kalacaklarını ve bireysel iflas noktasına geleceklerini biliyorlar. Bir bölümü lağvetmek ya da taşerona devredebilmek için bu şekilde hepimizi yıpratan bir süreç yaşatılmasını ahlaki bulmuyoruz. Bütün akşam görüntülü konferans ile 15 kişi toplanıp ne yapacağız diye düşünmekten yorulduk, erkek kadın herkes sinir ve stresten ağlıyor. Hazmedilir bir durum değil.
Sizlerden bu durum ile ilgili bir yol haritası öğrenmeye, neler yapılabilir duymaya geldim. Destekleriniz bizim için çok önemli. Herkese teşekkürler.