Hukuki alacağın tahsili amacıyla yağma ve tehdit
2016 yılının 10. ayında adi sözleşme ile daire satışı yapılan A şahsı peşinat olarak 70 bin TL veriyor ama hemen akabinde 23 bin TL sini geri alıyor. Dolayısıyla 47 bin tl vermiş oluyor. Sözleşmedeki toplam satış bedeli ise 210 bin lira. Satış sözleşmesine göre daire 2017 yılının 12. ayında teslim edilmesi gerekiyor. Ancak arsa sahiplerinden bazılarının açtığı davalardan dolayı inşaat ruhsatı 2019 yılı Mart ayında ancak alınabiliyor. A şahsı 2020 yılı ortalarından itibaren farklı günlerde defalarca şirket yetkilisi B şahsını bürosuna gelerek dairenin tapusunun kendisine verilmesini istiyor ve B şahsını dolandırıcılıkla suçluyor. A şahsı bir keresinde de kendi tanıdığı C şahsını da B şahsının bürosuna getirerek B şahsına silah çekiyor. Bu olaylar yaşanırken B şahsı bürosunda yalnız olduğu için tehditlerin şahidi yok. Daireyi satan B şahsı ise 2016 yılından bugüne maliyetlerin çok arttığını söyleyip aynı fiyata olamayacağını ve toplam daire satış fiyatının bir miktar artması şartı ile ancak tapunun verilebileceğini söylüyor. Eğer bunu kabul etmezse B şahsından almış olduğu 47 bin TL para yerine parayı almış olduğu günün dolar kurunu baz alarak A şahsına parasını dolar üzerinden geri ödeyebileceğini söylüyor, ancak A şahsı her iki öneriyi de kabul etmiyor. A şahsı başka bir mühitte tamamlanmış bir dairenin bir ay içerisinde kendisi için satın alınmasını dayatıyor. Belirtiği mühitte istediği daire ise 250 bin lira civarında. Dairenin alınmaması ihtimalini öne sürerek 500 bin TL lik ayrıca bir teminat senedi istiyor. Tehditler sonucunda korkan ve yıldırılan B şahsı, A şahsının istediği daireyi bir ay içinde alacağını belirten tutanağı ve 500 bin TL lik teminat senedini imzalıyor ve yediemin olarak D şahsına teslim ediyor. O esnada orda olmayan A şahsı D şahsından tutanağın ve senedin imzalanması anının video kaydını çekerek kendisine göndermesini istiyor. B şahsı bu durumu dilekçe ile karakola şikayet ediyor. A şahsı hiçbir şekilde tehdit olmadığını ve B şahsı ile anlaşarak senedi aldığını söylerek tehdit suçlamasını kabul etmiyor. Ayrıca senedin imzalanmasının video kaydını da tehdit olmadığına kanıt olarak dosyaya koyuyor. Cumhuriyet savcısı tehdite dair yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya gerek görmüyor. Bu olayda tehdit ve yağma edilen B şahsı benim amcam olmaktadır. Amcamı tehdit eden A şahsı ise belediye meclis üyesi. Bu olayda mağdur olan tarafın haklılığı nasıl ispat edilebilir? Şahsen bu haksızlığın giderilmesi için sonuna kadar mücadele etmek niyetindeyim. Hakkaniyetten yana olan herkese şimdiden teşekkür ederim.