Evet gerçekten de tasarı felaket... Özetini ekliyorum... Bakmayın böyle sanki avukatların ve hukukun iyiliğini düşünüyormuş gibi yapılan özete... Güzel paketlenmiş... Birkaç rüşvet ama asıl amaç baroları bölmek ve sulandırmak...
Tasarı metnini birazdan eklerim..
Önergenin Özeti
27 / 3 2 / 2999 30/06/2020 Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
Teklif ile, kamu hizmeti niteliğinde serbest bir meslek olan avukatlık mesleğinin daha iyi bir şekilde icra edilebilmesi amacıyla Avukatlık Kanununda ve bazı kanunlarda değişiklikler yapılması ve bu değişiklikler ile kurumsal yapı ve meslekte karşılaşılan bazı sorunlara çözüm bulunması, avukatlık hukukuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesinde yaşanan gecikmelerin ortadan kaldırılması ile baro hizmetlerinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi, avukat sayısı beş binden fazla olan barolarda iki bin avukatın yazılı başvurusu üzerine o ilde yeni bir baro kurulabilmesi, aynı ilde birden fazla baronun kurulması halinde avukatların katılımı ile verilen hizmetlerin baroların eşit ve dönüşümlü temsiline göre yürütülmesi, tüm baroların genel kurul seçimlerinin son rakamı çift olan yıllarda olmak şartıyla iki yılda bir ekim ayının ilk haftasında yapılması, Birlik genel kurulu seçiminin ise iki yılda bir baro seçimlerinden sonra ve aralık ayı içinde yapılması, levhaya kayıtlı her beş bin üye için bir delegenin seçileceği bir sistem getirilmesi, avukatların Birlik tarafından şekli belirlenen cübbeyle mahkemelere çıkması ve kılık kıyafet konusunda başka bir zorunluluk getirilememesi, avukatlık mesleğine yeni başlayan avukatların mali yükünün azaltılması amacıyla avukatlık mesleğinin ilk beş yılında baro keseneğinin yarı oranda alınması öngörülmektedir.
- - - Güncellendi - - -
Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi tam metni :
https://www2.tbmm.gov.tr/d27/2/2-2999.pdf
- - - Güncellendi - - -
Alıntı:
tahriperi rumuzlu üyeden alıntı
Evet gerçekten de demiş. İşte basın açıklaması:
Tüm baroların ve Barolar Birliğinin karşı olduğu çoklu baro sistemine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemince hazırlanan teklifin TBMM’ye sunulması üzerine İstanbul Barosu Avukatları 30 Haziran 2020 Salı günü saat 12.30’da Başkan Av. Mehmet Durakoğlu’nun çağrısı üzerine Çağlayan’da İstanbul Adalet Sarayının karşısındaki alanda bir araya geldiler.Katılımcılar alana sığmadı, adliyenin giriş salonu ise tıklım tıklımdı.
Alanda konuşan İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu, “Bugünün tarihini yazın bir kenara. Bugün 30 Haziran 2020. Çoklu baro sistemine ilişkin teklifin parlamentoya sunulduğu gündür. Bu bir FETÖ projesidir. Buradan yasa yapma gücünü silah olarak kullananları uyarıyoruz” dedi.
Yapılan toplantının politik olmadığını, bütün görüşlerin ortak haykırışı olduğunu belirten Durakoğlu, ortak inanç ve ortak dille Ankara’ya bir mesaj, bir haykırış, bir kararlılık ulaştırmaya çalıştıklarını söyledi.80 baro başkanı bir araya gelip iki kez bildiri yayınladıklarını, bu teklifin geri çekilmesi konusunda çağrıda bulunduklarını, ancak geri adım atmadıklarını belirten Mehmet Durakoğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:
Çoklu baroya bizim ihtiyacımız yok. Avukatlar ve Barolar olarak bizim sorunlarımız başka.
- Adliye yerleşkelerinde sorunlar var,
- stajyer avukatların sorunları var,
- genç meslektaşların ekonomik sorunları var,
- dava dosyalarına ulaşamama sorunumuz var,
- kısıtlanan savunma hakkı sorunumuz var,
- duruşmadan atılan, savunma hakkının kısıtlandığı avukatlar sorunu var,
- Kimi avukatlar açlık grevinde,
- kimi avukatlar ölüm orucunda. Yaşamlarını değil avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar.
- Adil yargılanma istiyor avukatlar.
- İstanbul’da iki yılda avukat sayısı 10 bin arttı, bunu biz yapmadık.
- 14 Bin hâkim alındı dört gün içinde. Çocuk hâkimler dönemi başlattınız.
gelin bunları konuşalım dedik...
Bizim yasamızın 76 ve 95. Maddesi hukukun üstünlüğünü gözetmek ve insan haklarına sahip çıkmak görevi veriyor. Biz insan haklarına sahip çıkmak hukukun üstünlüğü mücadelesini yapmak zorundayız.
Avukat olmazsa, onun örgütlü gücü barolar olmazsa eğer, şiddete uğrayan kadın korunamaz. Kadın cinayetleri önlenemez. Biz onun için kadını koruyan İstanbul Sözleşmesini savunmak zorundayız.
Avukatlar olmazsa, işkence önlenemez, insan hakları için mücadele edenler kalmaz, çevre katliamları yeşil bırakmaz. Üç kuruş için gece yarıları sorgulara gidiyoruz biz, ne çektiğimizi biz biliriz.
Onun için avukatlar susmaz, susamaz.
Yasamızda bunları değiştirelim, gelin konuşalım dedik.
2010 referandumunda yargıyı FETÖ’ye teslim ediyorsunuz, yapmayın dedik, uyardık, ‘FETÖ diyemezsin o bizim muhterem Hoca Efendimizdir’ dediler.
‘Balyoz davalarında, Ergenekon davalarında hukuksuzluklar yapıyorsunuz’ dedik, bu davaları bastık, o çadır tiyatrosunu bastık, yargılandık, berat ettik. Şimdi bizi yargılayan o hâkimlerin bir kısmı içerde, bir kısmı da yurt dışına kaçtı.
Biz avukatız, eğilmeyiz, biat etmeyiz, sinmeyiz.
Çoklu baro teklifi bugün TBMM’ye sunuldu. Bu tarihi bir yere yazın 30 Haziran 2020. Bu bir FETÖ projesidir. 2009’da Devlet denetleme Raporuna giren projedir bu.
Yürüyüş hakkında ayrıntılı bilgi veren Durakoğlu şöyle devam etti: Bildiğiniz gibi kendi kentlerinden yola çıkan ve Ankara’ya hareket eden avukatların yolu Ankara’ya 20 kilometre kala Eskişehir Yolu üzerinde polis tarafından kesildi. Baro başkanları Ankara’ya giremedi. Kanunsuz bir emirle durdurulduk, bir baro başkanı arkadaşımız da tartaklandı. Karşımızda kalkanlar var, engeller var. 28 saat boyunca önce yakıcı bir güneş sonrasında yağmur altında, çamurlar içinde gelen şemsiyelerin, yağmurlukların alana sokulmadığı, sandalyelere izin verilmediği, battaniyelere el konulduğu, bir çay içmenin bile esirgendiği 28 saati yaşadık. İhtiyaç giderebildiğimiz bir Cafe’ye sosyal mesafeye uymadı diye 12 bin lira ceza kestiler. Yoldan geçerken korna çalan insanlara ceza kestiler, gece saat 2.30’da maske takmadı diye bir meslektaşımıza ceza yazdılar. Bir kanunsuz emirden, zulümden söz ediyorum. Kendilerine şunu söyledik: Biz avukatız ve Baro Başkanlarıyız. Biz buradan geri dönemeyiz, üç ay mı olur, beş ay mı olur, sekiz ay mı olur, biz buradan dönemeyiz, dönersek meslektaşlarımızın yüzüne bakamayız. 28 saat sonra engelleri kaldırdılar. Neden biliyor musunuz? Onlara dedik ki, eğer saat 14.00’de kadar bu engeli kaldırmazsanız, Türkiye’nin her tarafından avukatları buraya davet eder miting yaparız dedik. Bir süre sonra engelleri kaldırdılar, yolu açtılar. Demokrasiye olan inancımızı daima dik tutacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisine daima saygı göstereceğiz, ama yasa yapma gücünü silah olarak kullanmaya çalışanlara her platformda karşı çıkacağız. Çünkü biz avukatız, hukuku savunuruz.
Demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Bu ülkenin avukatları olarak Meclise sunulan teklifin evrensel hukuk kurallarına, anayasaya, üniter devlet yapısına aykırı olduğunu kanıtlayacağız, çünkü biz avukatız.12 Eylül darbecileri İstanbul Barosuna bunların yaptıklarının daha kötüsünü yapmıştı. Baroyu basmış, dosyalarını götürmüş ve kapısını da mühürlemişlerdi. Baroyu yok ettik zannettiler. O mühürleri kırdı bu avukatlar. Ama Barış Derneği Davasında tutuklu yargılanan başkanımız Av. Orhan Apaydını şehit verdik. O günden bu yana O’nu hep bir adalet ikonu olarak başımızın üzerinde taşıdık. Bu mücadele sonrası avukatların kodu değişti.
Eğer avukatlar hukuk mücadelesinde sinerlerse kendilerini Orhan Apaydına borçlu hissederler. Borçlu kalmamak için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz ve bu mücadeleyi kazanacağız.İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu’nun konuşmasından sonra alanda toplananlar sessizce dağıldı.
Toplantıya, çeşitli avukat grupları, platformları, inisiyatifleri, dernekleri, İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu üyesi İstanbul Tabip Odası, Eczacılar Odası, Veterinerler Odası, TMMOB, Diş Hekimleri Odası ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası katıldı.