Cevap: WhatsApp ekran görüntüsü ile şikayet edildim.
Durum hafife alınır bir durum değil, ciddi. 6352 sayılı Kanunla birçok kişi , “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Örgüt üyeliğinden dolayı verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilebilir.” hükmü nedeniyle ceza almıştır.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 07.01.2013 tarihli, 2012/11870 E. ve 2013/3 sayılı kararında, "Sanıkların örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiklerine ilişkin iletişim tespit tutanakları ve diğer somut kanıtların neler olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, yazılı biçimde mahkümiyetlerine karar verilmesi… bozmayı gerektirmiştir" demekteyse de son zamanlarda mahkemelerden mahkumiyet kararları çıkmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 14.11.2017 tarihli Işıkırık v. Türkiye ve 10.07.2018 tarihli İmret v. Türkiye kararlarında; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinin 6. ve 7 fıkralarının öngörülebilir olmadığından bahisle, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin “Toplantı ve Dernek Kurma Hürriyeti” başlıklı 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) 1 Kasım 2010 tarihli raporunda; TCK m.220/6 ve m.220/7'de yer alan “örgüt adına suç işlemek” ile “bilerek ve isteyerek yardım etmek” ibarelerinin çok muğlak olduğuna, hükümlerin, bireyin bu maddeleri dikkate alarak hareketlerini nasıl düzenleyeceğine veya sınırlama getireceğine dair hiçbir açıklık içermediğine, net ve öngörülebilir olmadığına, dolayısıyla keyfi uygulamalara yol açtığına dikkat çekmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; Ceza Kanunu m.220/6 ve m.220/7'nin lafzı itibariyle temel bir farklılık göstermediğini, bu fıkraların, savcılık makamının örgüte üyeliğin maddi unsurlarını kanıtlamasını zorunlu kılmadan, yalnızca “örgüt adına'” hareket edildiğinin veya örgüte “bilerek ve isteyerek yardım edilmesinin” kanıtlanması suretiyle örgüte üyelik suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmasını mümkün kıldığını belirtmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde; bu maddelerin kapsamı sınırlandırılmadığı sürece, geniş yorumlanmaya müsait olup, tatbikatta sanığın aleyhine uygulanabilme riski taşımaktadır. Mahkemeye göre; üyesi olmadığı suç örgütü adına suç işleme suçu ile örgüte yardım etme suçunu düzenleyen maddeler, bu suçların nasıl gerçekleştirileceğine dair somut ve net ölçütler içermeli, yani öngörülebilir olmalıdır.
TCK 220/6-7 kapsamında “yardım” kavramının keyfiliği ve muğlaklığı ortadan kaldıracak şekilde somutlaştırılması gerekmektedir. Öyle ki, Yargıtay 6. Ceza Dairesi 07.01.2013 gün, 2012/11870 E. ve 2013/3 sayılı kararında, “Sanıkların örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiklerine ilişkin iletişim tespit tutanakları ve diğer somut kanıtların neler olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, yazılı biçimde mahkumiyetlerine karar verilmesi, …” bozmayı gerektirmiştir.
Hukuki eksiklerinin yanısıra madde uygulamada pek çok sorunlara yol açmıştır. Ve uygulamada; örgüte üye olmak ile üye olmadığı örgüte yardım etmek veya üyesi olmadığı örgüt adına suç işleme fiilleri arasında fark kalmamakta, hatta yardım etme fiilini gerçekleştiren kişinin üye olmaktan yargılanan kişiye göre, üye gibi cezalandırılmasının daha kolay olduğu görülmektedir.