Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Açacağınız tazminat talepli davanızda , işe iade davanızı kaybetmiş olmanızın hiç bir etkisi olmayacağından, tazminatsız çıkış sebeplerinin mevcudiyeti aranır. İşveren haklı sebeplerini ıspatlayamazsa tazminatlarınızı almaya hak kazanabilirsiniz.
Tazminat davanızı açmadan önce de arabulucuya başvurmanız gerekir.
Sorduğunuz şekliyle yanıt arıyorsanız özellikle;
açtığınız dava için duruşmaya giderken yolun sağındaki veya solundaki kaldırımdan yürüyerek gitmenizin, tazminat davasının sonucuna ne kadar etkisi olursa, işe iade davası kararının da tazminat davanızın sonucuna etkisi o kadar olabilir.
Bence davayı açmadan önce işverenle tekrar görüşün, belki dava açılmadan ödemek isterler belli mi olur.
Erdoğan bey cevabınız için teşekkür ederim öncelikle,
Şuan işe iade davam devam ediyor fakat 2. Celse sonucunda kazanamayacağıma dair bir düşünceye kapıldım. Kaybettiğim taktirde tazminat davası açmayı düşünüyorum fakat tazminat davasını da kaybedip vekalet ücreti ve dava masrafı ödeyecek maddi durumum yok maalesef eğer kesin kazanacaksam açmak istiyorum.
İstinaf mahkemesinin işe iade kararlarında hakim " yapılan fesih işlemi haklı neden ağırlığında olmasa da geçerli nedenle fesihtir" diye bir ibare düşüyor genelde , bu ibarenin daha sonra açılacak tazminat davasında kesin bir hükmü varmıdır? Örnek olarak: tazminat davası açsam yerel mahkeme fesih haklı sebeple yapılmıştır derse istinafa gittiğimde orada da haklı nedenle fesih diyebilir mi daha önce açtığım işe iade davasında istinafın verdiği "haklı nedenle fesih değil geçerli nedenle fesihtir" hükmünün bir önemi yok mu ?
Aşağıda ki örnek Yargıtay kararına göre bu soruları soruyorum , kararı belki ben yanlış yorumluyorum fakat benim anladığım işe iade davasında haklı nedenle değil geçerli nedenle fesihtir içeriğinde istinaf kararı varsa , tazminat davasını işçi kesin kazanıyor.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu fesih ile ilgili olarak, davacının daha önce açtığı işe iade davasında verilen … 15. İş Mahkemesi’nin 02/04/2015 tarihli ve 2013/498 esas, 2015/404 karar sayılı kararında, işverenin iş sözleşmesini feshinin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar, davalı işverence temyiz edilmemiş, davacı temyizi üzerine Yargıtayca onanmıştır.
Kesinleşen işe iade davasında, tesis edilen gerekçede, feshin haklı değil, geçerli sebebe dayandığı kabul edilmiştir. Kesinleşen işe iade davalarında gerekçe, hükme sıkı sıkıya bağlı olduğundan, maddi anlamda kesinlik kapsamındadır. Bu kesinlik alacak davası için bağlayıcıdır ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/12/2014 tarihli ve 2014/2169 esas, 2014/1009 karar sayılı ilamı). Geçerli sebeple fesih hallerinde ise, işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü vardır. Anılan sebeplerle, davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığı kabul edilerek, bilirkişi raporundaki hesaplama denetlendikten sonra hüküm tesis edilmelidir. Kesinleşen işe iade davasındaki bağlayıcı gerekçenin gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.