Ben avukat değilim ancak bilirkişilik konusunda öncelikle bilmemiz gereken şudur diye düşünüyorum.
Sosyal ilişkiler içinde karşılaştığı hukuki uyuşmazlıkları çözmekle görevli yargı makamlarının ve özellikle hakimin, sosyal ilişkilerin çok yönlülüğü ve karmaşıklığı ölçüsünde, "mimar", "mühendis", "doktor", "mali müşavir", "jeolog", "grafolog", "kimyager" gibi farklı alanlarda uzmanlık sahibi kişilerin bilgisine ihtiyaç duyması kaçınılmazdır. Uzmanlık alanlarının her geçen gün daha bir geliştiği ve derinleştiği günümüz dünyasında, hakimin sağlıklı bir yargılama için bu uzman kişilerin yardımına olan ihtiyacı daha şiddetle kendini hissettirmektedir.
Bilirkişilik kurumu, yargılama usulüne ilişkin kanunlarımızda düzenlenmiş bir konudur. Bilirkişi, yargılama prosedürü içinde hakimin ihtiyaç duyduğunda başvurduğu bir yardımcısı ve bir yargılama sujesi olarak değerlendirilmiştir. Nitekim bir Yargıtay kararında bilirkişinin görevi hakime yardımcı olmaktır denilmektedir.
Fonksiyonel açıdan hakimin yardımcısı olan bilirkişi ve açıkladığı görüşü usul hukuku bakımından ve niteliği yönünden takdiri deliller arasında sayılan bir delildir. Deliller, davanın dayanağı olan maddi vakıaların ispatına yarayan araçlardır. Deliller yardımıyla maddi vakıalar, açık ve net olarak tanımlanmalı, belirlenmeli ve nitelendirilmeli ki, ondan sonra hangi hukuk kuralının o vakıayı çözmek üzere uygulanacağına karar verilebilsin. İşte hakimin hukuki bilgi ve tecrübesini aşan, özel ve teknik bilgi ile ancak çözümlenebilecek nitelikte bulunan hukuki uyuşmazlıklarda hakimler bu alanda uzman bilirkişilerin görüşlerine ihtiyaç duyarlar.
Usul kanunlarımıza göre (HUMK.m.275, CMUK.m.66), mahkemeler, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişiye başvururlar. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.
Bilirkişi böyle tanımlandıktan sonra olması gereken niteliklerine de baktığımız da kanunlarda açıkça belirtilen üç temel karşımıza çıkmaktadır.
A. Uzmanlık (İhtisas) ve Yeterlilik (Ehliyet)
B. Tarafsızlık
C. Dürüstlük
Bu kavramların neler olduğunu uzun uzun anlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü son derece açık.
Demekki bilirkişi olabilmek için en önemli şart 'ilgili konuda' uzman olunması ve yeterliliğin bulunmasıdır. Buradan hareketle kendi ilgi alanınız her neyse o konunun bağlı bulunduğu meslek odasından kendinizle ilgili şartları öğrenmenizde yarar var diye düşünüyorum. Örneğin size yol gösterici olması açısından 5 Mayıs 2005 tarihli ve 25806 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren TMMOB BİLİRKİŞİLİK YÖNETMELİĞİ 'nin ilgili maddesini yazıyorum. Her odanın da buna benzer yönetmeliği olduğunu unutmayarak başvurunuzu bu yönde yapmanız lazım gerekir diye değerlendiriyorum.
Madde 5 - Bilirkişilerin;
a) T.C. Vatandaşı,
b) Medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip,
c) TMMOB'ne bağlı Odalara üye,
d) En az iki yıl mesleki deneyime sahip,
e) Disiplin cezası almamış,
f) Basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, emniyeti suistimal ve hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma suçundan hüküm giymemiş,
g) Odalarca düzenlenen Bilirkişi Meslek İçi Eğitim Seminerini başarıyla tamamlayarak Bilirkişi Yetki Belgesi almış, olması gerekir.
Odalar, bu koşulları taşıyan bilirkişilerin listesini hazırlayarak TMMOB'ne gönderir ve TMMOB bu listeleri başvurularda kullanmak üzere dosyalar. Listelerin bir örneği her yıl Aralık ayı içerisinde Valiliklere, talep halinde kamu kurum ve kuruluşları ile mahkemelere gönderilir.