Bilişim Suçu Yoluyla Özel Hayatın Gizliliğini İhlal
Saygıdeğer hukukçular ve ilgililer,
Başıma gelen bir olay ile ilgili incelemeler yaptım ancak yeterli bir açıklama bulamadım.
Bir arkadaşım şüphelerine dayanarak benim whatsapp konuşmalarını ve bilgisayarında bulunan bilgileri ele geçirdiğimi iddia ederek hakkımda Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Konu hakkında benim ile irtibata geçerek bana kızgınlığını dile getirdi. Ben kendisine böyle bir durum olmadığını, ortada herhangi bir bilgi olmadığı halde neden böyle bir duruma girdiğini sorduğumda ulaştığım sonuç kendi çıkarları için bu durumu kullanma arzusu olduğunu anladım.
Benim herhangi bir suç işlemediğimi düşünmem sebebiyle herhangi bir savunma girişiminde bulunmadım ve bu şikayet ettiğini bildirmesinin üzerinden yaklaşık 6 ay kadar sonra ve yaklaşık 2 sene önce Savcılık delil üretmek için telefon ve bilgisayar sabit diskime polis aracılığı ile el koydu. Eve gelen polislere kendi rızam ile şifresiz olarak teslim ettim ve bulamayacakları halde dışarıda olan telefonumu da kendi rızam ile getirdim. Tabi ki aksi delil karartma niyetine girerdi ancak kötü niyeti tespit etmek zor olduğu düşünülürse telefonumu kaybettim deyip suya atabilir, bilgisayarımın sabit diski bozuldu deyip değiştirebilirdim de. Ancak yeterli süre ve imkanım olmasına rağmen böyle bir girişimim olmadı, düşünmedim, çünkü suç unsuru içermediğini biliyordum.
Bu veriler ışığında 1-1,5 sene sonra siber suçlar'dan tarafım aranmış ve ifade için polis merkezine gitmem istenmiştir. Giderek gerekli soruları cevapladım ve ifademi yazılı olarak verdim. Burada yapılan görüşmede sabit disk ve telefonumu almak istediğimi dile getirdim. İlgili uzmanlar herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını, dilersem savcılık kanalı ile alabileceğimi şifaen belirttiler. Bu durum benim iddiamı desteklemekte olduğu için içimi rahatlattı. Bu şartlar altında ben takipsizlik kararı beklerken, konu ile ilgili tanık! olması sebebiyle mi bilemiyorum hakkımda iddianame düzenlenmiş ve mahkemeye intikal ettirilmiştir.
İddianame şu şekildedir:
SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 132/1-1.Cümle, 134/1, 132/1-2.Cümle,43/1, 44/1, 53/1
Yukarıda açık kimlik bilgileri ve atılı suçu yazılı olan şüpheli ve müştekinin ortak arkadaş grubuna sahip olmaları sebebiyle tanışıyor oldukları, aralarında herhangi özel ve gönül ilişkisi olmadığı, şüphelinin 2015 yılı Nisan ayı içerisinde müştekinin bilgisayarına format atmak için müştekinin evine geldiği, şüphelinin gelirken yanında şahsi bilgisayarını da getirdiği, şüphelinin müştekinin bilgisayarına format attığı sırada müştekinin kendisine ait olan HTCOne X-Plus marka ve model telefonunu şüphelinin yanında bırakarak başka odalara gittiği, bu esnada şüphelinin müştekiye ait telefonun whatsapp uygulamasına girerek, whatsapp web özelliğini kullanarak kendi şahsi bilgisayarı ile eşleştirme yaptığı ve bu sayede müştekinin whatsapp uygulaması üzerinden gerçekleştirdiği konuşma ve mesajlaşma içeriklerine erişim sağladığı,
Şüphelinin alınan savunmasında özetle, müştekinin telefonundaki whatsapp uygulaması ile kendi bilgisayarı arasında herhangi bir eşleşme yapmadığı, müştekinin whatsapp görüşmelerinden öğrendiğini iddia ettiği bilgilerin kendisine müşteki tarafından anlatıldığını suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği,
Bilgi sahibi ifadelerine başvurulan A ve B'nin alınan beyanlarında; müşteki ile beraber oturdukları esnada şüphelinin yanlarına geldiğini ve whatsapp'ınızı hackledim diyerek şaka yaptığını ve ayrıca kendi aralarında sadece whatsapp üzerinden yaptıkları konuşmalara şüphelinin vakıf olduğunu fark ettiklerini beyan ettikleri
Bilgi sahibi olarak ifadesine başvurulan C ise beyanında, şüphelinin müştekiyi telefon ile aradığını, ortamın sessiz olması nedeniyle şüpheli ve müşteki arasında geçen konuşmayı duyduğunu ve şüphelinin müştekiye whatsapp eşleme işlemini yaptığını söylediğini duyduğunu beyan ettiği;
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı haberleşmenin gizliliğini ihlal etme ve özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçunu Nisan ve Mayıs aylarında birden çok kez işlediği ve şüpheli hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmakla,
Delillerin takdiri ve değerlendirmesi mahkemenize ait olmak üzere, şüphelinin yargılamasının mahkemenizce yapılarak üzerine atılı suçların sübutu halinde; eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi kamu adına TALEP VE İDDİA olunur.
A Kişisinin ifadesi şu şekildedir:
B kişisinin ifadesini bilmiyorum ama aşağı yukarı aynı şeyleri söylemiş olmalı. C kişisinin ifadesi ise iddianame içeriğindeki gibidir. 4. bir tanık D kişisi ise benim haklı olduğumu düşünmekte ve olaylara yakından tanıklık eden ve iddia makamının söylediklerini doğrulamayan bir savcılık ifadesi vermiş, mahkeme ifadesi için kendisine henüz tebligat ulaşmamıştır.
Bunun ile beraber mahkeme başka bir şehirde yaşamam sebebiyle talimat ile ifademi almak üzere bana da tebliğ çıkartmış ama henüz tarafıma ulaşmamıştır.
Bu veriler ışığında şikayetçi arkadaşımızın herhangi bir bilgisi, belgesi, özel bir durumu üçüncü kişiler tarafından duyulup dile getirilmiş değildir. Kendisine bunu sordum ve eğer böyle birisi var ise yüzleşmeye hazır olduğumu ifade ettim. Ancak böyle bir şey olmadığını kendi şüpheleri olduğunu söyledi. Bunları tarafıma aktardığında aslında benim orada bulunduğumu unuttuğu yada kasıtlı olarak unutmuş gibi yaparak konuyu bu aşamaya getirdiğini anlamaktayım. Çünkü kendisi bu vesile ile en azından 3-4 sene daha bu ilçeden tayin olamayacakken güvenlik altında olmadığını iddia ederek tayine gerekçe göstermiş ve tayin olmuştur. Diğer arkadaşların ifade ettiği başka yerden öğrenilmemesi mümkün olmayan bilgilerin ne olduğu açık değildir. Ancak bu küçük 1000 nüfuslu bir ilçe olması sebebiyle en ufak bir bilgi dahi anında dilden dile yayılmaktadır. Bizzat dairede yaşadığım bir olayı daha mesai bitmeden kahvede oturan gençlerden duyduğum çok kereler benzer durumlarla karşılaşıldığı alenidir.
Kendisi ele geçirildiği iddia ettiği bilgilerden ötürü herhangi bir zarar uğramamıştır. Bilgilerini çalma niyetinde olan birisinin kendisine aradan geçen 1 sene süre içerisinde bir zarar vermek yada fayda sağlamak için kullanılması gerektiği düşünülürse, bu bilgilerin tarafımdan sahip olunmadığı ortadadır. Aksi, günlük hayatın olağan akışına aykırıdır. Hali hazırda benim bir bilgisayar yada whatsappı hackleyecek bir bilgi yada birikimim bulunmaması da iddiaları dayanaksız hale getirmektedir.
Bu veriler ışığında yorum ve önerilerinizi bekliyorum. Kafama takılanlar:
1- Neden iddianame düzenlenmiş takipsizlik verilmemiştir?
2- Herhangi bir avukat tutma girişimim olmadı, suçsuz olduğumu düşünüyorum. Bu doğru bir karar mıdır? önerileriniz nedir?
3- Yalnızca tanık ifadesi ile böyle bir suç ile ceza verilemeyeceğine dair yargıtay kararları olduğunu duydum. Ama ulaşamadım. Emsal kararlar var ise paylaşabilir misiniz?
Saygılarımla
Başıma gelen bir olay ile ilgili incelemeler yaptım ancak yeterli bir açıklama bulamadım.
Bir arkadaşım şüphelerine dayanarak benim whatsapp konuşmalarını ve bilgisayarında bulunan bilgileri ele geçirdiğimi iddia ederek hakkımda Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Konu hakkında benim ile irtibata geçerek bana kızgınlığını dile getirdi. Ben kendisine böyle bir durum olmadığını, ortada herhangi bir bilgi olmadığı halde neden böyle bir duruma girdiğini sorduğumda ulaştığım sonuç kendi çıkarları için bu durumu kullanma arzusu olduğunu anladım.
Benim herhangi bir suç işlemediğimi düşünmem sebebiyle herhangi bir savunma girişiminde bulunmadım ve bu şikayet ettiğini bildirmesinin üzerinden yaklaşık 6 ay kadar sonra ve yaklaşık 2 sene önce Savcılık delil üretmek için telefon ve bilgisayar sabit diskime polis aracılığı ile el koydu. Eve gelen polislere kendi rızam ile şifresiz olarak teslim ettim ve bulamayacakları halde dışarıda olan telefonumu da kendi rızam ile getirdim. Tabi ki aksi delil karartma niyetine girerdi ancak kötü niyeti tespit etmek zor olduğu düşünülürse telefonumu kaybettim deyip suya atabilir, bilgisayarımın sabit diski bozuldu deyip değiştirebilirdim de. Ancak yeterli süre ve imkanım olmasına rağmen böyle bir girişimim olmadı, düşünmedim, çünkü suç unsuru içermediğini biliyordum.
Bu veriler ışığında 1-1,5 sene sonra siber suçlar'dan tarafım aranmış ve ifade için polis merkezine gitmem istenmiştir. Giderek gerekli soruları cevapladım ve ifademi yazılı olarak verdim. Burada yapılan görüşmede sabit disk ve telefonumu almak istediğimi dile getirdim. İlgili uzmanlar herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını, dilersem savcılık kanalı ile alabileceğimi şifaen belirttiler. Bu durum benim iddiamı desteklemekte olduğu için içimi rahatlattı. Bu şartlar altında ben takipsizlik kararı beklerken, konu ile ilgili tanık! olması sebebiyle mi bilemiyorum hakkımda iddianame düzenlenmiş ve mahkemeye intikal ettirilmiştir.
İddianame şu şekildedir:
SEVK MADDESİ : Türk Ceza Kanunu 132/1-1.Cümle, 134/1, 132/1-2.Cümle,43/1, 44/1, 53/1
Yukarıda açık kimlik bilgileri ve atılı suçu yazılı olan şüpheli ve müştekinin ortak arkadaş grubuna sahip olmaları sebebiyle tanışıyor oldukları, aralarında herhangi özel ve gönül ilişkisi olmadığı, şüphelinin 2015 yılı Nisan ayı içerisinde müştekinin bilgisayarına format atmak için müştekinin evine geldiği, şüphelinin gelirken yanında şahsi bilgisayarını da getirdiği, şüphelinin müştekinin bilgisayarına format attığı sırada müştekinin kendisine ait olan HTCOne X-Plus marka ve model telefonunu şüphelinin yanında bırakarak başka odalara gittiği, bu esnada şüphelinin müştekiye ait telefonun whatsapp uygulamasına girerek, whatsapp web özelliğini kullanarak kendi şahsi bilgisayarı ile eşleştirme yaptığı ve bu sayede müştekinin whatsapp uygulaması üzerinden gerçekleştirdiği konuşma ve mesajlaşma içeriklerine erişim sağladığı,
Şüphelinin alınan savunmasında özetle, müştekinin telefonundaki whatsapp uygulaması ile kendi bilgisayarı arasında herhangi bir eşleşme yapmadığı, müştekinin whatsapp görüşmelerinden öğrendiğini iddia ettiği bilgilerin kendisine müşteki tarafından anlatıldığını suçlamaları kabul etmediğini beyan ettiği,
Bilgi sahibi ifadelerine başvurulan A ve B'nin alınan beyanlarında; müşteki ile beraber oturdukları esnada şüphelinin yanlarına geldiğini ve whatsapp'ınızı hackledim diyerek şaka yaptığını ve ayrıca kendi aralarında sadece whatsapp üzerinden yaptıkları konuşmalara şüphelinin vakıf olduğunu fark ettiklerini beyan ettikleri
Bilgi sahibi olarak ifadesine başvurulan C ise beyanında, şüphelinin müştekiyi telefon ile aradığını, ortamın sessiz olması nedeniyle şüpheli ve müşteki arasında geçen konuşmayı duyduğunu ve şüphelinin müştekiye whatsapp eşleme işlemini yaptığını söylediğini duyduğunu beyan ettiği;
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde şüphelinin üzerine atılı haberleşmenin gizliliğini ihlal etme ve özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçunu Nisan ve Mayıs aylarında birden çok kez işlediği ve şüpheli hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmakla,
Delillerin takdiri ve değerlendirmesi mahkemenize ait olmak üzere, şüphelinin yargılamasının mahkemenizce yapılarak üzerine atılı suçların sübutu halinde; eylemlerine uyan sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi kamu adına TALEP VE İDDİA olunur.
A Kişisinin ifadesi şu şekildedir:
Ben olay tarihi itibarıyle X'de çalışıyordum. Müşteki yine aynı ilçede çalışan bir arkadaşımdı. Bizim hem müşteki hem de başka arkadaşlarımızda bulunan bir whatsapp grubumuz vardı. Burada müşteki ile yazışma yapardık. Ayrıca bizim whatsapp üzerinden müşteki ile grup üzerinden olmayan özel yazışmalarımızda olurdu. Sanıkda x ilçesinde memur olarak görev yapardı, bu yüzden onu da tanırdım. Bizim müşteki ile hem grup üzerinden hem de özel olarak yaptığımız konuşmalarda geçen bazı hususları sanık bir yerden duyduğunu söyleyerek tekrar bize bir kaç defa söylemişti. Biz de bunun üzerine şüpheye kapıldık, whatsapp hesabının hacklenip hacklenemeyeceğini bazı arkadaşlarımıza sorduk, onlar da hacklenebileceğini söylemişlerdi. Olaya ilişkin bildiklerim bundan ibarettir, dedi.
B kişisinin ifadesini bilmiyorum ama aşağı yukarı aynı şeyleri söylemiş olmalı. C kişisinin ifadesi ise iddianame içeriğindeki gibidir. 4. bir tanık D kişisi ise benim haklı olduğumu düşünmekte ve olaylara yakından tanıklık eden ve iddia makamının söylediklerini doğrulamayan bir savcılık ifadesi vermiş, mahkeme ifadesi için kendisine henüz tebligat ulaşmamıştır.
Bunun ile beraber mahkeme başka bir şehirde yaşamam sebebiyle talimat ile ifademi almak üzere bana da tebliğ çıkartmış ama henüz tarafıma ulaşmamıştır.
Bu veriler ışığında şikayetçi arkadaşımızın herhangi bir bilgisi, belgesi, özel bir durumu üçüncü kişiler tarafından duyulup dile getirilmiş değildir. Kendisine bunu sordum ve eğer böyle birisi var ise yüzleşmeye hazır olduğumu ifade ettim. Ancak böyle bir şey olmadığını kendi şüpheleri olduğunu söyledi. Bunları tarafıma aktardığında aslında benim orada bulunduğumu unuttuğu yada kasıtlı olarak unutmuş gibi yaparak konuyu bu aşamaya getirdiğini anlamaktayım. Çünkü kendisi bu vesile ile en azından 3-4 sene daha bu ilçeden tayin olamayacakken güvenlik altında olmadığını iddia ederek tayine gerekçe göstermiş ve tayin olmuştur. Diğer arkadaşların ifade ettiği başka yerden öğrenilmemesi mümkün olmayan bilgilerin ne olduğu açık değildir. Ancak bu küçük 1000 nüfuslu bir ilçe olması sebebiyle en ufak bir bilgi dahi anında dilden dile yayılmaktadır. Bizzat dairede yaşadığım bir olayı daha mesai bitmeden kahvede oturan gençlerden duyduğum çok kereler benzer durumlarla karşılaşıldığı alenidir.
Kendisi ele geçirildiği iddia ettiği bilgilerden ötürü herhangi bir zarar uğramamıştır. Bilgilerini çalma niyetinde olan birisinin kendisine aradan geçen 1 sene süre içerisinde bir zarar vermek yada fayda sağlamak için kullanılması gerektiği düşünülürse, bu bilgilerin tarafımdan sahip olunmadığı ortadadır. Aksi, günlük hayatın olağan akışına aykırıdır. Hali hazırda benim bir bilgisayar yada whatsappı hackleyecek bir bilgi yada birikimim bulunmaması da iddiaları dayanaksız hale getirmektedir.
Bu veriler ışığında yorum ve önerilerinizi bekliyorum. Kafama takılanlar:
1- Neden iddianame düzenlenmiş takipsizlik verilmemiştir?
2- Herhangi bir avukat tutma girişimim olmadı, suçsuz olduğumu düşünüyorum. Bu doğru bir karar mıdır? önerileriniz nedir?
3- Yalnızca tanık ifadesi ile böyle bir suç ile ceza verilemeyeceğine dair yargıtay kararları olduğunu duydum. Ama ulaşamadım. Emsal kararlar var ise paylaşabilir misiniz?
Saygılarımla