Ceza Genel Kurulu Hk. | Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret
Merhabalar,
Aşağıda detaylarını aktardığım olayla ilgili uzun süredir devam eden karmaşık bir süreç yaşıyorum. Geceleri uyku uyuyamaz ve başka bir işe konsantre olmayı dahi beceremez oldum. Yardımınız, yönlendirmeniz olursa minnettar olurum. İyi ya da kötü şahsımı neyin beklediğini bilmek istiyorum. Şimdiden teşekkür ve saygılarımı sunuyorum. Teknik terimlerin yanlış kullanımı söz konusuysa şimdiden affola.
2013 yılında 23 Nisan sebebiyle toplanmış bir kalabalığa hitaben kullandığım, “Tayyip Erdoğan bir açılış için buraya gelecekti ancak gelemedi, şaşırmadık. Çünkü hainler korkak olur.” ifadeleri sebebiyle kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret iddiasıyla bir kamu davası süreci başlatıldı.
Üzerime atılı suç hakkında görülen davaya yerel mahkeme beraat kararı verdi. Temyize taşındı ve oradan da beraat kararı çıktı. Cumhuriyet başsavcısının karara direnmesi üzerine konu Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşındı. Kurul, iki beraat kararına rağmen suç işlediğim kararına vardı ve dava yeniden kısa bir süre sonra yerel mahkemede görülecek. (İlk duruşmasına katılamadım.)
Usul açısından değerlendirilmesi nedir bilemem ama; kurul kararına iki kurul üyesinin katılamadığı, katılmama gerekçesinin belirtilmemesi ve kararın oy çokluğuyla alınması durumu da söz konusu.
İfadelerimde de müştekinin şahsına yönelik bir hakaret maksadıyla değil, mevcut siyasi faaliyetleri bakımından bir eleştiri yönelttiğimi belirttim. Olaydan bugüne kadar gelen süre zarfındaki hal ve tavırlarım, istem dışı oluşan bu mağduriyetten ötürü pişman olduğumu da yeni duruşmada yeniden belirteceğim. Ayrıca, davada ne kadar önem arz eder bilemem de ilgili ifade Hz. Muhammed’in bir konuşmasından aynen alıntıydı. :)
Kendimce yaptığım TCK ve CMK okumalarında ilgili suç nedeniyle ‘hüküm giymem durumunda’ para cezasına çevrilemeyeceği, erteleme olmayacağını ve alt sınırı 1 yıl olmak üzere infaz yaşanacağını görüyorum. Tabii ki sadece şahsi yorumum.
Emsal kararlar nasıl verilir ben bilemem ancak, kısa bir süre önce sonuçlanan ( https://tr.sputniknews.com/turkiye/2...e-vatan-haini/ ) şu davada da benzer bir ifade kullanıldığı, mahkemenin nitelenmiş haliyle “vatan haini” ifadesini hakaret olarak kabul etmediği görülmüştür. Benim davam ve bu kararın farklı değerlendirmelere ve kategorilere tabii olabileceğini biliyorum lakin “hain” her yerde aynı şekil ve anlamda kullanılmaz mı?
Sabırla okuyan değerli avukatlarıma sormak isterim, sizce nasıl bir süreç beni beklemektedir? Bu mesele için HAGB alma ihtimalim sizce nedir? Aleyhime neticelenirse tutuksuz yargılanmak ve itiraz gibi haklarım mevcut mudur? İnfaz erteleme söz konusu mudur?
*2015 yılında konuyla alakasız başka bir basit ihlal nedeniyle beş aylık bir cezamın HAGB’si mevcut. Bildiğim kadarıyla HAGB vermek için ‘suç’ tarihinden öncesi, bozmak için sonrası esas alınır.
Aşağıda detaylarını aktardığım olayla ilgili uzun süredir devam eden karmaşık bir süreç yaşıyorum. Geceleri uyku uyuyamaz ve başka bir işe konsantre olmayı dahi beceremez oldum. Yardımınız, yönlendirmeniz olursa minnettar olurum. İyi ya da kötü şahsımı neyin beklediğini bilmek istiyorum. Şimdiden teşekkür ve saygılarımı sunuyorum. Teknik terimlerin yanlış kullanımı söz konusuysa şimdiden affola.
2013 yılında 23 Nisan sebebiyle toplanmış bir kalabalığa hitaben kullandığım, “Tayyip Erdoğan bir açılış için buraya gelecekti ancak gelemedi, şaşırmadık. Çünkü hainler korkak olur.” ifadeleri sebebiyle kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret iddiasıyla bir kamu davası süreci başlatıldı.
Üzerime atılı suç hakkında görülen davaya yerel mahkeme beraat kararı verdi. Temyize taşındı ve oradan da beraat kararı çıktı. Cumhuriyet başsavcısının karara direnmesi üzerine konu Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşındı. Kurul, iki beraat kararına rağmen suç işlediğim kararına vardı ve dava yeniden kısa bir süre sonra yerel mahkemede görülecek. (İlk duruşmasına katılamadım.)
Usul açısından değerlendirilmesi nedir bilemem ama; kurul kararına iki kurul üyesinin katılamadığı, katılmama gerekçesinin belirtilmemesi ve kararın oy çokluğuyla alınması durumu da söz konusu.
İfadelerimde de müştekinin şahsına yönelik bir hakaret maksadıyla değil, mevcut siyasi faaliyetleri bakımından bir eleştiri yönelttiğimi belirttim. Olaydan bugüne kadar gelen süre zarfındaki hal ve tavırlarım, istem dışı oluşan bu mağduriyetten ötürü pişman olduğumu da yeni duruşmada yeniden belirteceğim. Ayrıca, davada ne kadar önem arz eder bilemem de ilgili ifade Hz. Muhammed’in bir konuşmasından aynen alıntıydı. :)
Kendimce yaptığım TCK ve CMK okumalarında ilgili suç nedeniyle ‘hüküm giymem durumunda’ para cezasına çevrilemeyeceği, erteleme olmayacağını ve alt sınırı 1 yıl olmak üzere infaz yaşanacağını görüyorum. Tabii ki sadece şahsi yorumum.
Emsal kararlar nasıl verilir ben bilemem ancak, kısa bir süre önce sonuçlanan ( https://tr.sputniknews.com/turkiye/2...e-vatan-haini/ ) şu davada da benzer bir ifade kullanıldığı, mahkemenin nitelenmiş haliyle “vatan haini” ifadesini hakaret olarak kabul etmediği görülmüştür. Benim davam ve bu kararın farklı değerlendirmelere ve kategorilere tabii olabileceğini biliyorum lakin “hain” her yerde aynı şekil ve anlamda kullanılmaz mı?
Sabırla okuyan değerli avukatlarıma sormak isterim, sizce nasıl bir süreç beni beklemektedir? Bu mesele için HAGB alma ihtimalim sizce nedir? Aleyhime neticelenirse tutuksuz yargılanmak ve itiraz gibi haklarım mevcut mudur? İnfaz erteleme söz konusu mudur?
*2015 yılında konuyla alakasız başka bir basit ihlal nedeniyle beş aylık bir cezamın HAGB’si mevcut. Bildiğim kadarıyla HAGB vermek için ‘suç’ tarihinden öncesi, bozmak için sonrası esas alınır.