çok sanıklı davada iddianamenin hukuksuzluğu
Merhabalar, öncelikle konu için üç ayrı avukattan ücreti karşılığı hukuki danışmanlık aldığımı, fakat soru işaretlerinin giderilmesi bir yana yenilerinin eklendiğini belirtmek isterim :) Bu nedenle hukuki bilgisi ya da belki başına benzer bir olay gelmiş olan başka kişilerden de basit anlamda görüş almak adına bir başlık açmak istedim.
Çok sanıklı ve müştekili bir davada örgüt yöneticisi olarak görülen farklı ildeki bir şahıs için freelance geliştirdiğim yazılım yüzünden TCK 220/7 kapsamında yargılanmaktayım. İşin doğrusu isnat edilen suçla hiçbir alakam yok, zaten savcılığın elinde bunu ispatlayacak bir delil de yok çünkü yazılım herhangi özel amaçlı hazırlanmış bir suç unsuru taşımıyor. Suçlama kuvvetli şüphe ilkesi üzerinden soruşturma aşamasında hazırlanan bilgi alma tutanağına dayanarak yapılmış durumda. Bu tutanak iddianameye şüpheli ifadesi olarak yansıtıldığı gibi, iki ayrı yerde de farklı şekillerde alenen değiştirilmek suretiyle beyanlarım çarpıtılmış, alakam olmayan bir eylemin icra etmişim gibi gösterilmesi üzerinden şüphe oluşturulmuş durumda.
Görüştüğüm son avukat diğerlerinin aksine duruşma falan beklememe gerek olmadığını, direkt gidip itiraz dilekçesi vermemiz gerektiğini söylüyor. İlgili CMK maddeleri ve Yargıtay ilamlarına göre bilgi alma tutanağı üzerinden kovuşturma yapılamayacağının kesin olduğunu, hakimin muhtemelen iddianameyi incelerken şüpheli ifadesi olarak anıldığı için gözden kaçırdığını ifade ediyor. İddianame kabul edilip dava açılalı 2 ay olmasına rağmen ilgili HMK maddesi kapsamında dosyanın ayrılmasını ve davanın kanunsuz olduğu için reddini talep edebileceğimizi belirtiyor. Hatta dava sonrası da HSK’ya bu savcıyı şikayet etmelisin, yapılan şey kabul edilebilir bir hata değil diyor.
Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok, fakat suç örgütüne yardım ve yataklık gibi bir iddiayla adımın lekelenmesi bir yana, yurtdışına çıkmak için mesleğimle ilgili önüme çok iyi fırsatlar gelmesine rağmen maalesef kaçmış görülmemek için elim kolum bağlı durumda kalıyorum. Bu yüzden bir an önce bu davadan kurtularak önümü görebilmek istiyorum. Merak ettiğim şey gerçekten avukat beyin bahsettiği gibi bir uygulama olup olmayacağı hususu, bu yönde bilgisi ya da düşüncesi olanlar paylaşabilirse sevinirim.
Not: Konunu FETÖ/PDY davalarıyla bir alakası yok :)
Çok sanıklı ve müştekili bir davada örgüt yöneticisi olarak görülen farklı ildeki bir şahıs için freelance geliştirdiğim yazılım yüzünden TCK 220/7 kapsamında yargılanmaktayım. İşin doğrusu isnat edilen suçla hiçbir alakam yok, zaten savcılığın elinde bunu ispatlayacak bir delil de yok çünkü yazılım herhangi özel amaçlı hazırlanmış bir suç unsuru taşımıyor. Suçlama kuvvetli şüphe ilkesi üzerinden soruşturma aşamasında hazırlanan bilgi alma tutanağına dayanarak yapılmış durumda. Bu tutanak iddianameye şüpheli ifadesi olarak yansıtıldığı gibi, iki ayrı yerde de farklı şekillerde alenen değiştirilmek suretiyle beyanlarım çarpıtılmış, alakam olmayan bir eylemin icra etmişim gibi gösterilmesi üzerinden şüphe oluşturulmuş durumda.
Görüştüğüm son avukat diğerlerinin aksine duruşma falan beklememe gerek olmadığını, direkt gidip itiraz dilekçesi vermemiz gerektiğini söylüyor. İlgili CMK maddeleri ve Yargıtay ilamlarına göre bilgi alma tutanağı üzerinden kovuşturma yapılamayacağının kesin olduğunu, hakimin muhtemelen iddianameyi incelerken şüpheli ifadesi olarak anıldığı için gözden kaçırdığını ifade ediyor. İddianame kabul edilip dava açılalı 2 ay olmasına rağmen ilgili HMK maddesi kapsamında dosyanın ayrılmasını ve davanın kanunsuz olduğu için reddini talep edebileceğimizi belirtiyor. Hatta dava sonrası da HSK’ya bu savcıyı şikayet etmelisin, yapılan şey kabul edilebilir bir hata değil diyor.
Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok, fakat suç örgütüne yardım ve yataklık gibi bir iddiayla adımın lekelenmesi bir yana, yurtdışına çıkmak için mesleğimle ilgili önüme çok iyi fırsatlar gelmesine rağmen maalesef kaçmış görülmemek için elim kolum bağlı durumda kalıyorum. Bu yüzden bir an önce bu davadan kurtularak önümü görebilmek istiyorum. Merak ettiğim şey gerçekten avukat beyin bahsettiği gibi bir uygulama olup olmayacağı hususu, bu yönde bilgisi ya da düşüncesi olanlar paylaşabilirse sevinirim.
Not: Konunu FETÖ/PDY davalarıyla bir alakası yok :)