25. Madde madde Arabulucu Süreci
Öncelikle selamlar...
Geçtiğimiz ay 27.12.2018 tarihinde, mesai saatimin bitimine 15 dakika kala, şahsıma iftira içerikli bir tutanak düzenlenmiştir.
Aynı birimde -Arge- çalıştığım iki kişinin iddaaları ile düzenlenmiş iftira tutanağına savunma yazmam istenildi.
Güya o gün iş yerinde "alkollüymüşüm"...
Koca gün çalışan ben, sayım öncesi fazlalık ham maddeleri el arabası yordamıyla üretime bırakan ben "alkollüymüşüm" ...
Komik, üç-beş tazminat vermemek adına, iddalar ile yola çıkarak bir insanı karalamaya çalışıyorlar.
Onuru ve gururu ile oynuyorlar.
Kendilerine dahi güvenemiyorlar ki; o gün isteseler beni en yakın sağlık merkezine götürüp kan değerlerime bakılabilirdi.
Ortada doktor raporu dahi bulunmamaktadır.
Tutanağın verilmesinden tutun, izlenilen prosedürlerin hepsi komik..
Şu an yaşadığım süreçte...
Devam ediyorum efendim...
Yılbaşı dönüşü savunmamı insan kaynakları yöneticisine takdim ettikten sonra, kendisiyle 10 dakika kadar
toplantı odasında konuştuk.
Bu iftiraları haksız bulduğumu, kişilerin lafıyla hareket edip beni "zan" altında bıraktıklarını bir de sözlü olarak ifade ettim.
Lakin insan kaynakları yöneticisi; Benim artık o birimde çalışamayacağımı, alacaklarımdan vazgeçip istifa edebileceğimi ve istifa etmediğim takdirde sonuçlarına katlanacağımı üstü kapalı bir şekilde belirtti.
-Ki daha sonra ki mesajlarında da üstü kapalı tehdidini tekrarladı- (İspat niteliğinde)
Bende haklarımdan vazgeçmemin mümkün olmadığını kendisine izah ettim.
İstifa ettiğim takdirde, düzenleme ile işsizlik alabileceğimi söyledi ve "işsizlik maaşını" nimet olarak sundu.
Bu konuşmadan sonra doktora çıktım, boyun fıtığı başlangıcı tanısıyla istirahat aldım.
Mr ve film sonuçları mevcuttur. - Malum ekonomik kriz, doların yükselmesi, olur da işimi kaybederim korkusuyla daha evvel izin dahi alamıyorduk-
İstirahat sürem bitince, iş yerime gittim. Güvenlik arkadaşlar kapıda beklemem gerektiğini, insan kaynaklarının beni çağıracağını söylediler.
1 saate yakın güvenlik kulubesinde bekledim ve nihayet haşmetli(!) ik yöneticimiz
tarafından içeri alındım. Sözlü olarak, tuttukları tutanakla 25. maddeden çıkarıldığımı, savunmamın kabul görmediğini söyledi.
Kendisinden bu beyanın bir fotokopisini istedim lakin "veremeyiz" yanıtını aldım.
Çıkarken ise benden iş kartımı aldı, eve geldiğimde konuyu hanımla istişare ettim.
Kartımı vermemem gerektiğini, işi devamsızlığa sokabileceğini öğrendim.
Her türlü samimiyetsizliğe önlem teşkil etmesi amacıyla noterden ihtar çekip durumu anlattım.
Tabi bu süre zarfında en fazla yıpranan kişi yeni evli sayıldığım eşimdi.
Kafa karışıklıkları eşliğinde hafta sonu ik yöneticisi ile telefonda dostça mesajlaştık.
Güya cumartesi, pazar tarafsız bir cafe'de buluşacaktık.
Ama ne olduysa sürekli bir bahane uydurdu.
Pazartesi günü şirkete gelmemi istedi, ki şirkette psikolojik baskı altına alabileceklerini çok çok iyi biliyorlar.
Bende iş yerine gitmek yerine, avukata gittim.
Artık muhatabım ik yöneticisi değildi...
Bir gün sonra ik yöneticisi o başta bahsettiğim meşhur mesajını yolladı...
"Şirkete gelmedin, istemediğin şekilde çıkışını yapacağım, işsizlikte alamayacaksın."
Hayhay... İkinci mesaj, ihtarname ellerine ulaşmış. "Bundan sonra avukat bey ile konuş."
Hayhay...
10.01.2019 günü sözlü olarak beni çıkarttığını söyleyen, kartımı alan ik yöneticisinden 18.01.2018 Cuma günü "Bugün çıkışını yapmam gerekiyor." şeklinde mesaj...
Mesajların hepsi saklı, yapılan uygulama başından sonuna kadar rencide edici.
Kamu Yönetimi mezunu, geçmiş iş deneyiminde "Sendika Teşkilat Uzmanı" olarak görev yapmış, işe "alkollü" gidilmesi halinde hangi yaptırımlara maruz kalacağımı bilen bireyim.
Siz değerli hocalarıma nacizane sorum şudur: Bu süreçte nasıl bir yol izlemeliyim?
Saygılar.
Geçtiğimiz ay 27.12.2018 tarihinde, mesai saatimin bitimine 15 dakika kala, şahsıma iftira içerikli bir tutanak düzenlenmiştir.
Aynı birimde -Arge- çalıştığım iki kişinin iddaaları ile düzenlenmiş iftira tutanağına savunma yazmam istenildi.
Güya o gün iş yerinde "alkollüymüşüm"...
Koca gün çalışan ben, sayım öncesi fazlalık ham maddeleri el arabası yordamıyla üretime bırakan ben "alkollüymüşüm" ...
Komik, üç-beş tazminat vermemek adına, iddalar ile yola çıkarak bir insanı karalamaya çalışıyorlar.
Onuru ve gururu ile oynuyorlar.
Kendilerine dahi güvenemiyorlar ki; o gün isteseler beni en yakın sağlık merkezine götürüp kan değerlerime bakılabilirdi.
Ortada doktor raporu dahi bulunmamaktadır.
Tutanağın verilmesinden tutun, izlenilen prosedürlerin hepsi komik..
Şu an yaşadığım süreçte...
Devam ediyorum efendim...
Yılbaşı dönüşü savunmamı insan kaynakları yöneticisine takdim ettikten sonra, kendisiyle 10 dakika kadar
toplantı odasında konuştuk.
Bu iftiraları haksız bulduğumu, kişilerin lafıyla hareket edip beni "zan" altında bıraktıklarını bir de sözlü olarak ifade ettim.
Lakin insan kaynakları yöneticisi; Benim artık o birimde çalışamayacağımı, alacaklarımdan vazgeçip istifa edebileceğimi ve istifa etmediğim takdirde sonuçlarına katlanacağımı üstü kapalı bir şekilde belirtti.
-Ki daha sonra ki mesajlarında da üstü kapalı tehdidini tekrarladı- (İspat niteliğinde)
Bende haklarımdan vazgeçmemin mümkün olmadığını kendisine izah ettim.
İstifa ettiğim takdirde, düzenleme ile işsizlik alabileceğimi söyledi ve "işsizlik maaşını" nimet olarak sundu.
Bu konuşmadan sonra doktora çıktım, boyun fıtığı başlangıcı tanısıyla istirahat aldım.
Mr ve film sonuçları mevcuttur. - Malum ekonomik kriz, doların yükselmesi, olur da işimi kaybederim korkusuyla daha evvel izin dahi alamıyorduk-
İstirahat sürem bitince, iş yerime gittim. Güvenlik arkadaşlar kapıda beklemem gerektiğini, insan kaynaklarının beni çağıracağını söylediler.
1 saate yakın güvenlik kulubesinde bekledim ve nihayet haşmetli(!) ik yöneticimiz
tarafından içeri alındım. Sözlü olarak, tuttukları tutanakla 25. maddeden çıkarıldığımı, savunmamın kabul görmediğini söyledi.
Kendisinden bu beyanın bir fotokopisini istedim lakin "veremeyiz" yanıtını aldım.
Çıkarken ise benden iş kartımı aldı, eve geldiğimde konuyu hanımla istişare ettim.
Kartımı vermemem gerektiğini, işi devamsızlığa sokabileceğini öğrendim.
Her türlü samimiyetsizliğe önlem teşkil etmesi amacıyla noterden ihtar çekip durumu anlattım.
Tabi bu süre zarfında en fazla yıpranan kişi yeni evli sayıldığım eşimdi.
Kafa karışıklıkları eşliğinde hafta sonu ik yöneticisi ile telefonda dostça mesajlaştık.
Güya cumartesi, pazar tarafsız bir cafe'de buluşacaktık.
Ama ne olduysa sürekli bir bahane uydurdu.
Pazartesi günü şirkete gelmemi istedi, ki şirkette psikolojik baskı altına alabileceklerini çok çok iyi biliyorlar.
Bende iş yerine gitmek yerine, avukata gittim.
Artık muhatabım ik yöneticisi değildi...
Bir gün sonra ik yöneticisi o başta bahsettiğim meşhur mesajını yolladı...
"Şirkete gelmedin, istemediğin şekilde çıkışını yapacağım, işsizlikte alamayacaksın."
Hayhay... İkinci mesaj, ihtarname ellerine ulaşmış. "Bundan sonra avukat bey ile konuş."
Hayhay...
10.01.2019 günü sözlü olarak beni çıkarttığını söyleyen, kartımı alan ik yöneticisinden 18.01.2018 Cuma günü "Bugün çıkışını yapmam gerekiyor." şeklinde mesaj...
Mesajların hepsi saklı, yapılan uygulama başından sonuna kadar rencide edici.
Kamu Yönetimi mezunu, geçmiş iş deneyiminde "Sendika Teşkilat Uzmanı" olarak görev yapmış, işe "alkollü" gidilmesi halinde hangi yaptırımlara maruz kalacağımı bilen bireyim.
Siz değerli hocalarıma nacizane sorum şudur: Bu süreçte nasıl bir yol izlemeliyim?
Saygılar.