İşsizlik Ödeneğinin Geri İstenmesi - Prim İptali Gerekçesiyle
Merhabalar.
Bir işten ayrıldığımda işsizlik ödeneği almıştım. Tüm ödemeler bittikten epeyce bir zaman sonra İŞKUR'dan fazla ödeme yapıldığı ve bu fazla ödemenin 15 gün içinde işlemiş faiziyle birlikte geri ödenmesi şeklinde bir yazı geldi. Hesaplamada bir yanlışlık mı var diye tekrar kontrol ettik; hesaplama doğru. İnternetten aldığım işsizlik ödeneğine baktığımda kayıtlarda mükerrer ödemeler görünüyordu. "Tamam kayıtlarda bir yanlışlık olmuş, düzeltirler" diye İŞKUR'a gittim ve bana "Sizin daha eskiden çalıştığınız bir işyerindeki primlerini iptal edilmiş, bu nedenle yapılan ödemelerin bir kısmı fazla görünmeye başlamış, biz de ne yazacağımızı bilemediğimiz için mükerrer kayıt girdik" dedi. Ardından "SGK denetmenleri fiilen çalışmadığınız halde kendinizi sigortalı gösterdiğiniz için 37 aylık priminiz iptal edilmiş" dedi. Ben de o borca itiraz yazısını ekinde çalışma dönemini ispat eden belgelerle [İşverene noterden çektiğim (Teslim belgeli) ihtar, mahkeme kararı (Polis tutanaklarıyla birlikte, işyerinde yaşanan bir olayla alakalı, ifademin bulunduğu), Evkur sözleşmesi (İşyerinde çalıştığım SGK kayıtlarından ve işyerinden kontrol edildi), bir eğitim kurumu sözleşmesi (İşyeri adresinde yapıldı), 2012 fuar yaka kartı, 2014 fuar yaka kartı, aynı fuarda 2010 yılında firmanın ve yetkilisinin isminin geçtiği internet ortamında yayınlanmış fuar katılım listesi, aynı fuarda 2014 yılında firmanın ve yetkilisinin isminin geçtiği internet ortamında yayınlanmış fuar katılım listesi, 56 kişilik şahit listesi (Çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler, başkaca şahiter), Firma ve firma sahibiyle alakalı bildiğim özel ve genel bilgilerin ifadesi, internette ve sosyal medyada firmaya ait bilgilerin yayınlandığı yerlerin listesi, fotoğraflar, firma adına firma sahibi tarafından yayınlanmış iş ilanı, Ticaret Sicil Gazetesi İlanı, firma ve firma sahibi ile aramızdaki e-postalar, tüm katların krokileri (Müşterilerin görmediği yerler dahil, ve ayrıca sürekli kilitli tutulan, kimsenin giremediği server odasının da krokisi), firmada hazırlanmış fiyat teklifi ve fatura fotoğrafları] birlikte İŞKUR'a verdim ve "SGK'dan size gönderilen yazıya cevap olarak gönderin" dedim. İtirazı kabul etmeyip icraya verdiler. İcraya itiraz ettim, mahkemeye verdiler. Aynı belgeleri mahkeme dosyasına koydum. Hakim bilirkişinin incelemesi gerektiğini söyledi ve davacı bilirkişi ücretini ödedi. Bilirkişi fiilen çalışmam olduğuna kanaat getirdi. 3 celse ve 1 yıl boyunca davacı dosyaya çalışmadığıma dair hiç bir delili getirmedi. Sadece yazılar verdi ben de karşı cevaplar verdim. 3. duruşmada hakim varsa tutulan belgeler ve suç duyurusu ve sonucu ile ilgili belgeleri 2 haftalık kesin süre içerisinde getirilmesine ve kesin süre içerisinde getirilmediği taktirde olmadığı kabul edilip mevcut delillere göre karar verileceğine hükmetti. 16 gün sonrasına duruşma verdi. Suç duyurusu ve sonucu olmadığından getirmediler fakat tek taraflı tuttukları ve içinde benim ifadem olmayan belgeleri getirdiler. Belgeler UYAP'ta dosyaya 1 gün geç girmiş görünüyor (Kayıtlar geç girilmiş olabilir). SGK'nın belge ve tutanaklarında "Kurum kaytıları incelendiğinde firmanın sahte olmadığı anlaşılmıştır" yazıyor. Yine aynı belge ve tutanaklarda, kendi aldıkları ifadelerde 2 ayrı kişinin benim firmada çalıştığımı bildikleri yazıyor. Aycıca başka bir kişinin ifadesinde "Çalışmadığından emin olduğum isimler" şeklindeki listede ismim geçmiyor.
Geçen zaman içinde bu evrakları ve SGK kayıtlarındaki yanlışların düzeltilmesiyle alakalı yazıların olduğu dosyayı İŞKUR'a elden, İŞKUR üzerinden SGK'ya, SGK denetmenine elden ve SGK'ya BİMER üzerinden gönderdim. Bir düzeltme yapmadılar. Kanıtları da kabul etmeyeceklerini söylediler. Daha sonra fiilen çalıştığımı ispatlar nitelikte bilirkişi raporunu da SGK denetmenine verdim. Bana cevabı "Mahkemenin belirlediği bilirkişinin raporu bizi ilgilendirmez. Bizim tuttuğumuz raporlar önemli" dedi.
4. ve son celsedeki duruşma zaptı:
Belirli gün ve saatte celse açıldı.
Davacı/Vekili Av. ........................, Davalı asil geldi. Açık yargılamaya devam olundu.
Davacı vekili. SGK Başkanlığı nezdinde yürütülen soruşturmada davalının çalıştığını bildirdiği Güven İş Etiketle ilgili sigorta priminin karşılanmadığı, söz konusu dönemde gerçek işveren vasfına haiz olmayan Bahattin Çiftçi işveren olarak gösterilerek primlerin ödendiği ve Bahattin Çiftçi adına bir iş yerinin bulunmadığının anlaşılması üzerine söz konusu primlerinin sahte iş yeri esas alınarak ödendiğinin tespiti üzerine iş kurumuna durum bildirilmiş olup iş kurumuda ödenen primlerin sahte iş yeri ile ilgili olduğunun saptanması nedeniyle ödediği işsizlik ödeneğinin iadesi talebinde bulunmuştur. Söz konusu belgeler dosyaya sunulmaktadır.toplanan delillere göre talebimiz gibi karar verilmesini isteriz dedi.
Davalı. Benim çalıştığım güven iş etiket rek. Mat. Yay. Baskı sis. Ltd. Şti' ne ait iş yeri ile ilgili primlerin farklı iş yeri adına yatırıldığını ben bilmiyordum. Bu davanın açılmasından önce öğrenerek düzeltme için başvuru da bulunmuştum. Ancak çalıştığım şirket adına ödenmeyen primlerle ilgili sahte iş yeri adına ödeme yapıldığından bahisle tarafıma yapılan işsizlik ödeneğinin istenmesini kabul etmiyorum. Ben söz konusu dönemde çalışmamın varlığı kabul edilerek itirazım doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini isterim dedi.
Hazır olan taraflar / HMK 186. Maddesi gereğince sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir duruşma günü talep etmiyoruz, mevcut beyanlarımıza göre karar verilmesini isteriz dediler.
Beyanları okunarak imzaları alındı.
DAVACI VEKİLİ DAVALI
Dosya incelendi araştırılacak başkaca bir husus kalmadığından açık duruşmaya son verildi.
G/D: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
Davacının talebini içeren davanın KABULÜ ile,
Ankara 11.İcra Müdürlüğünün 2017/22821 esas sayılı takip dosyası ile yürütülen takibe karşı davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Takibe ve davaya konu alacağın yargılamayı gerektirir nitelikte olması nedeniyle yerinde görülmeyen icra inkar tazminatı isteminin reddine,
Alınması gerekli harç, yargılama giderleri ve hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili ayrıntıların gerekçeli kararda belirtilmesine,
Davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı yapılan açık yargılama sonunda kararın miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2018 12:54:15
Şimdi Hukuk ve Adalet kavramlarının farklı olduğunu biliyorum. Adalet yerini bulmamıştır. 1) Hiç bir suçum yokken İŞKUR'a borçlandım. 2) SGK'ya (Tedavi giderleri) borçlandım. 3) 37 aylık sigortam silindi. 4) Ayrıca (Henüz başlatılmadığını sanıyorum) "Resmi evrakta sahtecilik"ten yargılanacağımı biliyorum. Hukuk eldeki verilere göre doğru karar vermiştir ona bir diyeceğim yok. Ama adil olmadığı kesindir.
Çok uzun oldu ama kusura bakmayın. Dosyanın kendisi belki 100 sayfa vardır.
Bir öneriniz var mı?
Bir işten ayrıldığımda işsizlik ödeneği almıştım. Tüm ödemeler bittikten epeyce bir zaman sonra İŞKUR'dan fazla ödeme yapıldığı ve bu fazla ödemenin 15 gün içinde işlemiş faiziyle birlikte geri ödenmesi şeklinde bir yazı geldi. Hesaplamada bir yanlışlık mı var diye tekrar kontrol ettik; hesaplama doğru. İnternetten aldığım işsizlik ödeneğine baktığımda kayıtlarda mükerrer ödemeler görünüyordu. "Tamam kayıtlarda bir yanlışlık olmuş, düzeltirler" diye İŞKUR'a gittim ve bana "Sizin daha eskiden çalıştığınız bir işyerindeki primlerini iptal edilmiş, bu nedenle yapılan ödemelerin bir kısmı fazla görünmeye başlamış, biz de ne yazacağımızı bilemediğimiz için mükerrer kayıt girdik" dedi. Ardından "SGK denetmenleri fiilen çalışmadığınız halde kendinizi sigortalı gösterdiğiniz için 37 aylık priminiz iptal edilmiş" dedi. Ben de o borca itiraz yazısını ekinde çalışma dönemini ispat eden belgelerle [İşverene noterden çektiğim (Teslim belgeli) ihtar, mahkeme kararı (Polis tutanaklarıyla birlikte, işyerinde yaşanan bir olayla alakalı, ifademin bulunduğu), Evkur sözleşmesi (İşyerinde çalıştığım SGK kayıtlarından ve işyerinden kontrol edildi), bir eğitim kurumu sözleşmesi (İşyeri adresinde yapıldı), 2012 fuar yaka kartı, 2014 fuar yaka kartı, aynı fuarda 2010 yılında firmanın ve yetkilisinin isminin geçtiği internet ortamında yayınlanmış fuar katılım listesi, aynı fuarda 2014 yılında firmanın ve yetkilisinin isminin geçtiği internet ortamında yayınlanmış fuar katılım listesi, 56 kişilik şahit listesi (Çalışanlar, tedarikçiler, müşteriler, başkaca şahiter), Firma ve firma sahibiyle alakalı bildiğim özel ve genel bilgilerin ifadesi, internette ve sosyal medyada firmaya ait bilgilerin yayınlandığı yerlerin listesi, fotoğraflar, firma adına firma sahibi tarafından yayınlanmış iş ilanı, Ticaret Sicil Gazetesi İlanı, firma ve firma sahibi ile aramızdaki e-postalar, tüm katların krokileri (Müşterilerin görmediği yerler dahil, ve ayrıca sürekli kilitli tutulan, kimsenin giremediği server odasının da krokisi), firmada hazırlanmış fiyat teklifi ve fatura fotoğrafları] birlikte İŞKUR'a verdim ve "SGK'dan size gönderilen yazıya cevap olarak gönderin" dedim. İtirazı kabul etmeyip icraya verdiler. İcraya itiraz ettim, mahkemeye verdiler. Aynı belgeleri mahkeme dosyasına koydum. Hakim bilirkişinin incelemesi gerektiğini söyledi ve davacı bilirkişi ücretini ödedi. Bilirkişi fiilen çalışmam olduğuna kanaat getirdi. 3 celse ve 1 yıl boyunca davacı dosyaya çalışmadığıma dair hiç bir delili getirmedi. Sadece yazılar verdi ben de karşı cevaplar verdim. 3. duruşmada hakim varsa tutulan belgeler ve suç duyurusu ve sonucu ile ilgili belgeleri 2 haftalık kesin süre içerisinde getirilmesine ve kesin süre içerisinde getirilmediği taktirde olmadığı kabul edilip mevcut delillere göre karar verileceğine hükmetti. 16 gün sonrasına duruşma verdi. Suç duyurusu ve sonucu olmadığından getirmediler fakat tek taraflı tuttukları ve içinde benim ifadem olmayan belgeleri getirdiler. Belgeler UYAP'ta dosyaya 1 gün geç girmiş görünüyor (Kayıtlar geç girilmiş olabilir). SGK'nın belge ve tutanaklarında "Kurum kaytıları incelendiğinde firmanın sahte olmadığı anlaşılmıştır" yazıyor. Yine aynı belge ve tutanaklarda, kendi aldıkları ifadelerde 2 ayrı kişinin benim firmada çalıştığımı bildikleri yazıyor. Aycıca başka bir kişinin ifadesinde "Çalışmadığından emin olduğum isimler" şeklindeki listede ismim geçmiyor.
Geçen zaman içinde bu evrakları ve SGK kayıtlarındaki yanlışların düzeltilmesiyle alakalı yazıların olduğu dosyayı İŞKUR'a elden, İŞKUR üzerinden SGK'ya, SGK denetmenine elden ve SGK'ya BİMER üzerinden gönderdim. Bir düzeltme yapmadılar. Kanıtları da kabul etmeyeceklerini söylediler. Daha sonra fiilen çalıştığımı ispatlar nitelikte bilirkişi raporunu da SGK denetmenine verdim. Bana cevabı "Mahkemenin belirlediği bilirkişinin raporu bizi ilgilendirmez. Bizim tuttuğumuz raporlar önemli" dedi.
4. ve son celsedeki duruşma zaptı:
Belirli gün ve saatte celse açıldı.
Davacı/Vekili Av. ........................, Davalı asil geldi. Açık yargılamaya devam olundu.
Davacı vekili. SGK Başkanlığı nezdinde yürütülen soruşturmada davalının çalıştığını bildirdiği Güven İş Etiketle ilgili sigorta priminin karşılanmadığı, söz konusu dönemde gerçek işveren vasfına haiz olmayan Bahattin Çiftçi işveren olarak gösterilerek primlerin ödendiği ve Bahattin Çiftçi adına bir iş yerinin bulunmadığının anlaşılması üzerine söz konusu primlerinin sahte iş yeri esas alınarak ödendiğinin tespiti üzerine iş kurumuna durum bildirilmiş olup iş kurumuda ödenen primlerin sahte iş yeri ile ilgili olduğunun saptanması nedeniyle ödediği işsizlik ödeneğinin iadesi talebinde bulunmuştur. Söz konusu belgeler dosyaya sunulmaktadır.toplanan delillere göre talebimiz gibi karar verilmesini isteriz dedi.
Davalı. Benim çalıştığım güven iş etiket rek. Mat. Yay. Baskı sis. Ltd. Şti' ne ait iş yeri ile ilgili primlerin farklı iş yeri adına yatırıldığını ben bilmiyordum. Bu davanın açılmasından önce öğrenerek düzeltme için başvuru da bulunmuştum. Ancak çalıştığım şirket adına ödenmeyen primlerle ilgili sahte iş yeri adına ödeme yapıldığından bahisle tarafıma yapılan işsizlik ödeneğinin istenmesini kabul etmiyorum. Ben söz konusu dönemde çalışmamın varlığı kabul edilerek itirazım doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini isterim dedi.
Hazır olan taraflar / HMK 186. Maddesi gereğince sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir duruşma günü talep etmiyoruz, mevcut beyanlarımıza göre karar verilmesini isteriz dediler.
Beyanları okunarak imzaları alındı.
DAVACI VEKİLİ DAVALI
Dosya incelendi araştırılacak başkaca bir husus kalmadığından açık duruşmaya son verildi.
G/D: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
Davacının talebini içeren davanın KABULÜ ile,
Ankara 11.İcra Müdürlüğünün 2017/22821 esas sayılı takip dosyası ile yürütülen takibe karşı davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Takibe ve davaya konu alacağın yargılamayı gerektirir nitelikte olması nedeniyle yerinde görülmeyen icra inkar tazminatı isteminin reddine,
Alınması gerekli harç, yargılama giderleri ve hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili ayrıntıların gerekçeli kararda belirtilmesine,
Davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı yapılan açık yargılama sonunda kararın miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2018 12:54:15
Şimdi Hukuk ve Adalet kavramlarının farklı olduğunu biliyorum. Adalet yerini bulmamıştır. 1) Hiç bir suçum yokken İŞKUR'a borçlandım. 2) SGK'ya (Tedavi giderleri) borçlandım. 3) 37 aylık sigortam silindi. 4) Ayrıca (Henüz başlatılmadığını sanıyorum) "Resmi evrakta sahtecilik"ten yargılanacağımı biliyorum. Hukuk eldeki verilere göre doğru karar vermiştir ona bir diyeceğim yok. Ama adil olmadığı kesindir.
Çok uzun oldu ama kusura bakmayın. Dosyanın kendisi belki 100 sayfa vardır.
Bir öneriniz var mı?